Sezonun tam da ortasında bulunduğumuz turizm sektörü ile ilgili yazmaya devam ediyorum…
Önce, kaynağından aldığım bilgiler doğrultusunda güneydeki durumu özetleyip, turist sayısındaki düşüş oranları ile birlikte bölge esnafının turist duasına çıktığına değinmiştim.
Sonra, zor durumda olan turizm sektörünün yine güneyde çıkan yangınlarla birlikte iyice yangınlara geldiğini ifade etmiştim.
Her iki yazıyı tamamlarken de Bursa’nın durumunun bayramdan sonra netleşeceğini dile getirmiştim.
Bursa için şimdiden söyleyebilirim ki, öncü göstergeler, otellerde yaptırılan rezervasyonlar bilhassa körfez ülkelerinden beklenen turistlerle ilgili durum çok da iç açıcı değil…
Turizm neden bu kadar önemli?
Çünkü bacasız sanayi olarak tanımladığımız turizm sayesinde yılda 30 milyar doların üzerinde döviz bazlı gelir elde ediyoruz. 2015 itibariyle bu tutarın toplam ihracatımızın üçte biri olduğuna dikkatlerinizi çekerim.
Hiç de göz ardı edilemeyecek bir tutar olduğu ortada.
Hem de katma değeri çok yüksek. Yani, örneğin otomotiv sektöründeki gibi teknoloji başta olmak üzere girdilerin neredeyse yüzde 80-90’ını ithal edip, içeride üretip, sonra yine dışarıya satmıyoruz turizm sektöründe.
Turizm sektörünün sermayesi güneş, kum, deniz, tarihi ve kültürel varlıklarımız ile doğal güzelliklerimiz.
Her şey yüzde 100 yerli…
Bursa’da da durum aynı ama sektörel çeşitlilik ve bilhassa tekstil ile otomotiv ve ranta dayalı inşaat sektörünün ağırlığı nedeniyle turizm ikinci planda kalıyor, hatta üvey evlat muamelesi görüyor.
Halbuki Kuşadası’ndan Alanya’ya kadar sahil buyunca turizm her şey…
Bilhassa körfez ülkelerinden gelecekler için, şimdilerde Doğu Karadeniz bölgesi de öyle olmaya başladı. Ordu’dan Artvin’e kadar 6 ili kapsayan bölgede kamu kurumları bile tanıtıma yönelik duyurularını Arapça yapıyorlar.
Zaten bunun da etkisiyle yabancılara konut satışında Trabzon merkezli bir artış olduğu görülüyor.
Yılın ilk 5 ayında Trabzon’da yabancılara satılan konut sayısı 300’e yaklaşmış durumda ve Bursa’daki toplam satışların yarısı kadar olmuş bile. Son bir yıllık artış oranı yüzde 50’ye yaklaşmış. Bu oran Bursa’da sadece yüzde 12 düzeyinde.
Yine turizme dönecek olursak, yabancı turistler haydi gidelim deyip yola çıkmıyorlar veya ben geldim deyip kapıya dayanmıyorlar. Bursa’daki otellerin temmuz ayına, yani hemen bayramdan sonrasına ilişkin rezervasyon verileri, otellerin ortalama doluluk oranının yüzde 20-25 düzeyinde olduğunu gösteriyor.
Bursa’da körfez ülkelerinden beklenen turistler açısında olası kayıp konusu henüz gündemde bile değil…
Turizmdeki gelişmelerin Bursa’ya etkisi şimdilik böyle gözüküyor.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Nadir TÜLEK
Turizmdeki gelişmelerin Bursa’ya etkisi…
Sezonun tam da ortasında bulunduğumuz turizm sektörü ile ilgili yazmaya devam ediyorum…
Önce, kaynağından aldığım bilgiler doğrultusunda güneydeki durumu özetleyip, turist sayısındaki düşüş oranları ile birlikte bölge esnafının turist duasına çıktığına değinmiştim.
Sonra, zor durumda olan turizm sektörünün yine güneyde çıkan yangınlarla birlikte iyice yangınlara geldiğini ifade etmiştim.
Her iki yazıyı tamamlarken de Bursa’nın durumunun bayramdan sonra netleşeceğini dile getirmiştim.
Bursa için şimdiden söyleyebilirim ki, öncü göstergeler, otellerde yaptırılan rezervasyonlar bilhassa körfez ülkelerinden beklenen turistlerle ilgili durum çok da iç açıcı değil…
Turizm neden bu kadar önemli?
Çünkü bacasız sanayi olarak tanımladığımız turizm sayesinde yılda 30 milyar doların üzerinde döviz bazlı gelir elde ediyoruz. 2015 itibariyle bu tutarın toplam ihracatımızın üçte biri olduğuna dikkatlerinizi çekerim.
Hiç de göz ardı edilemeyecek bir tutar olduğu ortada.
Hem de katma değeri çok yüksek. Yani, örneğin otomotiv sektöründeki gibi teknoloji başta olmak üzere girdilerin neredeyse yüzde 80-90’ını ithal edip, içeride üretip, sonra yine dışarıya satmıyoruz turizm sektöründe.
Turizm sektörünün sermayesi güneş, kum, deniz, tarihi ve kültürel varlıklarımız ile doğal güzelliklerimiz.
Her şey yüzde 100 yerli…
Bursa’da da durum aynı ama sektörel çeşitlilik ve bilhassa tekstil ile otomotiv ve ranta dayalı inşaat sektörünün ağırlığı nedeniyle turizm ikinci planda kalıyor, hatta üvey evlat muamelesi görüyor.
Halbuki Kuşadası’ndan Alanya’ya kadar sahil buyunca turizm her şey…
Bilhassa körfez ülkelerinden gelecekler için, şimdilerde Doğu Karadeniz bölgesi de öyle olmaya başladı. Ordu’dan Artvin’e kadar 6 ili kapsayan bölgede kamu kurumları bile tanıtıma yönelik duyurularını Arapça yapıyorlar.
Zaten bunun da etkisiyle yabancılara konut satışında Trabzon merkezli bir artış olduğu görülüyor.
Yılın ilk 5 ayında Trabzon’da yabancılara satılan konut sayısı 300’e yaklaşmış durumda ve Bursa’daki toplam satışların yarısı kadar olmuş bile. Son bir yıllık artış oranı yüzde 50’ye yaklaşmış. Bu oran Bursa’da sadece yüzde 12 düzeyinde.
Yine turizme dönecek olursak, yabancı turistler haydi gidelim deyip yola çıkmıyorlar veya ben geldim deyip kapıya dayanmıyorlar. Bursa’daki otellerin temmuz ayına, yani hemen bayramdan sonrasına ilişkin rezervasyon verileri, otellerin ortalama doluluk oranının yüzde 20-25 düzeyinde olduğunu gösteriyor.
Bursa’da körfez ülkelerinden beklenen turistler açısında olası kayıp konusu henüz gündemde bile değil…
Turizmdeki gelişmelerin Bursa’ya etkisi şimdilik böyle gözüküyor.