Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Savunma Sanayindeki Gelişmeler…

Yazının Giriş Tarihi: 14.05.2018 00:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.05.2018 00:02

Anadolu merkezli olmak üzere bölgemiz, jeopolitik konumu itibariyle yüzyıllarca savaşlara maruz kalmış ki, bu durum günümüzde de devam ediyor. Bu anlamda savunma sanayimiz büyük önem taşıyor.

1964 yılında yaşanan Kıbrıs bunalımı esnasında bazı müttefik ülkeler tarafından, kendilerinden alınan savunma teçhizatının ülkemizin ulusal çıkarları doğrultusunda kullanılması konusunda engeller çıkarılmasının ardından, 1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekatı sonrası ülkemize uygulanan silah ambargosu ile karşı karşıya kalınan durum, yukarıda belirttiğim önemi daha net bir şekilde ortaya koydu. Aynı yıl Türk Kara Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı kuruldu ve sonradan Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfına dönüştü.

Ülkemizin savunma sanayinde dışa bağımlılığını azaltmak amacıyla; Türk Uçak Sanayi Anonim Ortaklığı (TUSAŞ), 1973 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde kurulmuş, kısa sürede söz konusu Vakıflar tarafından günümüzde; özgün ürünleri ile bir elektronik devi haline gelmiş olan ASELSAN (1975), önemli savunma ve kamu projelerine jeneratör ve alternatör temin eder bir konuma ulaşmış olan İŞBİR (1978), önemli savunma sanayi sistemleri için özgün pil ve batarya bloğu ürünleri geliştirme yeteneği kazanmış olan ASPİLSAN (1981), yazılım, bilişim ve sistem entegrasyon lideri haline gelmiş olan HAVELSAN (1982) ve ülkemizin roket-füze sistemlerinin tek tasarım ve üreticisi durumundaki ROKETSAN (1988) gibi şirketler kurularak savunma sanayinde yatırımlar gerçekleştirdiler.

Kaynaklar 1974 yılında 60 dolarlık uçak parçasını 600 dolara aldığımızı yazıyor. Günümüzde ülkemizin savunma ve havacılık ürünleri ihracatı son 5 yılda ikiye katlanarak yıllık 1.7 milyar dolara yaklaşmış durumda. Artık ABD’den Malezya’ya, Almanya ve İngiltere’den Katar’a kadar savunma sanayi ürünü ihraç edebiliyoruz.

Hem de ülkemizin ortalama 1.8 dolar olan sanayi ürünü ihracatı birim fiyatı, savunma ve havacılık sanayi ürünlerinde 27.7 dolara ulaşıyor ki, yükte hafif pahada ağır bir ihracat alanı…

Belki de bundan daha önemlisi, savunma sanayimizdeki dışa bağımlılık oranımız giderek azalıyor olması. Resmi kaynaklardan yapılan açıklamalara göre savunma sanayiinde yerlilik oranı yüzde 65’e kadar çıkmış durumda. Savunma Sanayi Müsteşarlığı İnsansız ve Akıllı Sistemler Dairesi yetkilileri, geçtiğimiz günlerde yapılan bir toplantıda ANKA ve İHA ile SİHA'larda yüzde 90-95 mertebesinde yerlilik oranına ulaşıldığını söyleyerek, "Korkacak değil, korkutacak bir ülkeyiz" dediler.

Ulaşan son haberlere göre, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ/TAI) kapsamlı bir yerlileştirme çalışması için yeniden kolları sıvadı. Atak helikopteri, Anka İnsansız Hava Aracı, Hürkuş Temel Başlangıç ve Eğitim Uçağı gibi başarılı platformları geliştirerek kullanıma sunan TAI, gelecek dönem için yürüttüğü çalışmalara Milli Muharip Uçak, Hürjet, T625 helikopteri, Small-GEO haberleşme uyduları, yeni nesil askeri ve sivil maksatlı helikopter platformları gibi özgün ürünleri dahil edecek. Bu kapsamda aralarında Bursalı firmaların da olduğu 63 farklı kurum/kuruluşla, itki sistemi, hidrolik pompalar, iniş takımları, hareketlendiriciler, silah sistemleri ve hassas döküm prosesleri gibi söz konusu ürünler için ilk aşama görüşmeleri yapıldı.

Büyüklerin “kötü komşu insanı mal sahibi yapar” sözünün doğruluğunu burada yaşamış oluyoruz.

Ama geldiğimiz yer ile yetinmemeli, çalışmaları ısrarla devam ettirmeliyiz. Çünkü her ne kadar bölgemizde huzur adası olsak da etrafımız ateş çemberi…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.