Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş döneminden bugüne her mücadelenin içerisinde tüm varlığı ile yer alan Bursa ve halkı, köklerini topraklarında tutup dallarını yedi kıtaya uzatan Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk payitaht’ıdır. Bu sebeple; Bursa, hem büyük bir şehir hem de büyük bir devlettir. Bursa; Türkiye Yüzyılı vizyonunun en güçlü kare kodlarını bünyesinde taşırken, Bursalıların genlerinde payitaht şehrin ruhundan izler bulunmaktadır. Bu sebeple; söz konusu Bursa olduğunda hem şehir hem devlet tek yürek olur, olmak zorundadır!

Geçmiş ile kavga etmeden yüzünü yarınlara dönen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, yıkılan her şeyi ayağa kaldırarak şehre değer katmaya devam ediyor. Ekranlara ve fotoğraf makinelerine oynamak yerine Bursa’nın çocukları ve gençleri ile Bursaspor’u üst liglerde yine yeniden şampiyon yapmak için şehrin genç ve dinamik sanayicilerinden Enes Çelik ile çok başarılı bir süreç başlatan Mustafa Bozbey kıymetli bir süreç yönetiyor. Her ne kadar Gazze ve Doğu Türkistan’da yaşanan zulümler ile soykırımlardan ötürü Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın şehirde düzenliği konserleri eleştiriyor olsak bile Kültür Yolu Festivali’ne kattıkları ile de Mustafa Bozbey kavgaya değil, Bursa’ya değer katmaya geldiğini kanıtladı…

Ücretsiz otoparklar ile esnafın ve insanların nefes almasına sebep olan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, yaz spor okulları ile de çocukların ve gençlerin nefes alması için çalışmalarını sürdürüyor. Bursa’nın sorunlarının çözümü için ortak akıl vurgusunu Nilüfer Belediye Başkanı olduğu günlerden bugüne ifade eden Başkan Bozbey’in, Bursa Şehir Hastanesi’nin otopark yetersizliği ve keşmekeşi sorununa el atmasını bekliyoruz. Bursa Valiliği ile koordineli olarak burada yaşanan araç yoğunluğu ve ulaşım sorunlarının çözümü konusunda maalesef AK Parti Bursa Milletvekilleri Ankara’da şehrin sesi olmamaya devam ediyorlar! Bursa’nın tüm Milletvekillerini de kapsayacak biçimde şehre katma değer katacak çalışma buluşmalarına imza atmalısı için Mustafa Bozbey’i göreve davet ediyorum.

Bursa’nın büyüklüğünü köklü geçmişi, tarihi ve doğal güzellikleri ile değerlendirerek yakaladığımız Sağlık Kenti Bursa imajını daha güçlü lanse ederek yine yeniden Güçlü Bursa imajını, ülkenin hatta tüm ülkelerin vitrinine koymak suretiyle 2025-2028 yıllarında Türkiye’nin her mevsim en fazla turist çeken şehri konumuna gelmeliyiz. Elbette Bursa ile ilgili sorunların çözümü için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın doğru bilgilendirilmesi gerekiyor. Bu sebeple; Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte “Bursa’nın Sorunları ve Çözüm Önerileri” gündemli güçlü bir miting için şehre gelmesi şart.

Dağ yöresinden başlayarak Bursa’nın tüm ilçeleri ile Kurban Bayramı’nı bir fırsat bilerek halkla daha yakın buluşmasını umut ettiğim Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in bayram sonrası itibariyle şehre dair somut adımlarını daha sağlam sergilemesini bekliyoruz. Bursa Büyükşehir Belediyesi’ndeki kadro düzenlemesinin hızla bitirilmesi ve beraberinde kurumsal kadronun hızla vatandaşlarla buluşturulması da bir başka önem arz eden konu diyebiliriz.

Bursa’nın sorunlarının çözümü için sadece Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’i öne çıkarmak ve hedefe koymak doğru değil! Yerel seçim sürecinde Bursa’ya gelen tüm Bakanlar ve Bakanların değişmesi halinde “devlette devamlılık esastır” ilkesi ile yeni Bakanların şehre dair acil eylem planlarını devreye almalarını bekliyoruz!

Kamuda Tasarruf Tedbirlerinin sadece Cumhuriyet Halk Partisi başta olmak üzere muhalefet belediyelerinin elini bağlamak için bir kurgu olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin itibarından tasarruf etmeyenlerin şehirlerimizin yarınlarından da tasarruf etmeye hakları yoktur diye düşünenlerin sayısı iktidara erken seçimde kaybettirecek kadar çok! Bu sebeple, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yönergelerinin piyasalara ve sokağa her geçen gün daha fazla hükümet karşıtı enerji yüklediği bir dönemde teknik olarak uygulanmayan Kamu Tasarruf Tedbirlerinin kaldırılması Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın lehine olacaktır kanaatindeyim. Ve yine yüksek banka faizleri başta olmak üzere esnaf kredi faizleri ve Bursa’da bile adil dağıtılmayan KGF kredileri konusunda artık somut bir düzenleme yapılması gerekiyor…

Ticaretin geliştirilmesi adına Bursa İl Ticaret Müdürlüğünün başarılı çalışmalarını yerinde buluyor olsam bile Bakanlık marifetiyle “Bursa Ticaret Şehri” vurgusunu Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile koordineli şekilde hayata geçirmeliyiz. İl Sağlık Müdürlüğü, İl Göç Müdürlüğü, İl Gençlik ve Spor Müdürlüğü, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü başta olmak üzere çoğu müdürün şehre katma değer ürettiğini düşünmeyenlerin sayısının çok fazla olduğu Bursa’da, geniş kapsamlı bir kadro değişimine de ihtiyaç duyulduğunu ifade etmekte fayda görüyorum. Sonuç itibariyle Bursa’nın göbeğinde aylardır açılmayı bekleyen ve bir türlü açılamayan bir hastane olduğunu Sağlık Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı görmüyor olsa bile AK Parti Milletvekilleri de benim kadar görüyorlar diye düşünüyorum! Bu da bize gösteriyor ki; Bursa hükümet adına başarılı bir şekilde yönetilmiyor…

Bursa için üreten ve şehir ile hemhal olan kent yöneticilerine ihtiyaç var! Bu sebeple Bursa Kent Konseyi seçimleri sürecini çok değerli buluyorum. Bursa için kayyum algısının artık ortadan kaldırılması lazım. Alinur Aktaş dönemindeki Kayyum Genel Sekreter algısı üzerinde bulunan Eski Kaymakam Ulaş Akhan sonrasında Bursa’da Kayyum algısı yaratan herkesin değiştirilmesi, hem AK Parti hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan lehine fayda sağlayacaktır.

Kabul etmeliyiz ki; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni Recep Tayyip Erdoğan, Bursa Büyükşehir Belediyesi’ni de Mustafa Bozbey yönetmektedir. Ve onlar adına Bursa’da temsil yetkisi bulunanların onların vizyonunu en net şekilde ortaya koyabilmeleri gerekmektedir. Bu yöneticiler ister kamuda ister siyasette olsun bu gerçeklik asla değişmez!

O yüzden kayyum algısı yaratan isimlerin yerine her iki kurum arasında yani Devlet ile Yerel yönetim arasında tam koordinasyonu sağlayacak, vizyonu geniş ve büyük şehir Bursa’yı tam anlamı ile kucaklayacak idarecilere ihtiyaç olduğu gerçekliğini Kararname öncesinde belirtmekte fayda görüyorum. Yazımın başında ifade ettiğim gibi; Bursa büyük bir şehir olduğu kadar büyük bir Devlettir…