Bugün, 19 Mayıs 1919’un yıldönümü. 106 yıl önce 18 arkadaşıyla Anadolu’ya geçen Mustafa Kemal’in Ulusal Kurtuluş Savaşı’na giden yolda ilk adımı attığı, ilk kıvılcımı yaktığı Samsun’dayız. 1919-1923 arasında geçen 4 yılda Türk halkının verdiği amansız mücadeleyi bildiğinizden hareketle başka bir konuya; laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olarak şekillenen Cumhuriyetimizin tapusu olan ‘Lozan’a değinmek istiyorum bugün. Çünkü, Tuncer Bakırhan beyefendi ‘sinir uçlarımıza’ dokundu.
***
1922'de ordularımız İzmir'i alınca vakit kaybetmeden İstanbul'a yöneldik. Malum, İstanbul İngilizlerin elindeydi, Fransız ve İtalyan birlikleri de vardı. Bütün ordu İzmit'e yığıldı ve harekat için gün sayıldı.Derken ateşkes önerdiler.
Lozan görüşmeleri başladı.
Ordumuz İzmit'te beklerken, Lozan süreci 8 ay sürdü. İyi ama neden? Hangi konu ya da konularda anlaşamıyorduk? Musul-Kerkük mü? Hayır. Musul bir ay konuşulup geçildi. Lozan'ın 8 ay sürmesinin 3 ana nedeni vardı... *** 1- Padişahlar ''kapitülasyon'' adı altında yabancılara öyle imtiyazlar verdi ki; gün geldi tepemize çıktılar. Bankalar, işletmeler, limanlar, demiryolları onlarındı. Ordumuz, ‘Voynuklar, Martolozlar, Cerahorlar’ ismiyle Hristiyan askerlerle doluydu. Gün geldi Almanlar yönetti. Paralarımızın üzerine Fransızca, Ermenice, Yunanca ibareler kondu. Devlet dairelerinde onların bayrakları dalgalanıyordu. Faturalardan istasyon isimlerine kadar her şey onların dilindeydi. Aynı bugün, Suriyeliler’e tanınan vergi, askerlik gibi ayrıcalıklar o kadar artmıştı ki; bir yabancı suç işlediğinde Osmanlı zabiti onu tutuklayamıyor, kendi konsolosu gelip ilgileniyordu. İşte bu rezil düzenin yani kapitülasyonların Lozan'da kaldırılması için ısrar ettik. 8 ay boyunca direttiler ama sonunda kabul ettiler. 2- Bilindiği üzere Osmanlı ekonomisi çökünce ‘Düyun-u Umumiye’ kurulmuş ve yabancılar Osmanlı maliyesine el koymuştu. ‘Yabancıların bu egemenliği bitecek’ dedik. Yani ‘Türkiye'nin ekonomisi bağımsızdır dedik.’ 8 ay direttiler ve sonunda kabul ettiler. 3- Gayrimüslim ile Müslümanın anlaşmazlığı bile çözülemiyordu, çünkü Osmanlı mahkemelerini tanımıyorlardı. Lozan görüşmelerinde ''idari, adli, hukuki bağımsızlığımızı tanıyacaksınız'' dedik. Yani ‘Türkiye egemen olacaksa o halde bir yabancı suç işlediğinde Türk mahkemesinde yargılanacak’ dedik. 8 ay Türk yargısını tanımak istemediler ama sonunda kabul ettirdik! ***
Yani Lozan'da Türkler, yüzyıllarca yabancılar tarafından tanınmayan Türk hukukunu ve egemenliğini yabancılara tanıttılar. Lozan imzalandığı gün, imtiyazlı olan bütün yabancılar evlerinden, dükkanlarından, idari kurumlardan yabancı bayraklarını kaldırdılar. Yabancı gazeteler, ''Türk Zaferi'' diye başlıklar attılar. Hükümeti düşen İngiltere eski Başbakanı Lloyd George, Lozan Anlaşması'nın İngiltere için bir hezimet olduğunu açıkladı.
İşte Lozan budur.
Unutmayın, Kurtuluş Savaşımız sonunda İngiliz hükümeti düştü, Yunanistan'da ihtilal oldu, Yunan bakanlar ‘Altılar Davası'nda kurşuna dizildi, kral sürgün edildi, Mısır'daki milliyetçiler ayaklandı, Hindistan'daki direniş sertleşti, İngiltere ve Fransa ilişkileri kopma noktasına geldi ve Türkiye'nin yeni sınırlarını tüm dünya onayladı.
***
‘Beyefendi’ Lozan'dan rahatsız... Kürtlere özerk veya bağımsız bölge verilmemesi midir acaba hazımsızlığı!
Her zaman söyledim, yine söylüyorum; Emperyalistleri Asya'da yenen ilk lider Mustafa Kemal Atatürk'tür; ilk defa yenen millet Türklerdir. Almanlar dahi revizyonizme cesaret edemezken, Türkler silahla emperyalizme karşı koydu.
‘Barışa son veren barış’adlı kitabıyla tanınan ABD’li yazar ve tarihçi David Fromkin bu başkaldırıyı şöyle tanımlar; "Asya'da Fırtına"
Anglo-Sakson emperyalizmi bu acıyı hiç unutmadı.
Anayasa tartışması başladığı gün söylemiştik; Anayasa defalarca değişikliğe uğramasına rağmen, ilk dört maddesi dışında her şey değişebilirken; inatla anayasa değişmeli diyenlerin tek derdi vardı; 1924 Anayasası'nın ulus devlet temeli... *** PKK, açıklamada tüm hedeflerini başardıklarını söylüyor.
Türkiye'nin Kürt kimliğini reddeden, Kürtlere zulüm eden bir devlet olduğunu ve PKK'nın silahlı mücadele ile bu devleti hizaya getirdiğini tüm metinde vurguluyorlar.
Bu açıklamayı kabul eden bir devlet görevlisi, bu suçlamaların hepsini kabul etmiş ve PKK'yı meşru bir silahlı direniş hareketi olarak kabul etmiş olacaktır. Bu demek oluyor ki; Şehit olan tüm vatandaşlar zalim bir devlet için heba olmuştur (!) PKK’nın bu kararına BBC, EURONEWS, CNN sevinç çığlıklarıyla eşlik ederken Emperyalizmin fikir merkezi İngiliz Chatham House bu kararı yere göğe koyamıyor.
Bizim AB ve ABD muhiplerimiz de çok mutlu.
Emperyalizmin mutlu olması Türk milletini düşünmeye sevk etmelidir. Türkiye’de iktidar ve muhalefetin bu gerçeği görmesi gerekir. Türkiye her koşulda jeopolitik önceliklerini iç siyasetin üzerinde tutmalıdır.
*** ***
ADD DİMDİK AYAKTA
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Bursa Şubesi’nin merkezi, önceki gün genel başkan Dr. Mustafa Hüsnü Bozkurt’un da katıldığı törenle Nilpark’ta açıldı.
Genel Başkan Bozkurt, yukarıda işaret ettiğim konularda vurucu bir konuşma yaptı. “Uyanık, bilgili ve dikkatli” olunmasını isteyen Bozkurt, “Atatürk’e 61 suikast var. Bedeller ödenmeye devam ediyor. Kahpece düzenlenmiş PKK Bildirisini, o utanç belgesini size yutturacağız. Bursa Nutku çok değerlidir. Gün gelecek bu nutuktan feyz alarak harekete geçeceğiz. Herkesten duyarlı olmasını bekliyorum” dedi.
ADD Bursa Şube Başkanı Gürhan Akdoğan da, ‘Yetmez ama evet’ diyen su solcularını eleştirerek “Türk hukukçu, siyasetçi ve yazar Muammer Aksoy, 50 kişi ile ADD’yi kurduktan 8 ay sonra öldürüldü. Tarihçi, siyasetçi ve İlahiyatçı Prof. Dr. Bahriye Üçok öldürüldü, gazeteci-yazar ve hukukçu Uğur Mumcu parçalandı, siyasetçi- eski kültür bakanı ve gazeteci Ahmet Taner Kışlalı öldürüldü. Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran hocamız Ergenekon’dan yargılandı ve içeride hastalandı... Şubemizin üye sayısı milyonlara ulaşmalı. Mustafa Kemal Atatürk’ün düşünceleri ilelebet yaşamalı. Dernek gençlerle dolu artık. Çok çalışmalıyız” dedi.
Daha sonra kürsüye gelen Uludağ Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran, açılışa gelenlerin nicelik ve nitelik olarak arttığına sevindiğini belirterek, “Atatürkçü olmak için öncelikle yurtsever olacaksınız, antiemperyalist olacaksınız. Devrimci olacaksınız. Öyle kolay bir iş değil bu. Sonra da Silivri’de çürüyeceksiniz. Bu yolda olanlara selam olsun, helal olsun” diye konuştu. Karanlıktan korkmamak gerektiğini kaydeden Yurtkuran “Hiç bir gün 19 Mayıs 1919’dan daha karanlık olamaz” dedi.
***
Açılışa; ADD Genel Başkan Yardımcısı Hatice Şap, ADD Genel Sekreteri Durur Gök, ADD Genel Saymanı Basri Gürsoy, CHP Milletvekili Hasan Öztürk, İYİ Parti Milletvekili Selçuk Türkoğlu, CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Mehmet Aydın Saldız, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, Mudanya Belediyesi Başkan Yardımcısı Baran Güneş, Nilüfer Belediyesi Başkan Yardımcısı Okan Şahin ve Bukle Erman, CHP Osmangazi İlçe Başkanı Raşit Gürbüz, CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin, Yıldırım İlçe Başkanı İlhami Gün, Bal-Göç Başkanı Dr. Emin Balkan, Gemlik Belediyesi Meclis Üyesi Hüseyin Çelik, Bursa Barosu eski Başkanı ve 21. Dönem milletvekili Av. Ali Arabacı, Baro eski başkanı ve 20. Dönem Milletvekili Av. Yahya Şimşek, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, Ziraat yüksek Mühendisi 24. Dönem Milletvekili İlhan Demiröz, ADD Bursa Başkan Yardımcısı Ali Küçüksarı, Şube Yazmanı Aylin Yılmaz, Şube Yazmanı Oğuz Altınok, Şube Yönetim Kurulu Üyeleri; Ali Dokuzlu, Halil Karaer, Sevda Erdoğdu, Şube Genel Merkez Delegeleri; Nedret Yayla, Jülide Akköprü, Ali Ekber Can ve Doğan Kapkıner, Şube Disiplin Kurulu Üyeleri; Metin Şerbetçioğlu, Ali Yeniay ve Aral Alkan, Şube Denetleme Kurulu üyeleri; Şahin Gencal, Hicret Güney ve Cahit Ünal, CHP üyesi Makine Mühendisi Ercan Çarıkçı, ADD Bursa Şube üyeleri, gazeteci ve yazarlar katıldı.
NOT:ADD Bursa Şube Başkanı Gürhan Akdoğan; Nilpark’taki yeni yerleri için çaba harcayan ve gereken izinlerin çıkarılmasını sağlayan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Nilüfer Belediyesi eski başkanı Turgay Erdem, Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren ve Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç’a teşekkür etmeyi unutmadı. Şube gerçekten son derece güzel bir yerde ve tefrişatı mükemmel.
NOT 2: Şahsen ben ‘terörsüz Türkiye’ idealinden ve söyleminden çok ama çok etkilendim. Ancak; devletin temel direklerini sarsacak ‘PKK Bildirisi’nden rahatsızım. ADD Genel Başkanı sayın M. Hüsnü Bozkurt’un “Tarih bilmeyenlerden devlet adamı ve siyasetçi olmaz” sözüne gönülden katılıyorum.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Can TOPAKTAŞ
‘Lozan’ı tartışmaya açmak hainliktir, namussuzluktur
Bugün, 19 Mayıs 1919’un yıldönümü. 106 yıl önce 18 arkadaşıyla Anadolu’ya geçen Mustafa Kemal’in Ulusal Kurtuluş Savaşı’na giden yolda ilk adımı attığı, ilk kıvılcımı yaktığı Samsun’dayız. 1919-1923 arasında geçen 4 yılda Türk halkının verdiği amansız mücadeleyi bildiğinizden hareketle başka bir konuya; laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olarak şekillenen Cumhuriyetimizin tapusu olan ‘Lozan’a değinmek istiyorum bugün. Çünkü, Tuncer Bakırhan beyefendi ‘sinir uçlarımıza’ dokundu.
***
1922'de ordularımız İzmir'i alınca vakit kaybetmeden İstanbul'a yöneldik. Malum, İstanbul İngilizlerin elindeydi, Fransız ve İtalyan birlikleri de vardı. Bütün ordu İzmit'e yığıldı ve harekat için gün sayıldı. Derken ateşkes önerdiler.
Lozan görüşmeleri başladı.
Ordumuz İzmit'te beklerken, Lozan süreci 8 ay sürdü. İyi ama neden? Hangi konu ya da konularda anlaşamıyorduk? Musul-Kerkük mü? Hayır. Musul bir ay konuşulup geçildi. Lozan'ın 8 ay sürmesinin 3 ana nedeni vardı...
***
1- Padişahlar ''kapitülasyon'' adı altında yabancılara öyle imtiyazlar verdi ki; gün geldi tepemize çıktılar. Bankalar, işletmeler, limanlar, demiryolları onlarındı. Ordumuz, ‘Voynuklar, Martolozlar, Cerahorlar’ ismiyle Hristiyan askerlerle doluydu. Gün geldi Almanlar yönetti. Paralarımızın üzerine Fransızca, Ermenice, Yunanca ibareler kondu. Devlet dairelerinde onların bayrakları dalgalanıyordu. Faturalardan istasyon isimlerine kadar her şey onların dilindeydi. Aynı bugün, Suriyeliler’e tanınan vergi, askerlik gibi ayrıcalıklar o kadar artmıştı ki; bir yabancı suç işlediğinde Osmanlı zabiti onu tutuklayamıyor, kendi konsolosu gelip ilgileniyordu. İşte bu rezil düzenin yani kapitülasyonların Lozan'da kaldırılması için ısrar ettik. 8 ay boyunca direttiler ama sonunda kabul ettiler.
2- Bilindiği üzere Osmanlı ekonomisi çökünce ‘Düyun-u Umumiye’ kurulmuş ve yabancılar Osmanlı maliyesine el koymuştu. ‘Yabancıların bu egemenliği bitecek’ dedik. Yani ‘Türkiye'nin ekonomisi bağımsızdır dedik.’ 8 ay direttiler ve sonunda kabul ettiler.
3- Gayrimüslim ile Müslümanın anlaşmazlığı bile çözülemiyordu, çünkü Osmanlı mahkemelerini tanımıyorlardı. Lozan görüşmelerinde ''idari, adli, hukuki bağımsızlığımızı tanıyacaksınız'' dedik. Yani ‘Türkiye egemen olacaksa o halde bir yabancı suç işlediğinde Türk mahkemesinde yargılanacak’ dedik. 8 ay Türk yargısını tanımak istemediler ama sonunda kabul ettirdik!
***
Yani Lozan'da Türkler, yüzyıllarca yabancılar tarafından tanınmayan Türk hukukunu ve egemenliğini yabancılara tanıttılar. Lozan imzalandığı gün, imtiyazlı olan bütün yabancılar evlerinden, dükkanlarından, idari kurumlardan yabancı bayraklarını kaldırdılar. Yabancı gazeteler, ''Türk Zaferi'' diye başlıklar attılar. Hükümeti düşen İngiltere eski Başbakanı Lloyd George, Lozan Anlaşması'nın İngiltere için bir hezimet olduğunu açıkladı.
İşte Lozan budur.
Unutmayın, Kurtuluş Savaşımız sonunda İngiliz hükümeti düştü, Yunanistan'da ihtilal oldu, Yunan bakanlar ‘Altılar Davası'nda kurşuna dizildi, kral sürgün edildi, Mısır'daki milliyetçiler ayaklandı, Hindistan'daki direniş sertleşti, İngiltere ve Fransa ilişkileri kopma noktasına geldi ve Türkiye'nin yeni sınırlarını tüm dünya onayladı.
***
‘Beyefendi’ Lozan'dan rahatsız... Kürtlere özerk veya bağımsız bölge verilmemesi midir acaba hazımsızlığı!
Her zaman söyledim, yine söylüyorum; Emperyalistleri Asya'da yenen ilk lider Mustafa Kemal Atatürk'tür; ilk defa yenen millet Türklerdir. Almanlar dahi revizyonizme cesaret edemezken, Türkler silahla emperyalizme karşı koydu.
‘Barışa son veren barış’ adlı kitabıyla tanınan ABD’li yazar ve tarihçi David Fromkin bu başkaldırıyı şöyle tanımlar; "Asya'da Fırtına"
Anglo-Sakson emperyalizmi bu acıyı hiç unutmadı.
Anayasa tartışması başladığı gün söylemiştik; Anayasa defalarca değişikliğe uğramasına rağmen, ilk dört maddesi dışında her şey değişebilirken; inatla anayasa değişmeli diyenlerin tek derdi vardı; 1924 Anayasası'nın ulus devlet temeli...
***
PKK, açıklamada tüm hedeflerini başardıklarını söylüyor.
Türkiye'nin Kürt kimliğini reddeden, Kürtlere zulüm eden bir devlet olduğunu ve PKK'nın silahlı mücadele ile bu devleti hizaya getirdiğini tüm metinde vurguluyorlar.
Bu açıklamayı kabul eden bir devlet görevlisi, bu suçlamaların hepsini kabul etmiş ve PKK'yı meşru bir silahlı direniş hareketi olarak kabul etmiş olacaktır. Bu demek oluyor ki; Şehit olan tüm vatandaşlar zalim bir devlet için heba olmuştur (!)
PKK’nın bu kararına BBC, EURONEWS, CNN sevinç çığlıklarıyla eşlik ederken Emperyalizmin fikir merkezi İngiliz Chatham House bu kararı yere göğe koyamıyor.
Bizim AB ve ABD muhiplerimiz de çok mutlu.
Emperyalizmin mutlu olması Türk milletini düşünmeye sevk etmelidir. Türkiye’de iktidar ve muhalefetin bu gerçeği görmesi gerekir. Türkiye her koşulda jeopolitik önceliklerini iç siyasetin üzerinde tutmalıdır.
*** ***
ADD DİMDİK AYAKTA
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Bursa Şubesi’nin merkezi, önceki gün genel başkan Dr. Mustafa Hüsnü Bozkurt’un da katıldığı törenle Nilpark’ta açıldı.
Genel Başkan Bozkurt, yukarıda işaret ettiğim konularda vurucu bir konuşma yaptı. “Uyanık, bilgili ve dikkatli” olunmasını isteyen Bozkurt, “Atatürk’e 61 suikast var. Bedeller ödenmeye devam ediyor. Kahpece düzenlenmiş PKK Bildirisini, o utanç belgesini size yutturacağız. Bursa Nutku çok değerlidir. Gün gelecek bu nutuktan feyz alarak harekete geçeceğiz. Herkesten duyarlı olmasını bekliyorum” dedi.
ADD Bursa Şube Başkanı Gürhan Akdoğan da, ‘Yetmez ama evet’ diyen su solcularını eleştirerek “Türk hukukçu, siyasetçi ve yazar Muammer Aksoy, 50 kişi ile ADD’yi kurduktan 8 ay sonra öldürüldü. Tarihçi, siyasetçi ve İlahiyatçı Prof. Dr. Bahriye Üçok öldürüldü, gazeteci-yazar ve hukukçu Uğur Mumcu parçalandı, siyasetçi- eski kültür bakanı ve gazeteci Ahmet Taner Kışlalı öldürüldü. Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran hocamız Ergenekon’dan yargılandı ve içeride hastalandı... Şubemizin üye sayısı milyonlara ulaşmalı. Mustafa Kemal Atatürk’ün düşünceleri ilelebet yaşamalı. Dernek gençlerle dolu artık. Çok çalışmalıyız” dedi.
Daha sonra kürsüye gelen Uludağ Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran, açılışa gelenlerin nicelik ve nitelik olarak arttığına sevindiğini belirterek, “Atatürkçü olmak için öncelikle yurtsever olacaksınız, antiemperyalist olacaksınız. Devrimci olacaksınız. Öyle kolay bir iş değil bu. Sonra da Silivri’de çürüyeceksiniz. Bu yolda olanlara selam olsun, helal olsun” diye konuştu. Karanlıktan korkmamak gerektiğini kaydeden Yurtkuran “Hiç bir gün 19 Mayıs 1919’dan daha karanlık olamaz” dedi.
***
Açılışa; ADD Genel Başkan Yardımcısı Hatice Şap, ADD Genel Sekreteri Durur Gök, ADD Genel Saymanı Basri Gürsoy, CHP Milletvekili Hasan Öztürk, İYİ Parti Milletvekili Selçuk Türkoğlu, CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Mehmet Aydın Saldız, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, Mudanya Belediyesi Başkan Yardımcısı Baran Güneş, Nilüfer Belediyesi Başkan Yardımcısı Okan Şahin ve Bukle Erman, CHP Osmangazi İlçe Başkanı Raşit Gürbüz, CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin, Yıldırım İlçe Başkanı İlhami Gün, Bal-Göç Başkanı Dr. Emin Balkan, Gemlik Belediyesi Meclis Üyesi Hüseyin Çelik, Bursa Barosu eski Başkanı ve 21. Dönem milletvekili Av. Ali Arabacı, Baro eski başkanı ve 20. Dönem Milletvekili Av. Yahya Şimşek, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, Ziraat yüksek Mühendisi 24. Dönem Milletvekili İlhan Demiröz, ADD Bursa Başkan Yardımcısı Ali Küçüksarı, Şube Yazmanı Aylin Yılmaz, Şube Yazmanı Oğuz Altınok, Şube Yönetim Kurulu Üyeleri; Ali Dokuzlu, Halil Karaer, Sevda Erdoğdu, Şube Genel Merkez Delegeleri; Nedret Yayla, Jülide Akköprü, Ali Ekber Can ve Doğan Kapkıner, Şube Disiplin Kurulu Üyeleri; Metin Şerbetçioğlu, Ali Yeniay ve Aral Alkan, Şube Denetleme Kurulu üyeleri; Şahin Gencal, Hicret Güney ve Cahit Ünal, CHP üyesi Makine Mühendisi Ercan Çarıkçı, ADD Bursa Şube üyeleri, gazeteci ve yazarlar katıldı.
NOT: ADD Bursa Şube Başkanı Gürhan Akdoğan; Nilpark’taki yeni yerleri için çaba harcayan ve gereken izinlerin çıkarılmasını sağlayan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Nilüfer Belediyesi eski başkanı Turgay Erdem, Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren ve Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç’a teşekkür etmeyi unutmadı. Şube gerçekten son derece güzel bir yerde ve tefrişatı mükemmel.
NOT 2: Şahsen ben ‘terörsüz Türkiye’ idealinden ve söyleminden çok ama çok etkilendim. Ancak; devletin temel direklerini sarsacak ‘PKK Bildirisi’nden rahatsızım. ADD Genel Başkanı sayın M. Hüsnü Bozkurt’un “Tarih bilmeyenlerden devlet adamı ve siyasetçi olmaz” sözüne gönülden katılıyorum.