Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Deniz Feneri davası

Yazının Giriş Tarihi: 05.05.2024 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.05.2024 16:16

Bazen arşivleri karıştırdınız zaman karşımıza unutturulmaması gereken olaylar çıkıyor. Bunlardan biri Avrupa kıtasının en büyük yolsuzluğu kabul edilen "Deniz Feneri" davasıdır.

Her şey, 2007 yılında Frankfurt savcılığının, Frankfurt’ta merkezi bulunan Deniz Feneri e.V derneğini, “kara para aklama ve dolandırıcılık” soruşturması kapsamında başlamıştı. Savcılığın hazırladığı iddianamede, dernekle birlikte Euro 7 televizyonunun, reklamlar, internet ve gazete gibi yollarla derneğe bağış çağrısında bulunduğu, bu çağrı yapılırken, Türkiye’de, Pakistan’da ve diğer ülkelerdeki yardıma muhtaç insanlar kısmen gösteriliyor ve onlara nasıl ve nelerle, hangi yollarla yardım edilebileceği söyleniyordu. Bağışların banka havalesi ile veya nakit verilerek yapılacağı açıklanıyordu. Dernek tarafından verilen hesap numaralarına yekün olarak 41 milyon 400 bin avro bağış havale edilmişti. İddiaya göre, toplanan bu paraların yalnızca yüzde 40’ı bağış için kullanılmış, geri kalan paralar ise dernekle ilişkideki şirketlere aktarılmıştı.

Eylül 2008’de derneğin muhasebe sorumlusu Firdevsi Ermiş yardım için toplanan paralarla gayrimenkul alındığını ve şirketler kurulduğunu itiraf etti. Dernek yöneticilerine dolandırıcılık ve haksız kazanç elde etmek suçundan hapis cezaları verildi. Mehmet Gürhan 5 yıl 10 ay, Mehmet Taşkan 2 yıl 9 ay, Firdevsi Ermiş ise 1 yıl 10 ay hapis cezası aldı. Mahkeme derneğin mal varlığına kamu adına el koyarak bunların yönetimini kayyuma devretti.

Almanya’daki yargılama son bulurken, mahkemenin dikkat çektiği bir nokta vardı. Davanın hakimi Johann Müller, gerekçeli kararında Mehmet Gürhan'ın yardım paralarını bir sermaye aracı olarak kullandığını, paraların Türkiye'deki Kanal 7 televizyonuna aktarıldığını, paraların nasıl kullanılacağına karar verenlerin aralarında Zekeriya Karaman, İsmail Karahan, Mustafa Çelik ve bazı zamanlar da Zahid Akman'ın bulunduğu kişiler olduğuna hükmetti. Müller, 5 yıl hapis cezası alan Mehmet Gürhan'ın aslında bir kukla olduğunu, asıl faillerin Türkiye'de bulunduğunu, bunların da Türkiye'deki Kanal 7 televizyonu yöneticileri olduğunu açıkladı. Yapılan soruşturmada, toplanan 41 milyon avronun 17 milyonunun Tükiye'ye gönderildiği, bunun 8 milyon avroluk kısmının Türkiye'deki Deniz Feneri Derneği'ne verildiği, geri kalan paraya ne olduğunun ise bilinmediği belirtilmişti. Ayrıca Zekeriya Karaman, İsmail Karahan ve Mustafa Çelik’in sahibi olduğu Beyaz Holding’e 1.8 milyon avronun transfer edildiği iddia edilmişti.

ONLARA GÖRE

Deniz Feneri kamuya yararlı mı?

1 milyonu geçen bağışçısı sayısı, on binlerce gönüllüsü ile 25 yılda ülkemizde ve dünyanın dört bir yanında 4 milyonu aşkın kişiye yardım götüren derneğimiz, 20.12.2004 yılında alınan Bakanlar Kurulu kararıyla kamu yararına çalışan ve izin almadan yardım toplayabilen dernek statüsündedir.

Emekli düşmanı Maliye Bakanı Şimşek

01/05/2012

"Deniz Feneri" için bir işleme gerek yokmuş

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, CHP’li Gürkut Acar’ın soru önergesine verdiği cevapta Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturmada derneğe sahip çıktı.

Şimşek, “Denetimler sonucu derneğin kamu yararına çalışan derneklerden sayılma statüsünün kaldırılmasına yönelik herhangi bir işlem yapılmasına gerek olmadığı bildirilmiştir” dedi.

Şimşek, Deniz Feneri’ne sahip çıktı

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Almanya’da kurulu bulunan ve asrın vurgununu yapan Deniz Feneri e. V. ile merkezi İstanbul’da bulunan Deniz Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği arasında teşkilatlanma bakımından şube ve temsilcilik gibi yapısal bir bağ bulunmadığını söyledi.

CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın, Deniz Feneri e.V. soruşturması kapsamında MASAK tarafından inceleme ve soruşturma yapılıp yapılmadığına ilişkin soru önergesini yanıtlayan

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, şunları söyledi: “Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından konuya ilişkin olarak 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunun 19. maddesi kapsamında yürütülen inceleme tamamlanmış olup, inceleme sonucunda düzenlenen rapor, Başkanlık’tan konuya ilişkin araştırma ve inceleme talebinde bulunmuş olan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na, 21 Haziran 2010 tarih ve 8701 sayılı yazıyla gönderilmiştir.

Diğer taraftan, inceleme konusu olayların mahiyet ve detayına dair bilgilerin açıklanması 5549 sayılı kanunun 22. maddesi uyarınca mümkün bulunmamaktadır.”

“Yapısal bağ bulunmuyor”

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Almanya’da kurulu bulunan Deniz Feneri e.V. ile merkezi İstanbul’da bulunan Deniz Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği arasında teşkilatlanma bakımından şube ve temsilcilik gibi yapısal bir bağ bulunmadığından,

İçişleri Bakanlığı tarafından Almanya’da yerleşik Deniz Feneri e.V’ye yönelik olarak idari bir işlem uygulanmadığını belirtti.

Deniz Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin ise İçişleri Bakanlığı dernekler denetçileri tarafından 2007, 2009 ve 2010 yıllarında denetlendiğini kaydeden Maliye Bakanı, “Denetimler sonucunda söz konusu derneğin kamu yararına çalışan derneklerden sayılma statüsünün kaldırılmasına yönelik herhangi bir işlem yapılmasına gerek olmadığı bildirilmiştir” dedi.

Maliye Bakanı, Yardım Toplama Kanunu’nun 6. maddesi kapsamında izin almadan yardım toplayabilen kuruluşların, 2006-2010 döneminde toplam 458 milyon 525 bin 763 TL yardım topladığını açıkladı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.