“Bir köpek kuyruğunu neden sallar? Çünkü köpek kuyruğundan daha akıllıdır.

eğer kuyruk daha akıllı olsaydı, kuyruk köpeği sallardı.”

WhatTheDog filminden sevdiğim bir söz ile başlamak istedim. Olası durum daha güzel anlatılamazdı.

 Tahran zirvesinin ardından Türkiye’nin diplomasi konusundaki şah damar etkisini gördük. 

Zirvede Türkiye terörle mücadelede kararlılık vurgusuyla korkusuzluğunu ve cesaretini cüretkar bir şekilde gösterdi.

Sonrasında ne oldu peki ?

Irağın Kuzeyinde sivillere yönelik terör saldırısı gerçekleşti.

 Devamını tahmin etmek zor değil di mi ?

Haince gerçekleştirilen bu saldırı Türkiye'nin üzerine yıkılmak istendi.

 Bağdat Türkiye'yi hedef gösterirken, Reuters saldırıda Türkiye'yi suçladı.

 Batılı devletlerin duruşuna değinmeye gerek bile yok bence.

 Oynanan oyunlar belli.

Türkiye'nin gücünden rahatsız olan bedbin gruplar ise buna destek verdi.

Uzaklara gitmeden yakınlarımıza baktığımızda en çirkin örneklerinden Türkiye topraklarında bir hukuk barosu, açıkça Türkiye'yi hedef gösteriyor. Daha önce de bu tarz eylemlerini görmüştük ermeni soykırımı iddialarıyla. Adalet kavramı altında " insalcık hukuktan" bahsedip insanlığın zerre örneğini göremediğimiz Diyarbakır barosunun rengi bellidir.

Nice masum canlarımız alçak terör örgütleri tarafından katledilirken sesiniz neden çıkmıyordu?

 Ve şanlı Türk ordusunun yüceliğini, merhametini, onurunu ve korkusuzluğunu herkes bilir. "Ordu, Türk ordusu...Bütün milletin göğsünü itimat, gurur duygularıyla kabartan şanlı ad." diyerek ne güzel ifade etmiş Atatürk.

Tarih tekerrür eder, düşman bitmez.

Türkiye gerek konumu, doğal zenginlikleri, gerek diplomatik duruşuyla her açıdan güçlü bir ülkedir.

 Bu da Türkiye'yi pek çok dış gücün hedefi haline getiriyor.

Meyve veren ağaç taşlanır misali her yandan üstümüze gelindiği vakit yine dik duruşumuz ve yola devam etme kudretimizle namertleşenlere boyun eğmeyeceğiz.