Ülkemizde Covid-19 hastalığı görüldüğü günden bu yana pek çok kesimde ekonomik hastalık yaşanıyor.

Esnaf, koronavirüs önlemi nedeniyle işyerlerinin kapatılmasıyla işsiz kalmış durumda. Sadece esnaf değil, esnafın yanında çalışan insanlarda işsiz kalmış durumdalar. Pek çok işyeri, temizlik, hijyen kuralları gereğince, salgının bulaşma riski bulunduğu yerler olması hasabiyle kapatıldı. Maksat, halk ve çevre sağlığının korunması. Fakat, kapatılan bu işyerlerinin bazıları, bana göre pek çoğu kiralık yerler. Sadece, kira ödeyen değil, kira geliriyle geçinen insanlarımız da var. Sürekli gelir olsun, emekli maaşına ek olsun düşüncesiyle bir dükkan alıp kiraya veren pek çok insanımız, pandemi kuralları nedeniyle işyerlerinin kapatılmasıyla beraber, esnafla birlikte mağdur durumda kaldılar.

Etrafımızdaki kişilerle karşılaştığımızda, “işler nasıl?” diye soru soramıyoruz. Çünkü, bir dokun bin ahh işit türünden cevaplar veriyorlar. Esnaf kendi arasında koronavirüse “ekonomik hastalık” lakabını takmış.

Yine etrafımızdaki insanlara, “sağlığınız nasıl?” diye sorular soramıyoruz.

Çünkü, hemen her ailede bir koronavirüs vakası var. Kimisi, vefat etmiş. Gözleri yaşlı. Ne söyleyeceklerini bilemiyorlar. Kimileri ise, “eşim yoğun bakımda ölüm kalım mücadelesi veriyor” diye göz yaşlarıyla içinde bulundukları hal, durum ve vaziyeti anlatmaya çalışıyor.

Gerçekten üzücü.

Bazıları ise işin magazin tarafında.

“Korona bana bir şey yapmaz” düşüncesiyle hareket ediyorlar. Özellikle sokağa çıkma kısıtlaması getirilen saatlerde bile istismarların yapıldığına tanıklık ediyoruz. İnsanlar, bu işin cezasının olduğunu bilerek, isteyerek sanırım bazen de macera olsun veya magazine haber olalım düşüncesiyle sokağa çıkıyorlar.

Olayın özeti şöyle;

Bir yanda çaresizlik, diğer yanda vurdum duymazlık.

Sağlık Müdürlüğünde görevli bir arkadaşımın verdiği bilgilere göre, Bursa bu konuda gerçekten sıkıntılı bölgeler arasında. Türkiye sıkıntılı bölgeler arasında. Beklentimiz, bu hastalık bir an evvel gitsin. Kurtulalım bu beladan. Hepimiz, sağlıklı, mutlu ve huzurlu günlere geri dönelim. Çocuklar okullarına gitsinler, bizler işimize gücümüze bakalım.

Çalışanlar koronavirüse yakalanma korkusuyla yaşamasın. İnsanlarımız, sokaklarda istedikleri gibi özgürce gezsinler.

Ama, durum hiç de bizim düşündüğümüz gibi değil. Herkesin bu konuda üzerine düşen vazifeyi yerine getirmesi, “bana ne” düşüncesinden kurtulması, toplum ve halk sağlığı açısından da önlemlerini alması lazım.

Umutlarımıza aşıya bağladık. Aşı da gelse, hastalık tamamen ortadan kalkacak diye bir durum söz konusu değil. Bunu unutmamak lazım.

Bursa Kent Konseyi, bulaşıcı, öldürücü ve yok edici hastalıkla mücadele konusunda çok önemli bir etkinlik kararı aldı.  ‘Bursa virüsü yenecek’ sloganıyla başlatılan kampanya sayesinde toplumun maske, mesafe ve temizlik kurallarına karşı duyarlılığının artırılması hedefleniyor.

Kampanya ile ilgili açıklama yapan Kent Konseyi Başkanı Şevket Orhan, koronavirüsle mücadeledeki önlemlerin başında yer alan maskenin yanlış kullanımının hastalığın yayılımına davetiye çıkarttığını ifade etti.

Sosyal mesafe ve temizlik kurallarının da hiçe sayılmasıyla yayılımın tehlikeli boyutlara ulaşabileceğini söyleyen Orhan, “Maske, mesafe ve temizlik kurallarına karşı duyarlılığının arttırılması adına destek amaçlı bir çalışma başlatıyoruz. Tasarladığımız görseller aynı zamanda vatandaşlarımızın bu kurallara neden uymadığını kendi kendilerine sorgulatmasını da sağlayacak. Maske, mesafe ve temizlik kurallarına uymak kendimize, sevdiklerimize ve ülkemize karşı vicdani sorumluluğumuzdur. Bir kez daha ‘Bursa virüsü yenecek’ diyor, kurallara uyan tüm hemşerilerime teşekkür ediyorum” dedi.

Bizler her ne kadar bu konularda hassasiyet göstersek bile, toplumda dikkate almayan insanlarımız olduğu sürece bu işin üstesinden gelinmesi gerçekten güç.

Bursa Kent Konseyi, bu kentin dertleri ve sorunlarıyla ilgilenirken, Pandemi nedeniyle epeydir geniş katılımlı toplantı ve tartışmaların gerçekleşmeyişi nedeniyle sorunların ötelendiği bir kurum. Şimdi ise, Koronavirüsle karşı mücadelede bilinçlendirme amaçlı başlatılan bu kampanya gerçekten dikkate değer bir etkinlik. Amacımız, bu kampanya sayesinde, durumu ciddiye almayanların da uyarılması ve “her şey sağlık için” düşüncesine katkı sağlanması.