Fransa’nın ciddi yayın organlarından biri olan Le Figaro’da (Berber) yayınlanan bir yazıya yer vermek istiyorum bugün.
Tam 4 yıl önce kaleme alınmış. Yabancı yayın organlarıyla pek haşır neşir değilim son zamanlarda; Yazı ancak elime ulaştı ve ilgi çekici bulduğumu söylemeliyim.
Samimi bir itiraf gibi; TÜRKLER GELİYOR
"PKK'yı kurarak Türkleri biz süper güç yaptık haberimiz olmadan.
Onlar sınırları içinde küçük,geri kalmış, fakir bir devletti. Arı kovanına çomağı, biz soktuk.
Türkler, sürekli savaşarak olası bir büyük savaşa hazır hale geldi.
Sürekli teknolojilerini geliştirerek dünya silah teknolojilerinin anlayamadığı teknolojilere kavuştular.
PKK'yı ‘içte’ bitirdiler.
Şimdi sınırları dışına çıktılar.
Süper güçlere kafa tutarak ilerlediler.
Suriye'de Rusya'yı, Libya'da hem Rusya'yı hem Amerika'yı yendiler.
Şimdi her yerde hem savaşıyorlar hem de teknolojilerini daha da geliştiriyorlar.
Aslında şu an bile hiçbir devlet Türkleri karşısına almak istemiyor.
Gelecek ise daha da korkutucu.
Ortadoğu'da işleri bittiğinde Batı'da tekrar eski hedeflerine ulaşmak isteyebilirler. Avrupa'nın bugün bile Türkleri durduracak gücü ve inancı yoktur.
Avrupa korkuyor ve endişe ile izliyor.
Fransa gerçeğe uyanmalı.
Sadece Kuzey Afrika değil, Türkler tüm Afrika'da ve Ortadoğu'da Fransa'yı, Batı'yı yeniyor ve kovuyor.
Afrika ve Ortadoğu kaybedilmiş birer anı olmak üzere.
Avrupa, Türkleri karşısına almadan siyaset yaparak bir müddet daha var olabilir.
Eninde sonunda diz üstü çöküp Türkiye'ye, Avrupa birliğine gelmesi için yalvaracaktır."
Muhafazakar bir yayın organındaki yorum böyle.
ÇOK BEKLEDİK
Tam 50 yıl kapılarının önünde beklettikleri Türkiye için yazılmış oldukça ciddi bir değerlendirme.
Ne kadarına katılırsınız ya da hangi satırlarına karşı çıkarsınız bilemem ama Fransa’nın Türkiye karşıtı politikalar geliştirdiği gün gibi ortada. Türkiye de Fransa’nın eski sömürgeleri olan Afrika’daki ülkelerde gereğini yerine getirerek Macron’u epeyce üzdü.
Avrupa; Asya’ya kayan üretim gücüne daha fazla dayanamaz. Hindistan hariç Çin ve Rusya’nın başını çektiği diğer BRICS ülkeleri, Türkiye’yi yeni iş ortakları olarak görmek istiyor. ABD Doları’nın papucunu dama atacak bu girişim, yeni dünya düzenini de beraberinde getirecektir.
---
NOT:Le Figaro, Fransa'da günlük yayınlanan uluslararası etkinliğe sahip bir gazete.
Muhafazakâr, sağ kanada yakın bir çizgi izleyen gazete, 2002 yılı verilerine göre 365 bin 682, 2020 verilerine göre ise 342 bin 445 okuyucuya ulaşıyor.
Paris'te yayınlanan Le Figaro, 15 Şubat 1826 tarihinde haftalık yayınlanan bir gazete olarak kuruldu. Adını, Pierre-Augustin Caron de Beaumarchais'in "Berberin Evlenmesi" (Le Mariage de Figaro) adlı oyunundan esinlenerek aldı. 1854 yılına kadar istikrarsız yayınlanan gazete, Hippolyte de Villemessant tarafından satın alındıktan sonra 1866 yılında ülkenin en büyük tirajına sahip gazetesi oldu. Günlük yayınlanmaya başladığı 16 Kasım 1866 tarihinde 56.000 kopya satıldı. Albert Wolff, Émile Zola, Alphonse Karr ve Jules Claretie gazetenin ilk yazarlarındandır.
16 Mart 1914 tarihinde Le Figaro'nun editörü Gaston Calmette'in Fransız politikacı Joseph Caillaux'un karısı Henriette Caillaux tarafından vurularak öldürülmesi politik kriz oluşturmuş, politikacı Caillaux'un azmettirici olduğu yönünde ciddi şüpheler ortaya çıkmıştır. Bu olay bir yandan gazetenin ülkedeki etkinliğini ortaya koyarken diğer yandan Fransız halkında da etkisini devam ettirerek filmlere konu olmuştur.
II. Dünya Savaşı'nın başlamasından sonra Le FigaroFransa'nınlider gazetesi konumuna geldi. Savaş sonrası, "halkın sesi" olmaya ve muhafazakâr çizgisine devam etti.
1975 yılında Robert Hersant tarafından satın alınan gazete, 2004 yılında muhafazakâr politikacı ve iş insanı Serge Dassault'un kontrolüne geçti.
Le Figaro'nun stratejik ortağı Global Connection'dır.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Can TOPAKTAŞ
Dışarıdan görülen Türkiye çok farklı
Fransa’nın ciddi yayın organlarından biri olan Le Figaro’da (Berber) yayınlanan bir yazıya yer vermek istiyorum bugün.
Tam 4 yıl önce kaleme alınmış. Yabancı yayın organlarıyla pek haşır neşir değilim son zamanlarda; Yazı ancak elime ulaştı ve ilgi çekici bulduğumu söylemeliyim.
Samimi bir itiraf gibi;
TÜRKLER GELİYOR
"PKK'yı kurarak Türkleri biz süper güç yaptık haberimiz olmadan.
Onlar sınırları içinde küçük, geri kalmış, fakir bir devletti. Arı kovanına çomağı, biz soktuk.
Türkler, sürekli savaşarak olası bir büyük savaşa hazır hale geldi.
Sürekli teknolojilerini geliştirerek dünya silah teknolojilerinin anlayamadığı teknolojilere kavuştular.
PKK'yı ‘içte’ bitirdiler.
Şimdi sınırları dışına çıktılar.
Süper güçlere kafa tutarak ilerlediler.
Suriye'de Rusya'yı, Libya'da hem Rusya'yı hem Amerika'yı yendiler.
Şimdi her yerde hem savaşıyorlar hem de teknolojilerini daha da geliştiriyorlar.
Aslında şu an bile hiçbir devlet Türkleri karşısına almak istemiyor.
Gelecek ise daha da korkutucu.
Ortadoğu'da işleri bittiğinde Batı'da tekrar eski hedeflerine ulaşmak isteyebilirler.
Avrupa'nın bugün bile Türkleri durduracak gücü ve inancı yoktur.
Avrupa korkuyor ve endişe ile izliyor.
Fransa gerçeğe uyanmalı.
Sadece Kuzey Afrika değil, Türkler tüm Afrika'da ve Ortadoğu'da Fransa'yı, Batı'yı yeniyor ve kovuyor.
Afrika ve Ortadoğu kaybedilmiş birer anı olmak üzere.
Avrupa, Türkleri karşısına almadan siyaset yaparak bir müddet daha var olabilir.
Eninde sonunda diz üstü çöküp Türkiye'ye, Avrupa birliğine gelmesi için yalvaracaktır."
Muhafazakar bir yayın organındaki yorum böyle.
ÇOK BEKLEDİK
Tam 50 yıl kapılarının önünde beklettikleri Türkiye için yazılmış oldukça ciddi bir değerlendirme.
Ne kadarına katılırsınız ya da hangi satırlarına karşı çıkarsınız bilemem ama Fransa’nın Türkiye karşıtı politikalar geliştirdiği gün gibi ortada. Türkiye de Fransa’nın eski sömürgeleri olan Afrika’daki ülkelerde gereğini yerine getirerek Macron’u epeyce üzdü.
Avrupa; Asya’ya kayan üretim gücüne daha fazla dayanamaz. Hindistan hariç Çin ve Rusya’nın başını çektiği diğer BRICS ülkeleri, Türkiye’yi yeni iş ortakları olarak görmek istiyor. ABD Doları’nın papucunu dama atacak bu girişim, yeni dünya düzenini de beraberinde getirecektir.
---
NOT:Le Figaro, Fransa'da günlük yayınlanan uluslararası etkinliğe sahip bir gazete.
Muhafazakâr, sağ kanada yakın bir çizgi izleyen gazete, 2002 yılı verilerine göre 365 bin 682, 2020 verilerine göre ise 342 bin 445 okuyucuya ulaşıyor.
Paris'te yayınlanan Le Figaro, 15 Şubat 1826 tarihinde haftalık yayınlanan bir gazete olarak kuruldu. Adını, Pierre-Augustin Caron de Beaumarchais'in "Berberin Evlenmesi" (Le Mariage de Figaro) adlı oyunundan esinlenerek aldı. 1854 yılına kadar istikrarsız yayınlanan gazete, Hippolyte de Villemessant tarafından satın alındıktan sonra 1866 yılında ülkenin en büyük tirajına sahip gazetesi oldu. Günlük yayınlanmaya başladığı 16 Kasım 1866 tarihinde 56.000 kopya satıldı. Albert Wolff, Émile Zola, Alphonse Karr ve Jules Claretie gazetenin ilk yazarlarındandır.
16 Mart 1914 tarihinde Le Figaro'nun editörü Gaston Calmette'in Fransız politikacı Joseph Caillaux'un karısı Henriette Caillaux tarafından vurularak öldürülmesi politik kriz oluşturmuş, politikacı Caillaux'un azmettirici olduğu yönünde ciddi şüpheler ortaya çıkmıştır. Bu olay bir yandan gazetenin ülkedeki etkinliğini ortaya koyarken diğer yandan Fransız halkında da etkisini devam ettirerek filmlere konu olmuştur.
II. Dünya Savaşı'nın başlamasından sonra Le Figaro Fransa'nın lider gazetesi konumuna geldi. Savaş sonrası, "halkın sesi" olmaya ve muhafazakâr çizgisine devam etti.
1975 yılında Robert Hersant tarafından satın alınan gazete, 2004 yılında muhafazakâr politikacı ve iş insanı Serge Dassault'un kontrolüne geçti.
Le Figaro'nun stratejik ortağı Global Connection'dır.