Aldığı tuhaf kararlarla tüm dünyayı tedirgin eden ABD Başkanı Donald Trump, bu ay (aralık) içinde Türkiye’ye gelecek. O kocaman uçağı ‘Air Force One’, Etimesgut Havaalanına inecek ama pist uzunluğu yetmiyor. Tabii ki pist uzatılıyor. Bölgedeki evler istimlak edildi, çevre güvenliği alındı ve harıl harıl pist inşa ediliyor.

Oysa, Ankara’daki diğer sivil havaalanı Esenboğa (Esin Buga) uçak için yeterli. Beyefendi saraya 5 kilometre mesafedeki Etimesgut’u istemiş olmalı... Bir rahatsızlık yarattığını, yakın mahallelerde oturanların stres altında olduğunu hissediyorum...

***

Neden geliyor? sorusuna yanıt arayalım...

1-Ukrayna-Rusya arasındaki savaş için...

2-Suriye’deki yeni rejim ve SDG için...

3-Papa 14. Leo’nun ziyaretinden duyduğu sevinci paylaşmak için...

4-Trump Tower’daki gelişmeleri incelemek için...

5-Türkiye’deki ABD vatandaşları ile buluşmak için...

6-ABD üs komutanlarıyla birebir görüşmek için...

7-Türkler’in vize sorununu yerinde çözmek için...

8-Abdullah Öcalan ile buluşmak için (!)

9-Yeni yatırım yapacağı yerlerin emlak değerlerini öğrenmek için...

10-Türkiye’nin nadir element alanlarını iç etmek için...

E-HEPSİ...

***

Benim oyum ‘Nadir Toprak Elementleri (NTE) için...

Diğerlerini oval ofiste bir brifingle öğrenir, arkadaşına ya da dostuna telefon eder, hal yoluna sokuverir...

Beyler ve bayanlar, merdivenden kayanlar...

Türkiye’nin yeni yeraltı gücünden haberiniz olsun...

***

Bugünkü değerlerle 3 trilyon 500 milyar dolarlık ‘Nadir Toprak Elementi’ Eskişehir’de kuzu kuzu yatıyor...

*Bugünün teknolojik rekabetinde petrol değil, nadir toprak elementleri sahneye çıktı. Akıllı telefonlardan elektrikli araçlara, LED panellerden rüzgar türbinlerine kadar modern yaşamı taşıyan bu kritik minerallerin gelecekteki rolü tartışma götürmez.

* ...Ve Türkiye, bu yarışta dünyanın en güçlü ikinci ülkesi konumunda...

* Türkiye’nin ‘toprak altındaki dev serveti’ gözleri kamaştırıyor.

**Eskişehir Beylikova’da yapılan son keşifle birlikte; 694 milyon ton cevher potansiyeli tespit edildi.

* Barit, florit ve nadir elementlerde yüksek yoğunluk var.

* Uzmanlara göre “Kaldırımı kazsan nadir element çıkıyor” seviyesindeyiz.

** Madenciler Birliği Başkanı Mehmet Yılmaz’ın ifadesi tabloyu netleştiriyor: “Türkiye’nin yer altında 3,5 trilyon dolarlık servet potansiyeli var” sözü O’na ait.

* Neden bu kadar önemli?

21’inci yüzyıl, artık nadir elementlerin yüzyılı. Çin, bu alanda küresel güç; Türkiye ise hızla yükselen potansiyel oyuncu.

KÜRESEL REZERV DAĞILIMI

* 44 milyon ton – Çin.

* 22 milyon ton – Brezilya.

* 22 milyon ton – Vietnam.

* 18 milyon ton – Rusya.

**694 milyon ton - Türkiye... Daha yolun başındayız bu arada...

***

Türkiye her yıl 60 milyar dolar maden açığı veriyor. Artan nadir element talebi, bu açığın daha da büyümesine neden oluyor. Ancak güçlü projeler ve yeni keşifler, Türkiye’yi bu alanda dengeleyici konuma taşıyabilir.

* ALTIN MADENCİLİĞİ

TÜPRAG’ın verileri ise sektörün hacmini gösteriyor...

* Bugüne kadar 2 milyar dolar yatırım yapıldı.

Türkiye altın üretiminde henüz yüzde 25’i ancak buldu. Toplam 165 ton altın üretimi var.

Bu alanda 1.400 çalışan istihdam edilmiş durumda.

* Stratejik Öneri: İzabe tesisi (ayrıştırma) şart.

Bu tesis için;

* En az 200 milyon dolar yatırım gerekiyor.

* Sektörün liderlerinin de ortak kararlılığı şart.

**Madencilik + Tarım gündemde. Bu yeni model, Efemçukuru’nda örnek bir uygulama olarak hayata geçirildi. Modern madencilikte yeni bir yaklaşımı temsil ediyor.

* Siyanürsüz üretim.

* Çiftçiyle ortak tarım modeli.

* Üzüm, badem, ceviz, lavanta, arıcılık gibi çeşitlendirilmiş tarım.

* Teraslama ile yağmur suyu verimliliği...

Bu model, madencilik ile tarımsal üretimin birlikte sürdürülebilir şekilde yönetilebileceğini göstermesi açısından önem arzediyor. Başarılı olması halinde madencilere önerilecek ve takip edilecek.

ÖZETLE...

Türkiye’nin geleceği, toprak altında şekilleniyor. Nadir elementlerdeki potansiyel, sadece ekonomik değil;

* Teknolojik rekabet.

* Savunma sanayii.

* Enerji dönüşümü ve küresel stratejik konum gibi kritik alanlarda Türkiye’nin elini güçlendirebilir.

***

Ancak madenlerin ABD Başkanı eliyle ‘yabancı tekellere’ bırakılması tehlikesi karşısında ‘Ak Saçlılar’ dediğimiz derin yapılanma harekete geçmek zorunda. Köylerin yer değiştireceği, yeni yolların açılacağı, su kaynaklarının kuruyacağı, göç dalgasının yaşanacağı süreçlerin içinden geçeceğiz. Halkın huzurunu kaçıracak kararlara imza atarken düşünmek ve gelecekteki çevre felaketlerine karşı uyanık olmak zorundayız.

Tekstil, çimento, gemi sökümü, Avrupa çöplerinin gömülmesi, boyahane, kimya fabrikaları, plastik üretimi ve radyoaktif maddelerin yok edilmesi gibi ‘görevleri’ yerine getiren Türkiye, vahşi madencilik yapacak olanlarla hesaplaşmasını bilmeli...

ABD değil kim gelirse gelsin, kararlar halka rağmen verilemez...