Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İşçi Sendikalarından hükümete manifesto

Yazının Giriş Tarihi: 10.07.2024 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.07.2024 18:48

Ülkemizdeki vergi ve çalışma hayatını düzenleyen kanunlarımıza göre Mart ve Nisan ayı vergi ayı, Temmuz ayı ise zam ayı olarak biliniyor.

Yine Temmuz ayındayız. Bu kez, emekli maaşlarını ve asgari ücreti tartışıyoruz. Döviz dengeleri yerinde durmuyor. Banka faizleri yerinde durmuyor. Hayat pahalılığı aynen devam ediyor. Halkımız, esnaf ve yatırımcılarımız ağır kredi koşulları ve faiz miktarları nedeniyle iş geliştirme programlarını yapamıyorlar.

Deyim yerinde ise bıçak kemiğe tam mı tam dayanmış vaziyette.

Dünkü yazımda, emeklilerin beklentilerini sizlerle paylaşmıştım. En düşük emekli maaşının 25 bin lira olmasını, asgari ücretinde 25 bin lira olmasını teklif etmiş, hatta, emekli maaşlarının asgari ücretin üzerinde olması gerektiğine dikkat çekmiştim. Bu konuda pek çok olumlu eleştiri aldım. Çünkü, ülkemizdeki Sosyal Güvenlik Sisteminin çökmesinde, iflas etmesinde kabahat çalışanlarda, emeklilerde değil, bu sistemi kendi siyasi çıkarları uğruna kullanan gelmiş geçmiş hükümetlerde olduğunu beyan etmiştim. Şimdi de aynen tekrarlıyorum.

Benim bu yazıma ülkemizin en önemli işçi sendikalarından hep beraber yaptıkları ortak açıklamalarla destek geldi.

DİSK, TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ konfederasyonları asgari ücrete ve yaşam koşullarına ilişkin ortak açıklamada bulundu. 10 maddelik bir manifesto yayımlayan üç konfederasyonun bildirisinde asgari ücretin acilen artırılması ve en düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine çıkarılması çağrısı yapıldı. Basın toplantısına DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu,TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay ve HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan katıldılar.

TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle; "şu an bir ekonomik kriz yaşıyoruz. Bu kriz ne 94 krizine, ne 2001 krizine, ne de 2008 krizine benzemiyor. Yaşanan ekonomik kriz öncekilere benzemiyor, asgari ücretle 1 ay değil 1 hafta geçinme şansınız yok, dayanma gücümüz kalmadı. TÜİK'in açıkladığı rakamları kamuoyu gerçekçi bulmuyor ve rakamlar piyasayla özdeşmiyor. Ülkemizde yüzde 20'lik kesim refah içinde yaşıyor, bedelini yüzde 80 ödüyor. Geçmişte kamuda ücretler yüksekti, normal bir ücret alıyordu.”

Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) Başkanı Mahmut Arslan'ın açıklamaları ise şöyle: "Biz rekabet ediyoruz ama temel sorunlarda bir araya gelme mecburiyetimiz var. Belli konularda birleşmiş olmamız çok kıymetli. Makro ekonomi göstergelerine bakarsak olumlu bir seyir var. Üretim çarkları devam ediyor. Özel sektörde pek çok şirket üç vardiya çalışıyor. İşsizlik azalıyor. Peki emek hareketinin tablosu ne? Büyümeye rağmen emekçilerin milli gelirden aldığı pay azalıyor.”

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da şunları kaydetti; "Hepimizin yarattığı değer bu ülkede yaşayan 85 milyon rahatça yaşamasına yeter. Yeter ki kaynaklar adil dağıtılsın, gelir ve vergi dağılımı adaletli olsun. Demokrasinin olmadığı yerde emeğin hakkı olmaz. İşçi sınıfı başta olmak üzere bütün toplumsal kesimlerin seçimden seçime değil hayatın her alanında söz hakkına sahip olduğu bir ülkede bu sorunu çözebiliriz.”

Dertler, şikayetler ve öneriler böyle. Peki, işçi, emekçi, emekli vatandaşlarımızın sesi ve sözcüsü olan Sendikalarımız hükümettin ne gibi beklenti içindeler?

DİSK başkanı Çerkezoğlu, üç konfederasyonun ortak bildirisinde yer alan 10 maddeyi şöyle açıkladı:

1 - Vergide adalet: Ücretliler için gelir vergisi tarifesinin ilk dilimi 110 bin TL olarak belirlenmiştir. 2002 yılında brüt asgari ücret asgari ücretin 17 katıydı. Günümüzde 5 katına kadar gerilemiştir. Yılda 1,5 aylık ücretini vergi olarak ödemektedir. İşçinin eline geçen net tutar azalmaktadır ve refahının düşmesine neden olmaktadır. Vergi sistemi gelir adaleti göz önünde bulundurularak yeniden tasarlanmalıdır.

2 - Enflasyonla mücadele: Ücretleri düşük tutarak bunu sağlayamazsınız. İşçi, memur ve emekli maaşları TÜİK'in hesaplamalarına göre artırılıyor. Yaşanan enflasyonla yaşanan enflasyon arasında büyük bir fark var. Henüz zamlar ücretlere yansımadan elektriğe yüzde 38 zam yapıldı.

3 - Asgari ücret: Acilen artırılmalıdır. Çalışanların neredeyse yarısı asgari ücret seviyesinde ücret almaktadır. İstisnai olması gereken asgari ücret artık ortalama ücret haline geldi. Ülkedeki yüksek enflasyon sebebi sermayenin bitmek bilmeyen kâr hırsıdır, dar gelirli işçiler değildir. Enflasyonu düşürmek için işçilerden fedakârlık beklenemez. İşçiler enflasyonun sebebi değil mağdurudur.

4 - Kamu: Kamuda ücret dengesizliğine son verilmeli. Kamuda ücret farkı hat safhada. Buradaki ücret dengesizliği sona erdirilmeli.

5 - Emekliler: En düşük emekli aylığı asgari ücret seviyesinde olmalı. Milyonlarca emekli, asgari ücretin çok altında aylık alıyor. Emekli aylıkları hesaplanırken büyüme tümüyle hesaba katılmalıdır.

6 - Sendika: Sendikal örgütlenmenin önündeki hakların kaldırılması: Mevzuatımızda yer alan düzenlemelere rağmen sendika üyesi olan işçilerin topluca işten çıkarılmasının önüne geçilmelidir.

7 - Taşeron İşçiler: 696 KHK'nin kapsamı dışındaki taşeron işçiler derhal kadroya alınmalıdır. Bu işçilerin sürekli kadroya geçirilmesi ve kamuda taşeron işçi statüsüne son verilmelidir.

8 -Tasarruf: Tasarruf tedbirleri gerekçesiyle çalışanların hakları aşındırılmasın. Tasarruf adı altında işçinin emeğinin karşılığı olarak hak ettiği ücretten kesintiye gidilmesi ve sosyal haklarının azaltılması kabul edilemez.

9 - Meslek hastalıkları: İnsan onuruna yakışan bir çalışma için mesleki hastalıkları azaltan ve çalışma şartlarını iyileştiren bir sistem yaratılmalıdır.

10 - Ayrımcılık: Çalışma hayatında ayrımcılık son bulmalıdır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.