Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Siyaset ve önyargı

Yazının Giriş Tarihi: 20.01.2025 00:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.01.2025 00:12

Dünyanın pek çok ülkesinde ve bizim ülkemizde de siyaset bilimcilerin yeni geliştirdiği bir sözcük katıldı günlük konuşmalarımıza; ideolojik körlük.

Evet, insanlar, kendi inandıkları, destekledikleri siyasi liderler, partiler ve fikirler için diğer insanlara yönelik bakış açılarına göre değerlendirildiğinde, pek çoğunda fikir sahibi olmadan bilgi sahibi olunmasına yönelik eylem ve yönelmeler görülmüş. Bazıları, hiç de bilgisi ve haberi olmadıkları konularda, parti sözcülerinin söylediklerine, körü körüne inanıyorlarmış. Bazıları ise lider sevdasına kapılıp, başkalarının fikirlerine değer vermek yerine, doğru da olsa yanlışta olsa liderlerin söylediklerine göre toplumla inatlaşmaya giriyorlarmış.

İşte, bunun adına siyasi körlük deyimi konulmuş. Aslında bu körlük demokratik hayata geçildiğinden bugüne var ama kimse bugüne kadar dillendirmiyordu. Sanırım artık bu söylemleri çok duyacağız.

Gelelim, ülkemizdeki son siyasi gelişmelere. 1984 yılından bu güne devam eden bölücü çatışmalar ve binlerce şehidimizin, bir o kadar da gazimizin bulunduğu huzursuzluk ortamından kurtulma adına adım atmaya başladık. Terörsüz Türkiye söylemi, kulaklarımıza hoş geliyor.

Birde, iktidar ile ana muhalefet arasında tartışma yaratan belediyelere operasyon çekilmesi iddiaları var. Esenyurt Belediyesiyle başlayıp Beşiktaş Belediyesinde adli yönden ortaya çıkarılan ve hukuki incelemeleri hala devam eden iddialar ve söylemlerle ilgili olaylar, savaş silahlarının çıkarılmasına yol açtı.

Önce olay neymiş? Soruşturma neden yapılmış? Sonuç ne olmuş?

Hukukta belli iki tane öğe vardır. Bunlardan bir tanesi Sebep. Diğeri ise sonuç. Sebeph, sonuç iki kelime, olayları aynen ve ayna gibi topluma yansıtır. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Aziz İhsan Aktaş'ın elebaşılığını yaptığı iddia edilen suç örgütünün, belediye başkanları ile belediyelerin üst düzey yöneticilerine rüşvet vererek ihaleleri organize ettiği iddiasıyla yürütülen soruşturmada, 40 şüphelinin ifadesine başvuruldu.

Savcılık ifadelerinin ardından nöbetçi sulh ceza hakimliğine çıkarılan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcısı Alican Abacı, Beşiktaş Belediyesi Beltaş İşletmecilik Sanayi ve Ticaret AŞ Başkanı Önder Gedik ile Aziz İhsan Aktaş'ın da aralarında olduğu 23 şüpheli tutuklandı. Hakimlik, 8 zanlının ise adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakılmasını kararlaştırdı.

İşte bu gelişmeler, ana muhalefet CHP’nin genel başkanı Özgür Özel’in “……. iktidar bize karşı asılsız iddia ve uygulamalarla gözdağı vermek istiyor. Bu bir savaş ilanıdır. Biz bunu gördük, kabul ediyoruz. Hemen erken seçil istiyoruz. İktidar ve yandaşlarına yönelik yüzlerce iddia varken, böylesi operasyonlar bizi yıldıramaz…” anlamına gelen ifadeler kullanması, siyaseti alevlendirdi.

İstanbul’da gerçekleşen "ihale yolsuzluğu operasyonu üzerinden CHP'ye yüklenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerine, "Bu bir savaş ilanıdır" diyerek karşılık veren Özgür Özel’e ilk cevap geldi.Erdoğan, partisinin Konya il kongresindeki konuşmasında CHP'ye yüklenerek "Onlar da çok iyi biliyorlar ki daha turpların büyükleri heybede. Telaşlanmalarının bir sebebi de işte bu hakikattir." ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın sözleri sonrası açıklamalarda bulunan CHP lideri Özel, "Bu savaş ilanını görüyor ve kabul ediyoruz. Cumhur İttifakı, bizden alacağı yanıttan pek memnun olmayacak. O sandık milletin önüne 2025'te gelecek. Onların kanunsuz emirlerine uyanlar da onlar da yargı önünde hesap verecekler" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özel'in sözlerine tekrar cevap verirken, "Şimdi de çıkmışlar savaş ilanından söz ediyorlar" diye söze başladı. Erdoğan, "Sayın Özel'e buradan soruyorum; ya Allah aşkına sen neyi biliyorsun da bunları bileceksin. Esenyurt’u mu takip ediyorsun? Beşiktaş Belediyesini mi? Takip ediyorsun? Oralarda olan şu son gelişmelerden hala haberin yoksa, sen artık bu görevi bırak" dedi

Erdoğan konuşmasının devamında şunları söyledi: "Herhalde birileri de gelip elinden bu görevi alacaklar. Milletin bildiğini sen bilmiyorsan bu kimin suçu? 85 milyonun takip ettiğini sen takip etmiyorsan bu kabahat kimin? Yargıyı suçlayacağına CHP'yi zehirli bir sarmaşık gibi saran bu soygun düzeniyle mücadele etsene. Harami arıyorsan etrafını çevreleyen haramilere baksana."

CHP kurmayları, İstanbul’a tam anlamıyla bir çıkarma yaptılar. TBMM gurup sözcüsü Ali Mahir Başarır, olayların siyasi rekabet ve iktidarın anketlere göre güç kaybetmesinden ve 31 Mart seçimlerini hazmedememesinden kaynaklı olduğunu ileri sürdü. CHP'nin kırmızı kart protestosuna ilişkin Erdoğan'ın "20 yıl futbolculuk hayatımda hiç kırmızı kart görmedim" ifadelerine kendince cevap veren Başarır, "keşke olsa da VAR kayıtlarına bir baksak" diye konuştu.

Milyonlarca emeklinin, işçinin, memurun çektiği yoksulluğun da konuşulduğunu dile getiren Başarır, "Milyonlarca insan açlık sınırının altında açıyor. O yüzden bu süreci bir bütün olarak ortaya koyduk. Tüm eylemlerimizi onun içerisinde doldurduk ve dedik ki, atacağımız adımlar bundan sonra iktidarı devralma süreci. O yüzden bunları aslında pazartesiden itibaren yaşayarak da hep beraber göreceğiz" ifadelerini kullandı.

Evet, siyasette önce Esenyurt sonrasında da Beşiktaş’ın CHP’li belediye başkanlarının “yolsuzluk” iddiasıyla tutuklanmasına yönelik tepkiler ve söylemlerin başlangıcı böyle. Tabi, herkes kendisini belli konularda haklı çıkarma adına olaylara işlerine geldiği gibi bakacaklar. Büyüklerimizden bize kalan bir söz var, kimse benim yoğurdum ekşi demez.

Olaylara ön yargı ile değil de, hukuk kuralları içinde çalışmalarını yapan, Türk Milleti adına karar verme yetkisi bulunan yargıya bırakıp, sebep, sonuç kelimelerine cevapları aramak bence en güzeli olacak.

Ülkemiz siyasetinde bu olayları tartışırken, araya giren eski CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu uzun bir aradan sonra sosyal medya hesabından video paylaştı. CHP Genel başkanı Özgür Özel ve CHP yönetimine sert eleştiriler yönelten Kılıçdaroğlu, 'normalleşme' sürecine tepki gösterdi.

"Hepinizin bildiği çok meşhur bir akrep kurbağa hikayesi vardır" diyen Kılıçdaroğlu, "Malumunuz olduğu üzere yüzmeyi bilmeyen akrep, kendisini nehrin karşısına geçirmeye ikna ettiği kurbağayı sokarak öldürür. Ve cevaben ben akrebim tabiatım bu der" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu ayrıca "Kıssadan hisse eğer akreplere inanırsan, onlarla mücadele etmezsen, şirin gözükmeye çalışırsan, normalleşirsen asıl hesap vermesi gerekenler dönüp senden hesap sorar. Ve sonunda nehrin ortasında boğulursun" diye konuştu.

CHP içine de mesaj veren eski genel başkan, "Sevgili kardeşlerim, unutmayalım ki gecenin en karanlık anı şafağa en yakın andır. Kuruluştan ve kurtuluştan aldığımız güçle hiçbir Cumhuriyet Halk Partilinin umutsuzluğa kapılma ve karanlığa teslim olma hakkı yoktur. Adalet kavgamız devam edecek" sözlerini sarf etti.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.