Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yerli malı yurdun malı

Yazının Giriş Tarihi: 23.12.2020 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.12.2020 00:00

Her ülkenin kendisine göre vazgeçemedikleri oluşumlar vardır. Bunlar, toplumun ilk ferdi olan insanın yaşantısından elde edilen tecrübelerle, ailelere, oradan mahalleye, oradan halkın bütününe yayılan örf ve adetler kapsamında değerlendiriliyor. Bunların en önemlisi ise “kendi işini kendin yap” misali sayılabilecek, “kendi ihtiyacını kendin üret “ düşüncesinin hakim olması.

Yerli malı, yurdun malı sloganı işte buradan çıkmış.

Toplumlar, 18. Yüzyılda tarım toplumundan sanayi toplumuna doğru yol alırken pek çok buluş ve icat gerçekleştirmişler. Bunların başında tabi ki yerli sanayi, yerli üretim geliyor.

Dünya genelindeki yerli malı kutlamaları her zaman bu yerli üretim ve milli dayanışma için yerli malı için yapılıyor.

Nereden nereye geldik? Sorusuna da bu yerli ve milli üretim sayesinde cevap verebiliyoruz.

Çocukluğumuzda yerli malı haftası, okullarda çok farklı kutlanıyordu. Sınıftaki bütün arkadaşlar, hepimiz yerli malı haftasında daha çok yiyecek ağırlıklı kutlamalara katkı sağlıyorduk. Kimimiz, annesinin evde yaptığı yoğurdu, kimimiz evimizin bahçesindeki ağaçtan topladığımız elma, armut gibi mevsim meyvelerini, kimimiz evde yapılan pasta, börek türü yiyecekleri getiriyorduk.

Birde aramızda para toplayıp, Bursa’da olmayan meyveleri alıyorduk. Örnek, İzmir’in mandalinası, Mersin Anamur’un muzu gibi. Bir hafta arkadaşımız Washinton Portakalı alıp getirmiş. Rehberlik öğretmenimiz bu olayı görünce, “arkadaşlar burası Türkiye. Türkiye’nin de çok güzel ve tatlı portakalları var. Bu Washinton portakalı bizim yerli üretimimiz değil. O zaman yerli malı haftasında da bu portakalı kabul etmemiz mümkün değil…” demişti.

Tabi buna benzer pek çok olay var hatıralarımızda.

Şimdi gelelim günümüze. Yerli malı haftası kutlamaları sadece yazılı metin açıklamaları ile hatırlanıyor. Öylesine, okullarda, sınıflarda, toplum huzurunda pek açık kutlamalar yapılmıyor. Nedeni, evimizde, işyerimizde, okullarda kullandığımız pek çok ürün artık yerli malı değil. Çin’den gelen ve tek kullanımlık ucuz mallardan ziyade, fiyatı pahalı ama havalı olsun diye, başkasına gösteriş yapılmada kullanılan yabancı menşei mallar yüzünden bizler yerli malı haftasını kutlamayı unuttuk gittik..

Gelelim dünya siyasetine, “sen tüket, ben üretirim” düşüncesi hakim. Bu yüzden de savaşlar oluyor. Hemen yanı başımızda 2007 yılından bu yana devam eden Suriye Savaşı, Birleşmiş Milletler tarafından ülkeler arası değil de ülke içinde bulunan bazı gurupların birbirleriyle çatışması olarak görülüyor. Bu nedenle, Barış Gücü koruması verilmiyor. İnsanlar evlerini barklarını terk ediyorlar. Dünya tarihinin belki de en kanlı ve en fazla göç olayı yaşanıyor. Ki, bunlardan ilk derece etkilenen ülke Türkiye.

Silah üreten ülkelere bakıyoruz. Örnek Amerika ile Türkiye arasında yaşanılan F 35 krizi ve hava savunma sahası silahları. Amerika, biz parasının bir bölümünü peşin ödememize rağmen, pek çok silahı bize satmayı ret etti. Bazı silahların ise yedek parça ve bakım onarımları için gerekli olan malzemeyi satmıyor. Bazılarına da mermi vermiyor. Yani, silah var, mermisi yok, mücadele edemiyoruz. Yada, ülkemize yönelik olabilecek bir saldırı karşısında savunmamız durumda kalabiliriz. Çünkü, korunma silahımız yok.

Türkiye, bunların bir bölümünü tedarik edemeyince mecburen Yerli ve Milli üretim sloganıyla kendi silahını kendin yap düşüncesiyle harekete geçip bazı silahları üretti. Mesela, İnsansız Hava taşıtları konusunda dünyaya örnek olan üretimlerle, terörle mücadelede büyük yol kat edildi. Sonra, Rusya’dan ES 400 hava savunma bataryaları alındı. Amerika buna çok sinirlendi.

Şu anda hem ekonomik hem de siyasi alanda baskılarla saldırılarda bulunuyor. Sözde, hem dost, hem müttefik ülkeyiz. Aramızda sen-ben olmamalı. Fakat, “ben istersem veririm, satarım. Ben istersem silahı kullanabilirsin, istemezsem kullanamazsın” mantığı ile hareket ediyor. Nitekim, geçmişte, terörle mücadele sırasında bozulan, arızalanan ve zayi ettiğimiz bazı savaş uçaklarında başımıza böyle olaylar geldi.

Şimdi, Türkiye bu konularla ilgili epey yol aldı. İstenilen düzeyde olmasa bile, iş başa düştüğünde kendi göbeğimizi kendimiz kesebileceğimizi gösterdik Amerika’ya.

Şimdi, yerli otomobil konusunda adımlar var.

Epey ilerleme yapıldı.

Başta, Amerika’nın beslediği teröristlerle yan yana yürüyen bazı kişiler olmak üzere, muhalefet seslerini yükselmeye başladılar.

Neden?

“Türkiye üretim yapmasın. Biz üretelim, onlar tüketsin. Onların sanayisi, üretimleri güçlenmesin. Onların paraları sayesinde bizim ülkemiz güçlensin” düşüncesiyle zaten senelerce ülkemizi sömürmüşler. Şimdi de engel olmaya çabalıyorlar.

Oysa ki, bizim yerli malı yurdun malı sloganından hareketle ülkemizin milli ve manevi değerlerine sahip çıkarak dayanışma içinde olmamız gerekiyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.