
-Seçil Hanım öncelikli bizleri yeni muayenehanenizde konuk ettiğiniz için Bursa Haber Gazetesi olarak teşekkür ederiz. Kendinizden bize bahsedebilir misiniz?
Seçil GASSALOĞLU, Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanıyım. Evliyim, 1 kız ve 1 erkek olmak üzere 6 ve 3 yaşlarında 2 çocuk annesiyim. Tıp Fakültesi eğitimimi Hacettepe Üniversitesi’nde tamamladım. Daha sonra uzmanlık eğitimimi İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi’nde aldım. Çeşitli devlet hastanelerinde çalıştım. 2,5 yıl önce de devletten istifa edip muayenehane açma kararı aldım. 1,5 yıl kadar Bülent Beyle beraber ortak olarak aynı muayenehanede çalıştıktan sonra tek başıma çalışmaya karar verdim ve yeni muayenehaneme geçtim. Aralık 2017’den beri buradayım.
-Genel olarak hasta profillerinizden bahseder misiniz? Ne tür vakalarla karşılaşıyorsunuz?
0-18 yaş aralığında çocuk ve gençleri görüyorum. Çok küçük çocuklar nadiren geliyorlar. Küçük çocuklarda daha çok gelişimsel problemler, okul çağı çocuklarında da genelde endişe ve kaygı sorunları, bazen de danışmanlık şeklinde geçiyor.
-Peki, gençlere ve üniversite çağı öncesinde okuma hevesinde olan gençlerimize tıbbın bu dalını önerir misiniz?
Ben mesleğimi çok seviyorum, çok memnunum. Kesinlikle öneririm ama Tıp Fakültesi eğitimi ve sonrasında uzmanlık eğitimi uzun bir süreçtir. En az 10 yıl alan bir süreç olduğu için bunu göze almaları gerekir. Sonrasında mecburi hizmet var. Ömür boyu eğitim sürebiliyor. Sağlık güzel bir alan ama zor bir alandır ama bizim özelimizde keyifli olduğunu söyleyebilirim.
-Seçil hanım, meslek hayatınızda harcadığınız zaman haricinde özel hayatınızda zamanınızı nerelerde geçiriyorsunuz?
Daha çok ailemle vakit geçiriyorum ve sporla ilgileniyorum. Onun dışında günlük rutin işlerle zaman geçiyor. Çocuklarımla birlikte zaman geçiyorum.
-Sizce en ideal danışan hekim ilişkisi nasıl olmalıdır?
Kişinin buraya gelirken neden geldiğini bilmesi çok önemli, bu çocuklar için de geçerlidir. Ben genel olarak ailelerde şunu görüyorum; çocuklarının sorununu çocuklarına söylemiyorlar, bir arkadaşımıza gidiyoruz, seninle konuşacak tarzında durumlar oluyor. Bu durum çocuklar için çok ürkütücü olabiliyor. Aileye güvenmelerini ve bana güvenmelerine engel olan bir durumdur. Ailelere doktor sözcüğü de korkutucu gelebiliyor ama çok endişelendiğimiz için aslında o korkuyu biz oluşturuyoruz. Çocukların neden geldiklerini bilmeye hakları var ve çocukların böyle bir görüşmeyi reddetmeye de hakları var. Özellikle ergenler; mesela 13 yaşında bir ergen, siz zorla getirseniz de kendi istemiyorsa bir fayda görmeyecektir. O yüzden çocuğun kendisinin istemesi kısmını çok önemsiyorum.
-Peki, eğitim süreçlerinde olsun, diğer süreçlerde olsun kendinize rol model olarak aldığınız hocalarınız oldu mu?
Üniversite’de Tıp eğitimi süresinde Çocuk ve Ergen Psikiyatrisinin 2 tane hocasını çok severdim. Onlar benim önemli modellerimdi. Biri Prof. Dr. Bahar GÖKLER, diğeri de Prof. Dr. Ferhunde ÖKTEM. Örnek aldığım ve beğendiğim hocalardı. Asistanlık eğitimimde Prof. Dr. Süha MİRAY çok hayran olduğum hocalarımdan biriydi. Hepsi benim için çok değerlidir.
-Genelde çocukların ergenlik döneminde aileler arası geçimsizlikler, çok sıkıntılar yaşanabiliyor. Bu konuda aile bireylerine ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz?
Ergenlik dönemi zor bir süreçtir. Ciddi bir değişim sürecidir. Çünkü; çocuğun hayattaki rolü değişiyor, dolayısıyla istekleri de değişiyor. Aile bireylerine düşen çok fazla sorumluluk var. Bu değişim sürecinde gençler biraz daha sinirli, fevri ve daha atak oluyorlar. Ailelerin o sürecin çalkantılarına katlanabilmeleri oldukça güçleşiyor. Ailelerin sabırlı olması gerekir ve gençlerin kendilerini geliştirmelerine odaklanmaları gerekiyor. Gençlerin hareket alanları bu dönemde genişleyecektir, genişlemesi sağlıklıdır. Aileye düşen görev; bu genişlemeyi daha güvenli hale getirebilmek ve gence rehberlik edebilmektir. Çok engelleyici olmalarını önermiyorum. O sürece eşlik ederken elbette gençlerin yanında olacaklar. Ne çok baskıcı olmak, ne de çok serbest olmak uygun değildir. Ailelerin kendi gençlikleriyle şimdiki gençliği karşılaştırmaları çok olumsuz sonuçları yol açıyor. Her zaman gençlerle ebeveynler arasında bir çatışma vardı. 200-300 yıl önceki metinlere bakın, o zamanda bu karşılaştırmalar vardı, şimdi de var. Elbette olacak, çok doğal bir durum. Çünkü farklı hayatları yaşıyoruz, bizim gibi olmalarını beklemek çok sağlıklı değil. Gençlerin içindeki yeni değişiklik isteği çok sağlıklı bir durumdur. Aileler çoğunlukla bunu göz önünde bulundurmuyorlar. Gençler farklı bir yön seçebiliyor. Bunlar da çeşitli çatışmalara yol açabiliyor.
-Son olarak, hem halkımıza hem de gençlerimize ne tür mesajlar vermek istersiniz?
Özellikle gençleri, son zamanlarda sağlıklı amaçlar bulmakta zorlanıyor olarak gözlemliyorum. Neyi yapmayı severim, neyden keyif alırım, neye becerim var kısmına çok odaklanmadan maratona girip ders çalışıyorlar. Daha çok puan ve sıralamaya önem veriyorlar. 10 yıl sonra kendilerini nerde görmek istediklerini biraz daha odaklanmalarını daha sağlıklı buluyorum. Harcadıkları emekler boşa gitmeyecektir.
Bizler de Bursa Haber Gazetesi ailesi olarak bizleri kabul ettiğiniz sizlere ayrıca teşekkür ediyoruz.
İletişim Bilgileri:
Adres: İhsaniye Mh. Fsm Bulv. Bulvar 224 Sit. İlknur Sk. No:1/D D Blok D.3 Nilüfer/BURSA
Tel: 0 224 502 35 10
Gsm: 0 555 000 35 10
HABER VE FOTOĞRAF: ÖZKAN YILDIRIM