Siyasetteki kutuplaşma ve insanlar arasındaki ilişkiler, siyasi parti arasındaki ilişkilerin gerilmesi, toplumda gerginliğe, hatta vatandaşlar arasında birbirlerine karşı ağır şekilde tahrik edici konuşmalara yol açan ifadelere sürükleniyor.
Siyasi parti genel başkanları, sözcüleri ve temsilcilerinin olumlu, ılımlı konuşmaları da halkımız tarafından saygıyla karşılanıyor. Bazen, bir liderin, başka bir partinin lideri ile ayak üstü olsa bile samimi konuşmasının ekranlara, medyaya yansıtılması bile olumsuz hava rüzgarlarının dağılmasına yol açabiliyor.
Cumhuriyetimizin 101. Yıl dönümü kutlamalarında da siyasette olumlu ve ılımlı hava hissedildi. Ülke genelindeki meteorolojik durum ve havaların iyi olması nedeniyle törenlere katılım gerçekten alkışlanacak düzeyde oldu. Parti liderlerinin de verdikleri birlik, beraberlik mesajları toplumda karşılık buldu.
Hemen ifade etmemde fayda var, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Türkiye Belediyeler Birliği başkanı olarak geldiği Bursa’da, basın mensup0larının sorularına cevap verirken, hem yargılandığı dava hem de gelecek seçimlerde Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda sert mesajlar verdi.
İmamoğlu ve Bursa ile ilgili bir başka ayrıntı daha. Bursa’ya gelir gelmez hemen Devlet eski Bakanı ve DYP’de Süleyman Demirel ile beraber politika yapan Cavit Çağlar’ın Çekirge semtindeki oteline gitti. Çağlar, misafirlerini kapıda karşıladı.
Konuşmalarının satır araları incelendiğinde, kendisini çoktan Cumhurbaşkanı adayı ilan etmiş. Hatta, İstanbul’da yaptığı konuşmasında, mevcut, tecrübeli ve devlet adamı siyasetçilerimiz için moloz yığınları diye benzetmede bulunması da kendi partililerinde bile tepki çekmiş.
Sosyal medyadan gelen mesaj ve yorumlara baktığımızda, 2028 için hazırlanan İmamoğlu ile ekibinin önümüzdeki günlerde zor günler geçireceğinin sinyallerini görebilmek mümkün.
Gelelim, iktidar kanadına. Anketler ve halkın beklentileri farklı olsa bile AK Parti yeni ve sivil bir anayasa yapma niyeti ile toplumdaki kutuplaşmanın normalleştirilmesi ve terör olaylarının son bulmasına yönelik atılan adımlarla ilgili güncel politikalarını sürdürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada "Türkiye'nin terörü destekleyen, arka çıkan, terörün sözcülüğünü yapan oluşumlara taviz vermesi, bunlara göz yumması mümkün değildir. Terörle siyaset, şiddet ile demokrasi yan yana gelmez” ifadeleri, terörle hiçbir zaman pazarlık yapılmayacağı mesajı olarak algılandı.
Sonrasında ana muhalefete yeni bir zeytin dalı uzatması göze çarptı. “Siyasetimizi 23 yıllık bir gecikmeden sonra olsa da kardeşliğe katkı sağladığı için Sayın Özel'i tebrik ediyorum. CHP'nin Sayın Özel'in Genel Başkanlığı'nda doğru yerde duracağına, kardeşliğin safında yer alacağına inanmak istiyorum" dedi Erdoğan.
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin bölücübaşı için yaptığı çağrı Türk siyasetinde yeni bir tartışmanın fitilini ateşlerken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın partisinin TBMM grup toplantısındaki konuşmasından satır başları şu şekilde; "
“Türkiye’nin terörü destekleyen, arka çıkan, terörün sözcülüğünü yapan oluşumlara taviz vermesi, bunlara göz yumması mümkün değildir. Terörle siyaset, şiddet ile demokrasi yan yana gelmez. Bir koltukta terör diğerinde sivil siyaset taşınmaz hukuk ve demokrasi içine girmeyen karşılığını alır.”
Cumhurbaşkanının ne söylemek istediğine dair yapılan siyasi yorumlara baktığımızda ise MHP lideri Devlet Bahçeli’nin başlattığı siyasetteki ılıman iklimin devam edeceği yönünde adımlar atılıyor.
Nitekim Erdoğan, Külliyede verdiği 101. Yıl Cumhuriyet resepsiyonunda da aynı konuları gündeme tekrar getirdi. Bahçeli’nin yaptığı açıklamalara destek verdi.
Beştepe'de düzenlenen 29 Ekim Özel Programı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan için yaptığı çağrıyla ilgili net ifadeler kullandı. Erdoğan, ''Cumhur ittifakı ortağımızın ortaya koyduğu yaklaşım önyargısız değerlendirilmeli.'' dedi.
Erdoğan’ın bu açıklamaları yaparken, toplumdan destek alabilme adına kullandığı ifadeleri de özenli seçtiği görülüyor.
“ Biz milletçe birliğimize ve beraberliğimize sahip çıkarak iç cepheyi sağlam tuttukça ne terör örgütleri ne de onları besleyip semirterek üzerimize salan şer güçleri emellerine ulaşamayacaktır. “
Bu mesajlar toplumun hemen her kesiminde doğru yada yanlış anlaşılmalara yol açan karşılıklarını buldu.
İşin özü, terör meselesi ve terör meselesinin tam anlamıyla ortadan kalkması ve Türkiye için tehdit olmasının önlenmesi adına nelerin yapılacağının tartışılmaya başlanması da güzel bir gelişme. Umarım, bu konuda, gerçekten kalıcı adımlar atılır. Kalıcı kararlar alınır.
Çünkü, ülkemizdeki terör belası nedeniyle verdiğimiz şehitlerimiz var. Vatan evlatlarımız var. Gazilerimiz var. Bunların hak, hukuk ve bedelleri ödenmeden de terör belasından kurtulma adına atılacak adımları körü körüne desteklemek mümkün değil.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Muharrem KARABULUT
Satır arası siyaset
Siyasetteki kutuplaşma ve insanlar arasındaki ilişkiler, siyasi parti arasındaki ilişkilerin gerilmesi, toplumda gerginliğe, hatta vatandaşlar arasında birbirlerine karşı ağır şekilde tahrik edici konuşmalara yol açan ifadelere sürükleniyor.
Siyasi parti genel başkanları, sözcüleri ve temsilcilerinin olumlu, ılımlı konuşmaları da halkımız tarafından saygıyla karşılanıyor. Bazen, bir liderin, başka bir partinin lideri ile ayak üstü olsa bile samimi konuşmasının ekranlara, medyaya yansıtılması bile olumsuz hava rüzgarlarının dağılmasına yol açabiliyor.
Cumhuriyetimizin 101. Yıl dönümü kutlamalarında da siyasette olumlu ve ılımlı hava hissedildi. Ülke genelindeki meteorolojik durum ve havaların iyi olması nedeniyle törenlere katılım gerçekten alkışlanacak düzeyde oldu. Parti liderlerinin de verdikleri birlik, beraberlik mesajları toplumda karşılık buldu.
Hemen ifade etmemde fayda var, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Türkiye Belediyeler Birliği başkanı olarak geldiği Bursa’da, basın mensup0larının sorularına cevap verirken, hem yargılandığı dava hem de gelecek seçimlerde Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda sert mesajlar verdi.
İmamoğlu ve Bursa ile ilgili bir başka ayrıntı daha. Bursa’ya gelir gelmez hemen Devlet eski Bakanı ve DYP’de Süleyman Demirel ile beraber politika yapan Cavit Çağlar’ın Çekirge semtindeki oteline gitti. Çağlar, misafirlerini kapıda karşıladı.
Konuşmalarının satır araları incelendiğinde, kendisini çoktan Cumhurbaşkanı adayı ilan etmiş. Hatta, İstanbul’da yaptığı konuşmasında, mevcut, tecrübeli ve devlet adamı siyasetçilerimiz için moloz yığınları diye benzetmede bulunması da kendi partililerinde bile tepki çekmiş.
Sosyal medyadan gelen mesaj ve yorumlara baktığımızda, 2028 için hazırlanan İmamoğlu ile ekibinin önümüzdeki günlerde zor günler geçireceğinin sinyallerini görebilmek mümkün.
Gelelim, iktidar kanadına. Anketler ve halkın beklentileri farklı olsa bile AK Parti yeni ve sivil bir anayasa yapma niyeti ile toplumdaki kutuplaşmanın normalleştirilmesi ve terör olaylarının son bulmasına yönelik atılan adımlarla ilgili güncel politikalarını sürdürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada "Türkiye'nin terörü destekleyen, arka çıkan, terörün sözcülüğünü yapan oluşumlara taviz vermesi, bunlara göz yumması mümkün değildir. Terörle siyaset, şiddet ile demokrasi yan yana gelmez” ifadeleri, terörle hiçbir zaman pazarlık yapılmayacağı mesajı olarak algılandı.
Sonrasında ana muhalefete yeni bir zeytin dalı uzatması göze çarptı. “Siyasetimizi 23 yıllık bir gecikmeden sonra olsa da kardeşliğe katkı sağladığı için Sayın Özel'i tebrik ediyorum. CHP'nin Sayın Özel'in Genel Başkanlığı'nda doğru yerde duracağına, kardeşliğin safında yer alacağına inanmak istiyorum" dedi Erdoğan.
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin bölücübaşı için yaptığı çağrı Türk siyasetinde yeni bir tartışmanın fitilini ateşlerken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın partisinin TBMM grup toplantısındaki konuşmasından satır başları şu şekilde; "
“Türkiye’nin terörü destekleyen, arka çıkan, terörün sözcülüğünü yapan oluşumlara taviz vermesi, bunlara göz yumması mümkün değildir. Terörle siyaset, şiddet ile demokrasi yan yana gelmez. Bir koltukta terör diğerinde sivil siyaset taşınmaz hukuk ve demokrasi içine girmeyen karşılığını alır.”
Cumhurbaşkanının ne söylemek istediğine dair yapılan siyasi yorumlara baktığımızda ise MHP lideri Devlet Bahçeli’nin başlattığı siyasetteki ılıman iklimin devam edeceği yönünde adımlar atılıyor.
Nitekim Erdoğan, Külliyede verdiği 101. Yıl Cumhuriyet resepsiyonunda da aynı konuları gündeme tekrar getirdi. Bahçeli’nin yaptığı açıklamalara destek verdi.
Beştepe'de düzenlenen 29 Ekim Özel Programı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan için yaptığı çağrıyla ilgili net ifadeler kullandı. Erdoğan, ''Cumhur ittifakı ortağımızın ortaya koyduğu yaklaşım önyargısız değerlendirilmeli.'' dedi.
Erdoğan’ın bu açıklamaları yaparken, toplumdan destek alabilme adına kullandığı ifadeleri de özenli seçtiği görülüyor.
“ Biz milletçe birliğimize ve beraberliğimize sahip çıkarak iç cepheyi sağlam tuttukça ne terör örgütleri ne de onları besleyip semirterek üzerimize salan şer güçleri emellerine ulaşamayacaktır. “
Bu mesajlar toplumun hemen her kesiminde doğru yada yanlış anlaşılmalara yol açan karşılıklarını buldu.
İşin özü, terör meselesi ve terör meselesinin tam anlamıyla ortadan kalkması ve Türkiye için tehdit olmasının önlenmesi adına nelerin yapılacağının tartışılmaya başlanması da güzel bir gelişme. Umarım, bu konuda, gerçekten kalıcı adımlar atılır. Kalıcı kararlar alınır.
Çünkü, ülkemizdeki terör belası nedeniyle verdiğimiz şehitlerimiz var. Vatan evlatlarımız var. Gazilerimiz var. Bunların hak, hukuk ve bedelleri ödenmeden de terör belasından kurtulma adına atılacak adımları körü körüne desteklemek mümkün değil.