Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Maaş zamları çabuk eridi

Yazının Giriş Tarihi: 08.10.2025 00:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.10.2025 00:02

Katil İsrail’in Filistin’de uyguladığı soykırım ve ablukanın delinmesine yönelik Sumud Gemisi ve diğer katılımcıların yaptığı girişimleri, filonun gözaltına alınması ve hapse atılması olaylarını yaşadık geçen hafta.

Yine, Amerika’nın bu savaşa müdahil olarak yaptığı barış görüşmeleri başlatılması çağrısı, iki tarafında bu çağrıyı desteklemesi ve buna rağmen İsrail terörünün durmak bilmeden devam etmesiyle, insanlık dramına imza atılan katliamları yaşıyoruz. Dünyanın pek çok bölgesinde, insan haklarına yönelik saldırılar yaşanırken, Ukrayna ile Rusya arasındaki savaş 4 yıldır tam gaz devam ederken, geçen hafta ülkemizdeki enflasyon rakamları açıklandı.

Tabi, beklenilen, hesaplanan rakamlar ile gerçek rakamlar arasında uyumsuzluk var.

İşin özeti, aslında enflasyon durmuyor, verilen maaş zamları, daha sene sonu bilmeden eriyip gidiyor. Bir örnek vermek gerekirse, Haziran sonu Temmuz ayında emeklilere yapılan zamlar, enflasyonun Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan resmi enflasyon kayıtlarının bile altında kalmış oldu.

Bir ekonomide enflasyon oluşmasının temel kuralı olarak 4 nedeni var.

Birincisi; Talep Enflasyonu :Talep enflasyonu; mal ve hizmet arzının, toplam talebin artış hızına ayak uyduramaması hâlinde ortaya çıkar. Bu gibi durumlarla, genellikle ekonominin toparlanma sürecine girdiği ve işsizlik oranlarında azalma yaşandığı dönemlerde karşılaşılır.

İkincisi; Maliyet Enflasyonu : Maliyet enflasyonu, petrol ve gıda gibi emtia fiyatlarının yükselmesi veya doğal afetler gibi nedenlerle üretim maliyetlerinde artış yaşanması sonucunda ortaya çıkar. Bu tür durumlarda, toplam arz azalır ve akabinde fiyatların genel seviyesinde yükselme yaşanır.

Üçüncüsü ; Para Arzı : Para arzının artması, enflasyonun oluşmasındaki bir başka unsurdur. Bu durumda, yatırım ve tüketim harcamaları artarak fiyatlar üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşur.

Dördüncüsü; Enflasyon Beklentileri :Tüketici ve üreticilerin gelecekte fiyatların yükselmeye devam edeceği yönündeki beklentileri; enflasyonun oluşmasındaki diğer bir etkendir. Bu tür beklentiler, ücret talepleri aracılığıyla mal ve hizmet fiyatlarının artmasına neden olur.

Bu hatırlatmadan sonra gelelim, ülkemizdeki Eylül ayı enflasyonuna. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Eylül ayı enflasyon oranını açıkladı. Tüketici fiyat endeksi aylık % 3,23, yıllık % 33,29 oldu. Son 12 aydaki yıllık enflasyon ortalamasına göre belirlenen kira artış oranı ise % 38,36 oldu. TÜİK verilerine göre, Mayıs 2024'ten bu yana her ay düşen yıllık enflasyon, 16 ay sonra ilk defa Eylül 2025'te bir önceki aya göre daha yüksek oldu. Ocak-Eylül arası dokuz aylık enflasyon % 25,43 olarak açıklandı ve böylece Merkez Bankası'nın yılsonu enflasyon hedefi olan % 24 yılın ilk dokuz ayında aşılmış oldu.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in yılsonu enflasyonu % 30'un altına düşürme hedefi de ekonomistlere göre zor gözüküyor. Enflasyon Araştırma Grubu'na (ENAG) göre ise Tüketici Fiyat Endeksi Eylül ayında % 3,79 artarken, yıllık enflasyon % 63,23 oldu. Reuters'ın 26 Eylül'de yaptığı ankete göre, Eylül'de aylık enflasyonun eğitim ve gıda fiyatlarındaki artışların etkisiyle % 2,6 olması bekleniyordu. Anadolu Ajansı, Ekonomi Finans'ın 26 ekonomistin katılımıyla gerçekleştirdiği ankete göre ise Eylül ayında aylık enflasyonun % 2,47 olacağı tahmin ediliyordu.

Enflasyon rakamları açıklandıktan sonra Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Eylül ayında politika faizini 250 baz puan indirerek % 40,5'e çekti. Mart ayından beri yapılan ilk faiz indirimi beklentilerin üzerinde gerçekleşti.

19 Mart'ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne operasyon ile başlayan süreçte Türk lirası dolar karşısında rekor düşük seviyeye geriledi ve gerileme devam ediyor. Bunun üzerine tekrar artırılan faiz Temmuz ayından itibaren tekrar düşürülmeye başlandı.

Amerikan yatırım bankası Morgan Stanley, enflasyon verilerinin yakından takip edileceğini ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) son zamanlarda gıda ve hizmetlerle ilgili enflasyonist baskılara dikkat çektiğini ileri sürmüştü.

Aslında, enflasyondaki yükselme bir önceki ay kendisini göstermeye başlamıştı. Ağustos ayında enflasyon beklentilerin üzerinde seyretmişti. TÜİK, Ağustos ayında enflasyonu % 2,04; yıllık enflasyonu ise % 32,95 olarak açıklamıştı. Ağustos ayı için Akademisyenlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu ENAG'a göreyse, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Ağustos ayında % 3,23 artarken yıllık enflasyon % 65,49 olarak açıklanmıştı.

TÜİK verilerine göre, Temmuz ayında yıllık enflasyon yüzde 33,52 olarak kayda geçmişti, ENAG ise aynı dönemde enflasyonu yüzde 65,15 olarak hesaplamıştı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Eylül ayında yüzde 3,23 artış gösteren enflasyon verileriyle ilgili açıklamada bulundu. Beklentilerin üzerinde gelen enflasyon verilerini yorumlayan Şimşek "Zirai don ve kuraklık kaynaklı gıda enflasyonu uzun dönem eylül ayı ortalamasının 3 puan üzerinde gerçekleşti ve aylık enflasyona 1,1 puan katkı yaptı" dedi.

Yani; bir önceki kış döneminde yaşanılan olayların ülkemizdeki ekonomideki etkileri hala silinmemiş gözüküyor. Enflasyonda mücadele konusunda en büyük yükü sırtında taşıyan Merkez Bankası görevlileri bu konuda yapılması gerekenleri şöyle sıralıyorlar.

Fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdürülecek sıkı para politikası duruşu talep, kur ve beklenti kanalları üzerinden dezenflasyon sürecini güçlendirecektir. Orta Vadeli Program’da öngörülen makroekonomik çerçeve bu sürece katkı sağlayacaktır. Kurul politika faizine ilişkin atılacak adımları; enflasyon gerçekleşmelerini, ana eğilimini ve beklentilerini göz önünde bulundurarak ara hedeflerle uyumlu biçimde dezenflasyonun gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleyecektir. Adımların büyüklüğü, enflasyon görünümü odaklı, toplantı bazlı ve ihtiyatlı bir yaklaşımla gözden geçirilecektir. Enflasyon görünümünün ara hedeflerden belirgin bir biçimde ayrışması durumunda, para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır.

Merkez Bankası Başkanı Dr. Fatih Karahan ise enflasyon meselesini yastık altı altınlara bağladı. “Türkiye’deki hane halkı sayısı olan 20 milyon 200 bin ve Türkiye'nin nüfusu ile ilgili telaffuz edilen 85 milyon rakamı kullanılarak, yastık altındaki miktarın akılcı olup olmadığı konusunda bir fikir yürütülebilir. Yastık altı birikimlerin parasal karşılığı bugün altının kilogram fiyatının 107 bin dolar civarında olduğunu düşünürsek, aşağı yukarı 500 milyar dolar ve üzerinde bir değere karşılık geldiğini söyleyebiliriz.” Ehh, durum zaten böyle, her zaman bir bahane bulunur.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.