BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, iş dünyasının önünde en az hasarla atlatılması gereken kritik bir süreç olduğunu söyledi. Küresel ekonomideki zorlu ve belirsiz ortamın bu süreci uzattığını söyleyen Burkay, “Geçmişte krizlerle, bu tip dönemlerle çok mücadele ettik ancak pandemi sonrası ciddi anlamda uzayan bu dönem, girişimcileri ve firmaları çok yordu” dedi.
Burkay, Ankara’yı kırmadan, ekonomi yönetiminin şimşeklerini üzerine çekmeden, yaşanan olumsuz havayı dağıtarak ilerleyen bir profil çiziyor.
‘Kol kırılıyor yen içinde kalıyor...’
Fuarlar düzenleniyor, çeşitli başlıklarda zirveler yapılıyor, raporlar bakanlara ulaşıyor, alım heyetleri getiriliyor, 1700 tapu alınarak 4 yıl içinde TEKNOSAB hayata geçiriliyor, belediye başkanlarıyla ve akademik odalarla görüşülüyor, BTSO bünyesindeki konseylerle biraraya geliniyor, gençlerin fikirlerini hayata geçirmelerini sağlayacak ‘Şehir Fonu’ için uzmanlarla toplantılar yapılıyor ve Burkay durmadan moral veriyor.
Şu anda bile 100 Meclis üyesi ve eşleriyle birlikte Mardin’de hem dinleniyor hem de yöredeki girişimcilerle biraraya gelerek ‘geleceği’ konuşuyor olmalı.
***
BTSO Başkanı Burkay, 2008 sonrası teklemeye başlayan ekonomik yapının içinden Bursa’yı daha da büyütecek projelerin peşinde koşuyor. Bursa Teknoloji Organize Sanayi Bölgesi (TEKNOSAB) için anlatılan ile ortaya çıkan arasında tam bir korelasyon kuramasam bile ‘Hücre teknolojisi’ için girişimde bulunmasını olumlu buluyorum. Bakarsınız bugünden 25 yıl sonra ‘yakıt olarak hidrojen kullanan otomobil, uçan otonom dronemobil, karanlık fabrikalar, deniz suyundan elde edilmiş içme ve proses suyu, yararlı böcek üretim tesisi, Uludağ’a çıkışı (bedava) sağlayacak dişli tren, ağırlıklı olarak Çin mallarının istiflendiği ‘Lojistik Köy’, tüm altyapısını BTSO’nun yaptığı ve 200 bin kişinin yaşadığı TEKNOSAB yakınlarındaki ‘İŞKENT’, sürekli konuşulan ve bakanlık tarafından plan notları düşülen ‘Kapanca Limanı’,Ayazma ve Eğerce villaları, bilmem kaçıncı konsülün toplandığı ‘Kültürlerarası İznik Merkezi’, Yaren leyleğin torunlarına takılan çipler, Filistin, Afgan ve Suriye köyleri, Marmara Denizi’nde şimdilik 3’e düşen balık çeşitlerinin 15-20’ye çıkarılması (52 çeşit balık vardı), yeni meyve ve sebze çeşitlerinin boy verdiği Karacabey ve Yenişehir Ovaları, Uludağ’da kumar merkezi, Misi’de şarap üretim tesisleri (hepsi kapandı...), Milli Savunma Üniversitesi Bursa kampusü (Burkay, BTSO Üniversitesi olarak düşünebilir), hisseden-tepki veren robot teknolojisinde bir üst versiyon, Gemlik Gıda OSB’de dünyaya sunulan yenilikçi ürünler, sayıları 27’ye yükselen OSB’lerde çalışan az sayıdaki işçi için bedava konutlar, NOSAB’ın ve 1. OSB’nin yerinde modern yaşama uygun konut ve sosyal donatılar, Cavit Çağlar ve ÇEK Üniversiteleri, süper ligde ikinci hatta üçüncü kez şampiyon olmuş bir Bursaspor... Dünya Kayak ve Atlama Yarışmaları...
BTSO’nun her yenilik için hazırda tuttuğu 10-15 milyar dolar olduğunu hayal edin... İşte o zaman ‘Bursa büyüdü Türkiye de büyüdü’ diyebilecek herkes.
***
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek sonrası alınan karar ve tedbirler nedeniyle ekonomik aktörlerin sahneden çekilmeye başlaması, iflas veya konkordato ilan eden şirket sayısındaki aritmetik artış, düşük kur-yüksek faiz uygulanması pek hayra alamet değil... Tekstilciler Mısır’a, Fas’a veya Bangladeş’e doğru yol aldığına göre Bursa kabuk değiştiriyor demektir. ‘Her fakir ülkenin ilk yöneldiği sanayi alanı tekstil olduğuna göre ‘zenginleşmeye başladık’ da diyebiliriz ama kazın ayağı öyle değil. Çin ve Hindistan gibi devasa üretim ülkeleri artık pazarı domine etmeye başladı. Hatta iki gün önce Bursa’ya ‘Atık ve enerji’ fabrikası kurmak isteyen Çinli bir grup geldi. Kentin atıklarından gübre üretecekler ve kalanlardan da yakarak elektrik elde edecekler. Bu fabrika 3-5 yılda kendini amorti eder. Bu teklif kabul edilirse Bursa sanayicisi yaşadı demektir. Çinliler tüm teknolojiyi kendi ülkelerinden getirerek tesis kurmaya başladığında biz başka alanlara mesela ‘savunma sanayine’ yönelebiliriz. Ev tekstili ve çocuk giyimde de belli bir süre yol alabiliriz. Bu arada TEMU uygulamasını incelemenizi isterim. 175 TL’ye ayakkabı, 150 TL’ye kışlık giyecekler, çok ama çok ucuza binlerce ürün pazarlıyorlar. Evinize kadar gelen bu ürünleri kaç liraya mal ettikleri, kaç lira gümrük ödendiği, hangi ülkede üretildiği gibi sorular anlamsız. Sonuç odaklı çalıştıkları gün gibi ortada. Bursa’nın bu konuda araştırmaya ihtiyacı var.
***
Dünya körük sektöründe ilk 3 içinde gösterilen Şahap Aktaş’tan dinlemek gerek olan bitenleri. NOSAB Başkanı Erol Gülmez’den almak gerek son bilgileri. İnoksan’ın marka haline gelirken atlattığı vartaları anlatmalı Vehbi Varlık.Oya Coşkunöz neden üretimde değişikliğe gittiklerini raporlamalı sanayiciye. Hemen her ürün için gereken ‘kalite belgelerinin neden TSE yerine yabancı kuruluşlardan alındığını’ öğrenmeliyiz. ABD’nin Türkiye’ye neden F-16 ya da F-35 vermediğini, son teknolojiyi yakalayan Türk savunma sanayinin neden ABD gibi trilyonluk satışlar yapamadığını tartışmalıyız artık.
***
Daha önce bir bilemedin iki yılda atlatılan krizler yaşandı ama son dönem gerçekten çok ama çok uzadı. Düşük kur-yüksek faiz politikası, iş insanları başta olmak üzere ülkede hemen herkesi yedi bitirdi.
42 milyon kişinin 100 milyar dolar kredi borcu var ve 24 milyon kişi icralık!
Ödenemeyen krediler nedeniyle hemen her şey satılık. Bazı Arap ülkelerinde konut reklamlarımız dönüyor. ‘Ev alana vatandaşlık’ ballandıra ballandıra anlatılıyor.
BTSO’nun danışmanlarından Dr. Can Fuat Gürlesel’in de söylediği gibi “Türkiye’nin uyguladığı ekonomik program, reel sektörün dayanma gücüne bağlı olarak devam edecek ve bence bir yerden sonra feryatlar arşa çıktığında ortada sadece ve sadece çok büyükler kalacak. Böylece kapitalizm tüm kurumlarıyla yerleşecek memlekete.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Can TOPAKTAŞ
“Uzayan kriz dönemi hepimizi çok yordu”
BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, iş dünyasının önünde en az hasarla atlatılması gereken kritik bir süreç olduğunu söyledi. Küresel ekonomideki zorlu ve belirsiz ortamın bu süreci uzattığını söyleyen Burkay, “Geçmişte krizlerle, bu tip dönemlerle çok mücadele ettik ancak pandemi sonrası ciddi anlamda uzayan bu dönem, girişimcileri ve firmaları çok yordu” dedi.
Burkay, Ankara’yı kırmadan, ekonomi yönetiminin şimşeklerini üzerine çekmeden, yaşanan olumsuz havayı dağıtarak ilerleyen bir profil çiziyor.
‘Kol kırılıyor yen içinde kalıyor...’
Fuarlar düzenleniyor, çeşitli başlıklarda zirveler yapılıyor, raporlar bakanlara ulaşıyor, alım heyetleri getiriliyor, 1700 tapu alınarak 4 yıl içinde TEKNOSAB hayata geçiriliyor, belediye başkanlarıyla ve akademik odalarla görüşülüyor, BTSO bünyesindeki konseylerle biraraya geliniyor, gençlerin fikirlerini hayata geçirmelerini sağlayacak ‘Şehir Fonu’ için uzmanlarla toplantılar yapılıyor ve Burkay durmadan moral veriyor.
Şu anda bile 100 Meclis üyesi ve eşleriyle birlikte Mardin’de hem dinleniyor hem de yöredeki girişimcilerle biraraya gelerek ‘geleceği’ konuşuyor olmalı.
***
BTSO Başkanı Burkay, 2008 sonrası teklemeye başlayan ekonomik yapının içinden Bursa’yı daha da büyütecek projelerin peşinde koşuyor. Bursa Teknoloji Organize Sanayi Bölgesi (TEKNOSAB) için anlatılan ile ortaya çıkan arasında tam bir korelasyon kuramasam bile ‘Hücre teknolojisi’ için girişimde bulunmasını olumlu buluyorum. Bakarsınız bugünden 25 yıl sonra ‘yakıt olarak hidrojen kullanan otomobil, uçan otonom dronemobil, karanlık fabrikalar, deniz suyundan elde edilmiş içme ve proses suyu, yararlı böcek üretim tesisi, Uludağ’a çıkışı (bedava) sağlayacak dişli tren, ağırlıklı olarak Çin mallarının istiflendiği ‘Lojistik Köy’, tüm altyapısını BTSO’nun yaptığı ve 200 bin kişinin yaşadığı TEKNOSAB yakınlarındaki ‘İŞKENT’, sürekli konuşulan ve bakanlık tarafından plan notları düşülen ‘Kapanca Limanı’, Ayazma ve Eğerce villaları, bilmem kaçıncı konsülün toplandığı ‘Kültürlerarası İznik Merkezi’, Yaren leyleğin torunlarına takılan çipler, Filistin, Afgan ve Suriye köyleri, Marmara Denizi’nde şimdilik 3’e düşen balık çeşitlerinin 15-20’ye çıkarılması (52 çeşit balık vardı), yeni meyve ve sebze çeşitlerinin boy verdiği Karacabey ve Yenişehir Ovaları, Uludağ’da kumar merkezi, Misi’de şarap üretim tesisleri (hepsi kapandı...), Milli Savunma Üniversitesi Bursa kampusü (Burkay, BTSO Üniversitesi olarak düşünebilir), hisseden-tepki veren robot teknolojisinde bir üst versiyon, Gemlik Gıda OSB’de dünyaya sunulan yenilikçi ürünler, sayıları 27’ye yükselen OSB’lerde çalışan az sayıdaki işçi için bedava konutlar, NOSAB’ın ve 1. OSB’nin yerinde modern yaşama uygun konut ve sosyal donatılar, Cavit Çağlar ve ÇEK Üniversiteleri, süper ligde ikinci hatta üçüncü kez şampiyon olmuş bir Bursaspor... Dünya Kayak ve Atlama Yarışmaları...
BTSO’nun her yenilik için hazırda tuttuğu 10-15 milyar dolar olduğunu hayal edin... İşte o zaman ‘Bursa büyüdü Türkiye de büyüdü’ diyebilecek herkes.
***
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek sonrası alınan karar ve tedbirler nedeniyle ekonomik aktörlerin sahneden çekilmeye başlaması, iflas veya konkordato ilan eden şirket sayısındaki aritmetik artış, düşük kur-yüksek faiz uygulanması pek hayra alamet değil... Tekstilciler Mısır’a, Fas’a veya Bangladeş’e doğru yol aldığına göre Bursa kabuk değiştiriyor demektir. ‘Her fakir ülkenin ilk yöneldiği sanayi alanı tekstil olduğuna göre ‘zenginleşmeye başladık’ da diyebiliriz ama kazın ayağı öyle değil. Çin ve Hindistan gibi devasa üretim ülkeleri artık pazarı domine etmeye başladı. Hatta iki gün önce Bursa’ya ‘Atık ve enerji’ fabrikası kurmak isteyen Çinli bir grup geldi. Kentin atıklarından gübre üretecekler ve kalanlardan da yakarak elektrik elde edecekler. Bu fabrika 3-5 yılda kendini amorti eder. Bu teklif kabul edilirse Bursa sanayicisi yaşadı demektir. Çinliler tüm teknolojiyi kendi ülkelerinden getirerek tesis kurmaya başladığında biz başka alanlara mesela ‘savunma sanayine’ yönelebiliriz. Ev tekstili ve çocuk giyimde de belli bir süre yol alabiliriz. Bu arada TEMU uygulamasını incelemenizi isterim. 175 TL’ye ayakkabı, 150 TL’ye kışlık giyecekler, çok ama çok ucuza binlerce ürün pazarlıyorlar. Evinize kadar gelen bu ürünleri kaç liraya mal ettikleri, kaç lira gümrük ödendiği, hangi ülkede üretildiği gibi sorular anlamsız. Sonuç odaklı çalıştıkları gün gibi ortada. Bursa’nın bu konuda araştırmaya ihtiyacı var.
***
Dünya körük sektöründe ilk 3 içinde gösterilen Şahap Aktaş’tan dinlemek gerek olan bitenleri. NOSAB Başkanı Erol Gülmez’den almak gerek son bilgileri. İnoksan’ın marka haline gelirken atlattığı vartaları anlatmalı Vehbi Varlık. Oya Coşkunöz neden üretimde değişikliğe gittiklerini raporlamalı sanayiciye. Hemen her ürün için gereken ‘kalite belgelerinin neden TSE yerine yabancı kuruluşlardan alındığını’ öğrenmeliyiz. ABD’nin Türkiye’ye neden F-16 ya da F-35 vermediğini, son teknolojiyi yakalayan Türk savunma sanayinin neden ABD gibi trilyonluk satışlar yapamadığını tartışmalıyız artık.
***
Daha önce bir bilemedin iki yılda atlatılan krizler yaşandı ama son dönem gerçekten çok ama çok uzadı. Düşük kur-yüksek faiz politikası, iş insanları başta olmak üzere ülkede hemen herkesi yedi bitirdi.
42 milyon kişinin 100 milyar dolar kredi borcu var ve 24 milyon kişi icralık!
Ödenemeyen krediler nedeniyle hemen her şey satılık. Bazı Arap ülkelerinde konut reklamlarımız dönüyor. ‘Ev alana vatandaşlık’ ballandıra ballandıra anlatılıyor.
BTSO’nun danışmanlarından Dr. Can Fuat Gürlesel’in de söylediği gibi “Türkiye’nin uyguladığı ekonomik program, reel sektörün dayanma gücüne bağlı olarak devam edecek ve bence bir yerden sonra feryatlar arşa çıktığında ortada sadece ve sadece çok büyükler kalacak. Böylece kapitalizm tüm kurumlarıyla yerleşecek memlekete.