Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yemek deyip geçme

Yazının Giriş Tarihi: 30.06.2021 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.06.2021 00:01

İnsanların sağlıklı ve mutlu yaşayabilmesi için yemeğe, beslenmeye ve gıdaya ihtiyaçları var. Bu gıda meselesi, öylesine “kırarız iki yumurta olur biter” cinsinden değil. Akademik eğitim konusu olan gastronomi ile ilgili çok önemli bir konu.

Konu, sadece insanlara yemek pişirip, yemek türleri ile beslenmesi değil.

Bu işin sadece yemek yiyip, karın doyurma ile faydası ve alakası yok. Pek çok konu ile ilgisi ve alakası var. Özellikle, yöresel yemekler ve ortaya çıkan ekonomik getirileri insanları cezbetmeye başladı.

İstanbul’da düzenlenen ve Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin de katılımcıları arasında yer aldığı Gastronomi Turizm Fuarına gittim. Fuara katılan kentlerin yöresel güzellikleri ve yemekleriyle tanışma imkanını buldum. Daha önceden ziyaret ettiğim Gaziantep Mutfağı ile ilgili olarak konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, pek çok yemekle ilgili bilgi verdi ama Tarhana Çorbası ile ilgili anlattıkları gerçekten ilgi çekici oldu.

İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise gastronomi sektörü ile ekonomi sektörünün birleşmesi halinde, ülkemizdeki turizm gelişmesine büyük katkı sağlanacağını anlattı.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Saray mutfağı ile Bursa mutfağı ve Bursa’nın turizm açısından önemli yemekleri olan İskender Kebabı, Cantık, pideli köfte, süt helvası gibi yemeklere dikkat çekerek, dünyadaki saray mutfağının başlangıç noktasının Bursa olduğunu ifade etti. Aktaş, Bursa’da gastronomi, turizm konusunda pek çok çalışma yaptıklarını, Coğrafi İşaretler konusunda epey yol aldıklarını, daha da ilerleme kaydedeceklerini belirtti.

Alinur Aktaş’ın anlattığı ve dikkat çeken bir başka konu ise, insanların artık gezmek için, turizm amaçlı ve eğlence amaçlı olarak gidecekleri yerleri seçerken, “burada acaba ne yiyip ne içebilirim” diye düşünüp araştırma yaptıklarını söylemesi. Bunun içinde yöresel yemekler ve yöresel ürünlerin ön plana çıktığını hatırlatan Aktaş; “Bursa, ülkemizin en zengin mutfağına en sağlıklı ve en güzel yemeklere, meyvelere, sebzelere sahip olan bir şehrimiz. Hem baharat yolu hem de İpek Yolunun kesiştiği tek merkez Bursa. Doğa, kültür, turizm cenneti olabilmesi mümkün. Bunun için bizler yerel yönetimler olarak çalışıyoruz. Projeler üretiyoruz. Kentimize insanları çekmek için, turizm açısından yeni canlanmalara yol açabilmek için de alt yapı yatırım ve hizmet eksikliklerini tamamlamaya gayret ediyoruz” dedi.

Aktaş, “Buyurun Bursa’ya gelin. Bursa, döner Kebabı, pideli köftesi, İnegöl Köftesi, tahinlisi, cantığı, süt helvası, Mustafakemalpaşa tatlısı, ahududusu, Yaban Mersini, Deveci Armudu, İnciri, üzümü, domatesi, biberi, çileği, kirazı, şeftalisi, kestanesi,  Uludağ’ı, Marmara Körfezine olan Gemlik, Mudanya ve Karacabey sahilleri, yaylaları, şelaleleri, gölleri ile daha sayamadığım ve doğal güzellikleri yaşatan mimarisi, geçmişten günümüze miras kalan Türk-İslam eserleriyle bir çekim ve cazibe merkezi olmaya aday” şeklindeki ifadeleriyle yerli ve yabancı turistleri Bursa’ya davet etti.

Evet, Bursa gerçekten geçmişten günümüze kadar Bizans, Roma, Selçuklu, Osmanlı ve günümüz Cumhuriyet dönemine ait pek çok eser sahibi. Hangi sokağına girseniz ayrı bir çekim merkezi mevcut.

Bizlerin, bu zenginliklerini başkalarına anlatmamız gerekiyor. Kendi aramızda toplanıp, kendi kendimize konuşmak, anlatmak, “kendin çal, kendin oyna” anlamına geliyor. Artık, bu mantığın yıkılması ve yerine “biz bu kent için hep beraber neler yapabiliriz” düşüncesinin hakim olması gerekiyor. Ki, elimizdeki mevcut değerlerin değerlendirilmesi ve insanların kullanımına sunulması için önümüzde bulunan engellerin aşılması lazım.

Mesela, Cumalıkızık Köyü ile Misi köyümüz var. Bunun yanı sıra, aynı güzellikleri barındıran pek çok dağ köyümüz var. Kaplıcalarımız var ama, hamam turizminden öteye geçemiyor. Bazı hamamlarımız ise ne yazık ki müşteri yokluğundan kapandı.

Bunlar iyi turist çeken merkezler.

Cumalıkızık nasıl turist çekmeye başladı?

İsterseniz bundan 20-25 yıl öncesine gidip bir kontrol edelim.

Bir televizyon kanalı “Kınalı Kar” diye dizi çekimi ne gelip Cumalıkızık’ta yaptı. Bu tarihi mekanı TV ekranlarında gören halkımız, vatandaşlarımız akın akın köye geldiler. Böylece, Bursa’nın 700 yıllık tarihi Osmanlı Köyü Cumalıkızık, TV dizisindeki ismiyle Kınalı Kar, bir anda nostaljik ve aranılan turizm mekanı oldu.

Demek ki sorunun çözümü için ne gerekiyormuş. Tanıtım. Elimizdeki mevcutları gösterme. TV dizisi sayesinde Cumalıkızık köyünün mimarisi, tarihi dokusu ve etrafının gösterilmesi, halkın da buraya ilgi göstermesine yol açtı. O halde, çözüm gayet basit gibi gözükse de, birilerinin bu iş için ellerini taşın altına koyup, tanıtımla işe başlaması ve kilitli kapıları açması gerekli.

Gördüğün kadarıyla Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, bu konuda epey istekli ve heyecanlı. Turizm konusunda merkezi hükümetle ortak çalışmalar yapılmaya başlandığını söylemesi bile bizimde Bursa adına heyecanlanmamıza yol açtı.

Konferansa katılan Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz ise bana göre yapılan bütün konuşmalara en son noktayı koyan açıklamasını yaptı. Sözleri şu; Türkiye turizm açısından cennet bir ülke. Ama, siz tuvaleti bile olmayan bir alana turisti nasıl getireceksiniz?”

Şimdi siz düşünüp verin cevabı.

Senelerce Uludağ’da kış aylarında giden insanların tuvalet çilesi çektiklerini anlatıp, yazıp, haber yaptık. Şimdi de, turizm bölgeleri, ören yerleri, tarihi ve kültürel merkezleri gezerken aynı çileyi çeken insanlarımız var. Bakan hanım doğru söyledi; tuvaleti olmayan yere turisti nasıl getireceğiz? Yada, biz kendimiz, tuvaleti olmayan yere turist olarak gitmek ister miyiz?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.