Türkiye Cumhuriyeti Devleti; dün olduğu gibi bugünde, yarında özgürlüğü ve bağımsızlığı için mücadele etmekten imtina etmeyecektir. Lakin geldiğimiz konjonktür bizlere Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti’nin bağımsızlık mücadelesinde yaşananları ve Bosna Soykırımını hatırlamaya sevk etmektedir. Kıbrıs için artık “Kuzey Kıbrıs” demeyi bırakmamız gereken bir vakitteyiz! Ve yine Katil İsrail ile Kasap Netanyahu’nun sözde müttefikimiz Amerika ve işbirlikçileri ile hayata geçirdikleri oyunun farkına varmalıyız. Kabul etmeliyiz ki; dün Bosna’ya geç kaldık! Bugün Filistin’e geç kalıyoruz. Ve bu süreçte Doğu Türkistan’ı, Suriye’yi, Irak’ı, Ürdün’ü, Libya’yı, Mısır’ı zalimin postallarına terk ettiğimiz gerçeği ile yüzleşmeliyiz. Yarın hedef Türkiye’dir. Bugün düşmanın rotası Türkiye’dir. Bu sebeple; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Güney ve Doğu sınırları ile sınırlı kalmaksızın tüm sınırlarımızda hatta Türk Sancağı’nın dalgalandığı ve yine Ezan-ı Muhammedi’nin duyulduğu tüm coğrafyalarda “Diriliş” için artık son hamleleri yapmamız elzemdir. Türkiye’nin bekası için Türk Silahlı Kuvvetleri’ni tüm etkin unsurları ile birlikte Suriye ve Irak’a konuşlandırarak, Akdeniz’i yeniden “Türk Gölü” yapmak zorundayız. Bugün, yarını düşünmeksizin tüm vatandaşlarımız ile “Vatan Sağ Olsun” diyerek azimle ve kararlılık ile siyasetten bürokrasiye, sokaktan Ankara’ya tek yürek, tek bilek ve tek akıl olmak zorunda olduğumuz gündür…

Değerli vatandaşlarımız, kıymetli okurlarım; suyu tükenen veyahut tüketilen Bursa’nın içerisinde bulduğu zor süreçler aslında “Kıyamet” alameti olarak değerlendirilmelidir. Emperyalizm ile kanımızı emenlerin bugün yine emperyalizm ile suyumuzu topraklarımızın ve dağlarımızın en derin dehlizlerinden çektiklerini unutmamalıyız. Türk olmanın, Türkiye’den olmanın, bu cennet vatanın evladı ve mirasçısı olmanın bedelinin ve yükümlüğünün farkında olmalıyız. Yerli ve Milli üretimleri artırırken aynı zamanda bu üretimlerden tüketmeli ve ihraç etmenin yollarını aramalıyız. Bugün şehirlerden çıkarak yeniden köylerimize dönmeli ve oralarda tarım ile hayvancılık ile köklerimize dönerek bereketli topraklarımızı işleyerek üretime katılmalıyız. Sadece İngilizce, Almanca değil! Aynı zamanda birbirimizin dillerini de ve diğer dünya dillerini de öğrenerek daha fazla kaynaşmalı ve İslam sancağı altında Türk Bayrağı gölgesinde tek yürek, tek vatan, tek vücut olmalıyız…

Kıymetli okurlarım; Ortadoğu diye adlandırılan coğrafyanın güneşi Türkiye’dir. Bugün Suriye ve Irak üzerinden oynanan oyunların akabinde İran, devamında Afganistan ve Pakistan ile süregelen büyük İslam coğrafyasına emperyalizm müdahalesidir diyebiliriz. Suudi Arabistan, Yemen, Umman diye devam eden ve Katar, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri diyerek çizilen harita aslında Türk’ü ve Türkiye’yi arkadan yani sırtından vurmak ve orada oyalayarak yüzünü Avrupa’ya hatta daha ötesine dönmesini engelleme mücadelesidir.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin zaman kaybetmeksizin Suriye ve Irak’ın en uç noktalarına kadar kara, hava ve deniz hâkimiyetine ulaşması için var gücümüzle çalışmak zorundayız. Afganistan ve Pakistan içerisindeki unsurlarımızın gücünü artırırken, Balkan coğrafyasında yeniden alevlendirilmek istenen “soykırım” hareketlenmesini önlemek için Milli İstihbarat Teşkilatı’na “her türlü düşman unsuru yok etme yetkisi” yeniden verilmelidir.

Dünya ateş ile oynarken, Türk’ün o ateşi bağrında söndürme lüks ve keyfiyeti yoktur, olamaz, olmamalıdır.

Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkez ve nice milletten halkların tek yürek oluşturduğu Anadolu coğrafyasında ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti hepimiz için Vatan’dır. Bugün hepimizin hiçbir siyasi ve ideolojik hesap ve kaygıya düşmeksizin “Vatan Sağ Olsun” diyerek yekvücut olmamız elzemdir. Türkiye’nin bekası, insanlığın ve İslam’ın bekasıdır.

Hey sen Vatan evladı; şimdi ayağa kalk ve çalış! Ülken için üret. Ülken için kazan. Ülken için bir eksikliği daha gidererek yönünü Anadolu’nun ötesine dik. Unutma; zalim olan dünya devletleri karşısında önce İnsanlık ayağa kalktı, ayağa kalkma sırası İslam’ındır. Şimdi elinde Türk Sancağı, gönlünde iman ve kulağında ezan ile İslam’ı yüceltme görevi senindir.

Bugün gün ecdadımızın Çanakkale başta olmak üzere bütün coğrafyalarda son sözünü olan “Vatan Sağ Olsun” sözünü rehber alarak, azim ve kararlıkla çalışarak, bir bütün olma günüdür. Bugün; zalime korku, mazluma umut olma günüdür.

Şimdi git ve damarını kes ey Vatan evladı. Kanın halen akıyorsa, imanın halen varsa ve sen halen oturuyorsan ya imanını ya da kanını sorgula.

Bugün yatma günü değil! Vatan için can verircesine çalışma ve üretme günüdür. Bugün; durmanın haram olduğu, yatmanın haram olduğu, küslüğün ve kindarlığın birbirimize karşı haram olduğu gündür. Bugün; “Vatan Sağ Olsun” diye “Şehit” düşenlerin omuzlarımıza ve kaderimize yüklediği kadim sorumluluk uğruna “Vatan için” var gücümüzle çalışma günüdür…