Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Boşanma Süreci: Haklarınız, Süreçler ve Bilmeniz Gerekenler

Boşanma kararı, hayatınızın en zor kararlarından biri olabilir. Bu süreçte hukuki haklarınızı ve atmanız gereken adımları bilmek, endişelerinizi azaltmaya yardımcı olur.

Haber Giriş Tarihi: 12.08.2025 22:21
Haber Güncellenme Tarihi: 12.08.2025 22:26
Kaynak: (HABER MERKEZİ)
Boşanma Süreci: Haklarınız, Süreçler ve Bilmeniz Gerekenler

Bu yazıda, Türkiye'de boşanma davasının genel işleyişini, anlaşmalı boşanma ile çekişmeli boşanma arasındaki farkları ve mal paylaşımı, velayet, nafaka, tazminat gibi temel hakları herkesin anlayabileceği bir dille açıklıyoruz. Ayrıca süreç boyunca yapmanız gerekenleri, dikkat edilmesi gereken noktaları ve davanın ne kadar sürebileceğini, masrafları ve avukatın rolünü ele alacağız. Bursa'dan bir örnek ile konuyu somutlaştırarak, sürece dair daha net bir fikir edinmenize yardımcı olacağız.

Türkiye'de Boşanma Sürecinin Genel İşleyişi

Türkiye'de boşanma davaları Aile Mahkemeleri'nde görülür. Boşanma süreci, eşlerden birinin mahkemeye bir boşanma dilekçesi vermesiyle başlar. Bu dilekçede boşanma sebepleri ve talepler (örneğin velayet, nafaka, mal paylaşımı) belirtilir. Mahkeme dilekçeyi resmi yollarla diğer eşe gönderir ve karşı tarafın belirli bir süre içinde cevap dilekçesi vermesini ister.

Daha sonra mahkeme, tarafları ön inceleme duruşmasına çağırarak anlaştıkları ve anlaşamadıkları konuları tespit eder. Çekişmeli durumlarda deliller toplanır, tanıklar dinlenir ve gerekiyorsa bilirkişi incelemeleri yapılır. Tüm bu sürecin sonunda hakim, sunulan delillere ve hukuki duruma göre boşanma konusunda kararını verir. Karar verildiğinde, taraflar istinaf veya temyiz yoluna başvurabilir; bu da sürecin biraz daha uzamasına neden olabilir.

Anlaşmalı ve Çekişmeli Boşanma Arasındaki Farklar

Anlaşmalı boşanma, eşlerin boşanmanın tüm koşullarında (velayet, nafaka, mal paylaşımı vb.) karşılıklı uzlaşmaya vardıkları durumdur. Anlaşmalı boşanma için Türk Medeni Kanunu'na göre evliliğin en az bir yıl sürmüş olması şarttır. Eşler, bir boşanma protokolü hazırlayarak birlikte mahkemeye başvurur veya açılmış bir davada diğer eş davayı kabul eder. Hakim, tarafları duruşmada bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe oluştuğunu anladığında ve hazırlanan protokolü çocukların ve tarafların menfaatlerine uygun bulduğunda, genellikle tek celsede boşanmaya karar verir. Anlaşmalı boşanma süreci, taraflar her konuda anlaştığı için en hızlı ve en az yıpratıcı yoldur.

Çekişmeli boşanma ise eşler arasında anlaşmazlık olduğu durumlarda gerçekleşir. Örneğin eşlerden biri boşanmak istemiyorsa veya boşanma konusunda anlaşılsa bile velayet, nafaka, tazminat gibi konularda uzlaşma yoksa dava çekişmeli olarak ilerler. Çekişmeli boşanmada davacı eş, boşanma gerekçelerini ve taleplerini dilekçesinde ayrıntılı şekilde belirtir; davalı eş ise bunlara karşı savunmasını yapar. Mahkeme, çekişmeli davalarda ileri sürülen boşanma sebeplerini (zina, terk, şiddet, "evlilik birliğinin sarsılması" gibi genel sebepler) inceler ve bunların ispatlanmasını isteyebilir. Delil sunma, tanık dinletme gibi aşamalar olacağı için çekişmeli davalar daha uzun sürer. Ancak, süreç içinde taraflar uzlaşmaya varırsa çekişmeli başlayan bir dava bile anlaşmalıya dönebilir ve çok daha kısa sürede sonlanabilir.

Mal Paylaşımı: Evlilik Mallarının Paylaşılması

Boşanmayla birlikte eşler arasındaki mal rejimi de sona erer ve evlilik boyunca edinilen malların nasıl paylaşılacağı gündeme gelir. Türkiye'de 2002 yılından bu yana yasal olarak geçerli olan rejime göre, evlilik süresince edinilen mallar kural olarak eşit şekilde paylaşılır. Buna "edinilmiş mallara katılma" rejimi denir. Örneğin evlilik sırasında alınan ev, araba, birikmiş para gibi değerler her iki eşin ortak malı sayılır ve boşanmada genellikle yarı yarıya paylaşılır. Buna karşılık, kişisel mallar (eşlerin evlilik öncesi sahip oldukları varlıklar, evlilik sırasında birine miras kalan veya hediye edilen mallar gibi) paylaşım dışı tutulur, yani bu tür varlıklar hangi eşe ait ise onda kalır.

Eşler boşanma sırasında mal paylaşımı konusunda anlaşabilirler. Anlaşmalı boşanmada hazırlanan protokolde mal varlığının nasıl paylaşılacağı açıkça yazılmalıdır. Taraflar ev, araba, banka hesapları gibi mallarını nasıl bölüşeceklerini önceden kararlaştırıp protokole dahil edebilirler.

Çekişmeli boşanmada ise mal paylaşımı konusunda uzlaşma yoksa, mahkeme bu konuda delillere göre bir karar verir veya boşanma davasından ayrı bir mal paylaşımı davası açılması gerekebilir. Haklarınızın korunması için özellikle değerli mal varlığı söz konusuysa, eşinizin üzerine kayıtlı malları önceden araştırmak ve gerekiyorsa tedbir (örneğin, mal kaçırılmasını önlemek için tapuya şerh koydurmak) almak önemlidir.

Velayet: Çocukların Durumu

Çocukların durumu ve velayet hakkı, boşanma sürecinin en hassas konularından biridir. Mahkeme, velayet kararını verirken her zaman çocuğun üstün yararını göz önünde bulundurur. Genel olarak, boşanma sonrası çocukların düzeninin bozulmaması ve bakımının aksatılmaması esastır. Küçük yaşlardaki çocukların velayeti, koşullar uygunsa genellikle anneye verilebilir; ancak bu bir kural değildir, babanın da çocuğa bakabilecek durumda olması halinde velayet babaya verilebilir. Mahkeme, gerekli görürse bir pedagog, psikolog veya sosyal hizmet uzmanından rapor alarak hangi ebeveynin çocuğun fiziksel ve duygusal gelişimi için daha uygun bir ortam sağlayacağını tespit etmeye çalışır.

Velayeti alamayan ebeveyn için mahkeme, çocukla düzenli bir kişisel ilişki (görüşme) takvimi belirler. Örneğin babanın her ayın belirli hafta sonları çocuğu görmesi veya yaz tatilinin belli bir kısmında çocukla birlikte vakit geçirmesi gibi detaylar karara yazılır. Boşanmada ideal olan, anne ve babanın kendi aralarında anlaşarak çocuk için en iyi düzenlemeyi birlikte belirlemesidir. Eğer anne ve baba velayet ve çocukla görüşme konularında uzlaşırsa, hakim de genellikle bu uzlaşmaya uygun bir karar verir (tabii ki çocuk açısından bir sakınca yoksa). Unutmayın, velayet kararı kesinleşmiş olsa bile koşullar değiştiğinde (örneğin velayet sahibi ebeveynin ciddi bir şekilde görevini ihmal etmesi gibi) velayetin değiştirilmesi için yeniden mahkemeye başvurmak mümkün olabilir.

Nafaka: İştirak ve Yoksulluk Nafakası

Boşanma sürecinde ve sonrasında ekonomik dengeyi sağlamak için nafaka konusu gündeme gelebilir. Nafaka, bir eşin diğerine veya çocuklarına, geçimini sağlaması için ödediği paradır. Başlıca iki tür nafaka bulunmaktadır:

İştirak nafakası (Çocuk nafakası): Velayet kendisine verilmeyen ebeveynin, çocuğun bakım, eğitim ve diğer ihtiyaçları için her ay ödediği katkıdır. Mahkeme, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve anne-babanın ekonomik durumuna göre iştirak nafakasının tutarını belirler. Bu nafaka, çocuk reşit olana (18 yaşına) kadar veya eğitimine devam ediyorsa eğitim hayatı bitene kadar sürer. Örneğin, boşanma sonrasında babanın çocuğa aylık belli bir miktar nafaka ödemesine karar verilebilir. Bu tutar, ileride şartlar değişirse (örneğin çocuğun masrafları artarsa veya babanın geliri düşerse) yeniden mahkeme kararıyla arttırılabilir veya azaltılabilir.

Yoksulluk nafakası: Boşanma nedeniyle ekonomik olarak zor duruma düşecek (yoksullaşacak) eş lehine hükmedilen nafakadır. Mahkeme, boşanma sonrası kendi geçimini sağlayamayacak derecede maddi zorluk yaşayacak tarafa, diğer eşin mali gücü oranında yoksulluk nafakası ödenmesine karar verebilir. Yoksulluk nafakası için genellikle bir süre sınırlaması yoktur; düzenli olarak, süresiz şekilde ödenir. Ancak nafaka alan eş yeniden evlenirse, taraflardan biri vefat ederse veya nafaka alanın ekonomik durumu önemli ölçüde iyileşirse, mahkeme kararıyla nafaka kaldırılabilir. Yoksulluk nafakasının miktarı belirlenirken, tarafların boşanmaya ilişkin kusur durumu da değerlendirilebilir; tamamen kusurlu olan eş lehine yoksulluk nafakası bağlanması genellikle söz konusu olmaz.

Bunların yanı sıra, boşanma davası devam ederken mahkeme tedbir nafakası adı altında geçici nafaka ödenmesine de karar verebilir. Tedbir nafakası, dava süresince eşin ve çocukların mağdur olmaması için geçici olarak ödenen destektir. Örneğin, dava süresince çocukların masrafları için babanın aylık belli bir miktar tedbir nafakası ödemesine hükmedilebilir.

Tazminat Hakları: Maddi ve Manevi Tazminat

Boşanmaya götüren olaylar nedeniyle bir eşin zarar görmesi durumunda, hukuk sistemi tazminat talep etme imkanı tanır. İki türlü tazminat söz konusudur:

Maddi Tazminat: Diğer eşin kusurlu davranışları yüzünden maddi zarara uğrayan tarafın talep edebileceği tazminattır. Örneğin, eşinin sadakatsizliği veya şiddeti nedeniyle psikolojik tedavi masrafları veya işini kaybetme gibi maddi kayıplar yaşayan bir kişi, maddi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat miktarını hakim, uğranılan somut maddi kayıpları ve tarafların ekonomik durumunu dikkate alarak belirler. Manevi Tazminat: Boşanmaya neden olan olaylar sonucunda kişilik hakları zedelenen, onuru kırılan veya derin üzüntü yaşayan tarafın talep ettiği manevi tatmin bedelidir. Örneğin aldatılma, hakaret, onur kırıcı davranışlar ya da fiziksel şiddet gibi durumlar manevi tazminat sebebi olabilir. Manevi tazminat miktarı da hakimin takdirine bağlıdır ve uğranılan manevi zararın derecesine göre belirlenir.

Tazminat taleplerinde önemli bir nokta, talep eden tarafın boşanmaya yol açan olaylarda kusursuz veya diğer eşe göre daha az kusurlu olması gerektiğidir. Yani boşanmada ağır kusuru bulunan taraf, karşı taraftan tazminat talep edemez. Hakim, tazminata hükmedebilmek için tarafların kusur durumunu ve ekonomik güçlerini değerlendirir. Boşanma dilekçenizde maddi veya manevi tazminat talep edecekseniz, bunu somut gerekçelere dayandırmanız ve mümkünse kanıtlarla desteklemeniz önemlidir.

Boşanma Sürecinde Yapılması Gerekenler ve Dikkat Edilecek Noktalar

Boşanma sürecine girdiğinizde hem hukuki hem de duygusal açıdan hazırlıklı olmanız önemlidir. İşte süreç boyunca yapmanız gerekenler ve dikkat etmeniz gereken bazı noktalar:

Belgelerin Hazırlanması: Nüfus kayıt örneği, evlilik cüzdanı fotokopisi gibi gerekli belgeleri önceden hazırlayın. Anlaşmalı boşanma düşünüyorsanız, boşanma protokolü taslağınızı hazırlamak için önemli konuları eşinizle konuşup netleştirin. Protokolde velayet, nafaka, mal paylaşımı gibi tüm konuların açık ve anlaşılır şekilde yazılması gerekecektir.

Haklarınızı Öğrenin: Boşanma öncesinde ve sürecinde sahip olduğunuz yasal hakları bilin. Mal paylaşımı, nafaka, velayet konularında neler talep edebileceğiniz ve sınırlarınızın neler olduğunu öğrenmek için gerekirse bir uzmana veya avukata danışın. Haklarınızı bilmek, hem taleplerinizi doğru biçimde iletmenize hem de karşı tarafın isteklerini değerlendirmenize yardımcı olur.

İletişimde Sakin Kalın: Eşinizle iletişim kurarken mümkün olduğunca saygılı ve sakin olmaya çalışın. Özellikle çocuklar varsa, onların bu süreçten en az şekilde etkilenmesi için anne-baba olarak ortak bir tavır sergilemek çok önemlidir. Duygusal gerginlikler yaşansa bile, öfkeyle atılan adımların (örneğin çocuğu göstermemek veya eşyalara zarar vermek gibi) hem size hem de davanıza zarar verebileceğini unutmayın.

Delillerinizi Toplayın: Eğer boşanma davası çekişmeli olacaksa, iddialarınızı destekleyecek delilleri önceden hazırlayın. Örneğin, fiziksel şiddet gördüyseniz doktordan rapor alın; tehdit veya hakaret içeren mesajlar varsa ekran görüntülerini kaydedin. Mal paylaşımı söz konusuysa, eşinizin mal kaçırmasını önlemek adına mallar üzerine tedbir konulup konulamayacağını avukatınıza danışın. Mahkeme, sunduğunuz deliller ışığında karar vereceği için elinizdeki bilgi ve belgelerin eksiksiz olmasına özen gösterin.

Destek Alın: Boşanma süreci hem sizin hem de çocuklarınız için duygusal açıdan yıpratıcı olabilir. Ailenizin ve yakın arkadaşlarınızın desteğini alın, duygularınızı güvendiğiniz kişilerle paylaşın. Gerekirse bir aile terapistine veya psikoloğa başvurarak profesyonel destek alın. Bu sayede hem siz hem de çocuklarınız duygusal olarak daha güçlü kalarak süreci daha sağlıklı atlatabilirsiniz.

Dava Süresi, Masraflar ve Avukatın Rolü

Boşanma davalarının ne kadar süreceği, davanın türüne ve mahkemelerin iş yoğunluğuna bağlı olarak değişir. Anlaşmalı boşanma davaları, genellikle ilk duruşmada karara bağlandığı için birkaç ay gibi kısa bir sürede sonuçlanabilir. Çekişmeli boşanma davaları ise delil toplama, tanık dinlenmesi ve itiraz süreçleri nedeniyle daha uzun sürer. Büyük şehirlerde (örneğin Bursa gibi) çekişmeli bir davanın tamamlanması 1-2 yılı bulabilir. Eğer karar bölge adliye mahkemesine (istinafa) veya Yargıtay'a taşınırsa, dosyanın üst mahkemelerde incelenmesiyle birlikte bu süre daha da uzayabilir.

Dava masrafları da davanın kapsamına göre değişkenlik gösterir. Davayı açarken, mahkeme masrafları için belirli bir ücreti peşin yatırmak (harç ve gider avansı) gerekir. Talep ettiğiniz maddi tazminat veya nafaka miktarları yüksekse, ödeyeceğiniz harç tutarı da talep miktarına göre artacaktır. Ayrıca duruşma sürecinde tebligat gönderme, bilirkişi incelemesi gibi işlemler için de ek giderler çıkabilir. Bir avukatla çalışıyorsanız, onun ücreti de planlamanız gereken bir masraftır. (Not: Maddi durumu iyi olmayanlar, bulundukları ilin barosuna başvurarak kendileri için ücretsiz bir avukat görevlendirilmesini talep edebilir.)

Bir avukatın boşanma sürecindeki rolü son derece önemlidir. Özellikle hukuki prosedürlere hakim bir Bursa Boşanma Avukatı, haklarınızı etkili biçimde savunarak davanın doğru şekilde ilerlemesine katkı sağlar. Avukat, dilekçelerin hazırlanmasından duruşmalardaki temsile kadar her aşamada yanınızda olur ve olası hak kayıplarının önüne geçer. Özellikle çekişmeli davalarda, tecrübeli bir avukatın stratejisi ve hukuki bilgisi davanın seyrini lehinize etkileyebilir. Anlaşmalı boşanma dahi olsa, hazırlanan protokolün yasalara uygunluğunu ve menfaatlerinizi koruduğunu bir avukatın kontrol etmesi faydalı olacaktır. Sonuç olarak, iyi bir avukatla çalışmak hem sürecin yükünü omuzlarınızdan alır hem de kendinizi daha güvende hissetmenizi sağlar.

Bursa'dan Bir Örnek

Daha somut bir bakış için Bursa'dan kurgusal bir örnek verelim. Ali ve Ayşe, Bursa'da yaşayan ve 10 yıldır evli bir çift olsun. Bir süredir ciddi anlaşmazlıklar yaşayan bu çiftin boşanma kararı aldığını varsayalım.

Eğer Ali ve Ayşe boşanmanın koşulları konusunda uzlaşmışlarsa, bir anlaşmalı boşanma protokolü hazırlayarak Bursa Aile Mahkemesi'ne başvurabilirler. Protokolde, örneğin çiftin 8 yaşındaki çocuğunun velayetinin anne Ayşe'de kalacağı, baba Ali'nin ise her hafta sonu çocukla görüşeceği ve çocuk için aylık belirli bir iştirak nafakası ödeyeceği konusunda anlaştıklarını düşünelim. Ayrıca mal paylaşımı noktasında, aile konutunun Ayşe'de, ailenin otomobilinin ise Ali'de kalması şeklinde uzlaştıklarını varsayalım.

Bu şartlar altında hakim, tarafları ilk duruşmada dinledikten sonra anlaşmalı boşanma kararı verebilir. Ali ve Ayşe'nin hazırladığı protokol, hakim tarafından çocuklarının yararına ve hukuka uygun bulunursa, mahkeme aynı gün içinde boşanmalarına hükmedecektir. Bu senaryoda dava, başvurudan kararın kesinleşmesine kadar yalnızca birkaç ay içinde tamamlanmış olur.

Eğer Ali ve Ayşe önemli konularda anlaşmaya varamasalardı (örneğin velayet üzerinde uyuşmazlık çıksaydı veya eşlerden biri boşanmaya yanaşmasaydı), dava çekişmeli olarak ilerleyecek ve muhtemelen bir yıldan uzun süren, birden fazla duruşmayı içeren bir süreç yaşanacaktı. Bu örnek, anlaşmalı boşanmanın çoğu durumda taraflar için zaman ve maliyet açısından daha avantajlı olduğunu göstermektedir.

Kaynak: (HABER MERKEZİ)

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.