Meşhur atasözüdür; “Araba devrilince yol gösteren çok olur” derler. Araba devrilmeden söyleyeceğimizi söyleyelim o halde; Bursaspor için play-off’a bile kalabilmek çok büyük başarıdır. Dost acı söyler; Timsah’ın sekiz haftadır ne oynadığı, nasıl oynadığı, oyun planı belli değil.
Mecburiyetlerden doğan imkânsızlıkları kabul eder ve anlarım. İmkânsızlıkların içinden, “imkân” çıkarmaya çalışmanın da nasıl bir zorluk olduğunu bilirim. Çok zor bir dönem geçiren Bursaspor’un yapacağı tek şey, öz kaynaklarına dönmek. Gençlerin enerjisi ile “ağabeylerin” tecrübesini birleştirmek. Gençler sahada. Peki onlara yol gösterecek, maç sıkıştığı zaman çözüm üretebilecek tecrübeli ayaklar nerede? Sezon başından beri hangi “ağabey” sıkışan maçta, öne çıkıp maçı kurtardı? Racon kesen Özer mi, devamlılık gösteremeyen Recep Aydın mı? Hakkını yememek lazım Burak Altıparmak üzerine düşeni sırtlamaya çalışıyor ancak onun da bu rolü ne kadar taşıyabileceği meçhul.
Başta da söylediğim gibi; araba devrilmek üzere. Camia, beklenti içinde ve sabırsız. Ara transfer döneminde, elli milyon liraya yakın para lazım ki transfer tahtası açılabilsin. Bu ekonomik şartlarda, bu parayı bulabilmek imkânsız. Takım, düşmez ama ilk on içinde ligi bitirir. O halde Erkan Başkan’ın en kısa sürede, herkesin bildiği bu gerçekleri-malumun ilâmını- açıklaması gerekir. Böylece, futbolcular üzerindeki baskı ortadan kalkar, özgüven hakim olur. Yirmisini yeni doldurmuş genç ayaklar, daha sağlam basar topa. Uzun vadeli çözüm ise, Bursalı iş dünyasının- aman siyasileri karıştırmadan- oluşturacakları geniş tabanlı bir platformla, taşın altına ellerini koymalarıdır.
Maçla ilgili yazacak çok şey yok aslında. Allah nazarlardan saklasın, sakatlık yaşatmasın Ali Akman takımı sırtlamaya devam ediyor. Sağ bek İsmail, Burak Kapacak, Burak Altıparmak troykası, Ali’yi topla buluşturabilirse ne âla. Teknik Direktör Mustafa Er, elindeki malzemeyi kullanarak helva yapmanın derdinde. Bu durumda Mustafa Hoca’ya laf söylemek, alternatif aramak en hafif tabirle ayıptır.
ROLÜNÜ BULAMADI
Maçın hakemi Sarper Barış Saka’yı, ilk defa doksan dakika seyrettim. İsmini çok duyduğum genç kardeşim, hayal kırıklığına uğrattı beni. Bu maça özel midir bilemiyorum, hakemlik tipini bir türlü yakalayamadı. Erol Taş gibi “haşin”, Hulusi Kentmen gibi “baba” olmaya çalıştı. Sevgili hocam; çok sırttı bu roller sizde. Münir Özkul gibi sevecen ama kararlı bir profilin, size daha çok yakışacağını düşünüyorum. Fauller ve fena hareketlerle, disiplin uygulamalarındaki tutarsızlığınız başınıza iş açabilirdi, dua edin sahadaki futbolcular iyi niyetliydi. Zaman zaman, diyagonal koşmadığınız için, yardımcı hakeminizi kaybediyorsunuz. Kulaklığınız var iyi güzel de, golü verirken yardımcı hakeminizi aramazsanız, bazı maçlar bitmek bilmez.
Son zamanlarda hakemlerimizde bir hastalık başladı; ceza alanına yakın noktalardaki serbest vuruşlarda ve köşe vuruşlarında hakemlerimiz, dizlerini kırıyor ve kamburlarını çıkararak pozisyonu izlemeye çalışıyorlar. Sarper Hoca da, bu hastalığın semptomlarını gösterdi dün. Uluslararası Futbol Birliği Kurulu (IFAB) böyle bir sirküler mi yayımladı? FİFA’nın UEFA’nın böyle bir uygulaması mı var? On üç yıl hakemlik yaptım, saha içinde hiç öyle durmadım. Belki de kuralların değişen yorumları ile birlikte hakemin pozisyonu, bu şekilde izlemesi istenmiştir. Eğer böyle bir tavsiye yoksa, bu şekilde pozisyon izlemenizin çok komik olduğunu söylemek isterim.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Uğur TEMEL
Skor yanıltmasın
Meşhur atasözüdür; “Araba devrilince yol gösteren çok olur” derler. Araba devrilmeden söyleyeceğimizi söyleyelim o halde; Bursaspor için play-off’a bile kalabilmek çok büyük başarıdır. Dost acı söyler; Timsah’ın sekiz haftadır ne oynadığı, nasıl oynadığı, oyun planı belli değil.
Mecburiyetlerden doğan imkânsızlıkları kabul eder ve anlarım. İmkânsızlıkların içinden, “imkân” çıkarmaya çalışmanın da nasıl bir zorluk olduğunu bilirim. Çok zor bir dönem geçiren Bursaspor’un yapacağı tek şey, öz kaynaklarına dönmek. Gençlerin enerjisi ile “ağabeylerin” tecrübesini birleştirmek. Gençler sahada. Peki onlara yol gösterecek, maç sıkıştığı zaman çözüm üretebilecek tecrübeli ayaklar nerede? Sezon başından beri hangi “ağabey” sıkışan maçta, öne çıkıp maçı kurtardı? Racon kesen Özer mi, devamlılık gösteremeyen Recep Aydın mı? Hakkını yememek lazım Burak Altıparmak üzerine düşeni sırtlamaya çalışıyor ancak onun da bu rolü ne kadar taşıyabileceği meçhul.
Başta da söylediğim gibi; araba devrilmek üzere. Camia, beklenti içinde ve sabırsız. Ara transfer döneminde, elli milyon liraya yakın para lazım ki transfer tahtası açılabilsin. Bu ekonomik şartlarda, bu parayı bulabilmek imkânsız. Takım, düşmez ama ilk on içinde ligi bitirir. O halde Erkan Başkan’ın en kısa sürede, herkesin bildiği bu gerçekleri-malumun ilâmını- açıklaması gerekir. Böylece, futbolcular üzerindeki baskı ortadan kalkar, özgüven hakim olur. Yirmisini yeni doldurmuş genç ayaklar, daha sağlam basar topa. Uzun vadeli çözüm ise, Bursalı iş dünyasının- aman siyasileri karıştırmadan- oluşturacakları geniş tabanlı bir platformla, taşın altına ellerini koymalarıdır.
Maçla ilgili yazacak çok şey yok aslında. Allah nazarlardan saklasın, sakatlık yaşatmasın Ali Akman takımı sırtlamaya devam ediyor. Sağ bek İsmail, Burak Kapacak, Burak Altıparmak troykası, Ali’yi topla buluşturabilirse ne âla. Teknik Direktör Mustafa Er, elindeki malzemeyi kullanarak helva yapmanın derdinde. Bu durumda Mustafa Hoca’ya laf söylemek, alternatif aramak en hafif tabirle ayıptır.
ROLÜNÜ BULAMADI
Maçın hakemi Sarper Barış Saka’yı, ilk defa doksan dakika seyrettim. İsmini çok duyduğum genç kardeşim, hayal kırıklığına uğrattı beni. Bu maça özel midir bilemiyorum, hakemlik tipini bir türlü yakalayamadı. Erol Taş gibi “haşin”, Hulusi Kentmen gibi “baba” olmaya çalıştı. Sevgili hocam; çok sırttı bu roller sizde. Münir Özkul gibi sevecen ama kararlı bir profilin, size daha çok yakışacağını düşünüyorum. Fauller ve fena hareketlerle, disiplin uygulamalarındaki tutarsızlığınız başınıza iş açabilirdi, dua edin sahadaki futbolcular iyi niyetliydi. Zaman zaman, diyagonal koşmadığınız için, yardımcı hakeminizi kaybediyorsunuz. Kulaklığınız var iyi güzel de, golü verirken yardımcı hakeminizi aramazsanız, bazı maçlar bitmek bilmez.
Son zamanlarda hakemlerimizde bir hastalık başladı; ceza alanına yakın noktalardaki serbest vuruşlarda ve köşe vuruşlarında hakemlerimiz, dizlerini kırıyor ve kamburlarını çıkararak pozisyonu izlemeye çalışıyorlar. Sarper Hoca da, bu hastalığın semptomlarını gösterdi dün. Uluslararası Futbol Birliği Kurulu (IFAB) böyle bir sirküler mi yayımladı? FİFA’nın UEFA’nın böyle bir uygulaması mı var? On üç yıl hakemlik yaptım, saha içinde hiç öyle durmadım. Belki de kuralların değişen yorumları ile birlikte hakemin pozisyonu, bu şekilde izlemesi istenmiştir. Eğer böyle bir tavsiye yoksa, bu şekilde pozisyon izlemenizin çok komik olduğunu söylemek isterim.