Bugün öncelikle ‘BUSİAD Yüksek Danışma Kurulu (YDK) Bildirisi’ ile başlamak istedim. ‘24 Nisan Kararları’ adını verdiğim bildiri, hem topluma hem de Ankara’ya ciddi uyarıların yer aldığı tarihi bir metin olarak önümde duruyor.
Bildirinin altında YDK Başkanı Ergun Hadi Türkay’ın imzası var.
Uluslararası üretim ve ticaret konularının irdelendiği, ABD Başkanı olarak ikinci kez göreve seçilen Donald Trump ve ekibinin aldığı kararlara atıfta bulunan tümcelerin yer aldığı bildiride, Türkiye’nin gelecekte karşılaşacağı sorunlu alanlara işaret ediliyor. Trump’ın ilk döneminde Çin ile giriştiği ticaret savaşını daha da alevlendirerek sürdürmekte kararlı görünmesinin altında yatan nedenlere değinilen açıklamadaki, “Bu kez tüm dünyaya ticaret sopası gösteren Trump’ın karşısında daha güçlü duran bir Çin görüntüsü söz konusu” tümcesi, önümüzdeki yılların şifresi gibi.
Bildirideki, “Neden ne olursa olsun, yeni bir dünya sistemi yaratılma süreci önümüzde belirginleşiyor. Bu sürecin yıkıcılığı ise tüm dünya insanlığı için bilinmez görünüyor. Hatta ABD yönetiminin bile (Trump’ın) atacağı adımları kestiremediği, sürekli değişen gümrük vergilerinden anlaşılıyor.
ABD’nin İkinci Dünya Savaşı sonucu dünyayı ikna ettiği ve 1970’lerde ortadan fiilen kaldırdığı Bretton Woods sistemi gibi rezerv para dolar idaresi de sanki tarih olacak gibi. Yeni uluslararası para idare biriminin kripto para mı? Altın mı? Ya da başka bir seçenek mi olacağı merak edilmekte” sözleri dikkatle ele alınmalı.
***
BUSİAD YDK üyelerinin ince eleyip sık dokuduğunu defaatle gören bir gazeteci olarak attıkları her adımın ülke menfaatleri açısından değerli olduğunu belirtmeliyim.
Başta tekstil olmak üzere daha pek çok sektörün zorlandığını, konkordato ve iflas furyasının başladığını, çeklerin ödenemediğini, ucuz krediye ulaşamayan iş insanlarının sermayeden yediklerini, fabrika kapanışlarının arttığını, toplumda açlık ve sefaletin görünür hale geldiğini, yazılım uzmanları ve tıp doktorları gibi daha onlarca alandaki uzman Türk gençlerinin ülkeyi terk ettiklerini unutmayalım.
***
YDK bildirisinde altı kalın bir çizgiyle çizilen başkaca ayrıntılar da var...
ABD’nin rezerv para değişimi ve Çin’in büyük ekonomisiyle çatışma arzusunu barındıran bu ticaret savaşının dünyanın ortasında, tüketim ve üretim kanallarının hub noktasında olan Türkiye için riskler ve önemli avantajlar barındırdığına da değinen Bursa’nın önde gelen iş insanları, “gerek Rusya ile olan olumlu ilişkiler, gerek AB’nin güvenlik açısından Türkiye’yi tekrar hatırlaması, gerek Trump’ın Türkiye’ye sıcak bakması ve gümrük vergisinde en alt limitte tutması, gerekse Çin ile yatırımlar konusunda atılan adımlar bir denge politikası içinde olduğumuz izlenimini vermekte ve biz iş dünyasını memnun etmektedir” sözleri de moral verici.
Ancak hemen arkasından gelen benim de tamamen katıldığım çarpıcı bir tespit var; “Bu avantajların yanı sıra, hukuk, özgürlükler ve demokrasi konusunda karnemizin hala iyi bir izlenim vermediği de ortadadır” sözleri Ankara’ya mesaj niteliğinde.
YAPAY ZEKA
YDK üyeleri, dünyadaki değişimlere değinirken ‘Yapay zeka’nın getireceği olumlu yönlere olduğu kadar yıkıcı taraflarına da değinmeden geçmediler.
“Sanayi devrimlerini ıskalamış bir ulusun iş insanları olarak, bu kez yapay zekâ ile sınıf atlayacak bir kapı aralandığını görmüşken, gündelik ekonomik sorunlarla uğraşmaktan, o açık kapıdan içeriye bakmaya bile yaklaşamıyoruz. Ve her geçen gün kapının biraz daha kapandığını da görüyoruz.
Yapay zekâyı yaratacak ve kullanacak olan, iyi eğitim almış ve dünya ile entegre olabilmiş genç insanlar olacaktır. Ancak bizim gençlerimizden iyi eğitim almış olanları, son yıllarda batıda yaşamayı tercih ederken, son yaşanan gelişmelerle bunun sayısının artmasından endişeliyiz.
Gençlik her zamankinden çok daha önem kazanmıştır. Onları küstürmek, kırmak Türkiye’nin gelecek yarışında geri kalmasına neden olacaktır.
Atamızın cumhuriyeti emanet ettiği gençlerimizi anlamaya ve onlara daha şefkatli, özenli ve korumacı olmaya önem vermeliyiz” sözlerine karşı çıkacak bir insan olacağını sanmıyor hatta beklemiyorum.
Eğer varsa yapay zekadan yararlanarak o insanın geçmişini, geleceğini, hangi alanlarda yetenekleri olduğunu hemen sorgulamak isterim.
ÖNERİLER ÇARPICI
BUSİAD YDK başkan ve üyelerinin önemli olduğuna inandığım tespit ve önerileri de Türkiye’nin önünü açacak niteliklere sahip.
1-Türkiye’nin avantajlarını heba etmemek adına, terörü bitirmeye yaklaşan bir Türkiye olarak, Sayın Cumhurbaşkanı’nın da dediği gibi içeride birlik sağlamak zorundayız. Elbette bunun için de ilk görev iktidara düşmektedir. İktidarın kucaklayıcı ve önüne büyük Türkiye hedefini koyup, başta gençlerimiz olmak üzere, herkesi kucaklayacak bir tutum içinde olmasını umuyoruz.
2-Artan maliyetler, pazarlarımızda ve dünyanın genelinde yaşanmaya başlanan durgunluk, iş gücü maliyetinin rakiplerimizin çok üstünde olması nedeniyle başta konfeksiyon ve hazır giyim olmak üzere üretici güçlerimizin daha avantajlı ülkelere gitmesi, yine iş gücü maliyeti nedeniyle başta turizm olmak üzere pek çok sektörün yabancılara da pahalı gelmesi, döviz kurlarının tutulması nedeniyle bu maliyetlerin kısa sürede düşmeyeceğinin anlaşılması, finansa ulaşmanın tam olacak derken yeni faiz artırımı ile yine zorlaşması gibi çok sayıda sorunumuz olmasına rağmen, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve özgürlüklerle bu sorunların aşılabileceğine inancımız da vardır.
TÜSİAD’ın ardından Anadolu’da kurulan ilk SİAD olarak ülkenin geleceği için fikir üreten ve hemen her ciddi konuda rapor hazırlayan BUSİAD’dan yükselen sese kulak verilmesinin, hepimiz için yararlı olacağına inanıyorum.
*** *** ***
YATIRIMLAR DURUYOR
Yukarıdaki açıklamadan 11 gün sonra Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD), Bursa ekonomisinin nabzını tutmak adına, üyeleri nezninde Nisan 2025’te gerçekleştirdiği, İktisadi Yönelim Anketi’nin sonuçlarını açıkladı.
Anket, ‘düşünenlere ve anlayanlara’ çok şey söylüyor.
Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Özdemir’in katkılarıyla gerçekleştirilen çalışmada, katılımcıların yanıtları incelendiğinde öne çıkan veri, ‘yatırımların durduğu’ oldu.
Ocak, şubat ve mart aylarını kapsayan ‘Nisan 2025 (2025 I. Çeyrek) BUSİAD İktisadi Yönelim Anketine verilen yanıtlara göre; sanayi sektörümevcut görünümünü koruyacak ancak kur şokunun etkileri yaşanacak ve yatırım eğilimi azalacak.
Bu arada; ankete katılan firmalar, önümüzdeki üç ay içinde bir önceki çeyreğe göre üretim hacimlerinde değişim olmayacağını, istihdam düzeyinde bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak sınırlı bir iyileşme beklediklerini, önümüzdeki 6 ay boyunca da ücretlere ilişkin maliyetlerde yukarı yönlü bir değişim olacağını işaretlediler.
İHRACAT...
İhracat yapan firmaların, gelecek üç aya ait ihracat siparişlerinin bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak azalış yönünde bir değişim göstermesini bekledikleri ortaya çıktı. İmalat sektörü için faizlerin yukarı yönlü olması bir risk unsuru olarak dikkati çekerken; firmaların finansman ihtiyacı giderek artacak gibi duruyor. Ankete katılan tüm firmaların gelecek üç aylık dönemdeTL cinsi kredi faiz oranına ilişkin beklentisinin bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak önemli ölçüde yukarı yönlü olduğu da görüldü. Bu aşamada Kredi Garanti Fonu (KGF) devreye girmeli.
MALİYETLER...
Ankete katılanfirmalar gelecek 3 ayda ortalama birim maliyetlerinin artmasını beklerken, söz konusu beklenti bir önceki çeyreğe göre daha zayıflamış olarak tespit edildi. Firmalar gelecek 3 aya ilişkin satış fiyatlarının bir önceki çeyreğe göre aşağı yönlü değişmesini beklerken söz konusu beklenti imalat sanayinde daha da güçlü olarak dikkati çekti. Sanırım bu aşamada satamayacakları rakamları telaffuz bile etmek istemiyorlar. Çünkü Çin gibi bir dev piyasaları regüle etmeye devam ediyor.
KAYBEDECEK ENERJİKALMADI
Anket sonuçlarını değerlendiren BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, bir önceki anket döneminde ateşin düşmeye başladığını ifade ederken, Mart 2025’te yaşanan siyasi gelişmelerin ekonomiyi olumsuz etkilediğinin görüldüğünü söyledi. Küçükkayalar, “Bizim gibi ülkelerin ekonomisi dışı etkenlerden çok fazla etkileniyor. Tam düze çıkıyoruz derken yaşanan gelişmeler zaten kırılgan olan ekonomimizi sarsıyor. Heder olan hepimizin emekleri, ülkemizin gelirleridir. Bunları yerine koymak da kolay olmamaktadır. Temennimiz, dünyada giderek belirginleşen ticaret savaşlarının toz duman ortamına bu kadar kırılgan bir yapıyla dalmayalım. Umudumuz, yaklaşan fırtınayı ve doğabilecek fırsatları görüp tedbirleri gecikmeden almamız yönündedir. Kaybedecek enerjimiz kalmamıştır” dedi.
19 Mart 2025 günü saat 06.55’te İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yapılan operasyondan hemen sonra dolar kuru 41,50 TL’ye fırladı, Merkez Bankası kaynaklarından döviz satışı geldi ve MB faiz artırmak zorunda kaldı. Yabancı yatırımcı borsa başta olmak üzere tüm finansal yatırımlarını sattı ve Türkiye’den çıktı.
İş dünyası artık biraz daha moralsiz...
Olan yine bize oldu!
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Can TOPAKTAŞ
Bursa’dan uyarı üstüne uyarı!
Bugün öncelikle ‘BUSİAD Yüksek Danışma Kurulu (YDK) Bildirisi’ ile başlamak istedim. ‘24 Nisan Kararları’ adını verdiğim bildiri, hem topluma hem de Ankara’ya ciddi uyarıların yer aldığı tarihi bir metin olarak önümde duruyor.
Bildirinin altında YDK Başkanı Ergun Hadi Türkay’ın imzası var.
Uluslararası üretim ve ticaret konularının irdelendiği, ABD Başkanı olarak ikinci kez göreve seçilen Donald Trump ve ekibinin aldığı kararlara atıfta bulunan tümcelerin yer aldığı bildiride, Türkiye’nin gelecekte karşılaşacağı sorunlu alanlara işaret ediliyor. Trump’ın ilk döneminde Çin ile giriştiği ticaret savaşını daha da alevlendirerek sürdürmekte kararlı görünmesinin altında yatan nedenlere değinilen açıklamadaki, “Bu kez tüm dünyaya ticaret sopası gösteren Trump’ın karşısında daha güçlü duran bir Çin görüntüsü söz konusu” tümcesi, önümüzdeki yılların şifresi gibi.
Bildirideki, “Neden ne olursa olsun, yeni bir dünya sistemi yaratılma süreci önümüzde belirginleşiyor. Bu sürecin yıkıcılığı ise tüm dünya insanlığı için bilinmez görünüyor. Hatta ABD yönetiminin bile (Trump’ın) atacağı adımları kestiremediği, sürekli değişen gümrük vergilerinden anlaşılıyor.
ABD’nin İkinci Dünya Savaşı sonucu dünyayı ikna ettiği ve 1970’lerde ortadan fiilen kaldırdığı Bretton Woods sistemi gibi rezerv para dolar idaresi de sanki tarih olacak gibi. Yeni uluslararası para idare biriminin kripto para mı? Altın mı? Ya da başka bir seçenek mi olacağı merak edilmekte” sözleri dikkatle ele alınmalı.
***
BUSİAD YDK üyelerinin ince eleyip sık dokuduğunu defaatle gören bir gazeteci olarak attıkları her adımın ülke menfaatleri açısından değerli olduğunu belirtmeliyim.
Başta tekstil olmak üzere daha pek çok sektörün zorlandığını, konkordato ve iflas furyasının başladığını, çeklerin ödenemediğini, ucuz krediye ulaşamayan iş insanlarının sermayeden yediklerini, fabrika kapanışlarının arttığını, toplumda açlık ve sefaletin görünür hale geldiğini, yazılım uzmanları ve tıp doktorları gibi daha onlarca alandaki uzman Türk gençlerinin ülkeyi terk ettiklerini unutmayalım.
***
YDK bildirisinde altı kalın bir çizgiyle çizilen başkaca ayrıntılar da var...
ABD’nin rezerv para değişimi ve Çin’in büyük ekonomisiyle çatışma arzusunu barındıran bu ticaret savaşının dünyanın ortasında, tüketim ve üretim kanallarının hub noktasında olan Türkiye için riskler ve önemli avantajlar barındırdığına da değinen Bursa’nın önde gelen iş insanları, “gerek Rusya ile olan olumlu ilişkiler, gerek AB’nin güvenlik açısından Türkiye’yi tekrar hatırlaması, gerek Trump’ın Türkiye’ye sıcak bakması ve gümrük vergisinde en alt limitte tutması, gerekse Çin ile yatırımlar konusunda atılan adımlar bir denge politikası içinde olduğumuz izlenimini vermekte ve biz iş dünyasını memnun etmektedir” sözleri de moral verici.
Ancak hemen arkasından gelen benim de tamamen katıldığım çarpıcı bir tespit var; “Bu avantajların yanı sıra, hukuk, özgürlükler ve demokrasi konusunda karnemizin hala iyi bir izlenim vermediği de ortadadır” sözleri Ankara’ya mesaj niteliğinde.
YAPAY ZEKA
YDK üyeleri, dünyadaki değişimlere değinirken ‘Yapay zeka’nın getireceği olumlu yönlere olduğu kadar yıkıcı taraflarına da değinmeden geçmediler.
“Sanayi devrimlerini ıskalamış bir ulusun iş insanları olarak, bu kez yapay zekâ ile sınıf atlayacak bir kapı aralandığını görmüşken, gündelik ekonomik sorunlarla uğraşmaktan, o açık kapıdan içeriye bakmaya bile yaklaşamıyoruz. Ve her geçen gün kapının biraz daha kapandığını da görüyoruz.
Yapay zekâyı yaratacak ve kullanacak olan, iyi eğitim almış ve dünya ile entegre olabilmiş genç insanlar olacaktır. Ancak bizim gençlerimizden iyi eğitim almış olanları, son yıllarda batıda yaşamayı tercih ederken, son yaşanan gelişmelerle bunun sayısının artmasından endişeliyiz.
Gençlik her zamankinden çok daha önem kazanmıştır. Onları küstürmek, kırmak Türkiye’nin gelecek yarışında geri kalmasına neden olacaktır.
Atamızın cumhuriyeti emanet ettiği gençlerimizi anlamaya ve onlara daha şefkatli, özenli ve korumacı olmaya önem vermeliyiz” sözlerine karşı çıkacak bir insan olacağını sanmıyor hatta beklemiyorum.
Eğer varsa yapay zekadan yararlanarak o insanın geçmişini, geleceğini, hangi alanlarda yetenekleri olduğunu hemen sorgulamak isterim.
ÖNERİLER ÇARPICI
BUSİAD YDK başkan ve üyelerinin önemli olduğuna inandığım tespit ve önerileri de Türkiye’nin önünü açacak niteliklere sahip.
1-Türkiye’nin avantajlarını heba etmemek adına, terörü bitirmeye yaklaşan bir Türkiye olarak, Sayın Cumhurbaşkanı’nın da dediği gibi içeride birlik sağlamak zorundayız. Elbette bunun için de ilk görev iktidara düşmektedir. İktidarın kucaklayıcı ve önüne büyük Türkiye hedefini koyup, başta gençlerimiz olmak üzere, herkesi kucaklayacak bir tutum içinde olmasını umuyoruz.
2-Artan maliyetler, pazarlarımızda ve dünyanın genelinde yaşanmaya başlanan durgunluk, iş gücü maliyetinin rakiplerimizin çok üstünde olması nedeniyle başta konfeksiyon ve hazır giyim olmak üzere üretici güçlerimizin daha avantajlı ülkelere gitmesi, yine iş gücü maliyeti nedeniyle başta turizm olmak üzere pek çok sektörün yabancılara da pahalı gelmesi, döviz kurlarının tutulması nedeniyle bu maliyetlerin kısa sürede düşmeyeceğinin anlaşılması, finansa ulaşmanın tam olacak derken yeni faiz artırımı ile yine zorlaşması gibi çok sayıda sorunumuz olmasına rağmen, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve özgürlüklerle bu sorunların aşılabileceğine inancımız da vardır.
TÜSİAD’ın ardından Anadolu’da kurulan ilk SİAD olarak ülkenin geleceği için fikir üreten ve hemen her ciddi konuda rapor hazırlayan BUSİAD’dan yükselen sese kulak verilmesinin, hepimiz için yararlı olacağına inanıyorum.
*** *** ***
YATIRIMLAR DURUYOR
Yukarıdaki açıklamadan 11 gün sonra Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD), Bursa ekonomisinin nabzını tutmak adına, üyeleri nezninde Nisan 2025’te gerçekleştirdiği, İktisadi Yönelim Anketi’nin sonuçlarını açıkladı.
Anket, ‘düşünenlere ve anlayanlara’ çok şey söylüyor.
Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Özdemir’in katkılarıyla gerçekleştirilen çalışmada, katılımcıların yanıtları incelendiğinde öne çıkan veri, ‘yatırımların durduğu’ oldu.
Ocak, şubat ve mart aylarını kapsayan ‘Nisan 2025 (2025 I. Çeyrek) BUSİAD İktisadi Yönelim Anketine verilen yanıtlara göre; sanayi sektörü mevcut görünümünü koruyacak ancak kur şokunun etkileri yaşanacak ve yatırım eğilimi azalacak.
Bu arada; ankete katılan firmalar, önümüzdeki üç ay içinde bir önceki çeyreğe göre üretim hacimlerinde değişim olmayacağını, istihdam düzeyinde bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak sınırlı bir iyileşme beklediklerini, önümüzdeki 6 ay boyunca da ücretlere ilişkin maliyetlerde yukarı yönlü bir değişim olacağını işaretlediler.
İHRACAT...
İhracat yapan firmaların, gelecek üç aya ait ihracat siparişlerinin bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak azalış yönünde bir değişim göstermesini bekledikleri ortaya çıktı. İmalat sektörü için faizlerin yukarı yönlü olması bir risk unsuru olarak dikkati çekerken; firmaların finansman ihtiyacı giderek artacak gibi duruyor. Ankete katılan tüm firmaların gelecek üç aylık dönemde TL cinsi kredi faiz oranına ilişkin beklentisinin bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak önemli ölçüde yukarı yönlü olduğu da görüldü. Bu aşamada Kredi Garanti Fonu (KGF) devreye girmeli.
MALİYETLER...
Ankete katılan firmalar gelecek 3 ayda ortalama birim maliyetlerinin artmasını beklerken, söz konusu beklenti bir önceki çeyreğe göre daha zayıflamış olarak tespit edildi. Firmalar gelecek 3 aya ilişkin satış fiyatlarının bir önceki çeyreğe göre aşağı yönlü değişmesini beklerken söz konusu beklenti imalat sanayinde daha da güçlü olarak dikkati çekti. Sanırım bu aşamada satamayacakları rakamları telaffuz bile etmek istemiyorlar. Çünkü Çin gibi bir dev piyasaları regüle etmeye devam ediyor.
KAYBEDECEK ENERJİ KALMADI
Anket sonuçlarını değerlendiren BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, bir önceki anket döneminde ateşin düşmeye başladığını ifade ederken, Mart 2025’te yaşanan siyasi gelişmelerin ekonomiyi olumsuz etkilediğinin görüldüğünü söyledi. Küçükkayalar, “Bizim gibi ülkelerin ekonomisi dışı etkenlerden çok fazla etkileniyor. Tam düze çıkıyoruz derken yaşanan gelişmeler zaten kırılgan olan ekonomimizi sarsıyor. Heder olan hepimizin emekleri, ülkemizin gelirleridir. Bunları yerine koymak da kolay olmamaktadır. Temennimiz, dünyada giderek belirginleşen ticaret savaşlarının toz duman ortamına bu kadar kırılgan bir yapıyla dalmayalım. Umudumuz, yaklaşan fırtınayı ve doğabilecek fırsatları görüp tedbirleri gecikmeden almamız yönündedir. Kaybedecek enerjimiz kalmamıştır” dedi.
19 Mart 2025 günü saat 06.55’te İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yapılan operasyondan hemen sonra dolar kuru 41,50 TL’ye fırladı, Merkez Bankası kaynaklarından döviz satışı geldi ve MB faiz artırmak zorunda kaldı. Yabancı yatırımcı borsa başta olmak üzere tüm finansal yatırımlarını sattı ve Türkiye’den çıktı.
İş dünyası artık biraz daha moralsiz...
Olan yine bize oldu!