Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ölüler altın takmaz!

Yazının Giriş Tarihi: 03.07.2024 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.07.2024 17:26

İnegöl ilçemizin Uludağ’ın zirvesinde bulunan Eymir köyünde, tıpkı Kaz Dağlarındaki yaşanılan olaylar gibi altın aranması olayına denk geldik.

Yabancı ortaklı bir firma, bölgede altın arama ruhsatı almış ve çalışmalara başlamış. Arama işlemleri ve ayrıştırma işlemleri de insan sağlığı, çevre sağlığı açısından büyük tehdit oluşturduğu bilim insanlarınca söylenilen siyanürle yapılıyor.

Bölge, tam bir cennet burası denilebilecek yer. Tam bir doğa harikası. Her türlü bitki örtüsü var. Birde, ocak açılan yerin hemen altında, sadece Eymir köyü için değil, etrafındaki ve dağın eteklerinde kalan köylerindeki tarım alanlarının sulanması içinde sulama barajı yapılmış. Devlet, tarımın desteklenmesi adına kesenin ağızsını açıp yatırım yapmış.

Gel gelelim, bu güzel vatan toprağına, “toprak içinde altın var!” denilerek, maden ocağı açılmasına izin verilmiş. Ruhsat sahipleri de iş başı yaparak altın aramaya başlamışlar.

Ben, bu gelişmeleri size geçtiğimiz hafta İnegöl’de altın avcıları başlıklı köşe yazımda iletmiştim. Konuyla ilgili pek çok etkileşim aldım. Özellikle İnegöl’de ikamet eden eş, dost ve yakın akrabalarım başta olmak üzere, pek çok çevreci ve duyarlı insanlarımız, “bu işin sırası mı şimdi?” diye sorular sordular.

Ülkemizdeki doğal ve tarihi güzellikler ile turizm konusunda her zaman bacasız sanayi ve sürekli para basan üretim tesisi gibi sıfatlarla yaklaşan birisi olarak benim, devlet politikaları ve halkın yaşamı ile kamu hizmet öncelikleri konusunda fikir beyan etmem, yaptığım işin gereği. Bende, aynen bu işin sırasının şimdi olup olmadığını merak ediyorum. Çünkü, pek çok insanımız gelecek yıllarda su ve gıda savaşlarının olacağını söyleyip duruyor.

Birde Çanakkale, Balıkesir Kaz Dağları altın arama olayları baş gösterdiğinde pek çok bilim insanı ve uluslar arası ekonomistler fikir beyan ettiler. Dünyanın pek çok ülkesinde var olan altın rezervlerinin insanlık tarihi açısından da önemini anlattılar.

Olaylara kimisi duygusal, ekonomik yönden bakıyor. Pek çok insanımız ise çevre sağlığı, halk sağlığı, insan sağlığı, tarım ürünlerinin tehdit altına alınması ve toprağın zehirlenmesi şeklinde bakıyor.

Bizim İnegöl ilçesindeki Eymir köyümüzde de maden ocakları ve karşı çıkanların yaptıkları hareketler gibi olayları ve eylemleri yaşamaya başladık.

Geçen hafta cumartesi günü İnegöl Eymir köyü için eylem günü oldu.

Siyanürlü altın aramaya, tepkiler çığ gibi büyüyor. Eymir Köyü meydanında yapılan toplantıda bu tepkiler yoğun biçimde dile getirildi.

Başta Eymir Köyü olmak üzere Süpürtü, Küçük Yenice, Kurşunlu ve Sülüklü göl köylerinden gelen köylülerle meydan dolup taştı. Özellikle kadınların ve gençlerin ilgisi ve katılımı dikkat çekiciydi.

Toplantıya köy muhtarlarının yanı sıra çok sayıda Sivil Toplum Kuruluşu, siyasi partiler,çevreci gönüllüler katıldı.

İlk konuşmayı Eymir Köyü Muhtarı Nazmi Özen yaptı. Konuklara, göstermiş oldukları tepkiler nedeniyle kendilerine destek oldukları ve yardımcı olmaya söz verdikleri için teşekkür etti. Köy kadınları adına Ayşe Doğer, ne pahasına olursa olsun, köylerinin toprağına, suyuna sahip çıkacaklarına ilişkin söz verdi.

CHP Bursa milletvekili Orhan Sarıbal, altın takmadan da insanların yaşayabileceğini ama ekmeksiz ve susuz yaşanmayacağını vurguladı. Sarıbal, konuyu TBMM çatısı altında, soru önergesiyle taşıyacağını söyledi.

Yine CHP Bursa milletvekili Kayihan Pala, siyanürle maden aramanın sağlığımızı olumsuz etkileyeceğini, insanların her saat, her gün ölümle burun buruna kalacaklarını ifade etti.

Av. Eralp Atabek, Bursa Barosu olarak bu mücadeleye hukuki yönden destek olacaklarının altını çizdi. Prof.Dr, Ergün Ertürk ise, toprağın ve suyun zehirlenmesi ile doğanın olumsuz yönde nasıl etkileneceğini anlattı.

Eylem günü, Eymir köyünde daha pek çok konuşmalar ve insanların, katılımcılarla, kendilerine destek olmak adına köylerine gelenlerle yaptıkları fikir alış verişlerinde de pek çok görüş ortaya çıktı.

Netice, Eymir köyü halkı, İnegöl halkı ve Bursa halkı, diğer gönüllülerle ve katılımcılarla beraber, yasalar önünde yapılması gerekli mücadelenin ateşini böylece yakmış oldu.

Eylem sırasında dikkat çeken bir özelik, taşınan döviz ve pankartlarla gözler önüne serildi. Hepimiz biliyoruz, kadınlarımız, hanımlarımız altın denilence, akan sular durur. Çünkü, hem takı hem de gelecek günler için hazine değerinde olan altını sevmeyen yoktur.

Köylü genç kızlarımız ise bazı insanların altın her zaman kazandırır, söylemlerine ve kadınların altın bağımlısı olmalarına dikkat çekmelerine tepki olarak, “altın değil, doğa yaşatıyor. Toprak besliyor” şeklindeki konuşmaları epey dikkat çekti.

Kadınların taşıdığı pankartlar ile gençlerin attığı sloganlar, çok beğenildi. Genç kızların taşıdığı "ölüler altın takmaz" pankartı, yaşananların en somut ve en gerçek biçimde özetiydi.

Evet, bende bu dövizleri görünce yazımın başlığını onlardan seçtim. Bir nevi kopya çekmiş oldum. “Ölüler altın takmaz!”

Çok anlamlı ve manalı bir cümle. Tabi ki anlayana.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.