Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

DR. FİKRİ PALA İLE YÜZ YÜZE..

AK Parti'den 27. dönem milletvekili aday adayı olmuş olan Dr. Fikri Pala ile güzel keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Haber Giriş Tarihi: 11.05.2018 09:43
Haber Güncellenme Tarihi: 11.05.2018 09:43
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahaber.com/
DR. FİKRİ PALA İLE YÜZ YÜZE..

Röportajımıza başlamadan evvel Sayın hocam sizi tanıyabilir miyiz?

1956 Van doğumluyum. İlk orta öğrenimimi ve liseyi Van'da bitirdim. 1973 yılında Bursa'ya geldim. 1973 -1977 arasında Bursa İktisadi ve Ticari Bilimler Akademisi'nden mezun olarak tamamladım. Daha sonra 2 yıl İstanbul'da banka müfettişi olarak görev yaptım. 1979 Mayıs'ında üniversiteye Araştırma görevlisi yani o zamanki adıyla asistan olarak geldim ve o tarihten bugüne kadar da üniversitede görev yapmaktayım. Şu anda Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesiyim, Yüksek Lisans ve doktoramı da burada tamamladım. Yaklaşık 40 yıla yakın Öğretim üyeliği, Öğretim elemanı olarak görev yaptım. Son olarak da idari görevlerden şuanda Rektör Başdanışmanı olarak görev yapıyorum. Yani yönetimdeyim. Ayrıca, Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü'nü yapmaktayım. Başvuru yaptığım zaman da bu görevlerimden ayrılmış oldum, Şu anda işsiz bir vatandaşım.

Hocam, çok güzel bir kariyer sonucunda siyasete giriyorsunuz. Peki neler hedefliyorsunuz?

Siyaseti, tabii halka ve hakka hizmet olarak görüyorum, siyaset deyince halka ve hakka hizmet esastır. İdeallerimiz var ideallerimiz içinde davamız var. Davamız İslamı bütün gayretlerimiz göstererek İslam dünyasını İslamiyeti bütün dünyaya tanıtmak temel hedefimizdir. Bugüne kadarki bütün Türk imparatorluklarının da tek gayeleri vardı, ilahi kelimetullah.  Benim ömrümde bu yolda geçiyor, üniversitede 40 yılı aşkın bir süreçte bunu bizzat yaşadım, bundan sonra da eğer görev düşerse siyasi olarak gerek Türkiye'de, gerek dünyada bu hizmetlerimizi, gerçi hizmet demeyelim de bu faaliyetlerimizi devam ettirmektir. Bazı şeylerimizi maalesef kirlettiler alçak 15 Temmuz hareketi bütün değerlerimizi yerle bir etti. O nedenle bunların bizim yani dindar ve müslüman kesimler ile hiçbir alakası olmadığını göstermiş oldular. Bizim tek bir amacımız vardır rıza-i ilahi dairesinde yaşamaktır, başka dünyevi, hiçbir hatta uhrevi olarak cennet bile karşılığında talep edilmez. Edilmesi de makbul değildir.

Peki sayın hocam 24 Haziran seçimlerinde AK Parti'nin şansını nasıl değerlendiriyorsunuz?  Bu konuyla ilgili bizlere neler söylemek istersiniz?

AK Parti gerçekten şunu söyleyebilirim ki ömrümde hiç siyasi kimlik taşımadım, fakat hiç de siyasetin dışında da kalmadım. Resmi kimlik taşımadım. AK Parti'nin kuruluşundan bugüne kadar hep birlikteydik, üniversitede AK Parti ile ilgili herhangi bir çalışma olursa bana gelirler, AK Parti'ye kafa tutmak isteyenler de yine bana gelir. Dolayısıyla tabii bir temsilcisi gibiydim zaten. Buradaki esas amacımız gençlerimizi geleceğe hazırlamaktır. Burada 75.000 öğrencimiz var. Dolayısıyla öğrencilerimize önce davranış biçimleri, yaşantımız ile örnek olmayı hedefledik, sonra bilgi depolamayı. Yoksa sadece bilgi toplamak odun yığınlarını bir yere depolamak gibidir. Hayata geçirilemeyen bilgi, bilgi değil bir yüktür, inancındayım.  Dolayısıyla bu çalışmalarımızda yine Allah'ın izniyle eğer görev verilirse milletimiz uygun görürse bu yolda gideceğiz.  AK Parti'ye gelince AK Parti ülkemize tabiri caizse çağ atlattı. Sadece bunu ben söylemiyorum zaten görünüyor. Edirne'den  Van'a kadar gidildiğinde her şey apaçık ortada. Gerek kara yolu, gerek hava yolu, gerekse Karadeniz üzerinden deniz yoluyla giderseniz Türkiye'nin nereden nereye geldiğini görebilirsiniz.1973'te Bursa'ya geldiğimde Bursa köyden bozma bir şehirdi. Tabii ki her Hükümet gerekli zamanlarda katkı sağlamıştır ama 2004'den itibaren AK Parti'nin varlığı çok açık seçik ortaya konmuştur. Bazen Reis için diktatör vesaire diyorlar.

İki kör köfte yerlerken, biri diğerine hop 2-2 atıyorsun ağzına demiş. Ya nereden anladın demiş diğeri, ben öyle yapıyorum da ondan demiş. Yani diktatör eğer Recep Tayyip Erdoğan ise bu Türkiye'de diktatör olmayan hiç kimse yok demektir. Diktatörlüğü 28 Şubat'ta, 12 Eylül'de arasınlar. Ben o süreci yaşayanların başında geliyorum 28 Şubat'ta Sürüm Sürüm süründürülenlerdenim. Soruşturmalar neticesinde alnımın akı ile görevime dönen biriyim. Dolayısıyla bizim hedefimiz kimseden intikam almak değil, olamaz. AK Parti'de böyle bir şey yapmadı iktidardayken hatta kapatma tehlikesi dahi yaşadı.  Fakat ne bir intikam ne de bir 2. sınıf vatandaş olarak davranış göstermediler. Benim için insan insandır. Elbette benim dışımdakilerin benim gibi düşünmesini beklemem söz konusu değildir. Benim gibi düşünmüyorsa zaten ben de onun gibi düşünmüyorum demektir. Yani dolayısıyla Cenab-ı Hak yaratmıştır o yüzden herkese saygılıyızdır. AK Parti'de saygılıdır. Son 14 senede yapılabilecek şeyi eğer diktatör olsaydı çok ağır yapardı, birçok kesimlere müsamaha gösterdi. Barış olsun diye, açılım sürecini gerçekleştirmeye çalıştı. Vazgeçin bu sevdadan gelin vatan için çalışalım dedi. Diktatör olan bunu yapmaz. Bilakis diktatöryal ne varsa Reis için uyguladılar, AK Parti için uyguladılar.  Buna karşılık hiçbir zaman bir şey yapılmadı yani İntikam duygularıyla yaklaşılmadı. 15 Temmuz hadisesi de çok ağır bir darbedir, 28 Şubat belki 15 Temmuzdan daha ağır bir darbeydi. Çünkü sinsi bir darbeydi. Bizde 15 Temmuz gecesinden itibaren sokaklara çıktık ve onlar da boyunun ölçüsünü aldılar.

28 Şubat sürecinde yapılanlar gibi bir davranış biçimleri varsa çıksınlar söylesinler. Dolayısıyla kesinlikle bir diktatör vesaire havası yok. Zira burada, mesela namaz kılmanın ne kadar zor olduğu bir dönem geçirdik. Başörtülü kızlarımız İzmir asfaltına Jandarma tarafından bırakılmalarını gördük. Şu an kesinlikle  baş örtülü müdür, etekli müdür, açık mıdır kapalı mıdır. Kesinlikle böyle bir şey yok. Herkes istediği gibi giyinebilmektedir. Bu bir hürriyet meselesidir. Hürriyet'te budur.

Peki hocam milletvekili olursanız ilk kanun teklifini hangi konuyla ilgili vermeyi düşünüyorsunuz?

Benim hedef kitlem var üniversiteden gelmiş olmak itibariyle. Birincisi; Hedef kitlem gençlerdir, gençlerle yola devam etmemiz gerektiği kanaatindeyim.  Gençlerimizi yarınlara hazırlamamız gerekiyor, sadece bilgi yükleyerek değil, devletin her kademesinde kimisine staj, kimisine Yurtiçi, yurtdışı görev vermek suretiyle onlara tecrübe kazandırmak sevdasın dayım. İkincisi; Toplumumuzda yaş ortalaması gittikçe yükseliyor yaşlılarımız çoğalıyor,  çekirdek aile olması münasebetiyle de yaşlılarımıza bakmakta, bizim dinimizin, inancımızın sağladığı yeterli saygıyı Ailelerimiz göstermeyebiliyorlar. Dolayısı ile onlara ne tür destek verilmesi gerekiyorsa yaşlılara vereceğiz. Üçüncüsü, ve en önemlisi ise engelliler içindir. Engelliler Allah'ın bizlere bir emanetidir dolayısı ile onlar içinde gerek uluslararası, gerekse ulusal birçok projede gençlerimizle her şeyi halledeceğiz çok genç bir potansiyelimiz var üniversitemizde 75.000 öğrencimiz var. Hepsi gerçekten zehir gibiler gerçekten gençlerle çalışmaktan zevk alıyorum. Cumartesi günü temayül yoklamasını bırakıp yine bir tesiste 50 civarında genç ile hasbihal ettik. Bunları hedef olarak kendime aldım mesleki olarak da benim branşım finans, işletme dolayısıyla ticari işleri bütçe ile ilgili, Türkiye'nin gelmesi gereken yere nasıl geliri, piyasa şartlarından gelen biri olarak, yıllardır ben özel şirketlerle dirsek temasım var.  Dolayısıyla onların nasıl çalıştığını çok yakından biliyorum. Bir bürokrat gözüyle değil bir uygulayıcı gözüyle, Devleti bütün bu ticari hayatın içinden çekip, bütün gücüyle Devleti ticari hayatın destekçisi olarak arkalarına koymak hedefindeyim, inşallah. Böyle de yaparsak Türkiye çok yakın bir zamanda 2023 hedefine ulaşacağını ve fert başına milli geliri istenilen seviyeye getireceğimizi ümit etmekteyim.

Seçimlere de çok yaklaştık. Yaklaşık olarak 46 gün kaldı, son olarak vatandaşlarımıza ne tür mesajı vermek isterseniz?

Benim mesajım şudur, vatandaşlarımız milletin dediği Demokraside esastır. Herkes bu esasa boyun eğmek zorundadır, kimse milletten daha büyük değildir. Allah'tan sonra en büyük millettir, milletin temayülü neyse temayül gösterdiği kimseye de partide onlara hizmet etmek zorundadır. Benim milletim kahraman bir millet, Gazi bir millet, hiçbir zaman dışarıdan gelip de bu milleti yıkamamışlardır. Tarihte görülmemiştir. Sebebi de bu kahramanlıklarıdır. Peki neden yıkılmıştır dersen. Hep içten yıkılmıştır. Birlik beraberlik içerisinde bütün dünyaya "tek" vücut olduğumuzu göstermeliyiz. Komşularımız alemi İslam bütünüyle bizim arkamızda yer alır. Referandum sürecinde 8-10 Avrupa ülkesinden buraya profesörler gelmişti, toplantıda ağırladım onları. "Türkiye'yi siz sadece Anadolu'dan İbaret sanmayın" dedim.  "Türkiye Afrika'dır, Ortadoğu'dur, uzakdoğu'dur, ortaasya'dır Türkiye Balkanlar'dır nerede mazlum varsa Türkiye oradadır"dedim. "Mesela İsveç Kralının başı sıkışmıştır Osmanlı yardıma gitmiştir. Fransa yardım istemiştir Osmanlı yardım etmiştir ne için göndermiştir?  Ezilen bir millete asla gönlü razı olmamıştır. Tıpkı bugün Suriye'deki hareket gibi sizin ne işiniz var?"  dedim orada ."Biz yardıma gitmişiz" dedim. İşte bizim milletimizin bu genel karakteri milletimizden alınan güçtür bu yoksa hiçbir yöneticimiz kendi gücüne kuvvetine güvenerek bu yola çıkmaz. Dolayısıyla milletimize güveniyoruz. Tabii ki birbirimizle anlaşamayabiliriz ama dışarıdan bir tehlike olacağı zaman bu millet her zaman omuz omuza verebileceğini göstermiştir. Diyerek sözlerini tamamladı.

İnsancıl yaklaşımı, gençlere olan inancı ile bizleri kısa zamanda kendine hayran bırakmış olan Dr. Fikri Pala'ya bizlerde Bursa Haber Gazetesi ailesi olarak çalışmalarında başarılar diliyoruz.

HABER VE FOTORAF ÖZKAN YILDIRIM

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.