Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Emeklinin hayatı beklemekle geçiyor

Yazının Giriş Tarihi: 09.07.2024 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.07.2024 22:32

Dünyanın pek çok ülkesinde emekliler, aldıkları maaşlarla ülke ülke gezip turizme destek olurken, bir yandan da ikinci baharlarını yaşıyorlar. Bizim ülkemizde ise emeklilerimiz aldıkları maaşlarla eğer kiracı iseler ev kiralarını bile ödemekle güçlük çekiyorlar.

Her sene Aralık Ocak ayları ile Haziran Temmuz ayları, emekliler adına tartışmalar ve “ne olacak bizim halimiz?” sorusuna cevap arayıp beklemekle geçiyor. Çünkü, pazarlık güçleri ve yetkileri yok. İktidardaki ne verirlerse onu kabul etmek zorundalar.

Eskiden kanun vardı,” emeklilerin aylıkları asgari ücretin altında olamaz” diye. Birde bu kanuna ekleme yapılmış. Her altı ayda bir Tüketici Fiyat Endeksine göre bu maaşlara zam yapılır. Bu kanun, 2005 yılında değişikliğe uğramış. Emekli maaşları asgari ücretin nerede ise yarısı kadar kaldı. Üzerinde olması hayali suya düşmüş.

Birde, tüketici fiyat endeksine göre hesaplama yönteminde de bazı aksaklıklar ve eleştirel boyutlar var.

Mesela, elektriğe gelen yüzde 35’lik zam 1 Temmuz itibariyle yürürlüğe konuldu. Bu zam haziran ayında yürürlüğe konulsa idi, emeklinin alacağı maaş kat sayısı otomatikman artacaktı. Maaş zam oranı 24.73 değil de belki de yüzde 30’ların bile üzerinde olacaktı. Bu yaşadığımız en son ve taze bir örnek.

Emeklilerle ilgili haberlere bakıyorum.

Hayatın bütün zorluklarına göğüs gerip, hayatlarını iade ettirmenin derdindeler. Birde vatanını, bayrağını seven, ülkesi için senelerce çalışıp mesai harcayan, emekli olduktan sonra da vatanın birlik, beraberlik ve bekası için mücadele veren emeklilerimiz var. Hepsinin derdi aynı, “bu özveriyi hep biz mi karşılayacağız? “ diye haklı olarak kendi kendilerine sorup, iktidarında seslerine kulak vermesini istiyorlar.

Haklı bir beklenti içindeler.

Bir takım kişiler çıkıp hesap yapıyorlar. Sosyal Güvenlik Kanunu ve emeklilik çalışma yılları, yaş sınırlamaları, ülkemizde çok tartışılan Emeklilikte Yaşa Takılanların emekli edilmesi (EYT) kanunu, Çalışan sayısı ile emekli sayısını karşılaştırıyorlar. Sonra, gelir-gider hesabı falan.

Kimse kusara bakmasın. Böyle boş hesaplarla da emeklilerin canını sıkmasınlar. Yapılan hesaplamanın müsebbibi emekliler mi? Diye kendi kendilerine sorsunlar. Ülkeyi bu kadar sene yönetenlerin hiç mi kusurları, eksikleri yok? Ekonomi yönetimini, enflasyonun tekrar azmasının nedeni emekliler mi?

Tabi ki değil.

Ekonomi yönetimi siyasetin elinde. İş, aş ve istihdamı geliştirme, yaygınlaştırma, insanlara iş bulma, iş kuranlara yardımcı olma, böylece çalışan sayısını artırma görevi, yetkisi ve sorumluluğu tabi ki iktidarı yöneten kişilerde.

Eğer, Sosyal Güvenlik Sistemi çökmüş ise bunun sorumluluğu şimdiye kadar gelmiş geçmiş iktidarlardadır. Faturanın çalışanlara ve emeklilere ödettirilmek istenmesi adil midir?

Bu konuda emeklinin de çalışanların da herhangi bir sorumluluğu yoktur.

İktidarı yönetenlerin, çalışan sayısı az, üç çalışana bir emekli düşmesi gerekirken bizde bire bir gibi şeklinde açıklama yapıp, insanları emeklilerin haklı isteklerine karşı direniş kırmaya çalışmaları boşa harcanan zamandır. Artık, devir değişti. Bu söylemler eski yönetimlerde, devirlerde pek çok kere iş gördü. Emekliler hep öksüz çocuk, öksüz insan muamelesine tabi tutuldular.

Artık, bütün insanlığın gözü açıldı.

Emekliler haklarını istemekte yerden göğe kadar haklılar.

Çalışanlar, haklarını istemekte yerden göğe kadar haklılar.

Asgari ücret, asgari geçim standardının altında olmamalı.

Emekli işçi ve Bağkur maaşları asgari ücretin altında olmamalı.

İktidarlarda., artık çalışanların sayısı az, emeklilere fazla maaş veremiyoruz. Bütçe imkanları uygun değil. Emeklilere çok fazla zam yapılırsa ülke batar, iflas eder. Şeklindeki söylemlerine son verip, kendilerinde insanların hayat ve yaşam standartlarının artırılacağı, sosyal politikalara yönelik siyaset uygulamaları ve yeni bir hikaye bulmaları gerekiyor.

Emekliler, vakur, vatansever tavırlarıyla her zaman sabır ediyorlar. 2024 Mahalli seçimlerinde hükümete, iktidara bir uyarı gönderdiler. Bazıları sandığa gitmediler. Bazıları ise muhalif adayları desteklediler.Neticede, iktidarın siyasi gücü zayıfladı. Buna rağmen, TBMM’deki üstünlüğü devam ediyor. Genel iktidardaki üstünlüğü devan ediyor.

Hala, iktidar yönetimi ve devlet politikalarını oluşturma yetkileri ve güçleri var.

İşte bu yüzden emeklileri unutmamak lazım. En az emekli maaşı 25 bin liranın üzerinde olmalı, asgari ücret ise 25 bin liranın üzerine çıkarılmalı.

Hayat pahalığı ve enflasyonun önlenmesi içinde kamu hizmet zamları artık yapılmamalı. Üç kuruş zam yapılırken 5 kuruş geri alınmamalı. Avrupa İktisat Tarihini okuyanlar, bu ülkelerin nasıl enflasyonu yendiklerini, çalışanlarına nasıl değer verildiğini, emeklilerine nasıl bir gelecek sağlandığını çok iyi anlayabilirler.

Sorun şu; Avrupalılar geçmişte başarmışlar. Bizde neden başarı olamıyor?

Kim, nerede, nasıl yanlış yapıyor ki, böylesi bir durumla karşı karşıya kalıyoruz?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.