Yalanlar,dolanlar,hakaretler,kavgalar,dövüşler,haksızlıklar,adaletsizliklertehditler,çocuğu-kadına-hayvana tacizler tasallutlar tecavüzler ve dahi cinayetler, içi boş kayıkçı kavgasından ibaret siyasetler, zamlar,rekor kıran işsizlik,iflas noktasında dengede durmaya ticaret,depremler,seller açlık sınırları tokluk sınırları salgın,salgını takmayanlar, kullananlar, hastalıktan muzdarip on binler, eğitimsiz kalan çocuklar, tükenmiş sağlıkçılar,kime yeteceği bilinmeyen aşılar…
Biri bitmeden diğeri gelen,her gelenin diğerini tetiklediği katmerli dertler…
Nasıl da karardık.
Sanki üzerimizde Mohikanların o meşhur kara bulutu dolaşıyor.
Güneş bile bir soluk bu günlerde; gece mevsim itibarı ile değil karanlığı ile uzuyor.
Gündem hepimiz olmuşuz, diğer gündemler de biz.
Kör gibiyiz;gözümüz hiçbir şeyi görmüyor kollarımızı uzatmış bir yerlere çarpmadan yürümeye çalışıyoruz…
Endişe haleti ruhiyemiz olmuş,gölgemizden korkar hale gelmişiz.
Üstüne birde ölüm kokusu kaplamış memleketi.
Nasıl geçinirizin,nasıl okuruzun,nasıl iş buluruzun kısacası nasıl yaşarızın cevabını bulmak için hallerimizle hallenirken
Beş kız çıkıyor podyuma;
Olmazı oldurup belki de bu güne dek sergilenen en zor koreografi eşliğinde sıfır hata ile 2020 Ritmik Cimnastik Avrupa Şampiyonasının alet finallerinde ellerinde harikalar yarattıkları çember ve lobutlarla Avrupa Şampiyonu oluveriyorlar.
Göz yaşları ile izlediğim performanslarından sonra nasıl sevineceğimi bilemedim.
Unutmuşum sevinmeyi.
Önce kalkıp salonun ortasında iki döneyim dedim sonra kendimden utanıp, Türkiye Türkiye diye tezahürat yapmaya kalktım o da konu komşuya ayıp olur diye düşünüp sonunda hala güzel şeyler olabildiği için şükretmeye karar verdim.
Bir şükür de bu kadar olumsuzluğa rağmen şükür etmeyi unutmadığım için ettim.
Ve ödül töreninde spikerin takımımızı ‘‘Şampiyon Türkiye’’ diyerek dünyaya sunması ile aslıma döndüm.
Kızlar bana;
Tıpkı kendilerinin ki gibi cumhuriyetin o güzeller güzeli yüzünün asla buruşmadığını hatırlattılar;
Ne yaşarsak yaşayalım bu devletten Ata’nın bıraktığı çağdaş dünyaya ait izlerinin kesinlikle silinemeyeceğini hatırlattılar.
İstiklal Marşımızın uluslararası arena da daha da bir tınılı olduğunu hatırlattılar.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilelebet payidar kalacağını hatırlattılar.
Enseyi karatmanın hiç alemi olmadığını,bu günlerde göremesem de çağdaşlık güneşinin oralarda bir yerlerde hala pırıl pırıl parladığını hatırlattılar.
Biliyorum;
Sabah yine o kapkara bulutların dolandığı yurduma uyanacağım; Dünden bu güne sürüklene sürüklene gelen dertlerle dertlenen milletimin koluna girip onlarla derdest olmaya devam edeceğim.
Belki yine kararacağım.
Ama kızlar bana
Karanlığa doğan güneşi hatırlattılar ya;
Onların hatırına dayanacağım….
***
Duygu Doğan, Azra Akıncı, Peri Berker, Nil Karabina, Eda Asar
Ve Cimnastik Milli Takımı Antrenörü Yılmaz Göktekin
Biz hani belki olur diye bir umut corona aşısını beklerken sizin moral aşınız hepimize öyle iyi geldi ki…
Gözümüz açıldı, silkindik, kendimize geldik.
Helal olsun size, helal olsun emeklerinize…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Olcay ERÖZDEN
Kızlar Hatırlattılar…
Yalanlar,dolanlar,hakaretler,kavgalar,dövüşler,haksızlıklar,adaletsizliklertehditler,çocuğu-kadına-hayvana tacizler tasallutlar tecavüzler ve dahi cinayetler, içi boş kayıkçı kavgasından ibaret siyasetler, zamlar,rekor kıran işsizlik,iflas noktasında dengede durmaya ticaret,depremler,seller açlık sınırları tokluk sınırları salgın,salgını takmayanlar, kullananlar, hastalıktan muzdarip on binler, eğitimsiz kalan çocuklar, tükenmiş sağlıkçılar,kime yeteceği bilinmeyen aşılar…
Biri bitmeden diğeri gelen,her gelenin diğerini tetiklediği katmerli dertler…
Nasıl da karardık.
Sanki üzerimizde Mohikanların o meşhur kara bulutu dolaşıyor.
Güneş bile bir soluk bu günlerde; gece mevsim itibarı ile değil karanlığı ile uzuyor.
Gündem hepimiz olmuşuz, diğer gündemler de biz.
Kör gibiyiz;gözümüz hiçbir şeyi görmüyor kollarımızı uzatmış bir yerlere çarpmadan yürümeye çalışıyoruz…
Endişe haleti ruhiyemiz olmuş,gölgemizden korkar hale gelmişiz.
Üstüne birde ölüm kokusu kaplamış memleketi.
Nasıl geçinirizin,nasıl okuruzun,nasıl iş buluruzun kısacası nasıl yaşarızın cevabını bulmak için hallerimizle hallenirken
Beş kız çıkıyor podyuma;
Olmazı oldurup belki de bu güne dek sergilenen en zor koreografi eşliğinde sıfır hata ile 2020 Ritmik Cimnastik Avrupa Şampiyonasının alet finallerinde ellerinde harikalar yarattıkları çember ve lobutlarla Avrupa Şampiyonu oluveriyorlar.
Göz yaşları ile izlediğim performanslarından sonra nasıl sevineceğimi bilemedim.
Unutmuşum sevinmeyi.
Önce kalkıp salonun ortasında iki döneyim dedim sonra kendimden utanıp, Türkiye Türkiye diye tezahürat yapmaya kalktım o da konu komşuya ayıp olur diye düşünüp sonunda hala güzel şeyler olabildiği için şükretmeye karar verdim.
Bir şükür de bu kadar olumsuzluğa rağmen şükür etmeyi unutmadığım için ettim.
Ve ödül töreninde spikerin takımımızı ‘‘Şampiyon Türkiye’’ diyerek dünyaya sunması ile aslıma döndüm.
Kızlar bana;
Tıpkı kendilerinin ki gibi cumhuriyetin o güzeller güzeli yüzünün asla buruşmadığını hatırlattılar;
Ne yaşarsak yaşayalım bu devletten Ata’nın bıraktığı çağdaş dünyaya ait izlerinin kesinlikle silinemeyeceğini hatırlattılar.
İstiklal Marşımızın uluslararası arena da daha da bir tınılı olduğunu hatırlattılar.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilelebet payidar kalacağını hatırlattılar.
Enseyi karatmanın hiç alemi olmadığını,bu günlerde göremesem de çağdaşlık güneşinin oralarda bir yerlerde hala pırıl pırıl parladığını hatırlattılar.
Biliyorum;
Sabah yine o kapkara bulutların dolandığı yurduma uyanacağım; Dünden bu güne sürüklene sürüklene gelen dertlerle dertlenen milletimin koluna girip onlarla derdest olmaya devam edeceğim.
Belki yine kararacağım.
Ama kızlar bana
Karanlığa doğan güneşi hatırlattılar ya;
Onların hatırına dayanacağım….
***
Duygu Doğan, Azra Akıncı, Peri Berker, Nil Karabina, Eda Asar
Ve Cimnastik Milli Takımı Antrenörü Yılmaz Göktekin
Biz hani belki olur diye bir umut corona aşısını beklerken sizin moral aşınız hepimize öyle iyi geldi ki…
Gözümüz açıldı, silkindik, kendimize geldik.
Helal olsun size, helal olsun emeklerinize…