Benim insanlarımı yazmaya başladığımdan beri o kadar çok ileti alıyorum ki;
En çok ta ‘ya atladığın olursa’ diyenlerini seviyorum iletilerin.
Atlamam atlamam.Daha yazı dizisine karar verdiğim gün oturup yaptım listemi.Çok şükür henüz yazı tura atacak paramda var.Daha ne olsun ?
Ben çok keyif alıyorum insanlarımı yazmaktan.Hem yazıyorum hem sohbet ediyorum onlarla.
Bugünün köşe konukları da hem yazmaktan hem de sohbet etmekten çok hoşnut olduğum kişiler yine.
Üstad Veli Sari,üstadı üstad yapan Nilgün Sari ve ahretlik dost Müzeyyen Yıldırım.
Artık teamül oldu.Yazı da Sari’ler var turada ise Müzeyyen hanım.
Atalım bakalım…
Yazı.
Veli Sari; Benim kadim dostum,bağlamanın üstadı.
Yıllarını sanata vermiş insanlar sanatlarını iş olarak görmezler.Onların yaşam biçimleridir işleri.Veli Sari için ise biçimden de öte yaşamın ta kendisidir.Telden Dile ile hem yol alır hem de yol verir.Bağlamasının telleri ile kurduğu iletişim dinleyenlerin içine içine işler.
Ne zaman bir etkinlik yapsam hemen koşar gelir üstad.Nazlandığını hiç görmedim.Gelmekle de kalmaz her nağmede büyür koskoca salonlara sığmaz olur.
Veli Sari ,üstad olurken biri vardır ki gencecik yaşından itibaren sağ koludur.Kim bilir belki de üstad onun sağ koludur.Nilgün Sari’nin yani.
Nilgün üç aslan parçasının anası,Veli Sari’nin de eşidir.Benim de kız kardeşlerimden biri.Hani profesyonel gönüllü diye bir tabir olsa ve say bakalım tanıdıklarını deseler ilk sıralara koyarım Nilgün’ü.
Ama bir itirafta bulunayım beni etkileyen ve onları çok sevmeme neden olan Sarilerin sanatları değil.Dünyanın en güzel aile yapısı olan Türk aile yapısının özel temsilcileri olmaları.Bakın bu cümleleri Nilgün geçtiğimiz babalar gününde yazmış(bu arada kalemi de iyidir kızımın) ‘’Veli Sari sadece baba değil,Ozan'ın coğrafya profesörü,Can'ın saz arkadaşı,Ferhat'ın stres atma, rahatlama uzmanı,Gülen'in nazlı arkadaşı ve hepsinin en doğru pusulası, can babaları. Bana gelince, babam, arkadaşım, yoldaşım, sırdaşım, yeri geldiğinde evimizin en büyük çocuğu, ama her şeyden öte yuvamızın temeli, en büyük dayanağımız.’’Daha ne desin.
Aile kavramının bile içinin boşalmaya yüz tuttuğu bu dönemde,maddisinden manevisine bir sürü dertle boğuşup asla çözülmeyen aksine birbirlerine daha da sıkı sıkı sarılan tüm ailelere selam olsun.
Sarilerime iki kere selam olsun…
***
Sıra Tura da Müzeyyen Yıldırım’da…
Türkiye Sakatlar Derneği Bursa Şubesi Başkanıdır Müzeyyen Yıldırım.Başkanı sözcüğü tüzük gereği,aslında şubenin odacısından muhasebecisine her şeyidir.Özellikle ofis temizliği ve boya badana işlerinden çok iyi anlar.Bu yüzden de ihale hep onda kalır.Son derece meşguldür.Meşgul olmadığı zamanlarda da meşguliyet peşindedir.1958 de temelleri atılan 1960 ta faaliyete başlayan 60 yıllık bir derneğin Bursa gibi büyük şehir şubesinin başkanı nasıl olmalıysa öyledir.İyiliğin ve gönüllüğün ne kadar ciddi bir iş olduğunu onu tanıdıktan sonra çok daha iyi anladım.
Engelli derneklerinin bölünüp parçalanarak yeni yeni engelli derneklerinin ortaya çıktığı bunun da engelliler aleyhine sorunlara neden olduğu bir ortamda kaleyi korumak ve derneğin adını şanını ilk günün azmiyle sürmek her şeyden önce gönülden bir gönüllük gerektirir.Müzeyyen Hanımın gönlü tüm gereklilikler için daima açıktır.
Son zamanlarda mücbir nedenlerden dolayı pek yüz yüze görüşemesekte dernekte ki kahvemin her daim hazır olduğunu bilirim.Tıpkı yine her daim acı gün dostu olduğunu bildiğim gibi.Bir gün Türkiye Sakatlar Derneği Bursa Şubesini ziyaret ediverin,orada sizi duayen bir dernek yöneticisi karşılayacak ve siz hayatınızda Müzeyyen Yıldırım parantezi açacaksınız.Ben parantezi açalı yıllar oldu bırakın kapanmasını tozlanmadı bile.
Müzeyyen bezenmiş anlamına geliyor.İsmiyle müsemmadır Müzeyyen hanım,hem müsemma hem de insanlıkla bezenmiştir. Ajitasyondan uzak,doğru kişiye doğru yardım ve gerçek ihtiyaç sahibini bulan bir hizmet sistemi geliştiren Müzeyyen Hanım her defasında sivil toplum örgütü olma kavramının içerisini hakkını vererek doldurarak bu işin nasıl yapılması gerektiğinin eğitimini verir.
Velhasıl benim kız kardeşlerimden biridir ve ben ölene dekte öyle kalacaktır Müzeyyen hanımcığım…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Olcay ERÖZDEN
Benim insanlarım (VI)
Benim insanlarımı yazmaya başladığımdan beri o kadar çok ileti alıyorum ki;
En çok ta ‘ya atladığın olursa’ diyenlerini seviyorum iletilerin.
Atlamam atlamam.Daha yazı dizisine karar verdiğim gün oturup yaptım listemi.Çok şükür henüz yazı tura atacak paramda var.Daha ne olsun ?
Ben çok keyif alıyorum insanlarımı yazmaktan.Hem yazıyorum hem sohbet ediyorum onlarla.
Bugünün köşe konukları da hem yazmaktan hem de sohbet etmekten çok hoşnut olduğum kişiler yine.
Üstad Veli Sari,üstadı üstad yapan Nilgün Sari ve ahretlik dost Müzeyyen Yıldırım.
Artık teamül oldu.Yazı da Sari’ler var turada ise Müzeyyen hanım.
Atalım bakalım…
Yazı.
Veli Sari; Benim kadim dostum,bağlamanın üstadı.
Yıllarını sanata vermiş insanlar sanatlarını iş olarak görmezler.Onların yaşam biçimleridir işleri.Veli Sari için ise biçimden de öte yaşamın ta kendisidir.Telden Dile ile hem yol alır hem de yol verir.Bağlamasının telleri ile kurduğu iletişim dinleyenlerin içine içine işler.
Ne zaman bir etkinlik yapsam hemen koşar gelir üstad.Nazlandığını hiç görmedim.Gelmekle de kalmaz her nağmede büyür koskoca salonlara sığmaz olur.
Veli Sari ,üstad olurken biri vardır ki gencecik yaşından itibaren sağ koludur.Kim bilir belki de üstad onun sağ koludur.Nilgün Sari’nin yani.
Nilgün üç aslan parçasının anası,Veli Sari’nin de eşidir.Benim de kız kardeşlerimden biri.Hani profesyonel gönüllü diye bir tabir olsa ve say bakalım tanıdıklarını deseler ilk sıralara koyarım Nilgün’ü.
Ama bir itirafta bulunayım beni etkileyen ve onları çok sevmeme neden olan Sarilerin sanatları değil.Dünyanın en güzel aile yapısı olan Türk aile yapısının özel temsilcileri olmaları.Bakın bu cümleleri Nilgün geçtiğimiz babalar gününde yazmış(bu arada kalemi de iyidir kızımın) ‘’Veli Sari sadece baba değil,Ozan'ın coğrafya profesörü,Can'ın saz arkadaşı,Ferhat'ın stres atma, rahatlama uzmanı,Gülen'in nazlı arkadaşı ve hepsinin en doğru pusulası, can babaları. Bana gelince, babam, arkadaşım, yoldaşım, sırdaşım, yeri geldiğinde evimizin en büyük çocuğu, ama her şeyden öte yuvamızın temeli, en büyük dayanağımız.’’Daha ne desin.
Aile kavramının bile içinin boşalmaya yüz tuttuğu bu dönemde,maddisinden manevisine bir sürü dertle boğuşup asla çözülmeyen aksine birbirlerine daha da sıkı sıkı sarılan tüm ailelere selam olsun.
Sarilerime iki kere selam olsun…
***
Sıra Tura da Müzeyyen Yıldırım’da…
Türkiye Sakatlar Derneği Bursa Şubesi Başkanıdır Müzeyyen Yıldırım.Başkanı sözcüğü tüzük gereği,aslında şubenin odacısından muhasebecisine her şeyidir.Özellikle ofis temizliği ve boya badana işlerinden çok iyi anlar.Bu yüzden de ihale hep onda kalır.Son derece meşguldür.Meşgul olmadığı zamanlarda da meşguliyet peşindedir.1958 de temelleri atılan 1960 ta faaliyete başlayan 60 yıllık bir derneğin Bursa gibi büyük şehir şubesinin başkanı nasıl olmalıysa öyledir.İyiliğin ve gönüllüğün ne kadar ciddi bir iş olduğunu onu tanıdıktan sonra çok daha iyi anladım.
Engelli derneklerinin bölünüp parçalanarak yeni yeni engelli derneklerinin ortaya çıktığı bunun da engelliler aleyhine sorunlara neden olduğu bir ortamda kaleyi korumak ve derneğin adını şanını ilk günün azmiyle sürmek her şeyden önce gönülden bir gönüllük gerektirir.Müzeyyen Hanımın gönlü tüm gereklilikler için daima açıktır.
Son zamanlarda mücbir nedenlerden dolayı pek yüz yüze görüşemesekte dernekte ki kahvemin her daim hazır olduğunu bilirim.Tıpkı yine her daim acı gün dostu olduğunu bildiğim gibi.Bir gün Türkiye Sakatlar Derneği Bursa Şubesini ziyaret ediverin,orada sizi duayen bir dernek yöneticisi karşılayacak ve siz hayatınızda Müzeyyen Yıldırım parantezi açacaksınız.Ben parantezi açalı yıllar oldu bırakın kapanmasını tozlanmadı bile.
Müzeyyen bezenmiş anlamına geliyor.İsmiyle müsemmadır Müzeyyen hanım,hem müsemma hem de insanlıkla bezenmiştir. Ajitasyondan uzak,doğru kişiye doğru yardım ve gerçek ihtiyaç sahibini bulan bir hizmet sistemi geliştiren Müzeyyen Hanım her defasında sivil toplum örgütü olma kavramının içerisini hakkını vererek doldurarak bu işin nasıl yapılması gerektiğinin eğitimini verir.
Velhasıl benim kız kardeşlerimden biridir ve ben ölene dekte öyle kalacaktır Müzeyyen hanımcığım…