Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul salonunda yaşanan yumruklu, tekmeli, tokatlı kavgaya dair herhangi bir yorum yapma gereği duymuyorum. Vatandaşların siyaset kurumları ile bağlantısı olmayanlarının da yaptığı bir yorum yok! Ama tüm vatandaşlarımız gibi benimde ortak bir sorum var; “siz o kadar maaş alıp şatafat içerisinde birbirinize söverken, birbirinizi döverken, vatandaş olarak bizler; yaşadığımız şehirlerde köylerde ve ortamlarda üç kuruş ile hem geçinip hem vergi ödemeye çalışırken, onca hayat sıkıntısı içerisinde ne yapalım kardeşim? Biz de mi birbirimizi dövelim? Birbirimize hakaret edelim? Sosyal medya gazına gelip şu oncu, bu şuncu diyerek sokakları, mahalleleri, şehirleri karıştıralım? Ey Ankara’da vergilerimiz ile bizim yükümüzü almak yerine bize yük olanlar size diyoruz! Siz böyle yaparken, biz ne yapalım?”

Evet, değerli okurlarım geldiğimiz şu süreç göstermiştir ki; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en kutsal yeri, “Milletin Evi” yani Türkiye Büyük Millet Meclisi yönetilemiyor? Onca Grup Başkan Vekili onca Milletvekili bir Anayasa Mahkemesi kararını daha tartışmaya açmadan Kürsü Dokunulmazlığına güvenen bir seçilmiş ağzına geleni söylüyor diğeri de kalkıp onun ağzını yüzünü birbirine katıyor. O zaman ülkeyi Milletvekili değil, Ordu mu yönetsin? Siz böyle kavga edecekseniz toplum olarak bizler neden ısrarla demokrasi için uğraşıyoruz? Türkiye Büyük Millet Meclisi içerisinde kaç Milletvekili kendi şahsi oy gücü ile orada oturuyor? Ya siyasi ideoloji yada lider gücü ile orada oturanlar maalesef çizgiyi aştılar! Korkarım ki, bu saatten sonra ne sokağı tutmak mümkün ne de adalete güvenmek. Türkiye’nin geldiği bu noktada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın acilen Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda yaşanan olaylara ilişkin net yaptırımlar oluşması adına TBMM Başkanı ile görüşmesi gerekiyor. Şahsen sokağa bakarsanız erken seçim artık mecburi! Kendi parlamentosunu ve oradaki Milletvekillerini yönetemeyen bir siyasi parti liderinin ülkeyi yönetmesi şu şekli ile tartışma konusudur! Geldiğimiz noktada hem iktidar hem de muhalefet suçludur. Bu sebeple Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bulunanların değişmesi ve Ulusal Güvenliğin tesisi adına erken seçim maalesef mecburi olmuştur!

Türkiye’nin ve Milletin vicdanının rahatlaması için hem kürsü de ağzından çıkanı duymayan kişinin hem de sürekli kavga çıkaran kişinin Milletvekilliğinin düşürülmesi konusunda hem CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in hemde AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortak karar alması elzemdir. Ya o iki kişi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni derhal terk etmeli yada Türkiye erken seçime gitmelidir! Türkiye’nin her yeri yangın yeri olmuşken böylesine bir aymazlık kabul edilmesi mümkün olan bir davranış değildir. Maalesef Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kan dökülmüştür. Millet kendi içerisinde kendi saygınlığına kan dökmeden kardeşçe yaşam mücadelesi verirken, Milletin oyu ile seçilen vergisi ile beslenenlerin düştüğü ve ülkeyi düşürdüğü durum aslında Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin düşürüldüğü üzücü durumdur!

Hayallerimizi, umutlarımızı, yarınlarımızı emanet ettiğimiz Türkiye Büyük Millet Meclisi, bugün maalesef Milletin tartıştığı bir kurum oldu. Türkiye’nin vicdanı olması gereken, kavganın değil! Akıl ve düşüncenin ortaya konulması gereken Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde önceki gün yaşananlar hepimizi tedirgin etmiştir. Benzer bir durum ilerleyen günlerde Belediye Meclis toplantılarında veyahut Büyükşehir Belediye Meclis toplantılarında yaşanırsa İçişleri Bakanı ne yapacak? Adalet Bakanı ne yapacak? Kurumları tartışılan, Anayasa Mahkemesi ve kararları tartışılan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde söz bitmiş ve maalesef Milletin manevi şahsiyeti ile güvenine halel gelmiştir. Bu şekli ile gerçekten önü alınması imkansız süreçleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne yakışmayan söz ve davranışları sergileyen seçilmişler ortaya koymuştur. Bu tablo Kamu Etik Kurulu dahil herkesin öncelikli gündem konusu olmalıdır.

Hatırlayınız, önce parlamentoları karışan ülkelerin sonrasında sokakları ne hale gelmiştir? Maalesef Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri büyük bir tuzağa düşmüşlerdir. Vatandaş olarak şimdi biz nasıl iktidarın Milletvekiline veyahut muhalefetin Milletvekiline güveneceğiz? Ya bizi de döverlerse! Ya bize de söverlerse…