Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yeni bebek Afganistan

Yazının Giriş Tarihi: 20.08.2021 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.08.2021 00:01

Dünya, Covid-19, koronavirüs, deprem, orman yangınları, sel baskınları Suriye ve Arap krizleri ile mücadele ederken şimdi de Amerikalıların “Yeni Bebek” ismini taktıkları Afganistan ile uğraşmaya başladı.

Bu uğraş, öylesine yabana atılacak bir durum değil.

Çünkü, Bundan tam 25 yıl önce sahneye çıkan ve Afganistan yönetimine el koyduklarını açıklayan Talibanlı gençler, Amerika’nın yaptığı püskürtme ile geri çekilmek zorunda kalmışlardı.

Şimdi ise durum değişti. Amerika, dünkü yazımda da belirttiğim gibi Afganistan’dan alacağını aldı. Artık orada işi gücü kalmadı ve çekildi. Taliban, durumu fırsat bilip, hemen boşlukları çok iyi doldurdu. Ülkenin ordusu dağıldı. Silahlara Taliban el koydu. Hükümet binaları ele geçirildi. Yönetim, resmen olmasa bile fiilen Taliban’ın eline geçti.

İnsanlar, ülkelerini kurtarma ve mücadele etme yerine kaçıp gitmeyi tercih ediyor. Havalimanı felaket görüntüleriyle gündemde.

Dünyanın gözü kulağı burada ama kimse elini kıpırdatmıyor.

Birleşmiş Milletler özellikle 1991 ve 95 yılları arasında Orta Avrupa Yugoslavya’da yaşanılan iç karışıklık günlerinde olduğu gibi sadece seyir ediyor. Neticenin ne olacağını merakla bekliyor.

“Ölenler ölsün, kalanlarla ilgili çareye bakarız” düşüncesi hakim.

Yine, göç dalgası var. Yine ülkemiz göç tehdide altında. Bu konuyla ilgili görüşlerimi dünkü yazımda ifade etmiştim. Gerçekten çok zor ve güç bir karar. Ama, madem Avrupa ülkeleri, “bizden olmayanı biz istemiyoruz” diyebiliyor ve uyguluyor. Özellikle Yunanistan, denizlerde, sınırlarında geçmek isteyen insanların üzerine ateş açarak onları öldürüyorsa, ülkesine sokmama adına bin bir bahane uyduruyorsa, biz Türkiye olarak, Türk insanları olarak neden cefa çekelim ki?...

Bizlerde, sınır güvenliği, ülke güvenliği diyerek bu göçmenleri ülkemize almayabiliriz. Yardım ise, Birleşmiş Milletlere, Avrupa Birliği’ne üyesi olduğumuz NATO’ya başvurup, bu kişilerin ülkemiz sınırları dışında bakımları ve ihtiyaçlarının giderilmesi için yardım etmesini isteyebiliriz. Bu uluslar arası ilişkilerden doğan hakkımızı kullanabiliriz.

Gelelim Afganistan’a.

Ülkenin her köşesi karışık.

Bir yanda Taliban, bütünüyle hakimiyeti ele geçirme adına operasyonlar yaparken, diğer yandan fırsattan istifade yağlamaya yapanlarında olduğu görüntüler geliyor. Bu bilgilere göre, senelerdir Talibanla silahlı veya silahsız mücadele edenler, Amerika’nın askerleri olarak bilinen kişiler, İngiliz yandaşları, Fransa ve İsveç yandaşları, şimdi kaçacak delik arar gibi hareket ediyorlar.

:unlar, ellerinde silah olduğu zaman güçlü, silah olmadığı zaman ise kaçacak delik arayanlar olduğunu gördük anladık.

Peki, bu insanların, dünyanın çeşitli bölgelerine dağılması, hatta Türkiye’ye gelip ülkemize yerleşmeleri veya burada sığınmaları halinde, yarın öbür gün, ağababalarının bunların eline silah verip, “haydi eyleme!” emri verip vermeyeceğinin garantisi var mı?

Bir ülke, kendi toprakları dışında, başka ülkelerin vatandaşlarını neden para verip senelerce beslesin ki?

İşte sıkıntı burada.

Taliban, ülkesinde yabancı istemediğini söylüyor. Bu arada, komşuları başta olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde, kendi tanınırlığını ispat edebilme adına olumlu mesajlarda veriyor.

“Türkmenler, Türkmenistan’a, Kırgızlar, Kırgızistan’a, Şiiler İran’a gitsin” diye açıklamalar yaparken, “biz Afganistan’ın birlik ve beraberliğinden yanayız” diyebiliyor.

Tabi, bu durumun nereye varacağını, bir gece yarısı operasyonu ile Taliban’ın yeniden eski bölgelerine püskürtülüp püskürtülmeyeceğine zaman gösterecek. Şimdilik görünen manzaraya göre, Taliban Afganistan’da kalıcı olacak. Amerika, İngiltere, Çin, Rusya ve diğer ülkelerle ılımlı politikalar izleyip, kendi iktidarını kuracak.

Türkiye’de Talibanla ilişki kurulmasından yana olumlu görüş sergiliyor. Yani, Afgan halkının geleceğinin yeniden tayini için Türkiye, iktidarı ele geçiren Talibanla eskiden olduğu gibi şimdi de görüşmeleri sürdürüleceğini açıkladı.

Bu mesajlara baktığımızda, Afganistan’da 1979 yılında İran’da Hümeyni’nin iktidara gelişi gibi bir durumla karşı karşıya kalacağız.

Afganistan halkının hür ve bağımsız olması, bütün vatandaşlarının Afgan topraklarında yaşaması ve hayatını sürdürmesi bizim en büyük dileğimiz. Ama, ülkesini terk edenlerin Türkiye’ye gelip yerleşmesine karşıyız.

Bizim ülkemizde doğan Türk oğlu Türk bebekler bize yeter. Afgan bebek de Suriyeli Bebek de istemiyoruz…….

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.