Cuma günü Hüsnü Sungur ve Süleyman Güzey ile yine Çanakkale yollarına düştük. Bize göre Çanakkale nin büyükşehir olmaması büyük avantaj, eğer yanlışlıkla büyükşehir statüsüne girmiş olsaydı bu güne kadar çoktan yağmalanmış bir şehir olurdu güzelim Çanakkale. Böyle kalması için dua edilmesi gereken tarihi şehrimiz Çanakkale nin her yeri ayrı bir güzellik ve ayrı bir tarih.
Geçtiğimiz dönemlerde köşemizde anlattığımız değerli eski cami hocası Hafız Süleyman Sami Tetik'in mekanındayız yine, Hafız abimizin mekanı sahile ve denize 50 metre mesafede, aslında biz denize girmekten çok denizi seyretmeyi sevenlerdeniz. Gürültü yok, stres yok, dış dünya umurunuzda değil, bir nevi kendinizi hayattan soyutluyorsunuz neredeyse. Çağımızın hastalığı stresten uzak bu mekan Ayvacık ilçesine bağlı Kadırgaburnu'nda ve benim gibi şiiri seven ve yazan biri için çok uygun bir yer. Ömrümüzü körelten beton yığınları arasında hayatımızı körelttiğimiz ve bizleri ezen şehir hayatının acımasız dişlileri arasında ezildiğimiz o bitmez stres ve zamanla yarışırken yitirdiklerimizi fark etmeden kaybettiğimiz yılları unutup huzur bulduğunuz bir yer. Keşke diyerek hep burada kalma ve yaşama şansım olsaydı diyorum.
Bursa dan yola çıktığımızda araç içinde bir fotoğraf çekip paylaştık Facebook sayfamızda, beğeni ve yorum yapan bir çok dostumuz oluyor doğal olarak. Bu yorumlardan birinden bahsetmek istiyorum. Doğru Yol Partisinin nezih kurucularından biri olan ve Bursa'ya yıllarca hizmet etmiş değerli büyüğümüz Murat Şakir, kendisi gerçek siyasetçilerin yapabileceği gibi nüktedan bir yorum yazmış ve Murat Şakir yorumunda şöyle diyor.
''Bir tarafta Ayasofya açılışı, diğer tarafta Çanakkale seferi, manidar buluyorum hayırlı olsun.!'' yorumu okuyunca gülümsedik arkadaşlarımızla ve Murat Şakir'i ince zekasından dolayı hep birlikte tebrik ettik.
Ayasofya mı? Çanakkale mi? daha önemli tarihimizde, Çanakkale savaşında çocuk askerler dahil en az 250 bin şehit verip geçilmez diye dünya tarihine vurduğumuz bir damga var. Diğer tarafta bir tuğlasında terimiz dahi olmayan ve İslamiyet ten önce yapılmış olan bir yapı Ayasofya. Elbette kıyaslamak bile ayıp olur ama sevgili Murat Şakir'in işaret ettiği bu ince nüans hakikaten çok önemlidir. Türkiye'de 84 bin 684 cami var mevcutlar çoğunlukla boş ve her yerde devamlı yeni camiler yapılıyor, bir çok boş arazide cami inşaatları görüp şaşırıyoruz. ''acaba bu boş ve yerleşim olmayan yerde ki camilere hangi cemaat gelip namaz kılacak'' diye şaşırıyoruz.
Ülkemizin kötü giden ekonomisini düşünüyorum, üzülüyorum, özellikle gençler ve çocuklara bakıyor daha da üzülüyorum. gençleri çok karamsar ve mutsuz görüyorum. gelecek kaygısı hepsini strese sokmuş. evlenmek için bir daire, bir araba ve düğün hayal etse en az 500 bin lira para lazım. nasıl ve nereden bulacak? düşündükçe kaygı giderek büyüyor. Günümüz yaşam standartları bizim gençliğimiz gibi değil, bizler bir meslek sahibi olduğumuzda gelecek kaygımız olmazdı ve asgari ücretin üç dört misli para kazanırdık. Kazanımlarla arsa alıp ev yapabilirdik, günümüzde böyle bir şey artık mümkün değil. Banka kredilerine bulaşmadan hiç bir şey yapamazsınız, bankalara bulaşınca da geleceğinizi ipotek altına alıp stres içinde yaşarsınız bu sebeple de günümüzde bu gerilimli hayatlar sebebiyle boşanmalar bozuk ekonomiye dayalı olarak artmaktadır.
Ve geldiğimiz Kadırga koyunda bu düşüncelerden sıyrılıp stres atıyoruz, dünya yı yaratan Allah'ın insanoğluna bahşettiği güzellikleri düşünüp şükrediyoruz, deniz, güneş, sahil ve akşamında gökyüzünde muhteşem görünümlü mehtap, hafiften esip insanı serinleten rüzgar ve tüm bu güzelliklerin zenginliğini fark edip kelimelere döken şairlerin güzel anlatımı ile okuyup hissettiğimiz şiirler. İşte dünyada ki tüm olumsuzlukları unutup güzellikleri almak istediğimiz bu yerlerde yazımıza uygun olarak bir Cahit Sıtkı Tarancı şiiriyle tüm okurlarımızı selamlıyoruz.
FİKRİ-İ SABİT
Ne bileyim ben
Kimdi Amerika yı keşfeden
Ne eder beş kere beş?
Güneyden mi kuzeyden mi
Doğardı güneş.
Kaçıncı padişahtı yyavuz
Aylardan nisan mı yoksa Temmuz.
Ne bileyim nereye gider turnalar
Şeftali ne zaman çıkar
Bahçemde gül açmış ya karanfil
Umurumda değil
Sabahlara dek kadeh elde
Aklım fikrim o güzelde.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İsmet KOYUNCU
Yol hikayeleri
Cuma günü Hüsnü Sungur ve Süleyman Güzey ile yine Çanakkale yollarına düştük. Bize göre Çanakkale nin büyükşehir olmaması büyük avantaj, eğer yanlışlıkla büyükşehir statüsüne girmiş olsaydı bu güne kadar çoktan yağmalanmış bir şehir olurdu güzelim Çanakkale. Böyle kalması için dua edilmesi gereken tarihi şehrimiz Çanakkale nin her yeri ayrı bir güzellik ve ayrı bir tarih.
Geçtiğimiz dönemlerde köşemizde anlattığımız değerli eski cami hocası Hafız Süleyman Sami Tetik'in mekanındayız yine, Hafız abimizin mekanı sahile ve denize 50 metre mesafede, aslında biz denize girmekten çok denizi seyretmeyi sevenlerdeniz. Gürültü yok, stres yok, dış dünya umurunuzda değil, bir nevi kendinizi hayattan soyutluyorsunuz neredeyse. Çağımızın hastalığı stresten uzak bu mekan Ayvacık ilçesine bağlı Kadırgaburnu'nda ve benim gibi şiiri seven ve yazan biri için çok uygun bir yer. Ömrümüzü körelten beton yığınları arasında hayatımızı körelttiğimiz ve bizleri ezen şehir hayatının acımasız dişlileri arasında ezildiğimiz o bitmez stres ve zamanla yarışırken yitirdiklerimizi fark etmeden kaybettiğimiz yılları unutup huzur bulduğunuz bir yer. Keşke diyerek hep burada kalma ve yaşama şansım olsaydı diyorum.
Bursa dan yola çıktığımızda araç içinde bir fotoğraf çekip paylaştık Facebook sayfamızda, beğeni ve yorum yapan bir çok dostumuz oluyor doğal olarak. Bu yorumlardan birinden bahsetmek istiyorum. Doğru Yol Partisinin nezih kurucularından biri olan ve Bursa'ya yıllarca hizmet etmiş değerli büyüğümüz Murat Şakir, kendisi gerçek siyasetçilerin yapabileceği gibi nüktedan bir yorum yazmış ve Murat Şakir yorumunda şöyle diyor.
''Bir tarafta Ayasofya açılışı, diğer tarafta Çanakkale seferi, manidar buluyorum hayırlı olsun.!'' yorumu okuyunca gülümsedik arkadaşlarımızla ve Murat Şakir'i ince zekasından dolayı hep birlikte tebrik ettik.
Ayasofya mı? Çanakkale mi? daha önemli tarihimizde, Çanakkale savaşında çocuk askerler dahil en az 250 bin şehit verip geçilmez diye dünya tarihine vurduğumuz bir damga var. Diğer tarafta bir tuğlasında terimiz dahi olmayan ve İslamiyet ten önce yapılmış olan bir yapı Ayasofya. Elbette kıyaslamak bile ayıp olur ama sevgili Murat Şakir'in işaret ettiği bu ince nüans hakikaten çok önemlidir. Türkiye'de 84 bin 684 cami var mevcutlar çoğunlukla boş ve her yerde devamlı yeni camiler yapılıyor, bir çok boş arazide cami inşaatları görüp şaşırıyoruz. ''acaba bu boş ve yerleşim olmayan yerde ki camilere hangi cemaat gelip namaz kılacak'' diye şaşırıyoruz.
Ülkemizin kötü giden ekonomisini düşünüyorum, üzülüyorum, özellikle gençler ve çocuklara bakıyor daha da üzülüyorum. gençleri çok karamsar ve mutsuz görüyorum. gelecek kaygısı hepsini strese sokmuş. evlenmek için bir daire, bir araba ve düğün hayal etse en az 500 bin lira para lazım. nasıl ve nereden bulacak? düşündükçe kaygı giderek büyüyor. Günümüz yaşam standartları bizim gençliğimiz gibi değil, bizler bir meslek sahibi olduğumuzda gelecek kaygımız olmazdı ve asgari ücretin üç dört misli para kazanırdık. Kazanımlarla arsa alıp ev yapabilirdik, günümüzde böyle bir şey artık mümkün değil. Banka kredilerine bulaşmadan hiç bir şey yapamazsınız, bankalara bulaşınca da geleceğinizi ipotek altına alıp stres içinde yaşarsınız bu sebeple de günümüzde bu gerilimli hayatlar sebebiyle boşanmalar bozuk ekonomiye dayalı olarak artmaktadır.
Ve geldiğimiz Kadırga koyunda bu düşüncelerden sıyrılıp stres atıyoruz, dünya yı yaratan Allah'ın insanoğluna bahşettiği güzellikleri düşünüp şükrediyoruz, deniz, güneş, sahil ve akşamında gökyüzünde muhteşem görünümlü mehtap, hafiften esip insanı serinleten rüzgar ve tüm bu güzelliklerin zenginliğini fark edip kelimelere döken şairlerin güzel anlatımı ile okuyup hissettiğimiz şiirler. İşte dünyada ki tüm olumsuzlukları unutup güzellikleri almak istediğimiz bu yerlerde yazımıza uygun olarak bir Cahit Sıtkı Tarancı şiiriyle tüm okurlarımızı selamlıyoruz.
FİKRİ-İ SABİT
Ne bileyim ben
Kimdi Amerika yı keşfeden
Ne eder beş kere beş?
Güneyden mi kuzeyden mi
Doğardı güneş.
Kaçıncı padişahtı yyavuz
Aylardan nisan mı yoksa Temmuz.
Ne bileyim nereye gider turnalar
Şeftali ne zaman çıkar
Bahçemde gül açmış ya karanfil
Umurumda değil
Sabahlara dek kadeh elde
Aklım fikrim o güzelde.