Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Recep Tayyip Erdoğan

Bursa Haber - Recep Tayyip Erdoğan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Recep Tayyip Erdoğan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ''Sabıkalı belediyecilik anlayışı, yeniden hortladı'' Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ''Sabıkalı belediyecilik anlayışı, yeniden hortladı''

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen Medeniyetimizde Şehir ve Mekan" Temalı Şehircilik Zirvesi ve "Kentkırım Sergisinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türk şehircilik tarihine adını altın harflerle yazdıran ve "Bir yapı sadece sağlam olmakla yetinmez, aynı zamanda zarif olmalıdır" diyen büyük usta Mimar Sinan’ın şahsında; eserleri ve fikirleriyle bizlere yol gösteren ecdadımızı bir kez daha burada rahmetle yad ediyorum. Bugün de aynı tasavvurla şehirlerimizin imarına katkı yapan, ihyasına destek olan bilim insanlarımızı, sanatçılarımızı, mühendislerimizi tebrik ediyorum.Şehircilik Zirvesini, gerek biz politika belirleyenler gerekse bu politikaları uygulama merciinde olan kurumlarımız açısından çok kıymetli buluyoruz. Zirvede sunulacak bildirilerin, buradan çıkacak sonuçların şehirlerimize, ülkemize, milletimize yeni ufuklar kazandıracağına inanıyor, zirvemizin başarılı geçmesini can-ı gönülden temenni ediyorum" dedi. Millet olarak, insanın gönlünü "Beytullah" bilen, evle eşdeğer tutan, gönül yapmayı erdem ve fazilet, gönül yıkmayı ise zulüm ve felaket olarak gören bir anlayışa sahip olunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan," "Dostun evi gönüllerdir/gönüller yapmaya geldim" diyen Yunus Emre, aslında bizim mekân tasavvurumuzu da hülasa ediyor.İnancımız, medeniyet birikimimiz ve bunu ifade ettiğimiz dilimiz; yapmak, mamur kılmak, inşa ve ibda etmek merkezlidir. Bunun içindir ki; milletimiz tarih boyunca şehir yıkan bir millet olmamış; tam aksine şehir yapan, şehir kuran, fethettiği şehirlere zarar vermek şöyle dursun, onları eskisinden daha mamur hale getiren bir millet olmuştur" ifadelerini kullandı. "Şehir, medeniyetinde, bir arada yaşanan mekân olmanın ötesinde, bizatihi kimlik ve kişilik sahibi bir muhatap olarak kabul edilmektedir" diyen Erdoğan, insanın şehre bir kimlik verdiği kadar, şehrin de insana bir kimlik bağışladığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan," Tarihte ilim, kültür, sanat ve edebiyat erbabının şehirleriyle birlikte anılması "hemşerilik" refleksinden ziyade, şehrin insana kimlik kazandıran, işte bu yönünü vurgular" açıklamasını yaptı. Türkiye’nin geleneksel şehir mimarisinde insanın kalbinin şehrin kalbiyle, şehrin kalbinin, insanın kalbiyle birlikte attığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan,"Kentimiz kendimizdir" ve kentimizi nasıl gördüğümüz, kendimizi nasıl gördüğümüzün bir nevi aynasıdır. Türk-İslam şehir mimarisinde insanın hakkı gözetilirken; şehirde beraber yaşadığımız küçük canlıların, kuşların, ağaçların, ufkun, gün ışığının hakkı da gözetilmiş, bunlara her zaman riayet edilmiştir" değerlendirmesinde bulundu. Türkiye’nin özellikle de Anadolu’nun dünyada eşi benzeri görülmeyen bir şehircilik tecrübesine sahip olduğunu bildiren Erdoğan,"Bin yıldır yurt tuttuğumuz ve ebediyete kadar yurdumuz olacak bu topraklar, dünya şehircilik ve mimari tarihi açısından bir laboratuvar gibidir.Milletçe; Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinde, bir yandan bu mirasın yaşayan yanlarını alarak yeni terkipler oluştururken, diğer yandan da kendi şehircilik anlayışımızı yansıtan yeni şehirler kurarak, coğrafyayı vatana dönüştük.Ecdat fethettiği her beldeyi öncelikle şehir mimarisi açısından ele almış, abat etmiş ve mamur kılmıştır. Batıya ilerleyişimiz, şairin dediği gibi ardında "çil çil kubbeler" serperek bir fetih hareketiyle birlikte bir imar ve inşa hareketi olarak gerçekleşmiştir" dedi. Mimarimizi yeniden milli üslupla buluşturmak zorundayız Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haçlı işgalinde taş üstünde taş bırakılmayan İstanbul’un yaralarının, fetihten sonra süratle sarıldığı gibi, dünya mimari mirasına, Yahya Kemal’in "Türk İstanbul" olarak adlandırdığı yeni bir İstanbul hediye edildiğini belirterek, "Bakın şurası da fevkalade önemlidir: Ecdat, medeniyet havzası özelliğine sahip, daha öncesinde bir şekilde hanlık merkezi olan başkent karakterli şehirlere şehzade göndermiş, ülke yönetme stajının bir şehri yönetmekten, ülke mamur etme stajının bir şehri mamur etmekten geçtiğini uygulamalı olarak göstermiştir.Nasıl Asya içlerinde kurduğumuz şehirler yerden bitmemişse, nasıl Ahlat birdenbire ortaya çıkmamışsaDünya mimarlık tarihine armağan ettiğimiz Mimar Sinan da hudayinabit değildir; kökleri tarihimiz kadar eski olan kolektif bir şuurun, bir zihniyetin eseri olarak ortaya çıkmıştır. Ev yaparken "Sırtını dağa yüzünü bağa ver" atasözüyle sağlamlığı, ufuk açıklığını, tarım alanlarının korunmasını öğütleyen milletimizin şehircilikte karşılaştığı açmazları iyi değerlendirmek, mimarimizi yeniden milli üslupla buluşturmak zorundayız.Fakat doğrusunu söylemek gerekirse, dünya kültür tarihinde şiir, musiki ve mutfakla birlikte ilk sıralarda yer aldığımız sanatların biri de mimari ve şehircilik iken, maalesef bu mirastan bugün yeterince istifade edemiyoruz" diye konuştu. "Çöp dağlarının cephanelik gibi patladığı bir şehri, Türkiye’de örnek gösterilen bir konuma getirdik" Bu zengin mirasın ve müktesebatın rehberliğinde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından itibaren şehirleri sadece inşa değil, daha önemlisi ihya etmek için canla, başla çalıştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan," Çöp dağlarının cephanelik gibi patladığı bir şehri, görev süremiz boyunca tüm Türkiye’de örnek gösterilen bir konuma getirdik. Dört buçuk yıl gibi kısa sürede musluklardan temiz su akmaya başladı, kokudan yanına yaklaşılmayan İstanbul Boğazının incisi Haliç temizlendi, çöp dağları kaldırıldı, İstanbul yeniden rahat bir nefes aldı. İnsanı merkeze alan, hizmet ve eser odaklı yerel yönetim vizyonuyla İstanbul’da yaktığımız bu meşaleyi, son 23 senede tüm Türkiye’ye taşıdık. Bir defa şunun bilinmesinde fayda görüyorumHem İstanbul’da emaneti yüklendiğimizde hem de 2002 Kasım’ında tüm Türkiye için kolları sıvadığımızda, karşımızda on yılların birikmiş sorunları vardı" dedi. Bunların en başında da 1950’lilerde başlayıp 1970 ve 1980’lerde zirveye çıkan düzensiz göç, çarpık kentleşme, gecekondulaşma ve hazine arazilerinin işgali gibi kronikleşmiş sorunlar bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunları görmezden gelmek yerine üzerlerine kararlılıkla gittik. Altyapı sorunlarını önemli ölçüde çözdük. Kentsel dönüşüm ve konut seferberliği ile dirençli kentleşme konusunda tarihi adımlar attık.Karşılaştığımız tüm engellere rağmen 2 milyonun üzerinde bağımsız birimi dönüştürmeyi başardık" ifadelerini kullandı. TOKİ vasıtasıyla 1 milyon 750 bin konut ürettiklerini kydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan," TOKİ projeleri sayesinde insanımız sadece ev sahibi değil, aynı zamanda iş sahibi oldu, bu projelerde istihdam edildi.Eser ve hizmet siyasetimizle vatandaşlarımızın hayat kalitesini yükselttik.Bunu özellikle şunun için ifade ediyorum: Biz, bu adımları atarken; "kentsel tasarım", "kentsel estetik" veya "kentsel dönüşüm" gibi kavramlar kimsenin gündeminde değildi. Zira o yıllarda başta İstanbul ve Ankara olmak üzere Türkiye’nin şehirleri, henüz en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyordu. Yolların çukurlarla dolu olduğu, temiz suyun evlere ulaşmadığı, şehirlerin adeta kaderine terk edildiği günlerden bahsediyoruz .Bugün, şehirlerimizi geleceğe hazırlayan onlarca reformumuz sayesinde artık çok farklı bir noktadayız. Yeni nesil şehircilik anlayışımızın gerektirdiği altyapı yatırımlarının büyük kısmını tamamlamış bir Türkiye’ye kavuştuk. Bölünmüş yollarla birbirine bağlanan şehirlerimizleDağları delen tünellerimizleKıtaları birleştiren köprülerimizleDünya ölçeğinde havaalanlarımızlaYüksek standartlarda spor tesislerimizleDünyada örnek gösterilen şehir hastanelerimizle81 ilimize kazandırmakta olduğumuz millet bahçelerimiz ve daha nice eserimizle 23 yıl öncesiyle kıyas dahi edilemeyecek bir yerdeyiz" diye konuştu. Şehircilik vizyonlarını sürekli ileriye taşıdıklarını köklerden beslenerek özgün ve yenilikçi projeleri hayata geçirdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eşim Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülen Sıfır Atık Projemizle 81 şehrimizde tasarruf kültürünü olabildiğince yaygınlaştırıyoruz. Geçtiğimiz aylarda yürürlüğe giren İklim Kanunu ile doğa dostu, çevre dostu yeni bir ekonomik modele geçişin altyapısını kuruyoruz. Bir taraftan 6 Şubat depremlerinde yıkılan şehirlerimizi tekrar ayağa kaldırırken, diğer taraftan da vatandaşlarımızın acil ihtiyaçlarını giderecek projeleri devreye alıyoruz. 81 ilimizde inşa edeceğimiz 500 bin sosyal konut projemizin başvuruları dün itibarıyla başladı. Vatandaşlarımız projemize gerçekten büyük ilgi gösteriyor. Milletimizin ev sahibi olma hayalini gerçeğe dönüştürüyoruz. Yine ilk kez İstanbul’da hayata geçireceğimiz kiralık konut uygulamamızla enflasyonu körükleyen kira fiyatlarını dengelemeyi arzu ediyoruz" açıklamasını yaptı. "Hayatın akışı içinde, biz de kendimizi ve şehircilik anlayışımızı yeniliyor, geliştiriyor, güncelliyoruz." Diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan," Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de köyden kente göç, hız kesmeden devam ediyor. Önümüzdeki dönemde şehirlerimizin daha da kalabalıklaşacağını tahmin etmek, hiç de zor değildir. Dolayısıyla sorumluluk sahipleri olarak ne yapacaksak, bu projeksiyonlar ışığında yapmak ve planlamak mecburiyetindeyiz. Ülkemizin, iki boyutlu imar planı anlayışını yavaş yavaş geride bırakıp, Türkiye Yüzyılı’nın şehirlerine hayat verecek "3 boyutlu kentsel tasarım" yaklaşımına geçmeye hazır olduğu görülüyor. Şehircilik Zirvesi boyunca, diğer başlıklar yanında, bu konunun da enine boyuna tartışılmasında fayda olduğuna inanıyorum. Şu gerçeği sizler de gayet iyi biliyorsunuz: Bir şehrin sınırlarını büyütmek, parselleri çoğaltmak, yapı izinleri vermek kolaydır" değerlendirmesini yaptı. Sağlıklı şehirleşmenin vizyon, emek, ve güçlü bir irade istediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan," Sadece bina dikmekle bir kenti güzelleştiremeyiz, dönüştüremeyiz; içinde yaşayanlara huzuru getiremeyiz.O binaya nefes olacak yolu, parkı, meydanı yapmak; sosyal donatıları inşa etmek, yani o şehri yaşatacak hayat damarlarını açmak gerekir. Bugün, muhalefetin yönettiği birçok şehrimizde en temel sorun budur.İhm al, duyarsızlık ve vizyonsuzluk şehirlerimizin kaderi olmuş durumda. Yöneticisi olduğu belediyeyi arpalık olarak gören zihniyet, şehirlerimizin göz göre göre çürümesine, çökmesine, çoraklaşmasına seyirci kalıyor. "Ne kadar çok yol yaparsak, trafik o kadar sıkışır" diyerek trafik sorununu çözeceğini zannedenlerin elinde metropollerimiz, 6-7 yıldır kelimenin tam manasıyla yeni bir "fetret devri" yaşıyor. Rüşvet, irtikap, iltimas, usulsüzlük, yolsuzluk iddialarının ardı arkası, hiç kesilmiyor.Biz, "imar mantığından tasarım disiplinine" geçmekten bahsederken, ana muhalefet partisi mevcut kazanımları bile koruyamıyor. Bizim 30 sene önce tarihe gömdüğümüz sabıkalı belediyecilik anlayışı, ne yazık ki, yeniden hortladı. Toplanmayan çöpler, bozuk yollar, akmayan sular, elinde bidonla su bekleyen insanlar, muhalefet belediyelerinin tekrar rutini haline geldi" ifadelerini kullandı. Katılımcılara hitap eden Erdoğan," Eski Türkiye güzellemesi yapa yapa, yönettikleri şehirleri 90’ların karanlık ve buhran dolu günlerine yeniden çevirdiler. Atalarımız ne demiş: At binenin, kılıç kuşananın. Biz bunlara aldırmayacak, bunların beceriksizliğinden medet ummayacak, milletin emanetine gözümüz gibi bakmaya devam edeceğiz. Şehirlerimizi bu iş bilmezlerin, bu tembellerin insafına terk etmeyeceğiz. Sorun çıkaran değil çözüm üreten, yara açan değil yara saran bir şehircilik anlayışıyla çalışmayı gece gündüz sürdüreceğiz" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan’dan Türkiye’ye gelmekte olan askeri uçağın Gürcistan Azerbaycan sınırında düştüğü bilgisini derin bir üzüntüyle öğrendiklerini belirterek," Enkaza ulaşma çalışmalarıyla ilgili ülke makamlarıyla koordineli biçimde çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah Bu kazadan en az badireyle çıkarız. Rabbim Şehitlerimize rahmet eylesin. Dualarımızda onların yanında olalım dedi.''

“Davalardan bol bol para geliyor“ Haber

“Davalardan bol bol para geliyor“

 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam kampının kapanış konuşmasında "Muhalefetin genel başkanlarının adını ağzıma almayacağım, onlara gerekli cevapları arkadaşlarım ve yargı veriyor, bol bol da paralar geliyor" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AKP'nin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:   Her işimizi istişareyle yapıyoruz   Parti kurullarımızdan kongrelerimize kadar her fırsatta istişare kültürünü yaşatıyoruz. Çünkü biz temel ilke olarak her işimizde istişare etmeyi kendimize prensip edinmiş bir partiyiz. İstişarelerimizi kendi aramızda yapmakla yetinmiyoruz. Her görüşle, söyleyecek sözü olan herkesle bir araya geliyor, ülkenin istikametini şekillendirme mücadelesi veriyoruz. STK'larla, sendikalarla, konferanslarla, akil insanlar heyeti başta olmak üzere, yaptığımız görüşlerle, ortak aklı oluşturmanın rota belirlemenin çabasını sergiliyoruz. Cumhuriyet ve demokrasi tarihimizde farklı kesimlere bu kadar kulak veren, gönlünü de açan bir başka hükümet olmamıştır. Her söz her görüş her öneri bizim için eşi bulunmaz değerdedir. Herkesin aynı şeyi düşündüğü bir dünya takdir edersiniz ki sıkıcı renksiz tek düze bir dünya olurdu Bizim belli ilkelerimiz sınırlarımız var. Ama bu başkalarını dinlememize engel değildir. Bize oy vermeyenlerin de hukukunu savunmak için kendi aramızda istişarelerimizi artırarak sürdüreceğiz.   Şam'daki yezid...   Yarın hicri yılbaşını kutlayacağız. Hicri 1435 yılına girerken bu yeni yılın milletimiz ülkemiz ve İslam coğrafyası için hayırlara vesilesi olması, özellikle mazlumlar için hicretin kapılarını aralamasını diliyorum. Miladi 680 yılında, hicri 10 muharrem 61 yılında Hazreti Hüseyin önce susuzluğa mahkum edilmiş ardından o mübarek insan hazreti peygamberin arşın küpelerinden biri olarak vasıflandırdığı Hazreti Hüseyin ve ailesi şehit edilmişti. Kardeşine kasteden herkes aziz Hazreti Hüseyin'in aziz hatırasını çiğnemiştir. Sadece camilere değil başka dinlerin ibadet yerlerine yani insana kast eden, Hazreti Hüseyin'in ehlibeytin mesajlarını ayaklarının altına almıştır. Bugün yaşanan yeni Kerbela'lar yüreğimizi sızlatmaktadır. Suriye'de 130 binden fazla insan hayatını kaybetti. Şu anda 600 bini aşkın insan bizim ülkemizde sığınmacı olarak yaşıyor. Şam'daki Yezid kendi halkına ölüm gönderiyor. Birileri bize susun konuşmayın diyor. Yahu kalsın diyor. Allah aşkına susarsak, görmezsek, yüreğimizde hissetmezsek yarın biz Hazreti Hüseyin'in yüzüne nasıl bakarız? Bizim her meselede safımız bellidir. Biz hiçbir zaman Yezidlerin tarafında olmadık. Bundan sonra da Hazreti Hüseyin'in yanında olacağız. Yaşadığımız acılar bir Şii ve Sünni çatışması değil. Mısır'da da kardeşin kardeşe kast ettiğini, katlettiğini görüyor, hak ve hukuk arayışlarının silahla karşılık bulduğuna üzülerek şahitlik ediyoruz.   Rabia haksızlığa 'dur' işaretidir   Bu Rabia işareti dünyanın her yerinde artık haksızlığa dur işaretidir. Bu Rabia işareti zulme baskıya ölümlere yeter işaretidir. Bu Rabia işareti dünyanın her yerinde darbeye dur işaretidir. Türkiye olarak safına bakmadan, inancına, diline, derisinin rengine bakmadan, özellikle de mezhebine bakmadan dünyanın her yerinde sadece hakkı savunmaya devam edeceğiz. Biz bitaraf olamayız. Bitaraf olan bertaraf olur. Biz Türkiye olarak her zaman haklının hakkın yanında olduk. Defalarca ifade ettim. Eğer bugün Mısır'da oyları hiçe sayılan, kendilerine darbe yapılanlar olsaydı, Türkiye onların haklarını savunacaktı. Türkiye seçimle işbaşına gelmiş yöneticilerin sadece seçimle gönderilmesini savunur.   Sandık bütün dünyada namustur   Mersin'de Arslanköy'de 1947'deki seçimlerde hile yapılınca, sandığa kapanıp 'sandık namusumuzdur' diyen kadınlar bize miras bıraktılar. Dünyanın her ülkesinde sandık namustur. Ama egemen güçlerin benim istediğim yer namustur demeleri bize yol çizmemelidir.   IMF'ye borç veriyoruz   Bugün 11. Yılımızın yıl dönümü. Hamdolsun işte o gün göreve geldik, merkez bankamızın rezervi 27.5 milyar dolardı. Şimdi 134 milyar dolara yükseldi. Nereden nereye? Şu anda IMF'ye borcumuz yok. Tam aksine 5 milyar dolar borç vermek üzere imza attık.   Menzile varmakla mükellef değiliz   Biz 3 Kasım 2002'de milletin emanetini omuzladık. Biz menzile varmakla mükellef değiliz. Ama menzile giden yolda çok ama çok dikkatli olmak, o sancağı da çok iyi kavramak zorundayız. En küçük bir rehavet en küçük bir gevşeme Türkiye'nin eski Türkiye'ye rücu etmesine sebep olabilir. Onların görevi yakıp yıkmak, bizim görevimiz ise daha fazlasını yapmak. Onlar kışkırtmada o kadar yürekliyse, biz birleştirmede o kadar yürekli olmak zorundayız. Alçakların şerefsizlerin cesareti kadar namusluların cesaretleri olmazsa o zaman kaybederiz. Onların omuzlarında milletin emaneti yok. Milletin sancağı yok. Biz hem sorumlu olmak, hem de elimizdeki sancağı muhafaza etmek hem de onlardan daha cüretkar olup saldırılarına göğüs görmek zorundayız. Onlar teröre taşa molotofa yağmacılığa başvursa bile biz hukuk içinde kalmak, ağır başlı olmak ama aynı zamanda da cesur olmak zorundayız. Vurarak olmaz. Hatta defansta kalarak olmaz, biz ofansif olacağız.   Onların dilinden yargı anlıyor   Muhalefetin genel başkanlarının adını ağzıma almayacağım, onlara gerekli cevapları arkadaşlarım ve yargı veriyor, bol bol da paralar geliyor. Onların dilinden yargı gayet iyi anlıyor. Biz 'ne yapıyoruz, ne yapmaktayız' bunları anlatmaya devam edeceğiz   'Nasıl olsa oy geliyor' diyerek rehavete kapılmayın   Zirveye giden yolun zeminini sağlam taşlarla döşeyeceğiz, bizden sonra emaneti taşıyacak, vatanına ülkesine hizmetkarlık yapacak nesillere yollar açılacağız. Bu saftan biri ayrıldığında milletin sancağı yolda kalıyorsa o hareket zemini sağlam bir hareket değildir. Bu hareketin zemini şu anda sağlamdır, bundan endişemiz yok. 'Nasıl olsa oylar geliyor, nasıl olsa anketlerden iyi sonuçlar çıkıyor' diyerek rehavet içinde olanlar emaneti taşıyamaz. Her kademedeki arkadaşım bu teşkilat içinde en kritik noktadır. 'O çalışıyor öyleyse benim çalışmama gerek yok' ifadesi bize kaybettirir. Kaynak: T24

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.