Bolu Kartalkaya yangını hepimiz için çok iyi bir ders oldu. Çünkü, insan hayatının ne kadar ucuz olduğunu, para kazanma hırsı uğruna insanların nasıl hareket ettikleri, yetkililerin ise nasıl yetkili yetkisiz olduklarına dair iddiaların hepsini yaşayarak gördük. İşittik.
Olay yerine gidememiş olsak bile o facia anlarını TV ekranlarından belki de yüzlerce kez izledik. Hala izlemeye devam ediyoruz.
Bir yanda, akıl almaz iddialar, diğer yanda ise ibretlik otel enkazı. Olan 78 cana oldu.
Biz ne söylesek artık fayda etmiyor. Hani, Nasreddin Hoca’nın bir hikayesi var, çocuğunu çeşmeye gönderen bir babanın, testiyi eline verir vermez, ona tokat atıp, taşırken dikkat et, kırma! Diye uyarması misali. Testi kırılmadan uyarmak lazımdı.
Bu olay, bizlere yetki kıskançlığının yanı sıra da insanların yetkili ve etkili olmalarına rağmen, neden yetkilerini kullanmak istemedikleri yönündeki düşüncelerimizi de tekrar gözden geçirme zorunluluğu getirdi. Tabi, söylemler çok. Herkes kendince, kendini haklı çıkarma adına bir takım söylemleri, ifadeleri kullanıyor.
Birileri can derdinde iken, birileri de bu işten nasıl kurtulmanın hesaplarını yapıyor olabilirler. Bunun içinde sabırla, kılı kırk yararak, olayların incelenmesi en büyük dileğimiz.
Nasıl olsa, ünlü siyasetçimiz Süleyman Demirel’in sık kullandığı bir benzetme gibi; “keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner!”
Bence işin özeti böyle.
Şimdi gelelim, asıl mevzua. Geçtiğimiz pazartesi günü yayınlanan köşe yazımda, Turizmi Teşvik Kanunu ve yönetmeliğini sizlerle paylaşmıştım. Denetleme ile ilgili olarak bazı bilgileri sizlerle paylaşıp, Turizm belgesi alan bazı eski pavyonların, tabelalarını Aile Gazinosu diye değiştirdiğinden söz etmiştim. Bu işletmelerinde genelde, binaların bodrum katları, hatta, havalandırma bile var yok arasındaki yer altındaki yapılarda hizmet verdiğinden söz etmiştim. Buna ilave olarak, bazı yerlerde, binaların alt katlarının bodrum ve sığınakların bile kafeterya, restaurant yapılmak üzere genişletildiğini, ortak alan bahçelerinde buna eklenip, mekan genişletilmesi yapıldığını, kimsenin de buna karşı denetim yapmadığını açık seçik ifade etmiştim.
Bu olaylarla ilgili bilgiler geldi. Kent merkezinde ve turizm işletmesi olmayan işletmelere, eğlence mekanlarına kim ruhsat vermiş ise denetime onun yetkili olduğu, ayrıca, polis, zabıta ve vergi daireleri, iş müfettişleri, SGK müfettişlerinin de denetime yetkili oldukları bildirildi.
Sağlık Bakanlığı ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına da bu işletmelerle ilgili ayrıca denetim yetkisi verilmiş, kanunlarımızla.
Yine, turizm işletme ruhsatı alan işletmelerin de denetimlerinin Turizm Bakanlığı, Müdürlüğü veya kuruluşlarınca yapılması gerektiğine dikkat çekildi.
Bu gelen bilgilere göre, bizlerde artık, turizm işletmelerinde bakanlıkların, diğer yerlerde ise mahalli idarelerin denetime yetkili olduklarını öğrenmiş olduk.
Birde, önemli bir bilgi daha, bir hukukçu arkadaşım anlattı. Turizm işletmeli aile gazinolarından bazılarının pavyon gibi çalıştıklarını, fakat turizm işletme belgesi sahibi oldukları içinde buralarının polis denetiminden kurtarıldığını ifade etti. Bilmem doğru, bilmem yanlış. Ama, pavyonların polis denetimlerinden kurtulma adına, 12 Eylül 1980 senesinden sonra turizm işletme belgesi almaya başladıkları iddiaları konuşuluyor.
Şimdi gelelim, köşe yazımla ilgili olarak bakanlığın yaptığı bilgilendirmeye göre Bursa’da 149 işletmenin Turizm İşletme Belgesi kurallarını yerine getirmediği gerekçesiyle belgeleri iptal edilmiş. Anlaşılan o ki, bakanlık gerekli denetimleri yapmış.
“Turizmi Teşvik Kanununda 2021 ve 2023'te yapılan değişikliklerle belediyeler ve il özel idarelerinden iş yeri açma ve çalışma ruhsatı verilen işletmelere 6 ay içinde turizm işletme belgesi alma zorunluluğu getirildi.
Bu sürede turizm işletme belgesi almayan konaklama işletmelerinin iş yeri açma ve çalışma ruhsatının yetkili idare tarafından bir ay içinde iptal edilerek faaliyetine son verileceği hükme bağlandı. Bakanlık, bu konudaki mevzuat değişikliğinin ardından yoğun bir program yürüttü.
Bakanlıkça 2022'den bu yana turizm tesislerinin yeterliliklerine yönelik Türkiye genelinde yapılan incelemelerde eksikliklerini tamamlamayan 4 bin 380 tesis için kapatma kararı verildi. Kapatma işlemi de tesislere iş yeri açma ruhsatı ve çalışma ruhsatı vermeye yetkili olan belediyeler ve il özel idareleri tarafından uygulandı.
Eldeki bilgilere göre Türkiye'de toplam 25 bin 908 turizm tesisinin yer aldığı, uygulama kapsamında söz konusu tesislerin yüzde 16,9'unun standartlara uygun olmadığı için kapatıldığı belirtildi.
Turizm yeterliliklerini sağlamadığı için kapatılmasına karar verilen en çok tesisin bulunduğu bazı iller ise şöyle:
"Muğla'da 424, Antalya'da 386, Aydın'da 226, Çanakkale'de 179, Bursa'da 149, Balıkesir'de 131, Denizli'de 127, Kocaeli'de 125, Nevşehir'de 107, Mersin'de 61, Kahramanmaraş'ta 53, Bartın'da 49, Şanlıurfa'da 36, Tekirdağ'da 34, Isparta'da 32, Hatay'da 30, Edirne'de 26, Manisa'da 25, Trabzon'da 24, Rize ve Zonguldak'ta 22'şer, Kastamonu'da 19, Adana ve Kırklareli'nde 18'er, Ankara ve Uşak'ta 17'şer, Kütahya'da 14, Kayseri ve Erzurum'da 13'er, Giresun Samsun'da 12'şer, Sinop ve Yalova'da 10'ar."
Öte yandan,Bolu yangını sonrasında çok eleştirilen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy geçen günlerde katıldığı CNN Tv programında Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'de çıkan yangına ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, şu bilgileri paylaşmıştı:
"Kapatma kararını biz alıyoruz, uygulamasını belediyeler yapıyor. En son toplantımızda valiliklere talimat verdim. Belediyeleri kapatma işlemlerini tamamlamakta zorlamasını istedim. Son 3 yılda çok etkili ve yoğun program yürütüyoruz bununla ilgili. Bugüne kadar kimsenin yapmadığı çalışma. Bütün belgeleri düzenli hale getiriyoruz. Tamamlamayanları kapatıyoruz."
Demek ki, Kültür ve Turizm Bakanlığı da saha çalışması ve denetim yapıyormuş.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Muharrem KARABULUT
Bursa’da 149 turizm işletmesi kapatıldı
Bolu Kartalkaya yangını hepimiz için çok iyi bir ders oldu. Çünkü, insan hayatının ne kadar ucuz olduğunu, para kazanma hırsı uğruna insanların nasıl hareket ettikleri, yetkililerin ise nasıl yetkili yetkisiz olduklarına dair iddiaların hepsini yaşayarak gördük. İşittik.
Olay yerine gidememiş olsak bile o facia anlarını TV ekranlarından belki de yüzlerce kez izledik. Hala izlemeye devam ediyoruz.
Bir yanda, akıl almaz iddialar, diğer yanda ise ibretlik otel enkazı. Olan 78 cana oldu.
Biz ne söylesek artık fayda etmiyor. Hani, Nasreddin Hoca’nın bir hikayesi var, çocuğunu çeşmeye gönderen bir babanın, testiyi eline verir vermez, ona tokat atıp, taşırken dikkat et, kırma! Diye uyarması misali. Testi kırılmadan uyarmak lazımdı.
Bu olay, bizlere yetki kıskançlığının yanı sıra da insanların yetkili ve etkili olmalarına rağmen, neden yetkilerini kullanmak istemedikleri yönündeki düşüncelerimizi de tekrar gözden geçirme zorunluluğu getirdi. Tabi, söylemler çok. Herkes kendince, kendini haklı çıkarma adına bir takım söylemleri, ifadeleri kullanıyor.
Birileri can derdinde iken, birileri de bu işten nasıl kurtulmanın hesaplarını yapıyor olabilirler. Bunun içinde sabırla, kılı kırk yararak, olayların incelenmesi en büyük dileğimiz.
Nasıl olsa, ünlü siyasetçimiz Süleyman Demirel’in sık kullandığı bir benzetme gibi; “keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner!”
Bence işin özeti böyle.
Şimdi gelelim, asıl mevzua. Geçtiğimiz pazartesi günü yayınlanan köşe yazımda, Turizmi Teşvik Kanunu ve yönetmeliğini sizlerle paylaşmıştım. Denetleme ile ilgili olarak bazı bilgileri sizlerle paylaşıp, Turizm belgesi alan bazı eski pavyonların, tabelalarını Aile Gazinosu diye değiştirdiğinden söz etmiştim. Bu işletmelerinde genelde, binaların bodrum katları, hatta, havalandırma bile var yok arasındaki yer altındaki yapılarda hizmet verdiğinden söz etmiştim. Buna ilave olarak, bazı yerlerde, binaların alt katlarının bodrum ve sığınakların bile kafeterya, restaurant yapılmak üzere genişletildiğini, ortak alan bahçelerinde buna eklenip, mekan genişletilmesi yapıldığını, kimsenin de buna karşı denetim yapmadığını açık seçik ifade etmiştim.
Bu olaylarla ilgili bilgiler geldi. Kent merkezinde ve turizm işletmesi olmayan işletmelere, eğlence mekanlarına kim ruhsat vermiş ise denetime onun yetkili olduğu, ayrıca, polis, zabıta ve vergi daireleri, iş müfettişleri, SGK müfettişlerinin de denetime yetkili oldukları bildirildi.
Sağlık Bakanlığı ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına da bu işletmelerle ilgili ayrıca denetim yetkisi verilmiş, kanunlarımızla.
Yine, turizm işletme ruhsatı alan işletmelerin de denetimlerinin Turizm Bakanlığı, Müdürlüğü veya kuruluşlarınca yapılması gerektiğine dikkat çekildi.
Bu gelen bilgilere göre, bizlerde artık, turizm işletmelerinde bakanlıkların, diğer yerlerde ise mahalli idarelerin denetime yetkili olduklarını öğrenmiş olduk.
Birde, önemli bir bilgi daha, bir hukukçu arkadaşım anlattı. Turizm işletmeli aile gazinolarından bazılarının pavyon gibi çalıştıklarını, fakat turizm işletme belgesi sahibi oldukları içinde buralarının polis denetiminden kurtarıldığını ifade etti. Bilmem doğru, bilmem yanlış. Ama, pavyonların polis denetimlerinden kurtulma adına, 12 Eylül 1980 senesinden sonra turizm işletme belgesi almaya başladıkları iddiaları konuşuluyor.
Şimdi gelelim, köşe yazımla ilgili olarak bakanlığın yaptığı bilgilendirmeye göre Bursa’da 149 işletmenin Turizm İşletme Belgesi kurallarını yerine getirmediği gerekçesiyle belgeleri iptal edilmiş. Anlaşılan o ki, bakanlık gerekli denetimleri yapmış.
“Turizmi Teşvik Kanununda 2021 ve 2023'te yapılan değişikliklerle belediyeler ve il özel idarelerinden iş yeri açma ve çalışma ruhsatı verilen işletmelere 6 ay içinde turizm işletme belgesi alma zorunluluğu getirildi.
Bu sürede turizm işletme belgesi almayan konaklama işletmelerinin iş yeri açma ve çalışma ruhsatının yetkili idare tarafından bir ay içinde iptal edilerek faaliyetine son verileceği hükme bağlandı. Bakanlık, bu konudaki mevzuat değişikliğinin ardından yoğun bir program yürüttü.
Bakanlıkça 2022'den bu yana turizm tesislerinin yeterliliklerine yönelik Türkiye genelinde yapılan incelemelerde eksikliklerini tamamlamayan 4 bin 380 tesis için kapatma kararı verildi. Kapatma işlemi de tesislere iş yeri açma ruhsatı ve çalışma ruhsatı vermeye yetkili olan belediyeler ve il özel idareleri tarafından uygulandı.
Eldeki bilgilere göre Türkiye'de toplam 25 bin 908 turizm tesisinin yer aldığı, uygulama kapsamında söz konusu tesislerin yüzde 16,9'unun standartlara uygun olmadığı için kapatıldığı belirtildi.
Turizm yeterliliklerini sağlamadığı için kapatılmasına karar verilen en çok tesisin bulunduğu bazı iller ise şöyle:
"Muğla'da 424, Antalya'da 386, Aydın'da 226, Çanakkale'de 179, Bursa'da 149, Balıkesir'de 131, Denizli'de 127, Kocaeli'de 125, Nevşehir'de 107, Mersin'de 61, Kahramanmaraş'ta 53, Bartın'da 49, Şanlıurfa'da 36, Tekirdağ'da 34, Isparta'da 32, Hatay'da 30, Edirne'de 26, Manisa'da 25, Trabzon'da 24, Rize ve Zonguldak'ta 22'şer, Kastamonu'da 19, Adana ve Kırklareli'nde 18'er, Ankara ve Uşak'ta 17'şer, Kütahya'da 14, Kayseri ve Erzurum'da 13'er, Giresun Samsun'da 12'şer, Sinop ve Yalova'da 10'ar."
Öte yandan,Bolu yangını sonrasında çok eleştirilen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy geçen günlerde katıldığı CNN Tv programında Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'de çıkan yangına ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, şu bilgileri paylaşmıştı:
"Kapatma kararını biz alıyoruz, uygulamasını belediyeler yapıyor. En son toplantımızda valiliklere talimat verdim. Belediyeleri kapatma işlemlerini tamamlamakta zorlamasını istedim. Son 3 yılda çok etkili ve yoğun program yürütüyoruz bununla ilgili. Bugüne kadar kimsenin yapmadığı çalışma. Bütün belgeleri düzenli hale getiriyoruz. Tamamlamayanları kapatıyoruz."
Demek ki, Kültür ve Turizm Bakanlığı da saha çalışması ve denetim yapıyormuş.