Perşembeyi, Cuma ya bağlayan gece çok sevdiğimiz değerli İnsan Erhan Keleşoğlu'nu kaybettiğimiz haberi ile sarsıldık. Yaklaşık 6 aydır Mersin Anamur'da bulunan Keleşoğlu, Anamur'a gitmeden özel dostlarına Demirtaş barajının arka tarafında aldığı bahçe de bir mangal partisi düzenlemişti. Keleşoğlu bu emek verdiği bahçeye beni daha önce de davet etmişti, o gün harika sohbet ve yemeklerin ardından ''ismet başkan burayı güzelleştireyim yine bir yemek düzenleyip ilk seni davet edeceğim'' demiş ve birlikte gülümsemiştik. Hakikaten sözünü tutup davet etti yaklaşık 20 kişilik bir grup o gün Keleşoğlu nun davetindeydi. Yusuf Öz ile birlikte gittik. Bizi her zamanki gibi karşılayan Erhan Keleşoğlu nun manevi oğlu, arkadaşımız Uğur Şahingüller olmuştu, davette Mümin Tüfek, Üstün Tunalıgil, Murat Şakir gibi eski dostlar da vardı. yemek esnasında Yusuf Öz'e dönerek. '' Yusuf abi ben biraz hüzünlendim sanırım bu davet Erhan başkanın bize veda yemeği olacak gibime geliyor ve kendisini bir daha göremeyeceğimizi hissediyorum.'' deyince Yusuf Öz'de biraz düşünüp ''haklı olabilirsin düşününce bana da öyle geldi'' dedi. Yemeğin sonunda duygusal bir yoğunlukla Keleşoğlu'ndan helallik aldım. Erhan Keleşoğlu 2014 yerel seçimlerinde, benim ilçe başkanlığımda tekrar Osmangazi belediye başkan adayı olacaktı, teklif ettiğimde memnuniyetle kabul etti ve bana hiç unutamayacağım bir cevap verdi. ''ismet başkanım partimin ve sizin emrinizdeyim, ihtiyaç olursa dilerseniz Harmancık adayı bile olurum'' deyince çok duygulanmıştım. Bu kadar kariyerli bir kişi, bir o kadar da inandığı davanın neferi olmaya mütevazı bir şekilde hazır bekliyordu. Bir müddet sonra il başkanı Üstün Tunalıgil bana gelip ''ismet başkan ben BŞB ye üniversite den hocamı aday yapacaktım fakat olmadı sen Erhan Keleşoğlu'nu bize ver onu BŞB adayı yapalım'' dedi, düşündüm Erhan Keleşoğlu'nu mutlu etmek adına ''peki Üstün abi öyle olsun Erhan başkana yakışır'' diyerek kabul ettim. Seçim dönemi ise Keleşoğlu ile birlikte her yere koşturduk. Osmangazi'ye de Osmangazi de kadının adı var sloganı ile Naile Şenyuva'yı aday yaptık.

Bu yazıyı 7 yıl önce yazmıştım ve aynı güncelliğini koruyan, acı olayların yaşandığı Keleşoğlu ailesi gibi bir çok kaliteli aileyi tarumar eden 27 mayıs 1960 darbesinin okyanusta bir damlasını okuyacaksınız, Erhan Keleşoğlu ve ailesi kökten Demokrat bir yapıya sahiptir. Demokrat bir aile yapısı olmalarının acılarını geçmişte bir çok kez yaşamış bulunmaktalar 1955-1960 yılları arasında Konya valisi olan Mehmet Cemil Keleşoğlu, Erhan Keleşoğlu'nun Babasıdır 27 Mayıs 1960 günü Kütahya'dan Konya'ya geçecek olan Adnan Menderes Kütahya'da tutuklanır vali Keleşoğlu program neticesinde karşılama hazırlığı ile ilgili orada bulunmaktadır Darbeden bir hafta sonra Vali Keleşoğlu Önce Ankara Harp okuluna getirilerek gözaltına alınır ve akabinde tutuklu olarak Yassıadaya götürülür ve 14 Temmuz'da İntihar ettiği söylenir, Olayı Erhan Keleşoğlu ile konuştuğumuzda farklı bilgiler verdi. Merhum babam gururlu bir insandı genç subayların babama hakaret ve işkence ettiklerini biliyoruz. 27 Mayıs cuntası, dönemin Konya Valisi Cemil Keleşoğlu'nu sorgusuz sualsiz alıp götürdüğünde Erhan 18, küçük kardeşi Semra ise henüz 13 yaşındaydı. İki kardeş, babalarını bir daha göremediler. Aradan 61 yıl geçtiği halde acıları ilk günkü gibi taptazeydi... Babasının akıl almaz iftiralara kurban gittiğini ifade eden Erhan Keleşoğlu, "Babamın en büyük suçu, o gün Konya ziyareti gerçekleştirecek olan Başbakan Adnan Menderes'i karşılamak için hazırlık yapmasıydı." diyor. Yassıada'da hayatını kaybeden babasının intihar ettiği iddiasına hiçbir zaman inanmadığını belirtiyor ve soruyor: "Babamın iki bileğini de keserek intihar ettiğini söylediler. Bir insan, tek bileğini kesebilir ama bileğini birden nasıl kesecek?" Erhan Keleşoğlu, Yassıada'da babasının birçok işkenceye maruz kaldığını dile getiriyordu. Bunları koğuş arkadaşlarından dinlediğini belirterek, "Babama sık sık 'aileni aç bırakacağız, sefil edeceğiz, çocuklarına tahsillerini yaptırmayacağız' tehditleri yapıldığını biliyoruz." ifadelerini kullanmıştı. 13 yaşında yetim kalan Semra Keleşoğlu ise babasının ölümünden sonra bir süre okula gidemediğini ve üzüntüden saçlarının döküldüğünü söylüyordu.

Yıllar sonra Darbeci zihniyet bu kez baba'dan sonra oğul Keleşoğlu'na da zarar veriyor

Erhan Keleşoğlu Kasım 1983 seçiminde ANAP Bursa listesi 3. Sırasında milletvekili adayıydı, ama Milli Güvenlik Konseyi tarafından veto edildi. Bu vetoyla tüm siyasi yaşamı ve kaderi değişen Keleşoğlu şimdi o kararı veren Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında iade-i itibar davası açtı. İşin enteresan boyutu ise Ordu'dan bu kadar zarar gören Keleşoğlu ailesi günümüzde Ordu'nun uğradığı haksızlıklara karşı çıkacak kadar asil bir davranış içerisinde. Bugün Menderese ve mirasına sahip çıkmaya çalışanlara asla itibar etmeyin işte Keleşoğlu ailesi gibiler bu davanın gerçek mağdurları ve gerçek sahipleridir.

ERHAN KELEŞOĞLU KİMDİR?

1941 Niğde Fertek doğumludur. İş adamı, siyasetçi Bursa merkez Osmangazi İlçesi'nin ilk belediye başkanıdır.

1961'de Galatasaray Lisesi'ni, 1965'te Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin Maliye ve İktisat Bölümünü bitirdi.

1968-1972 arasında Türkiye İş Bankası'nda Müfettiş olarak çalıştı, bu arada bir yıl süreyle Paris'te Bankacılık stajı yaptı. 1972-1975 arasında Tarsus Çukurova Sanayi İşletmeleri TAŞ'ta Finansman Müdürlüğü görevinde bulunduktan sonra Bursa'ya geldi ve 1975-1978 arasında Sönmez Endüstri Holding AŞ'ye Genel Koordinatör oldu. Daha sonra Belediye Başkanı seçilinceye kadar, bazı özel şirketlerde yönetici ve danışman olarak çalıştı.

Doğru Yol Partisi'ne katıldı ve 1989'da yapılan yerel seçimde bu partiden Osmangazi Belediye Başkanı seçildi.

Hizmet süresince sosyal, kültürel ve çevre etkinliklerine özel önem verdi. Ayrıca Osmangazi adıyla, belediye çalışmalarının tanıtıldığı bir dergi çıkardı. 1997'de BUTTİM Genel Müdürlüğüne getirildi. Daha sonra SÜTAŞ'ta görev aldı.

Bir çok ortak hatıramızın olduğu değerli büyüğümüz Erhan Keleşoğlu'nu çok özleyeceğiz, kendisine rahmet sevenlerine sabır diliyorum, mekanı cennet, ruhu şad olsun inşallah.