AK Parti Artvin Milletvekili ve geçmiş dönem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlarından olan, hatta, emeklilikte yaşa takılanların en büyük eleştirdikleri bakan olan Faruk Çelik, 2024 yılında emekliliği gelenlerin, 2025 yılını beklemeden hemen emekli olmaları tavsiyesinde bulundu.
Ülkemizdeki emeklilik sistemi ve çalışanların “ne zaman emekli olmalıyım?” sorularının yoğunlaşması üzerine sosyal medya hesaplarından açıklamalar yapan Faruk Çelik, emeklilik vakti gelenlerin 2025 yılını beklemeden 2024 yılı içinde hemen emekli olmalarını istedi.
Çelik’in konuyla ilgili olarak yaptığı bilgilendirme şöyle;
“Son günlerde sık sık muhatap olduğum bir soru var. 2024 yılında mı 2025 yılında mı emekli olalım? Sorunun sebebi 2024 yılı sonu emekli olanla 2025 yılında olacak arasında yaklaşık % 30 luk bir fark oluşacağı düşüncesi. Doğru mu? Doğru.
Kimleri kapsıyor?
İşçi statüsünde çalışanları.
Peki, emekli aylıkları arasında oluşacak % 30’luk fark neden kaynaklanıyor?
2024 yılında emekli olanlar yılık % 86,16 zam aldı.
2025 yılında emekli maaş hesaplamasında çalışanların geçmiş yıllarda ödediği primlerin güncellenmesi için 2024 yılı güncelleme katsayı olan % 43 kullanılacaktır. Yani maaş hesaplamalarında 2024 yılındaki zamlardan faydalanamayacaklar.”
Bakan şunu izah etmeye çalışıyor. Emekliler için 20024 yılında yapılan iki ayrı zammın toplamı yüzde 86.30 olmasına rağmen, yeni alınan kararla 2024 yılı için emekli olacaklarda değerlendirmeye baz alınacak olan katsayı yüzde 43 olacak. Yani, arada 43.16 oranlı bir eksilme / kayıp söz konusu. Yarı yarıyadan az bir fark fazla kayıp mevcut hesap, kitap işlemlerinde.
Bu konuyu işçi emeklileri için kayıp olarak değerlendiren Bakanın tavsiyesi ve sorunun çözüm noktası için cevabı şöyle;
*İşte sorun, bu yıl yapılan zam ile gelecek yıl kullanılacak güncelleme katsayısı arasında oluşacak olan ciddi farktan kaynaklanıyor.*
Şimdi, geçmiş dönem bakanımız Faruk Çelik’İn yaptığı ve dikkat çektiği bu uyarıları dikkate alırsak, 2024 yılında vakit geçirmeden ve hemen emeklilik dilekçesinin verilmesi gerekiyor. Çünkü, arada maaş hesap katsayısında yarı yarıya fark var. Kayıp var.
Bu şartlarda 2024 yılında emekli olmak çok avantajlı.
Bu uyarıları aldık, kabul ettik. Çalışanların görev ve yetki sahibi olan bir kişinin uyarması ve kayıp olmaması için de vakit geçirmeden emekli olmalarını tavsiye etmesinin önemi çok büyük.
Birde, bu olayların dezavantajları var. Malum, kamu yönetimi, kaynak bulma, hesap kitap işi.
Dezavantajları nedir?
Faruk Çelik’in bu konuyla ilgili cevapları; “Nitelikli iş gücününüm üretimden çıkacak olması. Sistemde zaten var olan genç emekli baskısının arttıracak olması. SGK’nın prim gelirlerinden mahrum kalarak yeni, hem de genç emekliler için yükleneceği ilave mali yük. “
Bunlar zaten her dönem ve SGK’nın kurulduğu ilk günden bu yana yaşanılan genel sorunlar. İnsanlar, çalışmış, primler ödenmiş. Tahakkuk etmiş. Çalışma gün ve saatlerini, vakitlerini doldurmuşlar, neden emekli olmasınlar ki?
Burada, devletin, sosyal devlet olma niteliğinden taviz verilmeden çalışanlarında haklarının korunması adil paylaşım olmalı. Yoksa, insanlar, genç yaşta işe başlamışlar, senelerce çalışmışlar, sonra “senim yaşın genç emekli olma!” diye bir mantık benim aklıma, düşünceme sığmıyor.
Aslında, devletin SGK ile ilgili çalışanlar üzerinden değil de devletin ve kurumun genel yönetmesi ve hatalarıyla ilgili bir değerlendirme yapmalı lazım. Mesela, özel hastanelerin sponsoru olmaktan çıkarılmalı SGK. Bakalım o zaman bire iki çalışanların ödedikleri primler emeklilere yetecek mi, yetmeyecek mi?
Birde, SGK ve kanun ile yönetmelikler çıkarılırken, vatandaşın mağdur olduğu konulardan bir tanesi de bir gün meselesi.
Faruk Çelik’in de bu konudaki önerileri var; “Bir gün gibi kısa sürelerle oluşan maddi farkların emeklilik sistemimizden çıkarılması lazım.”
Çok doğru, her iktidar değiştiğinde, bazen de aynı iktidar görevde iken, SGK’nın parasız kalması halinde, yükü çalışanların sırtına yüklemek ne kadar adil? Örnek, emekli maaşlarına yapılması gereken oranda zam yapılmaması, mesela ne kadar adil?
SGK’nın çalışana ve hazineye yük olmasının engellenmesi için formül belli. Kalıcı bir SGK sistemi ve kalıcı bir emeklilik sistemi oluşturulmalı ülkemizde. Birde, denetim mekanizması çok iyi işletilmeli.
Kimseye imtiyaz ve ayrıcalık sağlanmadan.
Faruk Çelik’in konuyla ilgili son bilgilendirmesi de not şeklinde.
“Not: Konunun çok taraflı değerlendirildiğini biliyorum ama artık erken emekliliğe yol açacak uygulamalardan uzak durulmalıdır.”
Hükümetlerin, iktidarların, siyasi iradenin kalıcı kanunlar yapması, Sosyal Sigortalar Kanunu’nu yap-boz haline dönüştürmemesi lazım. Aslında SGK’nın iktidar yandaşlarına, özel hastanelere, sağlık kuruluşlarına para sağlayan kasa gibi görülmemesi, gerçek hak sahipleri olan çalışanların ve emeklilerin hak ve hukukunu savunan, onlara sosyal haklar sağlayan kuruluş amacına uygun, kurum gibi kamu hizmeti sağlamasının gerçekleştirilmesi lazım.
Ama, maalesef, SGK bizim ülkemizde siyasi iktidarların oyuncağı haline gelmiş her dönem. Bakamlım şimdi, asgari ücret ne olacak? Emekli maaşları ne olacak? Vatandaşların gündemi bu.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Muharrem KARABULUT
Faruk Çelik’ten emeklilik uyarısı
AK Parti Artvin Milletvekili ve geçmiş dönem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlarından olan, hatta, emeklilikte yaşa takılanların en büyük eleştirdikleri bakan olan Faruk Çelik, 2024 yılında emekliliği gelenlerin, 2025 yılını beklemeden hemen emekli olmaları tavsiyesinde bulundu.
Ülkemizdeki emeklilik sistemi ve çalışanların “ne zaman emekli olmalıyım?” sorularının yoğunlaşması üzerine sosyal medya hesaplarından açıklamalar yapan Faruk Çelik, emeklilik vakti gelenlerin 2025 yılını beklemeden 2024 yılı içinde hemen emekli olmalarını istedi.
Çelik’in konuyla ilgili olarak yaptığı bilgilendirme şöyle;
“Son günlerde sık sık muhatap olduğum bir soru var. 2024 yılında mı 2025 yılında mı emekli olalım? Sorunun sebebi 2024 yılı sonu emekli olanla 2025 yılında olacak arasında yaklaşık % 30 luk bir fark oluşacağı düşüncesi. Doğru mu? Doğru.
Kimleri kapsıyor?
İşçi statüsünde çalışanları.
Peki, emekli aylıkları arasında oluşacak % 30’luk fark neden kaynaklanıyor?
2024 yılında emekli olanlar yılık % 86,16 zam aldı.
2025 yılında emekli maaş hesaplamasında çalışanların geçmiş yıllarda ödediği primlerin güncellenmesi için 2024 yılı güncelleme katsayı olan % 43 kullanılacaktır. Yani maaş hesaplamalarında 2024 yılındaki zamlardan faydalanamayacaklar.”
Bakan şunu izah etmeye çalışıyor. Emekliler için 20024 yılında yapılan iki ayrı zammın toplamı yüzde 86.30 olmasına rağmen, yeni alınan kararla 2024 yılı için emekli olacaklarda değerlendirmeye baz alınacak olan katsayı yüzde 43 olacak. Yani, arada 43.16 oranlı bir eksilme / kayıp söz konusu. Yarı yarıyadan az bir fark fazla kayıp mevcut hesap, kitap işlemlerinde.
Bu konuyu işçi emeklileri için kayıp olarak değerlendiren Bakanın tavsiyesi ve sorunun çözüm noktası için cevabı şöyle;
*İşte sorun, bu yıl yapılan zam ile gelecek yıl kullanılacak güncelleme katsayısı arasında oluşacak olan ciddi farktan kaynaklanıyor.*
Şimdi, geçmiş dönem bakanımız Faruk Çelik’İn yaptığı ve dikkat çektiği bu uyarıları dikkate alırsak, 2024 yılında vakit geçirmeden ve hemen emeklilik dilekçesinin verilmesi gerekiyor. Çünkü, arada maaş hesap katsayısında yarı yarıya fark var. Kayıp var.
Bu şartlarda 2024 yılında emekli olmak çok avantajlı.
Bu uyarıları aldık, kabul ettik. Çalışanların görev ve yetki sahibi olan bir kişinin uyarması ve kayıp olmaması için de vakit geçirmeden emekli olmalarını tavsiye etmesinin önemi çok büyük.
Birde, bu olayların dezavantajları var. Malum, kamu yönetimi, kaynak bulma, hesap kitap işi.
Dezavantajları nedir?
Faruk Çelik’in bu konuyla ilgili cevapları; “Nitelikli iş gücününüm üretimden çıkacak olması. Sistemde zaten var olan genç emekli baskısının arttıracak olması. SGK’nın prim gelirlerinden mahrum kalarak yeni, hem de genç emekliler için yükleneceği ilave mali yük. “
Bunlar zaten her dönem ve SGK’nın kurulduğu ilk günden bu yana yaşanılan genel sorunlar. İnsanlar, çalışmış, primler ödenmiş. Tahakkuk etmiş. Çalışma gün ve saatlerini, vakitlerini doldurmuşlar, neden emekli olmasınlar ki?
Burada, devletin, sosyal devlet olma niteliğinden taviz verilmeden çalışanlarında haklarının korunması adil paylaşım olmalı. Yoksa, insanlar, genç yaşta işe başlamışlar, senelerce çalışmışlar, sonra “senim yaşın genç emekli olma!” diye bir mantık benim aklıma, düşünceme sığmıyor.
Aslında, devletin SGK ile ilgili çalışanlar üzerinden değil de devletin ve kurumun genel yönetmesi ve hatalarıyla ilgili bir değerlendirme yapmalı lazım. Mesela, özel hastanelerin sponsoru olmaktan çıkarılmalı SGK. Bakalım o zaman bire iki çalışanların ödedikleri primler emeklilere yetecek mi, yetmeyecek mi?
Birde, SGK ve kanun ile yönetmelikler çıkarılırken, vatandaşın mağdur olduğu konulardan bir tanesi de bir gün meselesi.
Faruk Çelik’in de bu konudaki önerileri var; “Bir gün gibi kısa sürelerle oluşan maddi farkların emeklilik sistemimizden çıkarılması lazım.”
Çok doğru, her iktidar değiştiğinde, bazen de aynı iktidar görevde iken, SGK’nın parasız kalması halinde, yükü çalışanların sırtına yüklemek ne kadar adil? Örnek, emekli maaşlarına yapılması gereken oranda zam yapılmaması, mesela ne kadar adil?
SGK’nın çalışana ve hazineye yük olmasının engellenmesi için formül belli. Kalıcı bir SGK sistemi ve kalıcı bir emeklilik sistemi oluşturulmalı ülkemizde. Birde, denetim mekanizması çok iyi işletilmeli.
Kimseye imtiyaz ve ayrıcalık sağlanmadan.
Faruk Çelik’in konuyla ilgili son bilgilendirmesi de not şeklinde.
“Not: Konunun çok taraflı değerlendirildiğini biliyorum ama artık erken emekliliğe yol açacak uygulamalardan uzak durulmalıdır.”
Hükümetlerin, iktidarların, siyasi iradenin kalıcı kanunlar yapması, Sosyal Sigortalar Kanunu’nu yap-boz haline dönüştürmemesi lazım. Aslında SGK’nın iktidar yandaşlarına, özel hastanelere, sağlık kuruluşlarına para sağlayan kasa gibi görülmemesi, gerçek hak sahipleri olan çalışanların ve emeklilerin hak ve hukukunu savunan, onlara sosyal haklar sağlayan kuruluş amacına uygun, kurum gibi kamu hizmeti sağlamasının gerçekleştirilmesi lazım.
Ama, maalesef, SGK bizim ülkemizde siyasi iktidarların oyuncağı haline gelmiş her dönem. Bakamlım şimdi, asgari ücret ne olacak? Emekli maaşları ne olacak? Vatandaşların gündemi bu.