Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Siyasetin iyi ve kötüleri

Yazının Giriş Tarihi: 09.02.2024 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.02.2024 23:13

Mahalli seçimlerin genel seçim havasına dönüştürülmesine yönelik siyasi partilerin ve adayların bir algı operasyonuyla karşı karşıya olduğunu gözlemliyoruz. Seçim vaatleri arasında ise en fazla genel veya merkezi hükümetin yapacağı yatırımları tartışıyoruz.

Ülkemizde pek çok konuda pek çok araştırmalar yapılıyor. Ben geçen haftaki bir yazımda, ülke genelindeki en büyük sorunların neler olduğuna dair sıralamayı yazmıştım. Birinci sırada ulaşım var. İkinci sırada eğitim, üçüncü sırada sağlık, dördüncü sırada ekonomi, beşinci sırada ise başıboş hayvanlar konusu yer alıyor.

Bursa’nın sıralamasına geldiğimizde ise birinci sırada kentsel dönüşüm var. Ulaşım ikinci sırada, hayat pahalılığı, ekonomi üçüncü sırada. Sağlık sorunlarımız dördüncü sırada, başıboş hayvanlar meselesi beşinci sırada. Türkiye genelindeki sorunlar ile Bursa’yı karşılaştırdığımızda ise ulaşım meselesi ile başıboş hayvanlar konusu benzerlik taşıyor.

Kentsel dönüşümün ilk sırada çıkmasının nedenleri ise deprem korkusu ve Bursa’daki yapı stokunun eski olmasından kaynaklı olduğunu biliyoruz. Peki, Bursa’da, 31 Mart tarihinde yapılacak olan mahalli seçimler sonrasında Belediye başkanlığı görevini kazanıp iş başı yapacak olan başkanların öncelikleri acaba neler olacak?

Merak edilen konu bu.

Bütün adaylar, anketleri görmüş, bilmiş, duşmuş, hemen kentsel dönüşümle ilgili konuşup, projeler açıklıyorlar.

Ama, kim nasıl ve ne şekilde, kim daha hızlı ve Bursa’nın kent kültürüne uygun kentsel dönüşüm veya kentsel yenileme yapacağı konusunda kafalarda soru işaretleri mevcut. Mesela, kentsel dönüşüm adına, Nilüfer ilçesindeki yeni binaların yıkılıp, 5 katlı bina yerine nasıl 15 katlı imar izni ve ruhsatları verildiği tartışılırken, kentsel dönüşümün rantsal dönüşüme dönüştüren emsallerin tartışılması, konuşulması hoş değil. Çünkü, adalette bir deyim vardır; kötü örnek emsal teşkil etmez.

Bursa halkının pek çoğu bu durumu görünce, kentsel dönüşümden söz açılır açılmaz hemen müteahhit belediye ortaklığı ile yapıldığı iddia edilen rantsal dönüşümleri hatırlıyor.

Gelelim, siyasetin diğer kanallarına.

AK Parti, seçimle hızlı çalışmaların aday belirleme sürecini tamamladı. Şimdi, belediye meclis üyelikleriyle ilgili çalışmalar yapılıyor. Belirlenen adaylarla ilgili kabul gören var, itiraz edilenler var. Siyasetin cilvesi bu. Kimi sevinir, kimi üzülür. Neticede, belirlenen aday seçime girer, kazanır veya kazanmaz.

İYİ Parti’de aday belirlemede her ne kadar bazı sıkıntılı durumlar yaşansa da genelde adaylar teşkilatların istediği ve belirlediği kişiler oluyor.

Değişim söylemleriyle yol almaya çalışan ana muhalefet CHP’de ise aday belirlenmesine yönelik en fazla sancılar yaşanıyor. Kendi aralarında uzlaşma kültürüne pek de yakın olmayan ve tepeden inme adaylar ile, kamuoyunda reklamı yapılan kişileri aday göstermek suretiyle belediye seçimlerine hazırlanan CHP’de bu sancı galiba zor geçecek.

Sosyal medya ortamlarında CHP’li olarak bildiğimiz bazı kişilerin paylaşımlarına baktığımızda eskiden el ele yürüyen İYİ Parti’nin “ben yoluma yalnız devam edeceğim” söylemi üzerine eski dostlar birden düşman gibi gösterilmeye başlandı. Özellikle de İstanbul, İzmir ve Ankara’da yaşanılan billboard – afiş asılmasının engellendiği iddiaları her iki tarafa da bana göre tamiri mümkün olmayan yaralar açtı. Siyasette pek fazla inatlaşmaya veya kavga etmeye gerek yok. Bugün A partili olan yarın karşımıza B veya C partili olarak çıkabiliyor.

Ana muhalefet CHP yönetimlerinin bunu kabul etmesi ve içine sindirmesi gerekiyor. CHP’ye destek verenler iyi, vermeyenler kötü mantıklı politikalar yürütülmesi, CHP yönetiminin her zaman eleştiri kaynağı yaptığı ötekileştirme değil midir?

Kendi kendine yapıyor, sonra da çıkıp başkası yapıyor diye eleştiriyor. Toplum artık eskisi gibi değil. Siyaset eskiden tek taraflı bilgi aktarımı ile çarşıda, pazarda, kahvede, salonlarda, otel mekanlarında yapılıyordu. Şimdi, dijital çağa geçtik.

Birileri hala eski kasaba siyaseti düzeyinde kalmış.

Tabi, bu işin sonuçlarına bizler değil, seçmenler karar verecek. Bizim görevimiz, yaşanılan olayları ortaya serip, analiz etmek, bir daha yaşanmaması içinde tarafları uyarmak.

Bundan sonrası kendilerine kalmış. Kim ne yaparsa yapsın, kendisine zarar veya fayda sağlar. Bizim amacımız, ortak bir kültür ve ortak bir konuda fikir birliği içinde halkın dertlerinin, Bursa’nın dertlerinin çözümlenmesi. Yoksa, bir tarafta bürokrasiye esir olmuş yönetim, diğer tarafta kendi iç çekişmeleri ve sen-ben kavgasıyla seçimlere hazırlanan partilerin vatandaşa pek de güvence verdiğinden söz edemiyoruz.

Maalesef, alternatifsiz, iki kutuplu siyaset arasında sıkışıp kaldık.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.