31 Mart 2024 Pazar günü, yani sadece 2 gün sonra siz ve sandık baş başa kaldığınızda önce o siyah kalın perdeyi kapatın arkanızdan. 2 metreye 2 metrelik alanda tek başınasınız artık. Elinizdeki yetkiyi kullanacak ve yaşadığınız kentin, ilçenin ya da beldenin geleceğine karar vereceksiniz. Muhtarınızı da seçeceksiniz.

Yaşadığınız yerdeki adaylardan birine yakınlığınız, tanışıklığınız, geçmişini bilmeniz, adayın anlattığı projelere inancınız ve samimiyetine olan güveninizle  hareket edeceksiniz belki. Beyninizle yüreğinizin uyumlu olması gereken çok önemli anlardan birindesiniz.

SAKIN ACELEYE GETİRMEYİN! 

Emekliyseniz aldığınız maaşla bu seçimin ilintisini kuracaksınız, öğrenciyseniz ev kiralarını ve simit parasını düşüneceksiniz, aile babası olanlar geçinmenin çok zor olduğunu aklına getirecek, ev kadını evde pişen yemek çeşitlerinin giderek azalmasından yakınacak.

Esnaf eskisi gibi kazanamadığını, şoför aracının deposunu artık dolduramadığını, köylü ekip dikerken çektiği sancıları, sanayici her ay cebinden çıkan sigorta, hammadde, elektrik, su, vergi gibi zorunlu ödemeleri, müteahhit ‘imara açılacak yerlerdeki arsalarını’ aklına getirecek. Oy vereceğin yerdeki partililerin ‘yalvaran gözlerle sana bakmalarını’ fark etmiş olmalısın. Sakın rengini belli etme, meraklandır kefereleri.

MÜHÜR SENDE, KORKMA

Batılı düşünce sistematiğini (skolastik) benimseyenler için; temiz su, temiz hava, az nüfus, sanat dallarına kolayca ulaşacağı mekanlar, spor sahaları, piknik alanları, yüzme havuzları, bisiklet yolları, az katlı binalar, modern okullar, akan trafik, metro, kıyılarda rahatça oturacağı uygun ve ucuz restoranlar, kafeteryalar, kitapevleri, otoparklar, atölyeler, çocuklar için oyun parkları, tartan pistler, konut ile işyerlerinin ayrı olarak planlandığı yaşam vadileri, dar gelirliler için sosyal konutlar, turistlar için tarihi akslar, mimari projeler, anıtlar, eğlence yerleri ve huzurlu ortamları sağlayacak adaylar öne çıkar. Oylarını rahatça kullanırlar.

KANMA, ALDANMA

Mistitizme daha yakın olanların tercihleri için adayın ‘kendilerine yakın olması’ yeterli olmaktadır. Dünyadaki gelişmeler onları ilgilendirmez, insanın yaşamına etki edecek her ne varsa baştan ret edilmeli ve gerekirse defansif duruş sergilenmelidir. 1908 yılında New York metrosu açılabilir, biz 2’nci Meşrutiyeti ilan ederiz. Musul’dan getirilen ‘mavi su’yun alev alev yanması karşısında ürperir ve elçiyi sadaretten kovarız ama gün gelir o suyun esiri oluruz. ‘Şeytanın sidiği’ olarak dünyaya yön veren petrol bölgelerinden adeta sökülüp atılırız ama Gabar’da aramaya devam edebiliriz. Onlar PKK’yı o bölgeye monte ederek ‘Kürdistan hayali’ etrafında binlerce genci örgütlerken; Sen doktorlarını dahi tutamaz hale gelebilirsin.

“Çalıyorlar ama çalışıyorlar” diye bir söz yayılır, sesini çıkarmazsın. 

“Bu dünya imtihan dünyası” diye duyarsın ancak 100 bin metrekare arsası olan adam ‘Mülk Allahındır’ dedikten sonra başkan adayı olur ama sen soru dahi sormazsın. OLMAZ!

‘Bir insanın senden olması’ her şeye gözünü kapatman anlamına gelmemeli.

150 yıl önce İngiliz ve Alman devletlerinin Osmanlı sonrasına hazırlık yaptıkları bilgisine bile inanmadığınızı görürüz çoğu zaman. Onlar Avrupa’da bloklaşırken sen dışarda bırakılırsın ama ‘Gümrük Birliği’ nedeniyle yeterince zapt-ı rapt altında tutulursun. Berlin’den Bağdat’a kadar demiryolu döşeyen Alman hükümetinin ‘turistik seyahat’ yapmayacağı gün gibi ortadadır. Uyanmak işimize gelmez. Oysa her sabah en erken uyanan sensin; ‘Gerçek uyanma zamanı’nı kaçırıyorsun. Yalanla yaşanmayacağını biliyorsun ama hoşuna da gidiyor sanki. Sen söylemediğin için sorun yok sanıyorsun. Oysa vereceğin her oy O’nu azdıracak, Mudanya yerine Kayseri’ye deniz getirecektir!

Her ne dilersen olur. Her kimi seçersen hayır getirsin. Türk yurdu bayındır olsun.

Evinizde, işinizde bağınızda bolluk dilerim.

Siz, 1 oyla her şeyi değiştirirsiniz.

Yeter ki düşünün, izleyin ve araştırın.

Ikra ya seydi, Ikra ya muvahhit.