Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

PROF.DR.BÜLENT OKTAY İLE ÇOK ÖZEL

42 yıldır Bursa'da hizmet vererek artık bizden biri olmuş olan kentimizin değerli Üroloji Uzmanlarından Prof. Dr. Bülent Oktay ile güzel, keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Haber Giriş Tarihi: 05.05.2018 00:00
Haber Güncellenme Tarihi: 05.05.2018 00:00
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
PROF.DR.BÜLENT OKTAY İLE ÇOK ÖZEL

Babamın mesleği dolayısıyla tüm öğrenim hayatım boyunca birçok yerde okumak zorunda kaldım. İlkokulu üç yerde, ortaokul ve liseyi de iki yerde okuyarak tamamladım. İlginçtir Üniversiteyi de iki yerde okudum. Bursa Tıp Fakültesi'ni kazanmıştım. Bursa Tıp Fakültesi İstanbul Tıp Fakültesi desteğiyle kurulmuş olduğundan dolayı ilk iki yıl Çapa'da okuduktan sonra 3. yılda klinik çalışmalarına başlarken Bursa'ya Tıp Fakültesi Hastanesi'ne geldim.

ARTIK BURSALI SAYILIRIM

Tabii ki arada bir eğitim için Birleşik Devletler ve Avrupa'da bir kaç yere gittim, yine ufak tefek eğitim süreçleri ve askerlik için biraz yine dışarıya çıktım. Bu tür ufak tefek şehir dışına çıkmalar haricinde genel anlamda 42 yıldır Bursa'dayım.            

                          

BURSAYA GELİŞ SEBEBİM                                                                                                     

Evimiz İstanbul'da Bostancı'daydı ve her gün Çapa'ya gidip geliyorduk, günde iki üç saat trafikte zaman geçirdiğimizden bu beni gayet zorluyordu. O yüzden ben de Bursa'ya gelmek istedim. Uzun yıllar 1990'lı yılların ortasına kadar Bursa gayet güzel bir kentken hızlı büyümeden kaynaklanan sıkıntılardan dolayı ve bu kontrolsüz büyümenin iyi idare edilememesinden dolayı yolu olmayan büyük yerleşim yerleri görüntüsü vermeye başladı. Ben bu süreçte Bursa'da iyi yönetilemediğine inanıyorum. Ne yazık ki İstanbul'daki durum, Bursa'da da oluştu. Fakat ben Bursa'yı ve Bursa Tıp Fakültesi'ni çok seviyordum Tıp Fakültesinde kalarak mesleğime devam etmeyi hedefliyordum ve bu da gerçekleşti. Bunun içinde gayet memnunum.

ÜROLOJİ ANABİLİM DALI BİR EĞİTİM MERKEZİ OLDU

---- Öğrenciyken ders anlatan hocalardan başlar bu etkilenme, mesela bir hocayı çok seversiniz tavırları, söylemleri, konuşması aynı zamanda bunun yanında gece gündüz hastanede kaldığınız acemi çıraklık dönemlerinde okul bitmeden daha halen öğrenci iken,  Kıdemliler ameliyata girerdi klinik bize kalırdı. Ben o zamanlar üroloji bölümünde kalmıştım, orayı çok sevmiştim. Sonra sınava girdim asistanlığımı da burada yapmıştım. Asistanlık dönemimde de Türkiye'nin o dönemlerinde çok şey farklıydı her şey yapılmıyordu.

BURSA’DA BÖBREK NAKLİNDE ÖNEMLİ YOL KATETTİK                                                      

 O zamanlar sadece organ nakli 4-5 merkezde yapılıyordu. Türkiye'de asistanlık bitince burada eğitime devam ettik, böbrek nakli için yurt dışına gittim. Dönüşte böbrek nakli yapma fırsatım oldu, 1988 yılının son günüydü,  (6 ay sonra 30 yıl oluyor). 1989'dan, sonra o günlerde yavaş yürüyen bir işti, bilinmeyen bir şey zaten, Türkiye'de az yapılıyordu, gittikçe çabalarla bu iş büyüdü toplumda kabul gördü. Organ Nakli kaynağı iki tane bir canlı, birde ölüden kadavra edinme oranı çok düşük ama Güney Marmara'da yıllardır herkesin çabasıyla kadavradan organ edinilen, Avrupa ortalama ortalamalarında bir bölge oldu. Güney Marmara'da bugün bu bölgede yılda 200'e yakın nakil yapılıyor. Türkiye ortalamalarının üzerinde bir rakam, bir de ama tabii halen yetersiz 60.000 civarında bekleyen var Türkiye'de. Bekleyen havuz bir türlü boşalamıyor, alınacak daha çok yol var. Çok zamandır da bu çalışmalar devam ediyor.

TÜRKİYE’DE SES GETİRDİK

2000'li yılların sonunda bir Fransız Devrimi gerçekleşti. Aslında 90'ların sonunda laparoskopi denilen bir uygulama. Eskiden tabii 15-20 santim ameliyatlarda kesiler olabiliyordu. Bu ameliyatlarda ikinci bir Fransız Devrimiydi. Her ameliyatta bu büyük olabilen kesiler sıkıntı yaratmaktaydı. Bu tür kesilerin son bulması açısından bu bana iyi bir fikir olarak geldi ve bu eğitimler için o dönemde Fransa'ya gittim.  Ben bunu yaparım diye. Hakikaten de döndükten sonra o zamanlar Uludağ Üniversitesi'nde hızla diğer arkadaşlarla da bu bilgileri paylaşarak birkaç yıl içerisinde bu tür üroloji ameliyatları kapalı yöntemle dediğimiz laparoskopiyle yapar olduk. Türkiye'de de ses getirdik. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim dalı bir eğitim merkezi oldu. Türkiye'deki diğer üniversitelerden gelenlere üçer aylık altışar aylık bu işi öğrenmeleri için eğitimler verildi. Bu bizim için de tabii büyük mutluluk oldu.

TAM GÜN YASASI ÇALIŞMA PROGRAMIMIZI DEĞİŞTİRDİ

Tam Gün Yasası'nın da zorlamasıyla, Tabipler Birliği tam gün maddelerin de muayenehane kapatma maddesine itiraz ederken ikili çalışmaya itiraz etmedi. Ben o zamanlar ikili çalışıyordum ve o zaman da bir tercih yapmak zorunda kaldım ve özel kurum Acıbadem Bursa Hastanesine geçtim. Aslında o süreçte bazı şeyler de tesadüfen de denk gelebiliyor. Bursa'ya ikinci bir böbrek nakli merkezi kotası bu planlamaya dahil olay, açıldı. Acıbadem kura çekti ve tam ben o sırada ayrılmıştım, yani ayrılıp Acıbadem'e gitmedim, ayrılmıştım. O zaman bana dönüp dediler ki, organ nakli merkezi kuramıyorlar bu alt ruhsata tabi bir iş, kurar mısın bir kere kurmuştum. Burada da daha hızlı daha yaygın bir hizmet verilebileceğimi düşündüm çünkü bugün organ nakli hangi hastanede olursa olsun tamamen devlet güvencesi içerisinde sıfır fark bedeli alınmıyor. Hiçbir fark alınmıyor, yani ve sonunda kurdum.

6,5 YIL’DA 650 TANE BÖBREK NAKLİ YAPMA FIRSATI OLDU

Acıbadem'de ortam çok uygun oldu. Teknolojimiz çok uygun oldu kapalı ameliyatlar yapıyoruz. Üç boyutlu kullanıyoruz,  laparoskopi Böbrek Naklinde bir sıkıntı vardır ekrandaki derinlik hissi yoktur, yan yana getirerek yaparsınız işlemleri. Onun için dikiş atmak falan da zordur. Ama üç boyutlu sistem var Türkiye'de halen bunu bir tek biz 4 yıldır kullanıyoruz. O derinliğin ne olduğunu pek anlamazsınız ama elinizi ekranın içine koyduğunuz da bu ihtiyaç haline gelir, yaparken çünkü ekrana bakıyorsunuz. Türkiye'deki ilk 5 merkezden biri olduk. Başarı açısından da aynı şekilde başarı olan bir iş sonuçta devam eder sadece ameliyat yapmak değildir olay, başarılı olmak da çok önemlidir.

HEKİMLİK ÖZVERİ İSTEYEN BİR MESLEKTİR

---- Rahmetli Doçent Doktor Erhan Yöney Göz Hocasıydı. Allah rahmet eylesin çok iyi ders anlatırdı. Yine şu anda sağlıklı olup mesleğine devam eden Erhan Oğul hocamız vardı. Her iki hocamız da mükemmel bir şekilde ders anlatırdı, beni bu mesleğe ısındıran hocalarımdandı. Hocalarımızdan birden çok iyi şeyi almak zorundasın zaten tek bir şeyi alırsanız sonuçta taklit olur.

Muhtelif sempozyumlara, Kongrelere, konferanslara gittiğimizde birçok genç arkadaş iyi yerlere gelmiş gençler gelip bize hocam biz sizin öğrencinizdik, deyince gerçekten çok mutlu oluyor insan. Bunu da ayrıca not olarak eklemek istiyorum.  Hekimlik, başka bir iş meslek dışı bir hayat modeli. Ayrıca geceniz, gündüzünüz, saatiniz yoktur. Uykunuzun en güzel saatinde Gece 03:30' telefonla çağrılabilirsiniz, akşam dostlarınızla bir program yapmış olursunuz ama onun öncesinde anında çağrıldığınızda gitmek zorunda kalırsınız, tatiliniz bölünür mü acaba diye, yakın yerlerde tatilinizi yaparsınız. Çok özveri gerektiren bir meslek. Çünkü çok fazla mesai harcanıyor çok büyük emek veriliyor, bu kadar mesai bu kadar emekle başka mesleklerde çok daha fazla para kazanılır diye düşünüyorum.

BAŞARI SEVGİDEN GEÇER

--- Lisede bu iş şekilleniyor, kendilerini tanımaları şart. Daha o yaşlarda ben doktor olacağım, ben mühendis olacağım diyor ve düşünüyorlar. Sosyal statüde bundan etkileniyor.  Burada tabii bu mutsuzluk da olabiliyor sevmediği işlere gidebiliyorlar.  Oturarak mı çalışır, gezerek mi çalışır, sevdiği işite mi çalışır. Bunlar çok önemli başarı her zaman mutluluk getirmiyor ikisi bir arada olması gerekiyor öğrenci seviyesindeki arkadaşlar neye yatkın oldukları konusunda rehberlik de alabilirler. Öncelikle bunu öğrenmeliler, gerekli önceliği kendilerine tanımaları lazım. Daha diyelim ki popülaritesi az olan bir meslek de belki de çok daha başarılı olabilirler. Eğer doğru bir yola girerse. Meslekte mutluluk ve başarı çok önemli mesleklerinde başarılı olan insanlar da çok az aslında. Mutlaka doğru insanlar doğru meslekleri seçtiklerinde dünya çapında dahi başarılı olabilirler.

HOBİ HER İNSANDA OLMALIDIR

--- Biz kuşak olarak baby boomer kuşağındanız. Bizim kuşak mesaisine sadıktır. Ama mutlaka bir şeyler de tamir eder, hobi çoğu insanda olmalıdır ama daha çok tamir ile ilgilidir evde bir şey bozulunca yapar ya da yaptırır. Ayrıca iki teker merakım var çocukluğumdan beri, halen motosiklet kullanıyorum üç tane motosikletim var. Deniz merakım var asistanken başlayan bir tekne merakım var küçük bir teknem var şu an. Bildiğiniz kayıktan büyükçe 10 metrelik bir teknem var. Denizciliğe meraklıyım, olabildiği kadar yazları yapmaya çalışıyorum. Yakın kıyılarda demir atıp durabilecek adalarda olmadığından dolayı Ayvalık'ta duruyor teknemiz ve Ayvalık etrafında 22 tane adanın olması oralarda gezme ve demir atma şansımızı arttırıyor.

İlk çıkan dijital makinelerden beri 1995 yılından itibaren dijital fotoğraf arşivim var. Bu fotoğrafları iki ayrı hard diskte yedekliyorum.

HASTA - HEKİM İLİŞKİSİ ÖNEMLİDİR

---- İki tarafta dürüst  olmaları, bu çok önemli. Ayrıca kamuda hastalara zaman ayırma maalesef çok zor, çok az dakikalarla kamuda hizmet verilebiliyor. Bu kadar kısa zamanda hekim hastayı anlayamıyor. Ancak sadece bakabiliyor. Aslında, çoğunlukla insanlar sağlıklarına yeteri önemi vermiyorlar. Kaybederken bile o arada önce kendi işlerini yapıp, mesai bitiminden sonra bir çözüm arıyorlar, ama kaybettikten sonra her şeyi bırakıp sağlık peşinde koşuyorlar. Böyle bir ikilem var.  Bu işe mutlaka yeteri kadar zaman ayırmalı hem Hekim'in yeteri kadar zamanını ayırması, hem de karşıdaki hastanın yeteri kadar zaman ayırması gerekiyor. Karşılıklı olursa hem önleyici olur, hem de teşhis tamam olur ve böylece tedavi yönüne gidilir. Bu bir sanat  sonuç itibariyle. Mutlaka zamana ihtiyaç var.

Önleyici tedbirler olarak genel tedbirler var Check-up programları var. Önleyici tedbirler mutlaka düzenli takip edilmelidir.

Derin fikir ve görüşleri ile bizleri de kısa sürede kendisine hayran bırakmış olan Bursa' mızın branşının gözde Profesörlerinden Dr. Bülent Oktay'a bizlerde Bursa Haber Gazetesi ailesi olarak çalışmalarında ve gelecek hedeflerin de başarılar diliyoruz.

İletişim Bilgileri:

Adres: Bağlarbaşı Mahallesi, 1. Sedir Sk. No:15, 16170 Osmangazi/Bursa

Tel: 0224 249 03 07

HABER VE FOTORAF: ÖZKAN YILDIRIM

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.