Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Terör devletinin insanlık katliamı

Yazının Giriş Tarihi: 06.10.2025 00:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.10.2025 00:12

Bütün dünyanın gözleri önünde insanların bombalarla katledilmesi, evlerin basılması, uçaklarla, füzelerle saldırıların yapılması ve en büyük olay ise çocukların katledilmesini film izler gibi izliyoruz.

Amerika, İsrail Filistin savaşının durdurulması için yeni bir plan açıklamadı. İsrail kendi çıkarları doğrultusunda plana evet derken, Filistin yönetimi ve savaşan Hamas, esir takası haricindeki diğer maddelerin karşılıklı müzakere edilmesini istedi. Duruma bakıldığında, kimse savaş istemiyormuş gibi hava estiriliyor. Ama, öldürülen binlerce kişi ve senelerdir yapılan ablukalar ile insani yardımların önlenmesi, Filistin’e baskı uygulamaları, insanların öldürülmesi, hapse atılması, vatanlarından sürülmesi gibi olaylar unutulacak gibi değil.

Burada, benim şahsi bir beklentim var. Olayların başlamasına yol açan İsrail Başbakanı katil Binyamun Netanyahu’nun sonunun da tıpkı Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin gibi darağacı olmasını bekliyorum. Bunun içinde dualar ediyoruz.

Bugün tarih 6 Ekim. Tam iki yıl önce Filistinli bazı kişiler, İsrail’deki bir festivali basıp insanları kaçırdılar. Amaç, dünya barışına katkı sağlanması, katil devlet İsrail’in Filistinlilere karşı saldırılarının durdurulmasına dikkat çekmek. Fakat, bu olaydan sonra İsrail bütün gücüyle, savaş ekipmanları ve ordusuyla vurmaya başladı Filistin’i. Gazze başta olmak üzere Filistinliler, bir o bölgeye bir bu bölgeye doğru sürgüne gönderilirken, bombardıman altında kalan binlerce kişi öldürüldü. Katledildi. Hastaneler vuruldu. Okullar vuruldu. Vahşet devam ediyor.

Bütün dünya devletleri, özellikle de Birleşmiş Milletler olayları sadece izlemekle yetindi. Katil İsrail saldırı boyutlarını her geçen gün daha da artırırken, bölge insanlarının beslenmesine engel getirip, uluslar arası yardımların bile Gazze’ye girişine izin vermeyip, başta çocuklar olmak üzere Filistinlileri aç bırakıp ölüme mahkum etti.

Yine, dünya devletleri olayları seyir etmekle yetindi. Başta Türkiye olmak üzere birkaç ülkenin ise itirazları, çığlıkları, olayların önlenmesine yönelik çalışmaları dünya genelinde ses getirse de ölümleri önlemeye yetmedi.

Ama, çok önemli bir olay yaşandı. Bir umut ışığı yakıldı. Önce Mavi Marmara Gemisi yola çıktı. Katil İsrail gemiye saldırdı. İnsanları öldürdü. Yaraladı. Sonra, başka gemiler yola çıktı. Aynı sonuçla karşılaşıldı. Ama, insanlarımız vaz geçmediler.

Filistin direnişinde önemli bir kavram olan “Sumud” kelimesi ve anlamı vazgeçmemek, her şeye karşı direnmek gibi, dünya birleşip, İsrail terörüne karşı direnmeye başladı.

Küresel Sumud Filosu, Gazze'ye insani yardım götürmek ve İsrail'in uyguladığı ablukayı kırmak amacıyla 30 Ağustos'ta İspanya’dan yola çıktı. Filoda 46 ülkeden toplam 497 aktivist yer alırken, en fazla katılım 56 kişi ile Türkiye'den oldu.

Küresel Sumud Filosu'nun internet sitesinde yer alan bilgilere göre, Gazze'ye giden 44 gemiden 19'u İsrail saldırısına uğradı. İsrail'in "durdurduğu" belirtilen gemilerin isimleri Alma, Sirius, Adara, Spectre, Yulara, Aurora, Otaria, Huga, Deir Yessine, Grande Blu, Morgana, Hio, Seulle, All In, Captain Nikos, Florida, Karma, Mohammad Bhar ve Oxygono olarak açıklandı.

Filo, 30 Ağustos'ta Cenova'dan, 31 Ağustos'ta Barselona'dan ve 7 Eylül'de Tunus ile Katanya'dan hareket eden konvoylarla Ağustos ve Eylül 2025 arasında yola çıktı. Varışların eylül ortasında gerçekleşmesi bekleniyordu. Hazırlık sürecinde 15.000'den fazla katılımcı kaydoldu.

Türkiye: 56, Malezya: 27,Yunanistan: 26, Tunus: 28, İtalya: 48, İspanya: 49, Fransa: 33, Almanya: 19, İsviçre: 19, Birleşik Krallık: 15, Brezilya: 14, İrlanda: 16, Hollanda: 10, İsveç: 10, ABD: 22, Avusturya: 4, Belçika: 4, Portekiz: 4, Norveç: 6, Finlandiya: 6, Meksika: 7, Fas: 7, Güney Afrika: 7, Yeni Zelanda: 3, Arjantin: 3, Kuveyt: 3, Ürdün: 3, Cezayir: 17, Kolombiya: 2, Uruguay: 2, Bahreyn: 2, Pakistan: 2, Litvanya: 1, Bulgaristan: 1, Hırvatistan: 1, Slovakya: 1, Çek Cumhuriyeti: 1, Lüksemburg: 1, Danimarka: 1, Umman: 1, Maldivler: 1, Moritanya: 1, Sırbistan: 1, Endonezya: 1, Japonya: 1 kişi ile filoda yer aldı.

Sirius gemisinden Ayçin Kantoğlu, Abdulaziz Yalçın, Davut Daşkıran ve Zeynep Tekocak,Alma gemisinden Metehan Sarı, Hüseyin Şuayb Ordu, Onur Murat Kolgu, Semih Fener, Osman Çetinkaya ve Sümeyra Akdeniz Ordu, Spectre gemisinden Bekir Turunç, Abdulmecid Bagcivan, Mustafa Muhammed Çakmakcı, Mesut Çakar ve Muslim Ziyali,Huga_A gemisinden Mehmet Sait Direkçi, Fatih Özsöz ve Tevhit Yıldız,Deir Yassine, A gemisinden Sümeyye Sena Polat,Grande Blue gemisinden de Halil Rıfat Çanakçı'nın İsrail’in filoya saldırısı sırasında alıkonulduğu bilgisi paylaşıldı.

O anlar filodaki kameralar üzerinden canlı yayınla aktarılırken, Glasgow merkezli iki yazılımcı gemilerin durumunu anlık güncelledi. Milyonlarca kişi siteyi takip etti, yalnızca iki günde 6 milyondan fazla ziyaretçi kaydedildi.

İsrail’in engellemesi sonucu Gazze’ye ulaşamayan filo, küresel ölçekte büyük ses getirdi.

On gün boyunca yürütülen kampanya, İsrail ablukasına karşı en görünür sivil direnişlerin en önemli örneklerinden biri oldu. Katil devletin askerleri Sumud filosuna saldırırken, Aktivistlerin desteğiyle 11 yeni gemiden oluşan yeni bir filo halihazırda Akdeniz’den Hedef Gazze denilerek tekrar yola çıktı. İnsanlık adına Durmak yok, yola devam anlayışıyla kararlı tutumlar dünyanın gözleri önünde tekrar sergileniyor.

İsrail müdahalesi, Avrupa şehirlerinden Arjantin, Meksika ve Pakistan’a kadar uzanan protestolara yol açtı. Kolombiya’dan Malezya’ya kadar birçok siyasetçi ve lider İsrail’i eleştirdi. İtalya’da sendikalar desteğe geçerek limanlarda eylemler düzenledi, 3 Ekim için genel grev çağrısı yaptı.

Sumud’un Gazze yolculuğu, güçlü bir dijital stratejiyle desteklendi. Sosyal medya paylaşımları, canlı basın toplantıları, filolardan yapılan röportajlar ve gelişmiş gemi takip sistemleri sayesinde milyonlarca kişi anlık olarak gelişmeleri izledi.

Nelson Mandela’nın torunu ve iklim aktivisti Greta Thunberg de filoda yer alarak hareketin görünürlüğünü artırdı. Yıllardır süren Gazze ablukasını kırmayı amaçlayan filo, kısa sürede küresel bir dayanışma ağına dönüştü.

Yaşanılan olayların kabul edilmesi mümkün değil. İsrail bilerek ve isteyerek ağa babası Amerika ve ortaklarının destekleriyle uluslar arası suç işliyor.
İnsani yardım amacıyla Gazze’ye hareket eden ‘Sumud’ filosuna uluslararası sularda İsrail’in yaptığı baskını şiddetle kınıyoruz. Bu vahşi saldırıyı reddediyoruz. Masum sivillere, insani yardıma ve uluslararası hukukun temel ilkelerine yönelik bu müdahale, kabul edilemez bir saldırıdır. Hiçbir devlet, uluslararası sularda insani yardım taşıyan sivil girişimlere yönelik keyfi müdahalede bulunamaz. Bu tür eylemler, bölgedeki gerilimi artırmakta ve barış umudunu zedelemektedir.

Artık pek çok güçlü devletten uyduruk söylemleri dinlemekten insanlık adına usandık. Sürecin mutlaka Türkiye’nin ağırlığı da olacak şekilde takip edilmesi gerekiyor. Devletimiz, gözaltına alınan vatandaşlarımız ve filo mürettebatının güvenliği için uluslararası sistemi zaten harekete geçirdi. Faşist Netanyahu ve hükümet üyelerinin soykırım suçlarına ilaveten bu eylemleri nedeniyle de cezalandırılması için Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde adımlar atılmaya başlanmalı.

Konuşulanlar lafta değil, kalıcı barış, iki devletli toplum ve insanların hiçbir şeyden korkmadan, ölüm korkusu olmadan yaşamaları sağlanmalı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.