Elbette ulusal ve uluslararası konjonktürde yazdığım yazılar rahatsız ediyor. Uzun yazdığımdan şikayetçi olanlardan tutunda, yazımın derinliklerini sorgulayanlara kadar her kesim ile her an yüzleşebiliyorum. Türkiye'nin yeni bir döneme girdiğini kabul etmek zorundayız. Barış Pınarı Harekatı, verilen ara sayesinde yabancı medya aracılığı ile zaytung haber değerine geriletildi. Askeri yeteneklerimiz, diplomatik beceriksizliklerimizin kurbanı oldu. Bu ne ilk ne son elbette. Milletçe alıştık bu duruma!

Türkiye'de siyaset ve siyasetçiler, 2020 itibari ile değişecek. Bu değişim, yeni siyasetçiler ve siyasi yöntemler ile kendini gösterecek. Lider ve kitle kavramlarının derin yara alacağı süreçte, değerlerin daha fazla yozlaştığına şahitlik edeceğiz. Medya, her zamankinden daha değerli olacak. Para, bu dönemde öncelikli olmayacak. Kişisel yeterlilik, saygınlık, saygı duyma gücü, öz eleştiri ve herşeyden önemlisi aile, siyasetçi için ön planda olacak. Bekar siyasetçi sayısında artış beklenen dönemde, yabancı uyruklu Milletvekili ve Belediye Başkanlarıyla tanışacak Türkiye. İkinci yüzyıl yolculuğuna gireceğimiz üç yıl boyunca 3 referandum ve 3 seçim ile karşılaşacağız.

Türkiye, yeniden bölünecek!

Cumhuriyet, 96 yaşında. Yarın kutlayacağımız yeni yaş, aslında yeni dönemin ilk günü. Belki çoğunluk farkında değil ama, bu yıl Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın programları dahil tüm programlar 'kabul töreni' olarak isimlendirildi. Türkiye'nin sınır ötesi operasyon sürecinde verilen en doğru karar.

Takvimler 2020 yılı Mart veya Mayıs aylarını gösterdiğinde yeni bir referandum ile buluşacağız. Adaletten, yerel yönetimlere varıncaya kadar birçok konuda değişeme gideceğiz. Makamlar yeniden olgunlaşırken, yüzyıl geriye dönerek yüzyıl sonrasının güçlü adımlarını atacağız. Yeni şehirler inşa etmek ve herşeyden önemlisi ülkeyi güçlendirmek için Türkiye'yi yeni bölgelere böleceğiz. Elbette bu bölünme 2021 referandumu ile olacak! Türkiye'nin Misak-ı Milli davasında alacağı mesafe özellikle Doğu'da ve Batı'da yeni şehirlerin oluşmasına neden olacak. Kuzey Suriye ve Kuzey Irak'taki topraklara TR plakası verilirken, 82-83-84 diye sıralanan 11 yeni ilimiz olacak!

Türkiye'nin yeni bölünme sürecinde bölge 8 Akdeniz olarak tanımlanırken, bölge 9 Güney Türkiye olarak adlandırılacak. Bu iki adım ile şuan için Türkiye Cumhuriyeti Birleşik Devletleri olarak tanımlanan çok uluslu Türk Birliği Devleti anayasal süreci tartışılmaya başlanacak. İlk bakışta tüm bu hamleler hayal gibi geliyor olsa bile, yeni dönemde Türkiye asla Tek Devlet ve Tek Millet'ten ibaret olmayacak!

Türk Lirası ve Dili değer kazanacak…

Amerika ve Rusya’nın birbirini egale ettiği süreçte İsrail, Türkiye olmadan güvende olmayacağını anlayacak. Arap coğrafyası özellikle toprak ve yeraltı zenginliklerinden ötürü kendi yeni veya yerli bayrakları altında Türk Silahlı Kuvvetleri himayesini kabul edecek. Yenilebilir enerji alanında Türkiye'nin başarısı, yeraltında madeni veya yatırımı olan devletlerin para gücünü zayıflatacak. Ortalama 5 yıl içerisinde Türkçe, özellikle ticarette yüzde 35 oranında kullanım artışı yaşayacak. Türk Lirası, döviz kurları karşısında yeniden değer kazanacak. Örneğin 1 Dolar, 4 TL değerine dönüş yapacak!

Teknoloji ve yazılım alanında yeniden var oluş gösterecek Türkçe, yaklaşık 75 ülkede öncelikli dil haline gelecek. Azami 2027 yılına kadar gerçekleşecek bu gelişmeler sürecinde Türkiye'nin siyasi ve ideolojik değişimlere sahne olacağını ifade etmekte fayda var. Yeni devlet aklı Dünya çağı ile değil aksine Uzay çağı ile kendini şekillendirecek. Ve kimbilir belki de 3 yıl içerisinde herşeyi, çok hızlı ve yeniden yaşayacağız…