Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Hayat Sigortası mağdurları artıyor

Hayat sigortası sisteminde yaşanan mağduriyetler, her geçen gün artarak devam ediyor. Özellikle bankalar aracılığıyla otomatik şekilde yapılan poliçelerde, tüketicilere çoğu zaman detayları anlatılmayan ve “tam kapsamlı” olduğu belirtilen sigortalarda ciddi sorunlar yaşanıyor.

Haber Giriş Tarihi: 16.04.2025 11:37
Haber Güncellenme Tarihi: 16.04.2025 11:41
Kaynak: (HABER MERKEZİ)
Hayat Sigortası mağdurları artıyor

Son olarak, Allianz Yaşam ve Emeklilik A.Ş.’nin bir vatandaşın vefatı sonrası sunulan tıbbi raporlara rağmen tazminatı reddetmesi, benzer durumda olan yüzlerce kişinin mağduriyetini yeniden gündeme taşıdı.

“Tam kapsamlı” diyerek sunulan poliçelerde detaylı sağlık taraması yok

Bankalar, kredi süreçlerinde vatandaşlara hayat sigortası yapılmasını adeta zorunlu hale getiriyor. “Okudum, anladım” ibaresiyle imzalatılan formlarda sadece birkaç sağlık sorusu soruluyor, detaylı tetkikler veya doktor raporu ise talep edilmiyor. Ancak iş tazminat ödemesine geldiğinde, şirketler bu beyanları sorgulayıp, kendi yorumlarıyla ödemeden kaçabiliyor.

Oysa ki Türk Borçlar Kanunu’na ve Sigortacılık Kanunu’na göre; sigorta şirketi, sözleşme kurulurken rizikonun gerçekleşme ihtimalini değerlendirmekle yükümlü. Buna rağmen beyanı sorgulamayan şirketler, vefat sonrası bu beyanları geçersiz sayarak hukuki açıdan çelişkili bir pozisyona düşüyor.

Tıbbi raporlar açık: Kalp rahatsızlığı yok

Yaşanan son örneklerden biri, sigortalının hayat sigortası yaptırırken doldurduğu formda, “kalp rahatsızlığım yoktur” beyanında bulunuyor. Ancak bu beyan, sadece birkaç yüzeysel sorudan ibaret olup, herhangi bir detaylı sağlık taraması ya da doktor raporuyla desteklenmemişti. Vefatın ardından hazırlanan epikriz ve ölüm belgelerinde ise “kalp krizi” bulgusuna rastlanmadığı açıkça belirtiliyor. Üstelik kişinin kısa süre önce anjiyo olduğu, stent gerektirecek bir duruma rastlanmadığı da resmi raporlarla tespit edilmiş durumda. Ölüm sebebi olarak tıbbi belgelerde “sepsis ve septik şok” ifadesi yer alırken, Allianz bu açık tıbbi gerçeklere rağmen, sigortalının eski beyanını gerekçe göstererek sanki kişi kalp rahatsızlığı nedeniyle vefat etmiş gibi yorum yapıp tazminat ödemeyi reddediyor.

Burada önemli olan nokta şu: Sigorta şirketi bir doktor değil. Tıbbi belgeleri kendi yorumlamak yerine, bu belgelerde yer alan net teşhisleri esas alması bekleniyor. Ancak birçok mağdur, şirketin uzman raporlarını dahi göz ardı ederek “kendi teşhisini” koyduğunu ifade ediyor.

Aynı kişiye ait iki poliçeden biri ödeniyor, diğeri reddediliyor

Olayın bir diğer çarpıcı yönü ise aynı kişiye ait, aynı tarihli ve aynı banka üzerinden yapılan iki farklı hayat sigortası poliçesinden birinin tazminatı ödenirken, diğerinin reddedilmiş olması. Her iki poliçe de benzer prosedürlerle hazırlanmışken, bu farklı uygulama ciddi şekilde “keyfi karar” tartışmalarına yol açıyor. Aynı şirketin aynı kişiye ait farklı poliçeleri farklı şekilde değerlendirmesi, tüketiciler nezdinde “çifte standart” algısı yaratıyor.

Hukukçular uyarıyor: beyan esaslı poliçelerde risk sigortacıya aittir

Sigorta hukukçuları, bu gibi durumlarda beyan esasına dayalı poliçelerde rizikonun gerçekleşip gerçekleşmediğini araştırma yükümlülüğünün sigorta şirketine ait olduğunu belirtiyor. Beyan sırasında bir sağlık raporu alınmamışsa, şirketin bu konuda sonradan itiraz hakkı zayıflar. Nitekim Yargıtay kararlarında da benzer durumlarda, sözleşme kurulduğu anda sigorta şirketinin yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde beyanların tek başına geçersiz sayılmaması gerektiği açıkça vurgulanıyor.

Tüketiciler yasal yollara başvuruyor, şikayetler artıyor

Allianz ve benzeri sigorta şirketlerine karşı açılan davaların sayısı her geçen gün artarken, vatandaşlar sigorta sistemine olan güvenlerini yitirdiklerini belirtiyor. Tüketici Hakem Heyetleri ve mahkemelerde “keyfi red” kararlarına karşı çok sayıda dosya bekliyor. Hukukçular ise, mağduriyet yaşayanların süreci belgeleyerek hukuki haklarını aramaktan çekinmemeleri gerektiğini vurguluyor.

Yeni düzenleme şart

Sigorta sektöründe bu tür mağduriyetlerin önüne geçilebilmesi için özellikle banka kanalıyla yapılan sigorta işlemlerinde açık bilgilendirme zorunluluğunun getirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Ayrıca “tam kapsamlı” sigorta ibaresinin ancak detaylı sağlık raporlarıyla desteklenmesi gerektiği öneriliyor. Aksi halde “beyan esaslı” sistemi kullanan sigorta şirketlerinin kendi ihmallerini vatandaşa fatura etmesinin önüne geçilemeyeceği belirtiliyor.

Kaynak: (HABER MERKEZİ)

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.