Sezonun ilk derbisinde, ikiyüzlü bir oyun vardı. İlk yarıda, orta sahalar çabuk geçilmesine rağmen, pozisyon zenginliği yoktu. Öyle ki;  maçın ilk şutu, 35. Dakikada geldi. Otuz beş dakika boyunca, her iki takımda ‘keçiboynuzu’ tadında oynadılar. Mücadele var ama pozisyon yok… Tempo var ama şut yok… Var ama yok…  Maç bu minvalde (biçim, tarz) devam ederken, Cicâldau’nun  ceza sahası yayın içinden, sağ ayağı ile çıkarttığı şut ağlarla buluşunca, fragman bitti, film başladı. Filmin ikinci karesinde, Muselara çıktığı topu alamayınca Larin, Galatasaray’lı dört defans oyuncusunun arasından, kafa vuruşu ile ağları buldu. Bu gol, Beşiktaş’ın maça tutunduğu gol oldu.

İkinci yarı, ilk yarının hızlandırılmış hali gibiydi. Beşiktaş orta sahası önde baskı yaparak top kazanmaya çalışırken, Galatasaray kontra atakla sonuca gitme çabası içindeydi.  Sarı Kırmızı’lı takım, oyunu kendi sahasında kabul edince, Kara Kartal pozisyonlar bulmaya başladı. Tıpkı; Gökhan Gönül’ün aşırtıp, arka direkte tamamlanan gollerde olduğu gibi, Necip kornerden gelen topu arka direğe aşırdı; Yedlin’in markajından kurtulan, Larin topu ağlarla buluşturdu. Beraberliği kurtarmak isteyen Aslan’ın ayağına kadar gelen fırsatı, Moustafa Muhammed ile tepti. Geçen sezon geldiği Süper Lig’de üç penaltı vuruşunu da  ağlarla buluşturan Mısırlı golcünün  vuruşunu, Ersin çok güzel bir plonjonla çıkardı.

UEFA Avrupa Ligi’nde Marcao- Nelsson tandeminde başarılı olan ve bu ligde oynadığı üç maçta da gol yemeyen Galatasaray defansı bu maçta, alan savunmasında başarılı olamayınca kalesinde iki gol gördü. Taylan’ın, dalgalanan  performansı yüzünden, Galatasaray geçiş oyununu oynayamıyor. Keza Van Aanholt ‘un performansı da sürprizlere gebe…  Ne zaman, ne çıkacağı belli olmuyor…  Galatasaray’ın yumuşak karnı defansı.. Tıpkı çeliğe su verir gibi, bu yumuşaklığın ( Avrupa Ligi’nde oldu gibi) sertleşmesi gerek. Liderin yedi puan gerisinde kalan Galatasaray’ın, çeliğe nasıl çifte su vereceğini merak ediyorum doğrusu. Bunun çözümü, rakibine oyununu kabul ettirmek olsa gerek.

Şampiyonlar Ligi’nde bir üst tura çıkma ümidi –neredeyse- bir başka bahara kalan Beşiktaş,  özellikle ikinci yarıda baskılı oyunu ile galibiyeti hak etti. Seyirci desteğini de arkasına alan Kartal’ın, gole yakın ayakları (Alex, Batshuayi) tutuk olsa da maçı çevirmeyi başardı. Bu galibiyet, Şampiyonlar Liginde başarısız sonuçları ne kadar telafi eder bilinmez. Kesin olan şudur ki; üç puanın tam zamanında geldiği…