Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Bürokrasi küskün mü?

Yazının Giriş Tarihi: 13.06.2024 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.06.2024 22:52

Devlet çarkının düzgün işlemesi ve vatandaşlara yönelik genel hizmetler için görev yapan bürokratların son aylarda morallerinin bozuk olduğu ve özellikle Mahalli seçimler sonrasında iktidara olan güvenlerini yitirdikleri konuşulmaya başlandı.

Nedeni çok basitmiş.

Çünkü, iktidar Mahalli seçimlerde oy kaybetmenin ve özellikle de bazı bölgelerdeki seçim kaybedilmesinin faturasını bazı bürokratlara yükleme çalışıyormuş.

Tabi, bunlar iddia.

Çünkü, dünyanın hangi ülkesinde olursanız olun, yönetim şekliniz ne olursa olsun siyaset, kendi hesabını kendisini verir.

Kendisinin hatası, yanlışlığı, eksikliğini bir başkasının üzerine atmaz. Çünkü, “iyi yapılırsa benim, kötü olursa bürokratların!” diye bir kavram ve uygulama yok dünyada.

Peki, bizim ülkemizdeki durum nedir?

Seçimler yaklaştığı zamanlarda bazı bürokratlar koltuklarını garanti edebilme adına, iktidar partisi ve iktidara en yakın partilerin kapıları kalıp, bazen aday adayı olurlar, bazen de ellerindeki bir takım bilgi, belge ve dökümanları, “bakın ben sizdenim. Her zaman sizin yanınızdayım!” benzeri söylemlerle siyasi partilere yanaşırlar.

Bu ideal demokrasiler dahil, toplumun hemen her kesiminde aynen görülen uygulamalardır. Onun içinde pek çok siyasetçinin dediği gibi, “biz siyaset ve politika yapmıyoruz. En güzel siyaseti ve en iyi politikayı bürokratlarımız yapıyor!” söylemlerini dinleyip duruyoruz.

Öyle ya, siyaset bürokrata esir olduğu zaman, halka hizmet yerine, bazı bürokratların olaylara at gözlüğü ile baktıklarına sürekli tanıklık ettiğimiz için halka hizmet yerine, kişisel hizmetleri görebilme imkanımız olabiliyor. Ne siyasetçi bürokrata dokunuyor, ne de bürokrat elindeki belgelere göre toplumla hoş karşılanmayan bazı olaylara imza attıkları iddiası bulunan siyasetçilere.

Karşılıklı bir dosya kapatma memurluğu uygulaması, iddiaları ve söylemleri uzayıp gidiyor.

İş bilmez, yol bilmez, gideceği noktayı bile yalnız başına bıraktığınızda bulamaz durumdaki bazı kişilerin siyasette, hasbelkader de olsa üst makamlara gelmesiyle bu tür olayların yaşanması mümkün.

Kaderimiz senelerdir böyle gelmiş böyle gidiyor.

Ülkemizde, özellikle sık eleştirilen, ama Cumhur ittifakı MHP ve AK Parti’nin “en hayırlısı bu” diye direttiği Cumhurbaşkanlığı sisteminin göreve başlamasıyla beraber, bürokrasinin tartışmaları ve siyasetin bürokratlar tarafından yeterince güç ve kudret sahibi olarak değerlendirilmediği söylemlerini dinliyoruz. Bazı olayları yaşadığımız içinde “galiba bu söylemler doğru!” diye kendi kendimize gelin güvey olduğumuz anlar da olmuyor değil. Hani, küçük bir hizmetin alınabilmesi için en üst düzey bürokratların devreye girmesi ve insanların onlara ulaşabilme adına çalmadık kapı bırakmadıklarına tanıklık etmek, demokrasinin ve halkın kendi kendisini yönetmesi geleneğinin galiba biraz geride kalmasına yol açabiliyor.

Hal böyle iken, halkımız, özellikle siyaset kanalıyla çözümlenmesi gerekli bazı kamu hizmetlerinin gecikmesinden dert yanıyor. Geçtiğimiz günlerde Bursa Hızlı Tren projesinin 12 yıldır gerçekleştirilmediğini yazmıştım. Bu yazım üzerine arayan bazı okurlarım ise, “bırak hızlı treni, Geçit ile Şehir Hastanesi arasındaki raylı sistem bile 7 yıldır yapılamadı” diye sitem ettiler.

Vatandaş, bütün bunların bürokratik engelleme kaynaklı olduğunu düşünüyor. Hani, bahaneler sürekli sıralanıyor, yol güzergahındaki heyelan, göçmeler, proje detaylandırmanın hatalı olması. Bütün bunların ana sebebi bürokratik denetimlerin doğru dürüst yapılmadığını zaten kendiliğinden ortaya çıkarıyor. Yani, ülkeyi yönetimlerin bahaneler yerine hizmet ve proje geliştirmeye yönelmeleri, başlatılan işlerin ise söz verildiği tarihlerde yapılması ve hizmete sunulması siyasetin en büyük başarısı olarak kayda geçer.

Bizde durum galiba tersi oluyor. Hep yeni sözler, hep yeni tarihlerle zamanı geçiriyoruz.

Rahmetli Süleyman Demirel’in ülkeye hizmet konusunda bürokratlarla ilgili çok güzel söylemleri var. “Yapılacak işler konusunda vatandaşlardan önce bürokratları ikna etmeniz gerekli. Yoksa, sizin sözlerinizin pek bir anlamı kalmaz. Siz, yapacağım dersiniz. Bürokratlar olmaz der. O iş gerçekten olmaz.“

Demirel’in siyaset ile bürokrasi arasındaki bir başka tespitini ise gerçekten dikkat çekici bir durum.

“Siyasetin ve siyasi partilerin geleceği, bürokratik hizmetlere bağlıdır. Başkent Ankara’daki mahalli seçimlerin sonucu bürokratik gücü gösterir. İktidar partisi Başkentte mahalli seçimleri kaybederse, ülkedeki bütün seçimleri kaybeder duruma gelir. Demek ki, bürokrat, iktidara olan güvenini yitirmiş, onun içinde yeni bir iktidar arayışına girmiş, bunun fitilini de Ankara’dan ateşlemiştir.”

Demirel’in 1980’li yıllarda sıkıyönetim ve siyasetin yasaklı olduğu dönemlerde, “bir bilen” olarak söyledikleri bu sözler, aradan geçen 40 yıl sonra sanki yeniden yaşanıyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.