Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın (BTSO), referans eğitim merkezi olarak kurguladığı ‘Bursa Business School’da gerçekleşen ‘Uludağ Dirençli Kentler Zirvesi’ ile ilgili ilk yazımı, dün bu sütunlarda paylaşmıştım.

Marmara Denizi’nde meydana gelen, ilki 3.9, ikincisi 6.2 şiddetinde olan depremi ‘Zirve’ sırasında yaşadığımızı, 1505 rakımlı Kirazlıyayla’da cep telefonlarımızın çalışmadığını, BTSO Başkanı İbrahim Burkay’ın da ‘planlama’ istediğini aktarmıştım.

Bugün, oturumlarda ele alınan konulara değinmek istiyorum.

***

KONSEY ÇALIŞIYOR

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın kutlandığı gün düzenlenen ‘Dirençli Kentler Zirvesi’nde konuşan, BTSO İnşaat Konseyi Başkanı Ali Tuğcu, Bursa’nın sahip olduğu zenginliklere vurgu yaparak ekonomik büyüme potansiyeli en yüksek şehirlerinden biri olan kentin geleceğe hazırlanması gerektiğini söyledi. Tuğcu’nun, “Şehrimizin yakın gelecekte sorunlarından arınmış, daha yaşanabilir bir kent olması için ortak akıl ve bilimsel planlama vazgeçilmez bir gerekliliktir. Şehir merkezinde sıkışıp kalan ve kentimizin üzerindeki yükü artıran sanayi tesislerinin planlı bölgelere taşınması, Bursa'nın çok daha parlak bir geleceğe doğru ilerlemesine önemli bir imkan sunacaktır. Bursa'nın dirençli kent olma özelliğini güçlendirmek amacıyla başlatılan çalışmalar ve özellikle 1/100.000’lik yeni çevre düzeni planı, geleceğe yönelik önemli bir vizyon sunmaktadır. Bizler, İnşaat Konseyi olarak akademik odalarımızın değerli bilgi birikimi ile reel sektörümüzün dinamizmini ve tecrübesini ortak bir paydada buluşturmayı hedefliyoruz” sözleri alkış aldı.

Standart 100 metrekare bir dairenin 1.5 ila 2.5 milyon liraya mal edildiği gerçeğinden hareket edecek olursak; Bursa’daki ‘kentsel dönüşüm’ için gereken finansal kaynağın bulunması, planlama yapılması ve kent siluetinin değiştirilmesi de gündeme gelecek.

DÖNÜŞÜMÜN EKONOMİSİ
Zirve boyunca ‘Dirençli Kentler için Dönüşüm Vizyonu’, ‘Yapısal Dönüşüm’, ‘Sosyal Dönüşüm’, ‘Sürdürülebilir Dönüşüm’ ve Kentsel Dönüşümün Ekonomisi: GYF&GYO Finansman Modelleri’ başlıkları taşıyan oturumlar düzenlendi.

Öğle saatlerine kadar izlediğimiz oturumların ilkinde ‘Gayrimenkul Yatırım Fonları (GYF) ile Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları (GYO) hakkında bilgilendik.

Kalkınma ve Yatırım Bankası Baş Ekonomisti Muammer Kömürcüoğlu’nun ‘Kolaylaştırıcı’ olarak yer aldığı oturumun konuşmacıları; TSKB Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Makbule Yönel Maya, Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdür Yardımcısı Seçil Yıldız, Emlak Konut GYO Yatırım İlişkileri Daire Başkanı Mustafa Buğa ile Atış Şirketler Grubu Finansal Yatırımlardan Sorumlu GMY Cihan Tokgöz oldular.

***

En ilgi çeken konuşma, Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdür Yardımcısı Seçil Yıldız’dan geldi. 300 milyon yılda oluşan fosil yakıtların (petrol ve türevleri) son 150 yılda kullanıldığını, küresel ısınmanın 1.5 derece (santigrat) arttığını, bu nedenle insanlığı etkileyen çeşitli doğa olaylarının artık fark edilir olduğunu, daha bir hafta önce Türkiye’de don yaşandığını anlattı. ABD’nin Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmesinin getireceği yıkımdan tutundan da Türkiye’nin ‘İklim Yasası’nı konuşmasına kadar daha pek çok yıkıcı eylemi dinledik.

Doğru yerden başladığını söylemeliyim. Çünkü attığımız her adım ‘insanların sürdürülebilir kent’ arayışının altında yatan gerçeklere uygun. Yeşil Bursa’dan sonra ‘yeşil üretim’ dediğimizde ne anladığımızla doğrudan ilintili her şey.

Kirleten, tüketen, yok eden, doğaya saygısız bir insan kütlesiyle daha fazla yol alamayacağımız gün gibi ortada. Yere tükürenden, ağaç kesenden, kediye tekme atandan, fabrika artıklarını gelişigüzel derelere bırakanlardan, arıtmasını ya da filtresini çalıştırmayan sözümona sanayicilerden bıktık, usandık, bezdik.

Sayın Seçil Yıldız’ın anlatımında uyarı efektleri vardı.

“Dirençli kent, karbon salınımını azaltmış kent demek, binalarda döngüsel malzeme kullanan kent demek, dezavantajlı gruplara göre planlanmış kent demek, mutsuz insanların olmadığı bir kent demek” sözlerinin altını kalınca çiziyorum.

Türkiye’nin Gayrı Safi Milli Hasılası’nın (GSMH) 1 trilyon dolar olduğunu kaydeden Seçil Yıldız, “Kentsel Dönüşüm için bu paranın yüzde 10’unun kentsel dönüşüme ayrılması gerekir. Dönüşüme girmesi gereken 6 milyon 700 bin konut için 300 trilyon TL harcanması şart. Oysa Gayrimenkul Yatırım Fonlarında 151 milyar TL var” dedi. Anlayacağınız, ‘Kentsel Dönüşüm’ yapabilmek için ilk şart PARA!

Herkes elini taşın altına koymadan DÖNÜŞÜM İMKANSIZ!

***

20 yıl boyunca ‘Değerleme Uzmanı’ olarak çalışan TSKB Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Makbule Yönel Maya’nın verdiği bilgiye göre de 987 milyar TL’lik büyüklüğe ulaşan Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları’nda 151 milyar TL’lik Gayrimenkul Yatırım Fonları’nın portföyü var. 33 proje için borsa aracılığıyla 34 milyar TL toplamayı başarmışlar. Demek ki; Halka açılmanın devam etmesi gerekiyor.

Temel hedef ise ‘Yabancı fonları Türkiye’ye çekmek’ olarak açıklandı.

TURPUN BÜYÜĞÜ
Oturumun sonunda ikinci kez kürsüye çıkan Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdür Yardımcısı Seçil Yıldız’a dönerek “Bursa Şehir Fonu kuracağız. Bu konuda sizinle çalışacağız” dedi. Burkay’ın gündem dışı gibi duran açıklaması bence çok önemli. “Şehir Fonu ne işe yarar, ne yapar?” diye küçük bir araştırma yaptım.

Fon hesabı, yatırımcıların birikimlerini profesyonel fon yöneticileri aracılığıyla çeşitli yatırım enstrümanlarına yatırmasını sağlayan bir hesap.

Bursa Şehir Fonu ya da Bursa Fonu, gençlerin buluşlarına, yazılımlara, endüstriyel ve organik tarıma, teknik tekstile, rekabetçi alanlara yönelirse bence faydalı olur. Organize Konut Bölgeleri konusu da sanırım bu fonun iştigal alanlarından biri olur.

Ne diyelim; hayırlara vesile olsun.

NOT: Kentsel dönüşüm ve finansal kaynaklarının konuşulduğu ‘Dirençli Kentler Zirvesi’ne sadece Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz katıldı. CHP İl Başkan Yardımcısı Ahmet Kılıç da Kirazlıyayla’daki oturumları izledi.