2025 yılına başlaması ve geri sayım hızla devam ederken, Bursa’daki akademik odalarda, “biz geçen sene ne yaptık? Bu sene neler yapacağız?” şeklindeki düşüncelerini anlatmaya başladılar.
Mimarlar Odası ile İnşaat Mühendisleri odası, aynı merkez odaklı olarak, imar, kentsel yenileşme, ulaşım, kaçak yapı ile mücadele konularındaki ortak görüşlerini ayrı ayrı düzenledikleri basın toplantıları ile paylaştılar.
İMO Bursa Şubesi Başkanı Serdar Atilla Erdem inşaat mühendisliği mesleği özelinde ve mühendislik penceresinden Bursa’da yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Erdem yaptığı açıklamada Türkiye'nin önemli sanayi, tarım ve turizm merkezlerinden biri olan Bursa’da, 2024 yılında inşaat mühendisliği alanında çeşitli gelişmeler ve zorluklarla karşılaşıldığını belirtti. İMO Bursa Şubesi olarak 2024 yılına dair yaptıkları değerlendirmeyi kaçak yapılaşma, kentsel dönüşüm ve yerel yönetim uygulamaları, yasa ve yönetmelikler, sanayi, konut, yeşil alanlar, tarım arazileri, ulaşım, trafik, mühendislik eğitimi, mühendislerin çalışma koşulları ve deprem başlıkları altında el aldıklarını belirterek tespitlerini kamuoyu ile paylaştı. Pek çok kez kendileri ve diğer ilgililer tarafından dile getirilen aynı sorunların artık ivedilikle çözülmesi gerektiğini hatırlatan Erdem “2025 harekete geçme yılı olsun ve bizler tekrar tekrar aynı sorunları konuşarak vaktimizi boşa harcamak yerine kentimizin yarınları üzerine projeler geliştirmeye ayıralım” dedi.
Evet, bu konu çok önemli. İMO’nun açıklamasında dikkat çeken bir başka husus daha var. Hormonlu inşaat ruhsatları ve ortaya çıkan beton mezar görüntüleri. Tarım alanlarının yok edilmesi iddiaları ;
“Bir taraftan şehrimizde kaçak yapılarla mücadeledeki yetersizlik önümüzdeki en büyük tehlike olarak dururken diğer taraftan ve ne yazık ki kaçak ruhsatlar dediğimiz hukuksuz uygulamalar Bursa’mızın göğsüne hançer gibi saplanmış ve çözümsüzlüğün önünü açmıştır. Bunlar yetmiyormuş gibi tarım arazilerine yapılan tiny house ve kaçak sanayileşme gibi yapılanmalar ile altyapısı çözülmemiş ve insanlarımızın yeşile olan ihtiyacı kullanılarak hukuksuz bir şekilde tarım arazilerimiz talan edilmiştir. Bir takım hukuki boşluklarından faydalanılarak yapılan kaçak yapılaşmalara özellikle güçlünün “ben yaptım oldu” anlayışına karşı başta yerel yönetimler olmak üzere hep birlikte dimdik karşılarında durmalı ve önce güçlünün, ardından da istisnasız tüm bu tarz kaçak yapılaşma girişimlerine engel olmalıyız. Bu sebeplerle diyoruz ki hukuksuz uygulamalarla şehrimizin ruhunu kaybettiğimiz bu süreçlere karşı hep birlikte dur demeliyiz.”
Bu çağrı çok olumlu ve yerinde bir çağrı. Fakat, bütün bunlar konuşulup, kamuoyunda tartılırken, siyasetçilerin birbirlerini koruyup kollama algısı veren hata yapanlardan veya yanlış yapanlardan yada bilerek ve isteyerek hormonlu inşaatlara imza atanlardan bugüne kadar hesap sorulmamış olması iddiaları da ayrıca dikkat çeken bir başka durum.
Gelelim Mimarlar Odası’nın değerlendirmelerine; kentsel dönüşüm projeleri yine ilk sırada yer alıyor.
Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek’in bazı tespitleri şöyle;
”Her ortamda sorunlarıyla beraber bütüncül planlanmasına vurgu yaptığımız ve bundan sonra kentsel dönüşümden tarıma, ulaşımdan sanayileşmeye kadar çokça başlıkta doğru adımlara ve hedeflere ihtiyaç duyan kentimizin geleceğe nasıl taşınacağı konusu önceliklerimiz arasında yer almakta. Şube olarak Bursa’nın şehir anayasası niteliğindeki 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı Danışma Kurulu’nda yer almakta, konu bağlamındaki çekinceleri ve önerileri aktarmaktayız. Aynı zamanda 2024 Yılı’nda başlayan Çarşamba ve Altıparmak Bölgesi’nin Kentsel Tasarım çalışmalarının paydaşlığını da sürdürmekteyiz.
2024’ün son aylarında görüşmelerle birlikte sonuca bağlanan ve her biri Bursa’ya ayrı bir değer katacak olan Yıldırım Belediyesi ile ‘Yeşil ve Çevresi’, Gemlik Belediyesi ile Umurbey Mahallesi Merkez Bölgesi ve Mudanya Belediyesi ile çok yakında ilan edilecek değerli bir bölgesi için ulusal ölçekte kentsel tasarım fikir projesi yarışmaları yapılacaktır.
Bununla beraber ‘Kentsel Dönüşüm’ konusunda, doğru verilerin oluşması, konu bağlamında süreçleri hızlandıracak stratejilerin belirlenmesi ve planlama süreçleriyle ilgili toplumun her kesimiyle diyalog kurularak ilgili kurum, kuruluşlar ve STK’larla ortak çalışmalar yürütüldü.
Hepinizin bildiği gibi Şube olarak 2020’den bu yana uygunsuz plan hareketlerine karşı gösterilen mücadele kadar imar kirliliğine karşı da önemli bir mücadele verildi. Başta Nilüfer bölgesi olmak üzere halk arasında ‘hormonlu’ diye tabir edilen mevcut imar koşullarını ihlal etmiş, hakkı olandan fazla inşaat alanı ile oluşturulmuş sözde ruhsatlı ancak mevzuatlara aykırı bir şekilde üretilmiş yapılarla herhangi bir proje ve ruhsat surecinden geçmemiş tamamen belgesiz kaçak yapılara karşı net bir tavırla karşı duruş sergilendi.
Bu süreçte önümüze düşen ve/veya bir şekilde fark edilen tüm bu yapılar Cumhurbaşkanlığı, Bursa Valiliği, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve İlgili Yerel İdarelere bildirildi, gereği için çalışma talep edildi.
Ancak ne yazık ki ilgili kurumlarca gerek hormonlu yapı dediklerimizle gerekse tamamen kaçak yapılarla ilgili şehrimizde hızlı refleks bir türlü alınamamakta, gerekli yaptırımlar ve özellikle tarım alanlarını fütursuzca yok eden kaçak yapılara karşı önleyici tedbirler sağlanamamaktadır.”
Yapılan açıklamaların ortak paydasına bakıldığında ortaya çıkan tablo şöyle; Bursa’da bir hormonlu yapı meselesi mevcut. Bu konular, ilgili Akademik Odaların kendi açıkladıkları bilgilere öre, yetkili makam ve mercihlere bildirilmiş. Fakat, bugüne kadar gerekli işlemlerin yapılmamış olması gibi birde gerçekler varmış.
Bu yazıyı okuyan okurlarımın olayları nasıl analiz edeceklerini ben çok iyi biliyorum. Çünkü, Bursa’da, özellikle inşaat sektörü denildiğinde AKP’li bazı müteahhitlerin CHP’li belediyelerle, özellikle Nilüfer bölgesinde pek çok hormonlu inşaata imza attıkları iddialarını artık bilmeyen yok gibi. Hatta, İçişleri Bakanlığı konuyla ilgili gerekli soruşturma izinlerini bile vermiş. Ama, iş dönüp, dolaşıp, iktidar partisinin önde gelen kişileri ile CHP’li belediyenin sorumlu makamlarında oturan kişilere ulaştığı şeklindeki iddialar üzerine, birilerinin frene bastığı iddialarının konuşulması, tıpkı, “ne olacak bu işin sonu?” diye bekleyenler gibi akademik odalarında belki ki canını sıkıyor.
CHP içinde bu durum hoş karşılanmıyor. Hatta, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, “bela” olarak nitelendirdiği bu konunun çözümü için iktidardan destek bekliyor.
İktidar AK Parti’nin bu güne kadar beklemesi veya sessiz kaldığı iddiaları bakalım daha ne kadar konuşulacak?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Muharrem KARABULUT
Akademik Odalar harekete geçiyor
2025 yılına başlaması ve geri sayım hızla devam ederken, Bursa’daki akademik odalarda, “biz geçen sene ne yaptık? Bu sene neler yapacağız?” şeklindeki düşüncelerini anlatmaya başladılar.
Mimarlar Odası ile İnşaat Mühendisleri odası, aynı merkez odaklı olarak, imar, kentsel yenileşme, ulaşım, kaçak yapı ile mücadele konularındaki ortak görüşlerini ayrı ayrı düzenledikleri basın toplantıları ile paylaştılar.
İMO Bursa Şubesi Başkanı Serdar Atilla Erdem inşaat mühendisliği mesleği özelinde ve mühendislik penceresinden Bursa’da yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Erdem yaptığı açıklamada Türkiye'nin önemli sanayi, tarım ve turizm merkezlerinden biri olan Bursa’da, 2024 yılında inşaat mühendisliği alanında çeşitli gelişmeler ve zorluklarla karşılaşıldığını belirtti. İMO Bursa Şubesi olarak 2024 yılına dair yaptıkları değerlendirmeyi kaçak yapılaşma, kentsel dönüşüm ve yerel yönetim uygulamaları, yasa ve yönetmelikler, sanayi, konut, yeşil alanlar, tarım arazileri, ulaşım, trafik, mühendislik eğitimi, mühendislerin çalışma koşulları ve deprem başlıkları altında el aldıklarını belirterek tespitlerini kamuoyu ile paylaştı. Pek çok kez kendileri ve diğer ilgililer tarafından dile getirilen aynı sorunların artık ivedilikle çözülmesi gerektiğini hatırlatan Erdem “2025 harekete geçme yılı olsun ve bizler tekrar tekrar aynı sorunları konuşarak vaktimizi boşa harcamak yerine kentimizin yarınları üzerine projeler geliştirmeye ayıralım” dedi.
Evet, bu konu çok önemli. İMO’nun açıklamasında dikkat çeken bir başka husus daha var. Hormonlu inşaat ruhsatları ve ortaya çıkan beton mezar görüntüleri. Tarım alanlarının yok edilmesi iddiaları ;
“Bir taraftan şehrimizde kaçak yapılarla mücadeledeki yetersizlik önümüzdeki en büyük tehlike olarak dururken diğer taraftan ve ne yazık ki kaçak ruhsatlar dediğimiz hukuksuz uygulamalar Bursa’mızın göğsüne hançer gibi saplanmış ve çözümsüzlüğün önünü açmıştır. Bunlar yetmiyormuş gibi tarım arazilerine yapılan tiny house ve kaçak sanayileşme gibi yapılanmalar ile altyapısı çözülmemiş ve insanlarımızın yeşile olan ihtiyacı kullanılarak hukuksuz bir şekilde tarım arazilerimiz talan edilmiştir. Bir takım hukuki boşluklarından faydalanılarak yapılan kaçak yapılaşmalara özellikle güçlünün “ben yaptım oldu” anlayışına karşı başta yerel yönetimler olmak üzere hep birlikte dimdik karşılarında durmalı ve önce güçlünün, ardından da istisnasız tüm bu tarz kaçak yapılaşma girişimlerine engel olmalıyız. Bu sebeplerle diyoruz ki hukuksuz uygulamalarla şehrimizin ruhunu kaybettiğimiz bu süreçlere karşı hep birlikte dur demeliyiz.”
Bu çağrı çok olumlu ve yerinde bir çağrı. Fakat, bütün bunlar konuşulup, kamuoyunda tartılırken, siyasetçilerin birbirlerini koruyup kollama algısı veren hata yapanlardan veya yanlış yapanlardan yada bilerek ve isteyerek hormonlu inşaatlara imza atanlardan bugüne kadar hesap sorulmamış olması iddiaları da ayrıca dikkat çeken bir başka durum.
Gelelim Mimarlar Odası’nın değerlendirmelerine; kentsel dönüşüm projeleri yine ilk sırada yer alıyor.
Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek’in bazı tespitleri şöyle;
”Her ortamda sorunlarıyla beraber bütüncül planlanmasına vurgu yaptığımız ve bundan sonra kentsel dönüşümden tarıma, ulaşımdan sanayileşmeye kadar çokça başlıkta doğru adımlara ve hedeflere ihtiyaç duyan kentimizin geleceğe nasıl taşınacağı konusu önceliklerimiz arasında yer almakta. Şube olarak Bursa’nın şehir anayasası niteliğindeki 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı Danışma Kurulu’nda yer almakta, konu bağlamındaki çekinceleri ve önerileri aktarmaktayız. Aynı zamanda 2024 Yılı’nda başlayan Çarşamba ve Altıparmak Bölgesi’nin Kentsel Tasarım çalışmalarının paydaşlığını da sürdürmekteyiz.
2024’ün son aylarında görüşmelerle birlikte sonuca bağlanan ve her biri Bursa’ya ayrı bir değer katacak olan Yıldırım Belediyesi ile ‘Yeşil ve Çevresi’, Gemlik Belediyesi ile Umurbey Mahallesi Merkez Bölgesi ve Mudanya Belediyesi ile çok yakında ilan edilecek değerli bir bölgesi için ulusal ölçekte kentsel tasarım fikir projesi yarışmaları yapılacaktır.
Bununla beraber ‘Kentsel Dönüşüm’ konusunda, doğru verilerin oluşması, konu bağlamında süreçleri hızlandıracak stratejilerin belirlenmesi ve planlama süreçleriyle ilgili toplumun her kesimiyle diyalog kurularak ilgili kurum, kuruluşlar ve STK’larla ortak çalışmalar yürütüldü.
Hepinizin bildiği gibi Şube olarak 2020’den bu yana uygunsuz plan hareketlerine karşı gösterilen mücadele kadar imar kirliliğine karşı da önemli bir mücadele verildi. Başta Nilüfer bölgesi olmak üzere halk arasında ‘hormonlu’ diye tabir edilen mevcut imar koşullarını ihlal etmiş, hakkı olandan fazla inşaat alanı ile oluşturulmuş sözde ruhsatlı ancak mevzuatlara aykırı bir şekilde üretilmiş yapılarla herhangi bir proje ve ruhsat surecinden geçmemiş tamamen belgesiz kaçak yapılara karşı net bir tavırla karşı duruş sergilendi.
Bu süreçte önümüze düşen ve/veya bir şekilde fark edilen tüm bu yapılar Cumhurbaşkanlığı, Bursa Valiliği, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve İlgili Yerel İdarelere bildirildi, gereği için çalışma talep edildi.
Ancak ne yazık ki ilgili kurumlarca gerek hormonlu yapı dediklerimizle gerekse tamamen kaçak yapılarla ilgili şehrimizde hızlı refleks bir türlü alınamamakta, gerekli yaptırımlar ve özellikle tarım alanlarını fütursuzca yok eden kaçak yapılara karşı önleyici tedbirler sağlanamamaktadır.”
Yapılan açıklamaların ortak paydasına bakıldığında ortaya çıkan tablo şöyle; Bursa’da bir hormonlu yapı meselesi mevcut. Bu konular, ilgili Akademik Odaların kendi açıkladıkları bilgilere öre, yetkili makam ve mercihlere bildirilmiş. Fakat, bugüne kadar gerekli işlemlerin yapılmamış olması gibi birde gerçekler varmış.
Bu yazıyı okuyan okurlarımın olayları nasıl analiz edeceklerini ben çok iyi biliyorum. Çünkü, Bursa’da, özellikle inşaat sektörü denildiğinde AKP’li bazı müteahhitlerin CHP’li belediyelerle, özellikle Nilüfer bölgesinde pek çok hormonlu inşaata imza attıkları iddialarını artık bilmeyen yok gibi. Hatta, İçişleri Bakanlığı konuyla ilgili gerekli soruşturma izinlerini bile vermiş. Ama, iş dönüp, dolaşıp, iktidar partisinin önde gelen kişileri ile CHP’li belediyenin sorumlu makamlarında oturan kişilere ulaştığı şeklindeki iddialar üzerine, birilerinin frene bastığı iddialarının konuşulması, tıpkı, “ne olacak bu işin sonu?” diye bekleyenler gibi akademik odalarında belki ki canını sıkıyor.
CHP içinde bu durum hoş karşılanmıyor. Hatta, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, “bela” olarak nitelendirdiği bu konunun çözümü için iktidardan destek bekliyor.
İktidar AK Parti’nin bu güne kadar beklemesi veya sessiz kaldığı iddiaları bakalım daha ne kadar konuşulacak?