Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay’ın özel işleri nedeniyle katılamadığı ‘Nisan ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda konuşan BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmail Kuş, ABD Başkanı Donald Trump’ın uygulamaya çalıştığı politikaların, küresel ticaret ve piyasalar üzerinde belirsizlik oluşturduğuna dikkati çekerek; “Neredeyse sabahtan akşama değişen koşullarla karşı karşıyayız. İş dünyası olarak bu durumdan muzdaribiz. Önümüzü görmekte zorlanıyoruz. Ancak; çalışarak bunların üstesinden geleceğiz” dedi.
Nisan ayını zirveler, fuarlar, yurtdışı iş gezileri ve çeşitli eğitim programlarıyla dolu dolu geçiren iş insanlarının yakınmalarının yanısıra Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Filiz Eryılmaz’ın ekonomideki gelişmeleri akıcı bir dille anlatması, üstüne üstlük yatırım tavsiyelerinde bulunması da ilgimi çekti.
***
BTSO Meclis Başkanı Ali Uğur’un başkanlığında Oda Hizmet Binası’nda gerçekleştirilen toplantının gündemi oylandıktan sonra kürsüye gelen Doç. Dr. Filiz Eryılmaz’ın grafiklerle desteklediği konuşmasını beğendim. Eryılmaz, hem dünya hem de Türkiye ekonomisi üzerinde yetkin bir sunum gerçekleştirdi.
Türkiye’nin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’nın (GSYH) 1 trilyon doları geçtiğini, 2021 yılında yüzde 11.4büyüyen Türkiye’nin2022’de 5.5’i, 2023’te 5.1’i ve 2024’te de 3.2’yi yakalayabildiğini, 2025 sonunda oluşacak rakamın bunun da altında olabileceğini tahmin ettiklerini söyledi. Demek ki sinyaller pek de içaçıcı değil...
Doç. Dr. Eryılmaz’a göre; yüzde 3’ün altında oluşacak bir büyüme rakamı, aynı zamanda ‘resesyon’ anlamına da gelecek...
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 19 Mart 2025’te saat 06:55 civarında gözaltına alınmasının hemen ertesinde ABD Dolarının 41.50 TL’ye çıktığını hatırlatan Eryılmaz, bunun piyasadaki dengeleri sarstığını kaydetti. Hızla oluşan döviz talebi nedeniyle Merkez Bankası kaynaklarının eridiğini, İstanbul Borsası’nda büyük satışlar geldiğini ve ‘güven’ müessesinin darbe yediğini belirten Eryılmaz, faiz oranlarının arttığını da hatırlattı.
FAİZ
Gösterge faiz oranlarındaki artış, düşük faiz beklentisi içinde olan iş insanlarında moral bozukluğu yarattı, yatırımlar durdu, işsizlik arttı ve ana sermayeden kaybetmeye başlayanlar, fabrikalarını kapatmaya ya da taşımaya başladılar.
Tüketerek değil üreterek büyümenin daha doğru bir bakış açısı olduğunu kaydeden Eryılmaz’a göre; ihracattaki daralma iç piyasaları da olumsuz etkileyecek.
Kredi Garanti Fonu (KGF) konusuna da değinen Eryılmaz’a göre yüzde 45’ten yüzde 55’e fırlayan faizlerin reel sektöre yansıması yüzde 65-75 bandına geldi. Eryılmaz’ın “KGF olmazsa sanayici dayanamaz” sözleri dikkate alınmalı.
Reel kesim ile tüketici güven endeksinin düştüğünü belirten Eryılmaz, “Kur 38 TL bandında baskılanıyor. Bu çok doğru değil. 13 ay boyunca sanayi tarafı daralıyor. Kur etkisini mal enflasyonu olarak nisan enflasyonunda göreceğiz. Benim tahminim yüzde 3.43, ancak yüzde 4 bekleyenler de var. Merkez Bankası faizleri indiriyordu, doğruydu. Şimdi temmuz ayına kadar bir indrim olmayacaktır. Yılsonunda ise yıllık enflasyonun yüzde 35’e ineceğini öngörüyorum” dedi.
Umarım doğru çıkar da millet biraz refahlar!
*Doç.Dr. Eryılmaz’ın YILSONU TAHMİNLERİ...
DOLAR: 40-41 TL,
EURO: 46-47 TL.
PARAYI NE YAPALIM?
TL mevduta güvenin, yüzde 90’nını orada tutun.
10 yıllık tahviller alın.
YA DA,
Paranızın yüzde 50’sini yatırım fonlarına, borçlanma araçları fonlarına ve altın sertifikalarına yönlendirebilirsiniz. Nakitinizin yüzde 12-15’ini fiziki altına da yatırabilirsiniz. (Öyle dedi ben de not aldım...)
KISACASI, PARANIZI AYNI SEPETTE TUTMAYIN.
***
Geliri yüksek olan zengin sınıfın harcamalarını kesmediğini, dar gelirli olanların da hayatta kalma savaşı verdiğini belirten Doç. Dr. Eryılmaz, “Zenginler tüketmeye devam ettiği sürece Türkiye’de enflasyon düşmeyecek. Tüketim alışkanlıklarının değişmesi gerekiyor. ABD ve AB ülkelerindeki sınırlı tüketim nedeniyle ihracatta da beklenen artışlar olmayacaktır. İhracatçı yüksek kur isterken haklıdır. Ancak, kamudaki anlayışa göre döviz kuru baskılanmak zorundadır. Çünkü yabancı yatırımcı, sabit kur baskısıyla kazancını garantiye almak istiyor. Bu aşamada, atılacak önemli adımlar var. Yanlış yapılırsa tüm dengeler altüst olur” dedi.
Demek ki; parasını su gibi harcayanlara DUR denilmesi gerekiyor. Toplumun yüzde 10’luk kesimi zengin olduğuna göre; bu 8 milyon kalantoru dizginlemek şart.
SERVET VERGİSİ bir çözüm olarak duruyor. Vergi affı, teşvik ve destekler de kesilebilir.
***
Meclis Toplantısı’nda konuşan BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmail Kuş da küresel ticarette rekabetin keskinleştiği bir dönemde birçok alanda maliyet artışları yaşandığına işaret ederek; “Ticari kredi maliyetlerinin yüzde 60’lar düzeyine yaklaşmış olması firmalarımızın üzerindeki finansman baskısını özetlemektedir. Ekonomimizin daha güçlü ve sürdürülebilir bir zeminde büyümesi için reel sektörün finansmana erişimi kolaylaştırılmalı ve finansman maliyetleri düşürülmelidir” dedi. İsmail Kuş, ekonomi yönetiminin aldığı önlemleri yakından takip ettiklerini ve desteklediklerini belirterek, bu önlemlerde ekonominin gerçeklerine bağlı kalındıkça süreçten daha az hasarla çıkacaklarına inandıklarını sözlerine ekledi.
***
BTSO Meclis Başkanı Ali Uğur ise BTSO’nun güçlü vizyonu ve dinamik çalışmalarıyla Bursa iş dünyasının ortak aklını temsil ettiğini ifade etti. “Sanayiden ticarete, tarımdan turizme her alanda kentimizin rekabet gücünü artıracak projelere birlikte imza atıyoruz” diye konuşan Uğur, meclis üyelerine katkılarından dolayı teşekkür etti.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Can TOPAKTAŞ
Bursa’nın kalantorları belirsizlikten şikayetçi
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay’ın özel işleri nedeniyle katılamadığı ‘Nisan ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda konuşan BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmail Kuş, ABD Başkanı Donald Trump’ın uygulamaya çalıştığı politikaların, küresel ticaret ve piyasalar üzerinde belirsizlik oluşturduğuna dikkati çekerek; “Neredeyse sabahtan akşama değişen koşullarla karşı karşıyayız. İş dünyası olarak bu durumdan muzdaribiz. Önümüzü görmekte zorlanıyoruz. Ancak; çalışarak bunların üstesinden geleceğiz” dedi.
Nisan ayını zirveler, fuarlar, yurtdışı iş gezileri ve çeşitli eğitim programlarıyla dolu dolu geçiren iş insanlarının yakınmalarının yanısıra Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Filiz Eryılmaz’ın ekonomideki gelişmeleri akıcı bir dille anlatması, üstüne üstlük yatırım tavsiyelerinde bulunması da ilgimi çekti.
***
BTSO Meclis Başkanı Ali Uğur’un başkanlığında Oda Hizmet Binası’nda gerçekleştirilen toplantının gündemi oylandıktan sonra kürsüye gelen Doç. Dr. Filiz Eryılmaz’ın grafiklerle desteklediği konuşmasını beğendim. Eryılmaz, hem dünya hem de Türkiye ekonomisi üzerinde yetkin bir sunum gerçekleştirdi.
Türkiye’nin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’nın (GSYH) 1 trilyon doları geçtiğini, 2021 yılında yüzde 11.4 büyüyen Türkiye’nin 2022’de 5.5’i, 2023’te 5.1’i ve 2024’te de 3.2’yi yakalayabildiğini, 2025 sonunda oluşacak rakamın bunun da altında olabileceğini tahmin ettiklerini söyledi. Demek ki sinyaller pek de içaçıcı değil...
Doç. Dr. Eryılmaz’a göre; yüzde 3’ün altında oluşacak bir büyüme rakamı, aynı zamanda ‘resesyon’ anlamına da gelecek...
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 19 Mart 2025’te saat 06:55 civarında gözaltına alınmasının hemen ertesinde ABD Dolarının 41.50 TL’ye çıktığını hatırlatan Eryılmaz, bunun piyasadaki dengeleri sarstığını kaydetti. Hızla oluşan döviz talebi nedeniyle Merkez Bankası kaynaklarının eridiğini, İstanbul Borsası’nda büyük satışlar geldiğini ve ‘güven’ müessesinin darbe yediğini belirten Eryılmaz, faiz oranlarının arttığını da hatırlattı.
FAİZ
Gösterge faiz oranlarındaki artış, düşük faiz beklentisi içinde olan iş insanlarında moral bozukluğu yarattı, yatırımlar durdu, işsizlik arttı ve ana sermayeden kaybetmeye başlayanlar, fabrikalarını kapatmaya ya da taşımaya başladılar.
Tüketerek değil üreterek büyümenin daha doğru bir bakış açısı olduğunu kaydeden Eryılmaz’a göre; ihracattaki daralma iç piyasaları da olumsuz etkileyecek.
Kredi Garanti Fonu (KGF) konusuna da değinen Eryılmaz’a göre yüzde 45’ten yüzde 55’e fırlayan faizlerin reel sektöre yansıması yüzde 65-75 bandına geldi. Eryılmaz’ın “KGF olmazsa sanayici dayanamaz” sözleri dikkate alınmalı.
Reel kesim ile tüketici güven endeksinin düştüğünü belirten Eryılmaz, “Kur 38 TL bandında baskılanıyor. Bu çok doğru değil. 13 ay boyunca sanayi tarafı daralıyor. Kur etkisini mal enflasyonu olarak nisan enflasyonunda göreceğiz. Benim tahminim yüzde 3.43, ancak yüzde 4 bekleyenler de var. Merkez Bankası faizleri indiriyordu, doğruydu. Şimdi temmuz ayına kadar bir indrim olmayacaktır. Yılsonunda ise yıllık enflasyonun yüzde 35’e ineceğini öngörüyorum” dedi.
Umarım doğru çıkar da millet biraz refahlar!
*Doç.Dr. Eryılmaz’ın YILSONU TAHMİNLERİ...
DOLAR: 40-41 TL,
EURO: 46-47 TL.
PARAYI NE YAPALIM?
TL mevduta güvenin, yüzde 90’nını orada tutun.
10 yıllık tahviller alın.
YA DA,
Paranızın yüzde 50’sini yatırım fonlarına, borçlanma araçları fonlarına ve altın sertifikalarına yönlendirebilirsiniz. Nakitinizin yüzde 12-15’ini fiziki altına da yatırabilirsiniz. (Öyle dedi ben de not aldım...)
KISACASI, PARANIZI AYNI SEPETTE TUTMAYIN.
***
Geliri yüksek olan zengin sınıfın harcamalarını kesmediğini, dar gelirli olanların da hayatta kalma savaşı verdiğini belirten Doç. Dr. Eryılmaz, “Zenginler tüketmeye devam ettiği sürece Türkiye’de enflasyon düşmeyecek. Tüketim alışkanlıklarının değişmesi gerekiyor. ABD ve AB ülkelerindeki sınırlı tüketim nedeniyle ihracatta da beklenen artışlar olmayacaktır. İhracatçı yüksek kur isterken haklıdır. Ancak, kamudaki anlayışa göre döviz kuru baskılanmak zorundadır. Çünkü yabancı yatırımcı, sabit kur baskısıyla kazancını garantiye almak istiyor. Bu aşamada, atılacak önemli adımlar var. Yanlış yapılırsa tüm dengeler altüst olur” dedi.
Demek ki; parasını su gibi harcayanlara DUR denilmesi gerekiyor. Toplumun yüzde 10’luk kesimi zengin olduğuna göre; bu 8 milyon kalantoru dizginlemek şart.
SERVET VERGİSİ bir çözüm olarak duruyor. Vergi affı, teşvik ve destekler de kesilebilir.
***
Meclis Toplantısı’nda konuşan BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmail Kuş da küresel ticarette rekabetin keskinleştiği bir dönemde birçok alanda maliyet artışları yaşandığına işaret ederek; “Ticari kredi maliyetlerinin yüzde 60’lar düzeyine yaklaşmış olması firmalarımızın üzerindeki finansman baskısını özetlemektedir. Ekonomimizin daha güçlü ve sürdürülebilir bir zeminde büyümesi için reel sektörün finansmana erişimi kolaylaştırılmalı ve finansman maliyetleri düşürülmelidir” dedi. İsmail Kuş, ekonomi yönetiminin aldığı önlemleri yakından takip ettiklerini ve desteklediklerini belirterek, bu önlemlerde ekonominin gerçeklerine bağlı kalındıkça süreçten daha az hasarla çıkacaklarına inandıklarını sözlerine ekledi.
***
BTSO Meclis Başkanı Ali Uğur ise BTSO’nun güçlü vizyonu ve dinamik çalışmalarıyla Bursa iş dünyasının ortak aklını temsil ettiğini ifade etti. “Sanayiden ticarete, tarımdan turizme her alanda kentimizin rekabet gücünü artıracak projelere birlikte imza atıyoruz” diye konuşan Uğur, meclis üyelerine katkılarından dolayı teşekkür etti.