Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Frensiz Yokuş Aşağı, Yok Oluşuna Giden; Zihinsel ve İradesel Özgürlük...

Yazının Giriş Tarihi: 23.10.2025 10:44
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.10.2025 10:44

Öyle bir çağa erdik ki; ne söylesen suya yazı yazmak gibi. Çoğu zaman yok hükmünde.

Bazen bu sadece 'algısal bir problem mi? Acaba paranoya mı yapiyoruz?' diyerek çok düşündüğümde oluyor. Fakat hergün önümüze gelen sorunları süzdükçe, insanların olaylar karşısında göstermiş oldukları tepki ve ruh hallerini izledikçe; güya politik ama dünya tarihinin en apolitik, bilgisiz fikirsizlikleri ile internet üzerinden bir nevi dırdırcı kaynana misali "teşbihte hata olmazmış" söylenmek sureti ile iç boşaltınca rahatladıklarını ve çözümün parçası olmayan hareketsizliklerini izledikçe bu durumun sadece algısal bir problem olmadığından emin oluyorum.

E NE DE OLSA ÇÖZÜMÜN BİR PARÇASI DEĞİLSEN, SORUNUN BİR PARÇASISINDIR...

Toplumsal yaşayışlarımıza bakıyorum, tüketim durumlarını irdeliyorum. Maalesef ki; sadece maddesel şeylerde değil, insanların ilişkiler anlamında da kalitesizleştiğini ve emekleri çok çabuk tükettiğini gözlemliyorum. İlişkiler deyince bi zahmet sadece kadın erkek ilişkisi gelmesin akıllara. Zira sorunumuz bunların çok üzerinde bana kalırsa.

Toplumu bir arada tutan, aile, komşuluk, arkadaşlık, dostluk, ticaret, eğitim ve hatta trafik bile içinde ilişkiler barındırır. Ve bu gündelik hayat paylaşımlarındaki kalite genelin huzuruna yansır. Ülkemiz ekonomi, sağlık, eğitim, hukuk vs. tüm alanlarda yönetimsel olarak özellikle de güven anlamında sıkıntılar yaşıyor. Bu durumlarda haliyle toplumsal yani sosyal etkileşimin kalitesini doğrudan etkiliyor tabii...

Teknoloji çağının getirilerini de bu duruma ekleyince psikolojik buhran, doyumsuzluk ve ne

İstediğini bilemeyen insanlar yığını çıkıyor ortaya. Kimileri bu iki durum arasında bağlanti kuramayabilir; 'ne alakası var?' diye düşünebilir. Maalesef çok alakası var.

Öncelikle teknolojinin artı yanı olan; hayatı kolaylaştiran yönlerini bir kenara alalım. Fakat kitap okumayı büyük iş sayan ve 'bir yerde okumuştum'dan çok 'duymuştum' diyerek bilgisiz fikirleri savunan bir toplumun, teknolojiden nasıl etkilenebileceğini hayal etmenizi istiyorum.

Telefonlarını ellerinden aldığınızda hayatlarının bomboş olduğunu hissederek bununla yüzleşince sinir boşalımı yaşayacak milyonlar var. Gerçek ve olması hayal edilen öyle bir yer değiştirmiş durumda ki, herkes önemli işler başardığı sanrısında. Aslında her şey birilerinin beğeni butonunu tıklamasına yani internet tabiri ile trend olmasına bağlı...

Şuan prizlerin başında uyuyor toplum...

Bir zamanların faşist lideri Salazar'ın çıkış noktası olan ve diktatör rejimlerin toplumunuuyutmak için kullandıği 3F teorisi yani; Fado (arabesk müzik), fiesta(eğlence), futbol "3f"formülü geliyor aklıma. Portekiz'in ünlü diktatörü Salazar'ın “futbol olmasaydı bu ülkeyiyönetemezdim” sözü ya da faşist İspanyol General Franco'nun; “Onlari (halkı) o devbeşiklerde (stadyumlarda) salladım, hepsini uyuttum” cümlesini düşünüyorum.

Gelelim bu güne; mutsuzlukların, toplumsal ve siyasi gidişatların temeli sizce nereye dayanıyor olabilir?

EKRAN BAŞLARINDA UYUŞTURULMUŞ VE RESMEN ARDIL MESAJLARLA BEYNİ YIKANMIŞLARIN "PLATON'UN MAĞARA ALEGORİSİNDEKİ" İNSANLARDAN FARKLARI YOKTUR... "Mağara Alegorisi kuramı nedir? Onu da kısaca açıklayayım ki daha anlaşılır olsun"

Platon'un Mağara Alegorisi; Antik çağ felsefesinin en önemli alegorisidir. Alegoriye göre bazı insanlar karanlık bir mağaraya zincirlenmişlerdir ve bu insanlar, başlarını sağa sola çeviremezler. Arkalarından vuran ışıktan, nesnelerin gerçekliğini değil sadece karşılarına yansıyan şekli görebilmektedirler. "Günümüzde bu, ne düşüneceğinizi yöneten internet"

Gölgeye dair fikirleri vardır ama gölgesi yansıyan şekle ya da nesneye dair gerçek fikirleri yoktur. Özetle gerçeğe ve gerçek gün ışığına dair fikirleri yoktur. Bir hocamızın benzetmesi ile'Truman Show filmi de buna harika bir örnektir'.

Platon'un Mağara Alegorisinde ki gibi bir toplumun içinde yaşadığımız açık. Ve alışkanlıklar yularını takıp, başımızı ufka kaldıramayacak kadar cesaretsizleştiğimiz de açık.Yaşadığımız gibi düşünmeye başlayarak, düşündüğümüz gibi yaşama özgürlüğümüzü kaybettiğimiz de açık. Sağanak şeklinde üstümüze teknoloji aracılığıyla yağan denetimsiz bilgi ve belki her şeye kolay ulaşıyormuşuz gibi yaşadık algısında tembelleştiğimizde açık. Bir taraftanda içimizde bizi uyaran tekrar gerçekten yaşamaya çağıran o kuvvetli huzursuzluk duygusu altında bunalıp, ezildiğimiz ve boynumuzdaki gizil yulardan kurtulmak istediğimiz de açık. Değişim, gelişim, insanca yaşamak ve fark istiyoruz hayatlarımızda, toplumumuzda değil mi?

O halde tek yol var;

Prizden kablomuzu çekip uyanmak ve öncelikle zihinsel özgürlüğümüzü kazanmak...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.