Dünyanın bin bir türlü hali var lafı boşuna söylenmemiş.
Hatta eksik bile söylenmiş;
Bin bir değil,milyon bir hali var.
Hiç aklınıza gelir miydi?
Korona diye bir virüs çıkacak,ekonomiden eğitime zaten tek ayak üzerinde durduğumuz bir dönemde gelecek hepimizin hayatını iyice allak bullak edecek, bu illetten kurtulmanın tek çaresi de aşı olacak ama o aşı da bizim memlekette memleket meselesi olacak.
Şimdi bir de yaz geliyor; meteliğe kurşun atarken Alman İtalyan Rus vs turistte gelmezse bu turizm sezonunu da ıskalarsak vay halimize diye hepimizi kara kara düşündürecek.
Ya yabancı turistler ‘Bunlar aşı filan olmadılar; ülkelerine gidersek bize de virüs bulaştırırlar’’ diye tırsıp aşı sorununu çözmüş diğer Akdeniz ülkelerine kırarlarsa dümeni diye korkuyla yaşanır mı?
Maazallah ne yaparız o zaman; turistsiz turistsiz nasıl geçiririz bu yazı da?
Ultralarımızın, her şey dahillerimizin, tatil köylerimizin, mavi turlarımızın, erken rezervasyonlarımızın vesairelerimizin elimizde kaldığını düşünebiliyor musunuz?
Hele kasanın tam takır olup tek umudun turizm gelirlerine bağlandığı bu süreçte.
Kabus gibi valla.
Gerçi turizmden gelen para halk olarak bizim ne kadar işimize yarıyor orası pek belli değil ama yine de sıkıntı büyük.
Allahtan pratik zekaya sahip bir milletiz de,her sıkıntıya olduğu gibi buna da kolaycacık bir çözüm buluverdik.
Dış İşleri Bakanının geçen gün Almanya’da yaptığı açıklamadan da açıkça anlaşılıyor ki,dünya salgın literatürüne yeni bir kavram kazandırmak üzereyiz.
Adını henüz tam olarak açıklamadılar ama bana sorsalar ismini ‘Ayak altında dolaşma kısıtlaması’’ olarak önerirdim.
Zaten bakanın da ‘Turistin görebileceği herkesi Mayıs sonuna kadar aşılayacağız’ şeklinde yaptığı açıklama da bu minvalde.
Gerçi açıklamada turist başına düşen görülebilecek azami vatandaş sayısı hakkında bir ayrıntı verilmiyor ama o da bir genelgeye bakar.
Tabi burada turistin görmediğine aşı yapılmayacak mı? Avrupalı Turistin pek rağbet etmediği şehirlerde nasılsa buralara gelmiyorlar denilerek aşılama ağır aksak sürdürülmeye devam mı edilecek?
Gibi bazı sorular soran kişilerin çıkmaları da olası ama ona da bir Kapa Çeneni kısıtlaması getirilir olur biter.
Ancak burada çok dikkat edilmesi gereken bir konu var;
O da aşılanamayan ahalinin tatil yörelerine hücum ederek turistlere görünmek için gösterecekleri çaba.
Öyle ya;
Madem turistin gördüğüne aşı yapılması garanti, o zaman görünür olmak için insanların çareler üretmeye çalışmaları da kaçınılmaz.
Yukarıda dediğim dünyanın milyon bir hali bu olsa gerek.
Az gittik uz gittik dere tepe düz gittik gittik vara vara kendi vatandaşımızı elin gavurundan kaçırır hale geldik.
Hadi bir sürü şeye bir şekilde eyvallahta,
Bu ağır oldu…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Olcay ERÖZDEN
Bu ağır oldu…
Dünyanın bin bir türlü hali var lafı boşuna söylenmemiş.
Hatta eksik bile söylenmiş;
Bin bir değil,milyon bir hali var.
Hiç aklınıza gelir miydi?
Korona diye bir virüs çıkacak,ekonomiden eğitime zaten tek ayak üzerinde durduğumuz bir dönemde gelecek hepimizin hayatını iyice allak bullak edecek, bu illetten kurtulmanın tek çaresi de aşı olacak ama o aşı da bizim memlekette memleket meselesi olacak.
Şimdi bir de yaz geliyor; meteliğe kurşun atarken Alman İtalyan Rus vs turistte gelmezse bu turizm sezonunu da ıskalarsak vay halimize diye hepimizi kara kara düşündürecek.
Ya yabancı turistler ‘Bunlar aşı filan olmadılar; ülkelerine gidersek bize de virüs bulaştırırlar’’ diye tırsıp aşı sorununu çözmüş diğer Akdeniz ülkelerine kırarlarsa dümeni diye korkuyla yaşanır mı?
Maazallah ne yaparız o zaman; turistsiz turistsiz nasıl geçiririz bu yazı da?
Ultralarımızın, her şey dahillerimizin, tatil köylerimizin, mavi turlarımızın, erken rezervasyonlarımızın vesairelerimizin elimizde kaldığını düşünebiliyor musunuz?
Hele kasanın tam takır olup tek umudun turizm gelirlerine bağlandığı bu süreçte.
Kabus gibi valla.
Gerçi turizmden gelen para halk olarak bizim ne kadar işimize yarıyor orası pek belli değil ama yine de sıkıntı büyük.
Allahtan pratik zekaya sahip bir milletiz de,her sıkıntıya olduğu gibi buna da kolaycacık bir çözüm buluverdik.
Dış İşleri Bakanının geçen gün Almanya’da yaptığı açıklamadan da açıkça anlaşılıyor ki,dünya salgın literatürüne yeni bir kavram kazandırmak üzereyiz.
Adını henüz tam olarak açıklamadılar ama bana sorsalar ismini ‘Ayak altında dolaşma kısıtlaması’’ olarak önerirdim.
Zaten bakanın da ‘Turistin görebileceği herkesi Mayıs sonuna kadar aşılayacağız’ şeklinde yaptığı açıklama da bu minvalde.
Gerçi açıklamada turist başına düşen görülebilecek azami vatandaş sayısı hakkında bir ayrıntı verilmiyor ama o da bir genelgeye bakar.
Tabi burada turistin görmediğine aşı yapılmayacak mı? Avrupalı Turistin pek rağbet etmediği şehirlerde nasılsa buralara gelmiyorlar denilerek aşılama ağır aksak sürdürülmeye devam mı edilecek?
Gibi bazı sorular soran kişilerin çıkmaları da olası ama ona da bir Kapa Çeneni kısıtlaması getirilir olur biter.
Ancak burada çok dikkat edilmesi gereken bir konu var;
O da aşılanamayan ahalinin tatil yörelerine hücum ederek turistlere görünmek için gösterecekleri çaba.
Öyle ya;
Madem turistin gördüğüne aşı yapılması garanti, o zaman görünür olmak için insanların çareler üretmeye çalışmaları da kaçınılmaz.
Yukarıda dediğim dünyanın milyon bir hali bu olsa gerek.
Az gittik uz gittik dere tepe düz gittik gittik vara vara kendi vatandaşımızı elin gavurundan kaçırır hale geldik.
Hadi bir sürü şeye bir şekilde eyvallahta,
Bu ağır oldu…