Mutlaka çocukluğunuzda çok fazla oyun oynamışsınızdır diye düşünüyorum. Eski oyunlar, yeni nesil çocukların oyunları gibi dijital mecralarda değil sokaklarda ve meydanlarda oynanırdı. Hayalleri sokaklar ve meydanlar kadar olan çocuklardan, hayalleri dijital dünyayı aşan çocuklar yetiştiren bir hayatı yaşıyoruz. Ölüm ile yaşam arasında gezdiğimiz her gün yeniden doğuyor, yeniden büyüyor ve yenilenerek yeni başlangıçlar gerçekleştiriyoruz. Peki, değişim nasıl değişmiyor?

Bursa, üçüncü dünya savaşının başladığı yer değerli okuyucularım. Ama kime göre neye göre? Bilinen tarih ile bilmediğimiz tarih arasında sıkıştık! 1071, 1326, 1453, 1923 sıralamasında adeta bir dönence içerisinde seyri âlem gerçekleştiriyoruz. Bu tarihler Türkler için önemliyken, Kürtler, Araplar, Rumlar ve diğerleri için hangi tarihler önemli? Ve hangi tarihler kimler için hangi önemli olayları işaret ediyor?

Uzun bir süredir ifade ettiğim şekli ile Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bursa’da doğru bir karar vererek Davut Gürkan ile yola devam dedi. Ve bu karar ile Sayın Erdoğan AK Parti için büyük değişimin startını vermiş oldu! Nasıl mı? Değişim, değişim işle başlar değerli dostlar!

Davut Gürkan’ın İl Başkanı olarak kalması, öncesinde gerçekleşen alt kadrolardaki değişimi tetiklerken mevcut şekli ile İl yönetimindeki değişimi ve akabinde ilk erken seçimde Milletvekilleri değişimi ile sürecek olan silsile değişimin başlangıç noktası diyebiliriz. Ve tam da burada, kabine revizyonu için gün saymaya başlayabilirsiniz. AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala için yeni kabinedeki koltuğu hayırlı olsun diyebiliriz. Berat Albayrak’ın sahneye döneceği bir süreci hep beraber yaşayacağız. Ve yine hep birlikte MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın bir görünür bir görünmez oyunları ile kör ebe oynamaya devam edecek Türkiye. Her ne kadar mevcut koşullarda Şah, Recep Tayyip Erdoğan olsa bile kabinenin veziri Hakan Fidan diyebiliriz. İşte tam da burada filler ve kaleler kim sorusunu sormak gerekiyor! Peki, ya Recep Tayyip Erdoğan’ın oynadığı oyun satranç değilse?

Adalet ve Kalkınma Partisi sürecini kısa bir süreliğine kenara alırken, Cumhuriyet Halk Partisi cephesine yüzümüzü dönmemiz gerekiyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Anadolu harekâtını başlatmak üzere diyebiliriz. Birçok bölge de ve büyük şehirde Avrupa’dan gelecek turistler ile güçlü kültürel etkinlikler ve organizasyonlar planlayan Ekrem İmamoğlu, Türkiye’yi binlerce yıllık kültürleri ile buluşturmayı hedefliyor. Herkes; İmamoğlu, CHP Genel Başkanı mı olacak diye sorarken muhtemelen Ekrem İmamoğlu Bursa’da, 2025 yılının ikinci çeyreğinde Dünya’ya çok güçlü bir liderlik mesajı verecek! Siz, belki daha farkında değilsiniz ama Papa Franciscus, Bursa’ya geldiğinde sadece İznik’i ziyaret etmeyecek! Kim bilir belki de İznik Ayasofya Camii’nde mini bir gezinti yapmak ister. Ve oradan İstanbul Ayasofya’ya doğru büyük bir dua yolu oluşturarak Türkiye’yi ve Anadolu’yu kutsar. Kim bilebilir ki; ilim ve bilim insanlarının akıllarından, kalplerinden ve ruhlarından geçen denklemin parametrelerini…

Tam anlamıyla Ekrem İmamoğlu adına söyleyemezsek bile Cumhuriyet Halk Partisi’nin Veziri, 47 yıl sonra Bursa Büyükşehir Belediyesi’ni alan Mustafa Bozbey’dir! Peki, AK Parti’nin Veziri kim? Evet, tam üzerine bastınız! Bursa Milletvekili Efkan Ala’dan başkası değil bu isim… Türkiye; Hakan Fidan ile yüzünü doğuya dönmüşken, AK Parti Efkan Ala ile yüzünü uzun zamandır Avrupa ve Amerika’ya dönüyor! Ve Türkiye’yi ilk erken seçimde yönetecek irade kim olursa olsun muhakkak ki yüzünü Avrupa’ya ve Amerika’ya dönmek zorunda! Türkiye’nin ve Anadolu’nun Avrupa ile olan kültür ve inanç gücünün farkında olan Cumhuriyet Halk Partisi’de yüzünü CHP’nin Veziri Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ile Avrupa’ya ve Amerika’ya dönecek… Göreceksiniz, 14 Şubat çok büyük sevgilerin yaşandığı anlara tanıklık edecek!

Kale; herkes için en değerli olanların tespitini yaparken, Kule dinleme de ve Kalem kaderi yazmak için emir bekliyor! Kale’yi ve Kule’yi yönetenler, Kalem’e kaderi yeni baştan yazdırabilecekler mi? Gerçekten tarihin geçmiş derinliklerinde yaşandığı gibi önce Şam akabinde Kudüs zaferleri yaşayanlar ile İstanbul ve Bursa zaferi yaşayanlar yeni bir Ankara savaşına hazırlar mı? Asya’nın ve Avrupa’nın anahtarlarını Anadolu adına topraklarında barındıran Bursa; Rum diyarının bilgeleri ile mi yoksa Anadolu diyarının âlimleri ile mi yeni yolculuğunu sürdürecek? Sizce, Kale kim? Kule kim? Kalem kim? Ve daha da önemlisi kaderi yazmak isteyenler, kimlerin kaderlerini nasıl değiştirmek istiyor…