Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Zam üstüne zam!

Yazının Giriş Tarihi: 31.05.2022 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 31.05.2022 00:05

Garip bir ülke olduk gibi görüntü var sokaklarda.

İnsanların yüzlerindeki gülümseme artık eskisi gibi değil.

Bazıları, nerede işe yolda yürürken göz yaşları içinde yürüyormuş hissi veriyor.

Bazıları ise “her şey benim!” edasıyla gülüp geçiyor sokaklardan.

İnsanların çarşı-pazara uğraması ve dost sohbetleri yapması gibi gereksinimleri var ama nerede ve nasıl ve hangi çarşı-pazara uğrasam diye kendilerince bir hedef belirlemedikleri anlaşılıyor hareketlerinden.

Nereye ve neden gideceklerine dair belki de kendilerinin bile bilgisi yok.

Yola çıkmışlar ama, ayakları onu nereye götürürse oraya gidecekmiş gibi bir hisse kapılıyor onu görenler.

Ağır ve zorlu geçen soğuk kış şartları artık bitti. Yaz ayları kendisini iyice göstermeye başladı. Hava sıcaklığı birden arttı. 30’lu derece ve sıcaklıkları yaşıyoruz. Kış aylarında ısınmak için harcadığımız paraları tam tasarruf yapıp, gelecek kışa ısınma için sermaye yaparız diye düşünenlerin bile bu düşünceleri hemen her gün her türlü mal ve ihtiyaç maddesine gelen zamlarla rüya oldu.

“Az veren candan, çok veren maldan verir.” Atasözümüzde olduğu gibi ne verecek malımız kaldı ne de çalışacak güç ve kudretimiz.

Zam üstüne gelen zamlar vatandaşlarımızı gerçekten bezdirdi.

Siyaset alanında ise iktidar ve muhalefetin hep olayları kendi üsluplarına göre değerlendirmesi ve ekonomik konuların ikinci plana itilmesi, yapılan bu zamların nasıl telafi edileceğinin anlaşılamayışı, insanların kazandıkları ile geçinemeyişleri gibi serzenişleri dinliyoruz hep gün boyu.

“Bu gelir, buda geçer” diye türkü söyleyip bu durumu geçiştirmek öylesine kolay değil. Artık herkes ama herkes bir ekonomi profesörü kadar ekonomi bilgisine sahip. Çünkü, cebine yüz lira para koyan ve pazara çıkan bir kişi, 2 kilo domates, bir kilo salatalık ve bir de yaz meyvesi karpuz aldığı zaman, evine yiyecek başka herhangi bir ürün ve gıda maddesi alacak parası kalmıyor.

Tamam, kış aylarında, sonbaharda bu söylediklerim ve sera ürünlerinin pahalı olması normal. Fakat, yaz ayları geldiğinde fiyatların düşeceğini beklemek için aç mı kalmamız gerekiyor? Diye soran vatandaşlara ne cevap verilecek?

Maalesef, zam üstüne zamlara alışmaya çabalarken, kazanımları yok olan bir insan topluluğu ve ülke haline geldik.

Siyasetin artık kısır çekişmeleri, sen-ben koltuk kavgalarını bir kenara bırakıp, iktidarı ile muhalefeti ile bir araya gelip, ekonomik sıkıntıların çözümü için ortak formüller üretmesi gerekiyor. Vatandaşlar olarak bizler bunu bekliyor ve istiyoruz.

Yoksa, “bu iktidar gitsin, ne olursa olsun” mantığı ile hareket edersek, iktidar değişikliğinde zamların azalmayacağını, ekonominin sihirli değnek değmiş gibi olmayacağını artık bilmemiz lazım.

Mahalli seçimlerde gördük.

Ankara, İstanbul gibi büyükşehir belediye başkanları muhalefetin eline geçti. Belediye hizmetlerine en fazla zam yapan kurumlar bu belediyeler olarak tarihe geçiyor. Yerel iktidarda işleri ve sıkıntıları formülle çözmek yerine zam yaparak ek para kazanmanın heveslisi olan bu belediyelerin yaptıkları icraatlar zaten genel iktidarda neler yapacaklarının bir göstergesi değil midir?

İktidar değişikliği zamları durdurmaz.

Bunu yaşayarak görüyoruz.

Ama, ülkemizdeki bu ekonomik sıkıntıların çözüme kavuşturulmaması veya alınması gereken önlemleri almayıp geciktirme yoluna gidilmesi iktidarın ömrünü kısaltır. Seçimler erken de yasılsa geçte yapılsa, zamanında da yapılsa iktidarın yeniden iktidar olması böylesine bir ortamda ve ekonomik dertlerin, sıkıntıların altında ezilen bir vatandaş topluluğunun olduğu herhangi bir ülkede mümkün gözükmüyor.

O halde, vakit geçirilmeden zaman geçirilmeden gerekli önlemler alınmalı.

Ben, kendimce bazı örnekleri verebilirim.

Akaryakıt fiyatları her ne kadar dövize bağlı olsa da Türk parasının değerinin korunması ve döviz fiyatlarının artmasının önüne geçilmesi için gereken ekonomik önlemler alınmalı. Zamlardan vatandaşın etkilenmesinin önüne geçilmeli.

Ki, piyasalarda, “akaryakıta zam geldi, bizim işlerimizle enerji ile mecburen zam yapıyoruz” söylemleri artık bitsin. Bu söylemler, vatandaşı bezdiriyor.

Sonrasında,. Asgari ücret ve emekli maaşları yeniden düzenlenmeli ve yaşanılabilir makul ücret seviyesine getirilmeli.

Sonrasında enflasyon dizginlenmeli. Ki, akaryakıt fiyatları ile döviz fiyatları sabitlendiğinde enflasyon zaten kendiliğinden dizginleniyor.

Çarşı-Pazar ve emtia fiyatlarının düşmeleri için de yaz aylarının gelmesi ve toprak ananın ürün vermesi beklenmemeli. Çünkü, yazın düşen enflasyonun ateşi kışın soğukta bile insanları yakabiliyor.

Sözün özü; zam üstüne gelen zamları artım yaşamak istemiyoruz.

İktidarda muhalefette artık derslerine çok iyi çalışsınlar…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.