Ramazan Bayramı nedeniyle, siyasi partiler arasında ve vatandaşlarla siyasi partilerin kendi aralarında, üyeleri arasında yaptığı bayramlara 31 Mart mahalli seçim sonuçları damga vurdu.

Bursa’da Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini kazanan Cumhuriyet Halk Partisi, Kültürpark’taki bir çay bahçesinde bayramlaşma yapmasına rağmen, yerel iktidar olması nedeniyle en fazla kalabalık toplayan parti oldu.

CHP’liler, kendi aralarında bayramlaşırken, “bugün ne mutlu bizlere, çifte bayram yaşıyoruz” diye birbirlerini kutladılar. Bayramlaşma törenine vatandaşların gösterdiği ilgi ise epey bir hayli fazla olmuş. Malum, iktidar ve güç kimde ise pek çok kişi, “bizimde işimiz düşebilir” düşüncesiyle, iktidarın, güçlünün yanında yer almak istiyor.

AK Parti’nin bayramlaşma töreni, Merinos’ta yapıldı. Genel Başkan vekili ve Bursa milletvekili Efkan Ala ile vekillerin tam kadro katıldığı bayramlaşma töreninde, teşkilatların üzgün olduğu ve seçim kaybedilmesi konusunda “biz nerede yanlış yaptık?” sorusuna cevap aradıkları hallerinden belli idi. Yine de “yerelde CHP iktidar olsa da genel iktidar bizde. Cumhurbaşkanımız, genel başkanımız Recep Tayyip Erdoğan 2028 Mayıs ayına kadar bu devletin başında. Şimdi hep beraber el ele kol kola girip, kaldığımız yerden çalışmaya devam edeceğiz!” ifadesiyle birbirlerini teselli ettiler.

Seçim bitti, Ramazan Bayramı geldi, bayramda bitti.

Şimdi, mesai günleri başladı. İş başı yapma zamanı.

AK Parti, Cumhur ittifakı ortaklarıyla, MHP ile beraber yeni bir anayasa yapma devam ettiriyor. Bunun içinde Bayram ziyareti sırasında CHP heyetinin “toplumun ortak sorunlarının çözümü için mecliste hep beraber, işbirliği yapabilme” söylemleri belki de çalışmalarını hız kazandıracak.

Halkın beklentisi olan Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu konusunda ise bayramda herhangi bir mesaj verilmedi.

Bunu ilerleyen günlerde görebiliriz. Bugün itibariyle AK Parti’nin zaman geçirmeden yapması gerekli bazı siyasi çalışmalar var. Mesela, esnafı memnun edebilmesi izin atılacak ilk adım, Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde söz verilen, Mahalli seçimlere kadar ise hiç dokunulmayan Bağkur prim gün sayısının9 binden 7 bin 200’e düşürülmesi.

Emeklileri temmuz ayı beklenmeden memnun edilebilmesi adına da emekli maaşlarında, kök maaş sisteminin değiştirilmesi, seyyanen zam yapılması, uygulamanın ise Temmuz ayında başlatılmasına yönelik kalıcı kanunların çıkarılması. Yani, Temmuz ayında normal enflasyon rakamları kadar zam yapılması emeklileri memnun etmez gibi gözüküyor.  Yoksa, seçim öncesinde açıklanan ve emeklilerin tepkisini çeken “banka promosyonunu yükselttik” söylemleri, pek derde deva olmuyor. Çünkü, her çalışanların ve bankadan maaş alanların, memurların, kamu işçilerinin, bazı özel sektör işçileri dahil bankalardan aldıkları promosyon zaten onların hakkı.

Bu söylemler, mahalli seçimlerde emeklileri iktidara, hükümete karşı epey bir kırgınlaştırdı. Zaten sandık sonuçları da belli ediyor. Hazinenin “kaynak yok” söylemlerine emekliler sürekli tepki gösteriyor. “Hep biz mi özveride bulunacağız?” diye hükümete soru sorup, en güçlü silahları olan sandık ve oy kullanma ile gerekli cevapları veriyorlar. Beklenti ise emekli maaşlarının asgari ücret seviyesine çıkarılması.  Seçim 31 Mart tarihinde yapıldı ama bitmedi. Yine seçmenlerin önüne sandık gelecek. Ama 2028 ama daha önce.

Bu mesaj iyi alınmalı. Özellikle AK Parti, 2019 mahalli seçimlerinde İstanbul, Ankara, Antalya gibi siyasi açıdan önem arz eden illerin büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinin kaybedilmesinden hemen sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın balkon konuşması yapıp, “mesajı aldık” ifadesi ile 31 Mart seçimleri sonrasında yine “mesajı aldık” ifadesi ve konuşmasının aynı olması da bazı vatandaşların eskiyi hatırlatmasına yol açıyor.

Vatandaşlar diyorlar ki;

“Madem ki hükümet, 2019 mesajlarını aldı. Peki, halkı ve seçmenleri rahatlatacak önlemleri, seçim öncesinde neden almadı? Bu yüzden bizlerde 31 Martta mesajı bir kez daha yeniledik.”

İşte, can alıcı ve sandıklarda iktidara kötü sürprizler yaşatan seçim sonuçlarının açıklaması bu soruda gizli.

Yine, sosyal hayata yönelik siyasi önlemler alınması gerekiyor. Mesela, yurt dışı eğitim ve denklik konusunda yüz binlerce insan YÖK’ün “Türkçe eğitim olmaz” inatlaşması yüzünden hükümete ve AK Parti’ye kırgın. Yine, 2019 seçimleri sonrasında bizzat Cumhurbaşkanının bu konuda çözüm yapılacağı açıklaması var, ama aradan geçen beş yıl içinde bırakın çözüm getirilmesini daha fazla zorlaştırıcı ve inatlaşmalara yol açan kararlara imza atılıyor.

Birde, YÖK mensupları, mahkemelere gidip, “bu davaları ret edin!” şeklinde algılanan ifadelerle yargıya müdahale etmesiyle ilgili iddialar artık son safhaya kadar geldi. Aynı dava konularında iki ayrı mahkeme farklı kararlara imza atıyor. Kimisi, YÖK’ün istediği gibi kimisi ise kanunlarda yer alan hükümlere göre karar veriyor.

Bu durum, adalet konusunda, mahkemelerdeki davalar ve sonuçları konusunda halkın adalete olan güven endekslerine de olumsuz etki yaptığı konuşuluyor.

AK Parti, artık vakit geçirmeden, bürokrasinin yönergesine girmiş bir iktidar konumundan kendisini kurtarmalı. İlk iktidara geldiği gün olan 2002 yılındaki söylemleri gibi, Yolsuzluk, Yoksulluk ve Yasaklarla mücadele eder hale gelmesi. Partinin isminde yer alan Adalet kelimesinin de hakkını adli ve idari yargılardaki kararlara yönelik halkın eleştirilerine kulak verip, hak, hukuk ve adaletin tecelli etmesini sağlayan kararlara imza atmalı.

Kısaca, seçmenlerin ve halkın beklentisinin özeti şöyle ;

 AK Parti eski güçlü ve mutlu günlerine tekrar ulaşmaya niyetli ise partinin etrafında kümelenen, kurmay, yaver, danışman, iş takibi yapan parti yönetimleri, muhalefetin her türlü yasadışı işlerini bilmesine rağmen susup, muhalefet görevini yerine getirmeyen teşkilatlarından, kraldan çok kralcı kesilen oyun kurucularından bir an evvel kurtulmalı.

Siyaseti ticaret ile bütünleştirip, bulundukları koltuklardan güç alanların bu partiye ve topluma artık fayda değil, zarar verdiklerini görebilmeli.

Vatandaşlar hala AK Parti’den umutlu. Recep Tayyip Erdoğan’ın atacağı adımları merakla bekliyorlar.

31 Mart mesajlarının söylemlerde, laflarda kalmaması içinde uyarılarına devam ediyor. Ülkemizdeki Milli Devlet, güçlü iktidarın ve siyasi istikrarın teminatı olarak gözlenen AK Parti’nin bugünden itibaren yeni bir hedef belirleyip, yeni hikayelerle halkın huzuruna çıkması gerekli.

AK Parti’nin kuruluş felsefesi olan Adil ve Hakça düzenin pusulası şaşmamalı.