Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Zamlı hayat başladı

Yazının Giriş Tarihi: 01.01.2019 00:42
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.01.2019 00:42

Yeni bir yıla başladık. 2019 yılının herkese sağlık, huzur ve mutluluk getirmesini dileyerek başlayalım yazımıza…

Dünya hızla yaşlanıyor dostlar… Dünya adlı gezegenin orasını burasını kaza kaza yaralar açtık… Yetmedi, ağaçlarını kestik, kel bıraktık… Yetmedi, denizlerindeki tüm canlıları yedik, doymadık… Yetmedi, havasını kirlettik, akciğerlerimizin içine ettik… Yetmedi, akarsularının önüne setler kurduk, elektrik elde ettik, çarpıldık… Yetmedi, topraklarından yararlandık ektik biçtik… Cömertçe verdi dünya her şeyini… Saygısızca talan ettik her karışını… Yaşadığımızı sandık… Oysa doğada denge vardı, ilahi bir denge… İnsan geldi sarstı her şeyi…

Sonra ekonomi bilimi yeşerdi her yanda… Aldıklarımızı, sattıklarımızı, tarttıklarımızı, ektiğimizi, biçtiğimizi, sağdığımız her gram sütü, altını, gümüşü ve yaşamdaki hemen her şeyi kayıt altına aldık. Binlerce yıldan bu yana insanın beklentileri ve doyumsuzlukları ile doğanın verdikleri sürekli yer değiştirdi… Ege Bölgesi’nde kurulan Lidya Uygarlığının, icat ettiği Para’, ekonomi tarihini değiştirdi… Bir malın değeri artık parayla ölçülüyor ve satın alma dediğimiz ilk eylemler gerçekleşiyordu… Bir ürünün elde edilmesi ile yaşamın devam etmesi aşamalarında ‘artı değer’ ortaya çıktı… Kentlerde toplanan insanların doğrudan tarım yapamadığı, köylerde yaşayanların da tarım ve hayvancılık dışında dar kapsamlı üretimleri, ekonominin temel bileşenleri olarak ele alındı…

Türkiye, bu sarmalın içinde kendine yol bulmaya çalışan ‘gelişmekte olan ülke’ statüsü içinde gösterildi tarih boyunca… Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı sonrasında yenik ülkeler arasında olması, ekonomik çöküntü yıllarını da beraberinde getirdi… Para hep belirleyici oldu…

Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarınca kurulan Türkiye Cumhuriyeti, 1923 ile 1938 yılları arasında büyümenin ne demek olduğunu dosta düşmana gösterdi… Yerli sermaye desteklendi ve hemen her alanda büyük bir atılımlar gerçekleşti. Tekstil, makine, gıda, kimya, inşaat, savunma, tarım ve hayvancılıkta planlı gelişmeler yaşandı… Yabancı şirketler birer birer satın alındı… Milli ekonomi seferberliği uygulandı, insan kaynağı güçlendi… 1946 seçimlerinin ardından atılan imzalarla batılı şirketler tekrar Türkiye’ye döndü… Büyük borçların altına girildi ve halkın satın alma gücü göreceli olarak arttı… Ancak temel sanayi tesislerinin kurulmasından kaçınıldı. “Fabrika yapan fabrikalar” maalesef hayat geçirilemedi… Silahlı Kuvvetler; İstediğini yapan, istediklerini yaptıran konuma sürüklendi… 2002 seçimlerinin ardından sürekli itelenen ve “Kırmızı Kitapta ‘irtica’ olarak anılan” İslamcı kesim, idareye geldi… Ekonomide de ataklar yeniden başladı… Dolaylı vergilerle devleti doğrudan finanse eden Türk halkı, zamana dayalı savaşın galibi olmayı ise belki de 2020’li yıllara bıraktı… Teknolojisini dışarıdan alan, binlerce ürünü yabancı kaynaklardan elde eden, dev şirketlere sanayi tesis kurmaları için yer tahsis eden, halkını yoksulluk sınırında yaşatan, 80 milyonluk tüketim toplumu olarak konumlanmamalı ülke… Kendi kendine yeten ülke olmayı başardığı yılları geride bırakan Türkiye, avantajlı yanlarını unutmadan yoluna devam etmeli…

Kendi halkına güvenerek, üreterek, hemen her alanda markalar yaratarak, teknolojisini kendi üreten bir ülke ideali etrafında birleşmeli insanımız. Milletvekili Mustafa Esgin’in de dediği gibi; “Siyaset, millete hizmet etmenin bir aracı” olarak görülmeli… Koltuğa güç veren insanlar olmalı etrafta… Koltuktan güç alan, kifayetsiz ve liyakatsiz insanlar, yönetim kadrolarından temizlenmeli… ‘Bilenler’ işbaşına getirilmeli…

Ekonomide olağanüstü döneme girilmeden alınacak önlemler var… İlk önlem ise zorlukları tüm kesimlerin eşit paylaşması…

Küçük ve Orta Boy İşletmeler (KOBİ), için bu yıl devlet destekli alacak sigortası yürürlüğe girecek mesela… Piyasadaki nakit sıkışıklığına bir nebze de olsa çare gibi duruyor. Konkordato salgını da bu yolla engellenebilir…

Ayrıca 2019’da bekleyen KDV iadeleri de ödenecek. İade başvuru tarihini takiben 10 iş günü içinde iade talebinin yüzde 50'si, incelemenin bitmesini beklemeden mükellefe ödenecek.

Bu arada mükellef olup olmadığına bakılmaksızın internet ortamında reklam hizmeti veren veya aracılık eden gerçek kişiler yüzde 15 gelir/kurumlar vergisi stopajı uygulanacak. Yeni yılda KDV, elektronik kitap, gazete ve dergiler için yüzde 18 olarak uygulanmaya başlayacak. Bu zam demek!

Asıl sıkıntı plastik poşetlerde… Halk aldığı hemen her şeyi poşetlere koyar ve bu yıl her poşet için 25 kuruş ödeme yapılacak. ‘Para’, market sahiplerinin cebine girecek…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.